Cinnah fısıltıları
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2003 01:58
Komisyon'da Gülben muhabbeti
25 eski bakana Yüce Divan yolunu açan TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu toplantılarının yoğun maratonu, zaman zaman ‘esprili teneffüsler’le nefes alıyor.
Komisyon bu teneffüslerden birisini de geçen hafta, pop, fantezi müzik sanatçısı Gülben Ergen ile yaşadı.
GİZLİ SERVİSLER BİZİ İZLİYOR
Komisyon Başkanı Azmi Ateş'in aktardığına göre, komisyondaki Gülben Ergen diyaloğu şöyle gelişti:
Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Mali Şube Müdürü Şerafettin Bural, komisyona açıklamalar yaparken, ‘‘Bu komisyonu bırakın Türkiye, dünyada 5 istihbarat örgütü izliyor’’ dedi.
AKP'LİLERİN ŞARKI YARIŞI
Komisyonun AKP'li üyesi Halide İncekara Bural'a, ‘‘Sayın Bural hayati tehlikemiz var mı?’’ diye sorunca, Ateş, ‘‘Sizlere Gülben Ergen'in ‘Herkes kendi kaderini yaşar' şarkısını hatırlatıyorum’’ diyerek araya girdi.
AKP’li Nimet Çubukçu ise Ateş'e Ergen'in bir başka şarkısını anımsatarak, ‘‘Başkan, devamında ‘Arka sokaklarda neler oluyor?' parçasını hatırlıyorum’’ karşılığını verdi.
Ateş ise ‘‘Ergen sohbeti’’ni ‘‘Arkadaşlar, kadere iman eden, kederden emin olur’’ sözleriyle noktaladı.
Gül onsuz yapamıyor
DIŞİŞLERİ Bakanlığı'nda hazırlıkları sonuçlanmak üzere olan büyükelçiler kararnamesi büyük bir sürprize sahne oluyor. Genel beklenti, yaklaşık 6 yıldır merkez görevinde bulunan Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Uğur Ziyal'ın 4 yılını tamamlayan Necati Utkan'dan boşalan Roma Büyükelçiliği'ne gideceği yolundaydı.
Ziyal, 1997 yılında Şam Büyükelçiliği'nden döndüğünden bu yana Ankara'da görev yapıyor. Önce Müsteşar Yardımcısı oldu, ardından kıdemli Müsteşar Yardımcılığı görevine geldi ve 2002 eylül ayında da Müsteşarlık görevine getirildi. Koltuğuna henüz oturmuştu ki, ABD'deki 11 Eylül terör saldırıları meydana geldi. Sonrası malum...
MERKEZDE REKOR SÜRE
Diplomaside 6 yıl merkez görevi teamülleri fazlasıyla aşan bir durum. Gelgelelim Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Ziyal'ın gerek Irak dosyası, gerek Kıbrıs ve AB gibi kritik dosyaların gündemdeki ağırlığını koruyacak olması nedeniyle, bir kesinti yaşanmaması için Ziyal'dan 2004 ilkbaharına kadar görevinde kalmasını rica etti. Ziyal da bu ricayı geri çevirmedi ve merkez görevinin 7 yıla çıkmasını kabullendi.
UTKAN NE YAPACAK?
Bu kararın sonucu bu yıl bakanlık üst yönetiminde herhangi bir değişiklik söz konusu olmayacak. Merak konusu olan, teamül gereği 4 yılı tamamlamış olan Roma Büyükelçisi Necati Utkan'ın yeni kararnamede merkeze çekilip çekilmeyeceği. Kararnameyle Utkan ‘‘Arrivederci Roma’’ diyecek mi? Utkan bu kararnameyle geri çekilip yerine bir atama yapılmazsa, bundan herhalde Roma Büyükelçiliği'nin Ziyal'ı bekleyeceği sonucu çıkacak.
Fenerli hemşeriler
GÜLBEN Ergen’in politik zeminlerde ‘sahne alması’, komisyondaki bu sohbet ile sınırlı değil. Ankara'da 18 Temmuz'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Cumhuriyet Kulesi'nin temel atma töreninde Ergen de konser verdi. Ergen, kulenin temelini de hazırlanan butona Erdoğan ile birlikte basarak attı. Ergen geçen ay İstanbul'da geleneksel polis balosunda da Erdoğan'a övgüler yağdırmıştı. Ergen baloda konser verdikten sonra Erdoğan'a ‘‘Sizi çok seviyorum. Benim babam da Siirtli, biz de Fenerbahçeliyiz. Hem Fenerbahçe'den, hem Siirtlilikten dolayı aramızın iyi olduğunu düşünüyorum. Ben erkekte takım elbise sevmem ama size çok yakışıyor. Kravat seçiminiz de mükemmel’’ demişti.
Ofis yaktıran sevgi!
DÜNYA Bankası'nın Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, Ankara'da yaklaşık altı yıl süren görevine geçen hafta Bilkent Oteli'nde düzenlediği bir davetle veda etti. Chhibber yeni dönemde Dünya Bankası'nın Washington'daki merkezinde ‘‘Değerlendirme’’ bölümünün direktörlüğünü yürütecek.
Hindistan vatandaşı olan Chhibber, geçen dönem içinde Ankara'da ekonomi bürokrasisi, hükümet çevreleri, akademik dünya ve basınla oldukça sıcak ilişkiler kurmuştu.
BABACAN'A İNCE MESAJ
Chhibber bu süre içinde Körfez depremi, iki ekonomik kriz, IMF ile bir dizi istikrar programı ve nihayet bir kapsamlı yapısal dönüşüm projesine tanıklık etti.
Yaptığı veda konuşmasında Chhibber'in, özellikle BDDK Başkanı Engin Akçakoca ve Hazine Eski Müsteşarı Faik Öztrak'ı çalışmalarından dolayı isimlerini vererek övmesi anlamlı bulundu. Bu övgü ifadeleri kuşkusuz davette bulunan Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'a gönderilmiş bir mesajdı da.
Chhibber, Ankara'ya veda etmeden kısa bir süre önce korku verici bir olay yaşamıştı. Dünya Bankası'nın Ankara Bürosu'nun bulunduğu ünlü MNG binasının çatı katında yangın çıkması nedeniyle Chhibber'in ofisi büyük tehlike atlatmıştı. Chhibber veda konuşmasında, ‘‘Dünya Bankası'ndaki arkadaşlarım bana, ‘Türkiye'deki işini çok sevdiğini biliyorduk. Ama giderayak ofisini yakmana da gerek yoktu' diye takılıyorlar’’ dedi.
GÜNAL’I FARK EDİNCE...
Chhibber'in bu esprisi kahkahalara yol açtı. Ancak Chhibber tam o anda MNG binasının sahibi, yani Dünya Bankası ofisinin kira sözleşmesinde ‘mülk sahibi’ olan Ankaralı işadamı Mehmet Nazif Günal'ın da konuklar arasında bulunduğunu fark etti.
Chhibber'in durumu toparlaması gerekiyordu, ‘‘Galiba kötü bir espri oldu’’ dedi. Ancak bu sözleri de yine ince bir espri, bir hiciv tonundaydı ve yine kahkahalara yol açtı.
25 eski bakana Yüce Divan yolunu açan TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu toplantılarının yoğun maratonu, zaman zaman ‘esprili teneffüsler’le nefes alıyor.
Komisyon bu teneffüslerden birisini de geçen hafta, pop, fantezi müzik sanatçısı Gülben Ergen ile yaşadı.
GİZLİ SERVİSLER BİZİ İZLİYOR
Komisyon Başkanı Azmi Ateş'in aktardığına göre, komisyondaki Gülben Ergen diyaloğu şöyle gelişti:
Emniyet Genel Müdürlüğü Merkez Mali Şube Müdürü Şerafettin Bural, komisyona açıklamalar yaparken, ‘‘Bu komisyonu bırakın Türkiye, dünyada 5 istihbarat örgütü izliyor’’ dedi.
AKP'LİLERİN ŞARKI YARIŞI
Komisyonun AKP'li üyesi Halide İncekara Bural'a, ‘‘Sayın Bural hayati tehlikemiz var mı?’’ diye sorunca, Ateş, ‘‘Sizlere Gülben Ergen'in ‘Herkes kendi kaderini yaşar' şarkısını hatırlatıyorum’’ diyerek araya girdi.
AKP’li Nimet Çubukçu ise Ateş'e Ergen'in bir başka şarkısını anımsatarak, ‘‘Başkan, devamında ‘Arka sokaklarda neler oluyor?' parçasını hatırlıyorum’’ karşılığını verdi.
Ateş ise ‘‘Ergen sohbeti’’ni ‘‘Arkadaşlar, kadere iman eden, kederden emin olur’’ sözleriyle noktaladı.
Gül onsuz yapamıyor
DIŞİŞLERİ Bakanlığı'nda hazırlıkları sonuçlanmak üzere olan büyükelçiler kararnamesi büyük bir sürprize sahne oluyor. Genel beklenti, yaklaşık 6 yıldır merkez görevinde bulunan Dışişleri Müsteşarı Büyükelçi Uğur Ziyal'ın 4 yılını tamamlayan Necati Utkan'dan boşalan Roma Büyükelçiliği'ne gideceği yolundaydı.
Ziyal, 1997 yılında Şam Büyükelçiliği'nden döndüğünden bu yana Ankara'da görev yapıyor. Önce Müsteşar Yardımcısı oldu, ardından kıdemli Müsteşar Yardımcılığı görevine geldi ve 2002 eylül ayında da Müsteşarlık görevine getirildi. Koltuğuna henüz oturmuştu ki, ABD'deki 11 Eylül terör saldırıları meydana geldi. Sonrası malum...
MERKEZDE REKOR SÜRE
Diplomaside 6 yıl merkez görevi teamülleri fazlasıyla aşan bir durum. Gelgelelim Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Ziyal'ın gerek Irak dosyası, gerek Kıbrıs ve AB gibi kritik dosyaların gündemdeki ağırlığını koruyacak olması nedeniyle, bir kesinti yaşanmaması için Ziyal'dan 2004 ilkbaharına kadar görevinde kalmasını rica etti. Ziyal da bu ricayı geri çevirmedi ve merkez görevinin 7 yıla çıkmasını kabullendi.
UTKAN NE YAPACAK?
Bu kararın sonucu bu yıl bakanlık üst yönetiminde herhangi bir değişiklik söz konusu olmayacak. Merak konusu olan, teamül gereği 4 yılı tamamlamış olan Roma Büyükelçisi Necati Utkan'ın yeni kararnamede merkeze çekilip çekilmeyeceği. Kararnameyle Utkan ‘‘Arrivederci Roma’’ diyecek mi? Utkan bu kararnameyle geri çekilip yerine bir atama yapılmazsa, bundan herhalde Roma Büyükelçiliği'nin Ziyal'ı bekleyeceği sonucu çıkacak.
Fenerli hemşeriler
GÜLBEN Ergen’in politik zeminlerde ‘sahne alması’, komisyondaki bu sohbet ile sınırlı değil. Ankara'da 18 Temmuz'da Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da katıldığı Cumhuriyet Kulesi'nin temel atma töreninde Ergen de konser verdi. Ergen, kulenin temelini de hazırlanan butona Erdoğan ile birlikte basarak attı. Ergen geçen ay İstanbul'da geleneksel polis balosunda da Erdoğan'a övgüler yağdırmıştı. Ergen baloda konser verdikten sonra Erdoğan'a ‘‘Sizi çok seviyorum. Benim babam da Siirtli, biz de Fenerbahçeliyiz. Hem Fenerbahçe'den, hem Siirtlilikten dolayı aramızın iyi olduğunu düşünüyorum. Ben erkekte takım elbise sevmem ama size çok yakışıyor. Kravat seçiminiz de mükemmel’’ demişti.
Ofis yaktıran sevgi!
DÜNYA Bankası'nın Türkiye Direktörü Ajay Chhibber, Ankara'da yaklaşık altı yıl süren görevine geçen hafta Bilkent Oteli'nde düzenlediği bir davetle veda etti. Chhibber yeni dönemde Dünya Bankası'nın Washington'daki merkezinde ‘‘Değerlendirme’’ bölümünün direktörlüğünü yürütecek.
Hindistan vatandaşı olan Chhibber, geçen dönem içinde Ankara'da ekonomi bürokrasisi, hükümet çevreleri, akademik dünya ve basınla oldukça sıcak ilişkiler kurmuştu.
BABACAN'A İNCE MESAJ
Chhibber bu süre içinde Körfez depremi, iki ekonomik kriz, IMF ile bir dizi istikrar programı ve nihayet bir kapsamlı yapısal dönüşüm projesine tanıklık etti.
Yaptığı veda konuşmasında Chhibber'in, özellikle BDDK Başkanı Engin Akçakoca ve Hazine Eski Müsteşarı Faik Öztrak'ı çalışmalarından dolayı isimlerini vererek övmesi anlamlı bulundu. Bu övgü ifadeleri kuşkusuz davette bulunan Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'a gönderilmiş bir mesajdı da.
Chhibber, Ankara'ya veda etmeden kısa bir süre önce korku verici bir olay yaşamıştı. Dünya Bankası'nın Ankara Bürosu'nun bulunduğu ünlü MNG binasının çatı katında yangın çıkması nedeniyle Chhibber'in ofisi büyük tehlike atlatmıştı. Chhibber veda konuşmasında, ‘‘Dünya Bankası'ndaki arkadaşlarım bana, ‘Türkiye'deki işini çok sevdiğini biliyorduk. Ama giderayak ofisini yakmana da gerek yoktu' diye takılıyorlar’’ dedi.
GÜNAL’I FARK EDİNCE...
Chhibber'in bu esprisi kahkahalara yol açtı. Ancak Chhibber tam o anda MNG binasının sahibi, yani Dünya Bankası ofisinin kira sözleşmesinde ‘mülk sahibi’ olan Ankaralı işadamı Mehmet Nazif Günal'ın da konuklar arasında bulunduğunu fark etti.
Chhibber'in durumu toparlaması gerekiyordu, ‘‘Galiba kötü bir espri oldu’’ dedi. Ancak bu sözleri de yine ince bir espri, bir hiciv tonundaydı ve yine kahkahalara yol açtı.