CHP ve AKP yükseliyor

Güncelleme Tarihi:

CHP ve AKP yükseliyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 29, 2002 01:57

Hürriyet yazarlarının 81 ildeki araştırmaları, partilerin durumu hakkında da genel bir trend çizdi. İktidar partileri, genel olarak aşınma belirtileri gösteriyor. AKP ve CHP yükseliş sergiliyor. HADEP seçmeni ise oyu boşa da gitse kararlı.

TÜRKİYE, tarihinin en derin ekonomik krizlerinden birinin tam göbeğinde, vatandaşın çok canını yakan ekonomik ve sosyal politikalar (yani acı reçete) uygulanmakta iken sandığa gitme kararı aldı. Nedense ve nasılsa! (‘‘İktidar partileri ve milletvekilleri kazanamayacaklarını bile bile niye böyle siyaseten intihar ettiler’’ diye soranlara cevabı, İstanbullu emekli öğretmen Hikmet Altınsoy veriyor: ‘‘Azrail bütün canları almayı tamamladıktan sonra, en son kendi canını alırmış. Son üç senede bunlar önce milletin canını aldılar, alacak başka can kalmadı, o yüzden...’’)

İNTİKAM DUYGULARI

Bu şartlarda, hükümeti oluşturan üç partinin seçmenden büyük tepki alması kaçınılmazdı. Hürriyet'in ağustos ayı boyunca, seçimlere iki üç ay kala yürüttüğü bu nabız yoklamalarında da, seçmenin bu tepkisi açık şekilde ortaya çıkıyor. ‘‘Bunlar’’ adı altında, hükümet ve hükümeti oluşturan partiler şiddetle eleştiriliyor? Üç partiyi cezalandırma yeminleri ediliyor. Şikayetlerin ana sebebi ekonomik kriz, seçmenin ‘‘Böylesini görmedik’’ dediği geçim sıkıntısı, pahalılık ve işsizlik. (‘‘Çok intikamlıyız, bunları cezalandıracağız’’ diyor, Karamanlı emekli ziraatçı Yaşar Bey.)

TEPKİLER KİME YARIYOR?

İktidara ve iktidar partilerine olan bu tepki kime yarıyor peki? Tabii ki en yakındaki siyasi rakiplerine. Merkez solda DSP'den kaçanlar, CHP'de ve diğer sol partilerde buluyorlar kendilerini. Başörtüsü ve Kuran kursları konusundaki vaatlerini tutamayan MHP de, Erbakan'dan sonra duraklayan, Yenilikçi Kanat kopunca da pili biten Saadet Partisi de, AKP'ye çalışıyor. ANAP aşağı inince, bileşik kaplar misali, ikizi DYP yukarı çıkıyor... Yani, aslında hiçbir parti yükselmiyor Türkiye'de, bazıları küçülünce, diğerlerinin boyu uzun görünüyor, o kadar. Muhalefetin bir şey yapmasına gerek yok, muhalefette durması yeterli. Bu, DYP için de, CHP için de, ‘‘yeni’’ denilen AKP için de geçerli.

MHP

Vallahi Perinçek bunlardan milliyetçi

Seçmen -genel gidişatla ilgili şikayetlerinin dışında- MHP ve Devlet Bahçeli'yi ‘‘seçim öncesi vaatlerini tutmamakla’’ suçluyor. Bu suçlamaların dozuna ve duygusallığına bakılırsa, klasik MHP seçmeni ‘‘Türkeş'in partisini ne hale getirdiler’’, 1999'da ‘‘emaneten’’ oy verdiğini söyleyenler ise ‘‘İhtiyar anamın da kanına girdim’’ diye üzülüyor. Bir Bayburtlu, ‘‘Yengemi hediye vaadiyle kandırdım. 40 yıllık CHP'li babam bile benim için MHP'ye oy verdi. Şimdi yüzüne bakamıyorum adamcağızın’’ diyor. İşte bazı çarpıcı sözler:

Sözünü tutmayana oy yok. MHP, RP'den daha korkak çıktı. (Erzurumlu bir MHP seçmeni)

Köşe'de erkek, Ankara'da dansöz... (Gümüşhane)

MHP'ye kızıp bıyık kestik. (Çankırı)

Vallahi Doğu Perinçek'e vereceğim, o bunlardan daha milliyetçi. (Karamanlı bir MHP seçmeni)

Daha böyle birçok cümle bulmak mümkün satır aralarında.

Sözünü tutmadı dedikleri üç konu var:

Apo'nun asılması

Türbana uzanan ellerin kırılması

Kesintisiz eğitim (İmam Hatipler ve Kuran kursları)


YTP

Bakalım domatesleri tek başına satacak mı?

Hürriyet yazarları bir iki ilde İsmail Cem ve Yeni Türkiye'den söz ediyorlar. Balıkesirli bir çiftçi kadın, ‘‘Kemal ile İsmail bizim domatesi (yurtdışına) satar’’ diye umutlanıyor. Adanalı bir seçmen ‘‘Hiç değilse yeni, bir denemek lazım’’ diyor. Amasyalılar ‘‘TRT Genel Müdürü iken, televizyon vericisini Samsun yerine bizim buralara kurdurdu’’ diye, otuz yıllık bir vefa borcunu hatırlıyorlar. O kadar, şimdilik bu kadar. Büyük kent merkezlerindeki esintinin aksine, öyle üfür üfür bir Yeni Parti rüzgarı esmiyor Anadolu'da. Şimdi bir de, Kemal Derviş rakibe kaptırılınca... Durun bakalım, belli mi olur?

DSP

Adı bile geçmiyor

DSP ve Genel Başkanı Bülent Ecevit, hükümetin en büyük ortağı ve başbakan sıfatıyla eleştirilerin odak noktası olması gerekirken, hayır, ikisinin adı da okuduğum seksen küsur röportajda pek geçmiyor. Bunu ‘‘DSP ve Ecevit bitmiş, hatta unutulmuş, seçmen beyninden silmiş’’ diye yorumlamak mümkün. Bu partinin ileri gelenlerine sorarsanız da, ‘‘Halk bizden memnun da ondan...’’ diyeceklerdir.

SP

Ortalıkta görünmüyor

Saadet Partisi ortalıklarda yok. Okuduğum 81 yazının ancak bir veya iki tanesinde, o da Mehmet Bekaroğlu, Lütfi Doğan gibi bir iki bölge milletvekilinin şahsi ağırlığı sayesinde SP'nin adı geçiyor. SP seçmeninin önemli bir bölümü, ‘‘AKP'nin rüzgarına’’ kapılmış vaziyette.

CHP

40 yıllık yeni yüz...


Genel Başkan Deniz Baykal'ın ‘yolsuzluklara bulaşmamış’ olması, kırk yıllık politikacı olduğu halde yüzü aşınmadığı için seçmenin ‘‘eskiler gitsin, yeni yüzler gelsin’’ şeklinde sloganlaşan beklentisine cevap vermesi, tabii DSP'nin hayal kırıklığı yaratması, sonra geçen seçimde Meclis dışında kalması CHP'ye olan ilginin kaynağı.

AKP

Neden Recep Tayyip Erdoğan?


Karizması

MHP ve SP'nin yarattığı hayal kırıklığı

Seçmenin (sağda ve solda) ‘eski yüzlerden bıktık, yeni olsun da kim olursa olsun’ psikolojisi

Yine çok yaygın olan ‘hepsini denedik, bunu da deneyelim’ zihniyeti

Tepkisini ‘‘Tayyip'le gösterme’’ eğilimi, düzenin sahiplerini ‘‘Tayyip'le korkutma’’ dürtüsü.


DYP

Geçen 3 yıl işine yaramış


Genelde başı çeken AKP'nin yanı sıra, işleri iyi giden bir parti de DYP. Her ne kadar, bir yazarın dediği gibi, ‘‘Ana muhalefet partisi olmanın parsasını toplayamamış’’ görünse de, geçen üç yıl DYP'nin işine yaramış. IMF borçlarını, pancara ve tütüne getirilen kısıtlamaları iyi değerlendirmesi halinde, ‘‘kambura yatan bir Tansu Çiller’’ seçimden ikinci ya da üçüncü parti olarak çıkmayı başarır. Türkiye sokaklarındaki genel hava da bunu gösteriyor.

ANAP

Bedeli Alman usulü ödeyecek


Hükümetin en küçük ortağı ANAP'ın yöneticileri, her ne kadar ‘‘Biz bu hükümetin en küçük partisiydik, yaşanan krizdeki sorumluluğumuz da boyumuz kadar’’ diye sıyırmaya çalışsalar da ANAP'ın Artvin Merkez İlçe Başkanı ‘‘Biz hükümette zurnanın son deliğiyiz, bu yüzden bizi suçlayamazlar’’ diyor, ANAP faturadan payına düşeni ‘‘Alman usulü’’ dedikleri gibi ödeyeceğe benzer.

HADEP

Biz kendimize oy vereceğiz


‘‘Meclis'te biz niye temsil edilmiyoruz?’’ diye soruyor bir Diyarbakırlı. ‘‘Niye yok sayılıyoruz, niye kimse bizi anlamıyor?’’ Peki, baraja takılma riski bölge insanının HADEP'e oy vermesine engel mi? ‘‘Oyum yanarsa yansın, ben HADEP'e vereceğim’’ diyor bir Mardinli. Yine Diyarbakırlı bir Kürt kadın ‘‘Biz kendimize oy vereceğiz!’’ diyor. Kendimiz dediği, HADEP.

Hayır dua alan, oy ya da hava alacak olan vekiller

Parti başkanları her zaman (ve sadece Türkiye'de değil) her yerde, sevabıyla günahıyla, partilerini ve partilerinin politikasını temsil ederler. Ama Hürriyet yazar ve yöneticileri gibi, illeri, mahalle ve köyleri, sokakları ve mezraları gezince, parti başkanlarının yanı sıra, milletvekillerinin ve hatta belediye başkanından il başkanına kadar bütün yerel yöneticilerin ve siyasetçilerin hakkında da bazen iyi, genellikle de kötü şeyler dinlemek zorunda kalıyor insan. Yerel detaylara ve kavgalara girmeden, Hürriyet'te okuduğunuz seksen küsur röportajda adı geçen (eski-yeni) bazı milletvekillerini sayalım isterseniz. Sevaplarıyla, günahlarıyla ve sadece görüşüne başvurduğumuz seçmenlerin adını andıklarıyla sınırlı kalarak...

Ardahan: Saffet Kaya (DYP) ‘Seçilmek için iyi para dağıtıyor’ diye

Antalya: Deniz Baykal (CHP Genel Başkanı) ‘Hemşerimizi mahcup etmeyiz’, diyorlar

Kilis: Doğan Güreş (DYP) ‘Bir daha aday olursa, DYP hava alır’ diyorlar

Bilecik: Bahattin Şeker (Eski DYP) Sanki milletvekiliymiş gibi hizmete devam ettiği için

Malatya: Ahmet Özal (ANAP) Malatya'ya adım atmadığı, ziyaretçilere randevu bile vermediği için

Bitlis: Edip Safter Gaydalı (ANAP) Hizan'ı ihya etti, herkesi işe yerleştirdi diye

Elazığ: Mehmet Ağar (Bağımsız) Elazığspor’a yaptıkları için, ama artık ‘ceketi yetmez’ diyorlar.

Gümüşhane: Oltan Sungurlu (Eski ANAP milletvekili) Sanki milletvekiliymiş gibi hizmete devam ettiği için

Gümüşhane: Lütfi Doğan (SP) ‘Gümüşhane için çalışmaz ama saygımız sonsuzdur’ diyorlar.

Karaman: Fikret Ünlü (DSP) Devlet Bakanlığı sırasında şehre getirdiği tesisler için

Kırıkkale: Osman Durmuş (MHP) Sağlık Bakanlığı'nın imkánlarını seçim bölgesine akıttığı için

Konya: Mehmet Keçeciler (ANAP) ‘Çok hizmet etti ama ANAP’la şansı az' diyorlar.

Malatya: Oğuzhan Asiltürk (SP) Malatya'ya adım atmadığı, mazbatasını bile almadığı için

Rize: Mesut Yılmaz (ANAP) Hemşeri ve ‘Rize’ye hizmet etti' diye

Rize: Recep Tayyip Erdoğan (AKP) Hemşeri ve ‘Rize’ye hizmet edebilir' diye

Sinop: Necmettin Erbakan (Kapatılan RP Başkanı) Ana tarafından hemşeri diye

Yalova: Yaşar Okuyan (Eski ANAP, şimdi Bağımsız) Kente birçok yatırım getirdi ve dağa taşa adını verdi diye (rakip partilere oy veriyorlar.)

Sıvas: Hüsnü Yusuf Gökalp (MHP) Tarım Bakanı iken seçmenlerine para dağıttığı için

Tunceli: Kamer Genç (Eski CHP'li, şimdi DYP'li) DYP'ye geçmesine rağmen kapısını çalan hemşerileriyle ilgilendiği için.

Nabız turu

Gümüş Madalya'yı Hakan Denker'in çektiği, Tufan Türenç'in motosikletli İstanbul seçim gezisi fotoğrafına veriyoruz. Hürriyet yazarı ve Yazı İşleri Müdürü Tufan Türenç ile İstanbul Avcılar'ın CHP'li Belediye Başkanı Mustafa Değirmenci BMW marka motosikletle yol alıyorlar. İkisinin de kaskı yok ve bu bir suç. Ancak fotoğraf çok çarpıcı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!