Çiçekler Ecevit mavisine boyandı

Güncelleme Tarihi:

Çiçekler Ecevit mavisine boyandı
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 1999 00:00

Haberin Devamı

DSP Lideri Bülent Ecevit, seçim bildirgesini ilk kez lüks bir otelin salonunda açıkladı.

Ecevit, bu iş için Ankara Hilton'u seçmiş olsa da, diğer partilerle arasındaki üslup farkı hemen göze çarpıyordu.

Öncelikle kapının önünde, omzundaki davulla yolunuzu kesen, zurnası ile de parayı verene kadar kulağınızı sağır eden ikili yoktu.

Gazetecilerin dışında, salona partili de doldurulmamıştı.

Bakanlar bile tam kadro gelmemişti.

Üstelik, Ecevit'in yanından eksik olmayan, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da yoktu.

Sadece, Ankara'da bulunan onbir bakan, iki grup başkanvekili, TBMM Başkanvekili, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve iki milletvekili adayı vardı. Ankara adaylarının bile biri dışında hiçbiri yoktu.

Ecevit çiftini de sayarsanız salondaki DSP'liler 20 kişiyi geçmiyordu.

Ecevit salona girerken, ‘‘Geliyor, geliyor...’’ diye şarkı da çalınmadı.

Ankara Hilton'un geçmişte kumarhane olarak kullanılan, sonra da Anadolu adı verilen salonda pankartlar ve afişler de yoktu.

Ecevit ve eşi salona girişte her zamanki mütevazı tavırlarını sergiledi.

Kimse itilmedi, kakılmadı, kameramanlar birilerinin kafasını yarmadı...

Kürsünün önünde de kimse yoktu. Sadece beyaz kır çiçekleri vardı. Onlar da püskürtme boya ile ‘‘Ecevit mavisine’’ boyanmıştı...

Bir de ‘‘Bu seçimde hiçbir şirket ile çalışmıyoruz. Her şeyi kendimiz yapıyoruz’’ diyen Rahşan Ecevit'in önündeki kasımpatılar maviye boyanmıştı.

Kürsünün arkasında devasa boyutta bir gösteri ekranı da yoktu.

Kartondan iki DSP amblemi, yine kartondan bir büyük Atatürk posteri...

Seçim bildirgesi ise iki adet hazırlanmıştı.

Biri bütünü kapsıyor ve 114 sayfadan oluşuyordu. Diğeri ise bunun özetinden ibaret 30 sayfalık kitapçıktı.

Ecevit, özeti okudu, sonra da gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bu süre içinde ne alkışlayan, ne de ‘‘Bravo... Helal sana...’’ diye bağıran oldu...

Konuşmasında, ‘‘Abdullah Öcalan'ı biz yakalayıp getirdik’’ de demedi.

Sadece, ‘‘Hükümetlerimiz döneminde çetebaşları yakalandı’’ dedi.

ANAP'ın neden oy kaybedip DSP'nin yükselişe geçtiğini soran bir gazeteciye de şu karşılığı verdi:

‘‘Bunu ben teşhis edemem, siz edebilirsiniz. Bunda büyük ölçüde haksızlık payı da görüyorum. Çünkü biz uyum içinde çalıştık, belki aramızda üslup farkı var. Tabii üslup farkı da politikada çok önemlidir...’’

Toplantı süresince eski ortağını ne yerdi, ne de övdü...

Başka partilere de çatmadı, ‘‘Ezici çoğunlukla geliyoruz’’ da demedi.

Konuşmasını tamamladıktan sonra salona seslendi:

‘‘Buyurun size bir ikramımız olacak...’’

Körüklü paravan açıldı, diğer taraftaki kokteyl salonu ortaya çıktı.

Burada da ne havyar, ne şampanya, ne de gösterişli yemekler vardı.

Sadece küçük kanepeler, börekler ve meyve suları hazırlanmıştı.

Rahşan Ecevit gazetecilere ‘‘Haydi sizler de bir şeyler alın...’’ dedi.

Ancak gazetecilerin aklı Meclis'in açılıp açılmayacağındaydı.

Aslında, Ecevit'in bu konuda sıkıntısı hemen seziliyordu.

Ecevit'i düşündüren soru ise Meclis'in açılması olayında CHP'nin rolünün ne olacağıydı.

Sadece Ecevit değil, diğer DSP'lilerde de CHP endişesi hákimdi.

Ancak Ecevit, ‘‘sakin güç’’ tavrını bu olayda da gösteriyordu...



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!