Çevre dostu hidrojen yakıtı gerçekleÅŸiyor

Güncelleme Tarihi:

Çevre dostu hidrojen yakıtı gerçekleşiyor
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2003 00:00

Petrolün yerini tutacak baÅŸka bir enerji kaynağı ivedilikle bulunmazsa, dünyanın ekonomik bir kaosa sürüklenmesi kaçınılmaz olacak. Avrupa bir süre önce olabildiÄŸince çevreci bir geleceÄŸe olanak tanıyan bir enerji yaklaşımına imza attı. Ana hatları Avrupa Komisyonu baÅŸkanı Romano Prodi tarafından belirlenen tasarıya göre, motorlu taşıtlar ve evlerde hidrojenle oksijenin bileÅŸiminden elde edilen yakıt hücrelerinden yararlanılacak ve 2050 yılına gelindiÄŸinde hidrojen üretiminde kullanılan enerjinin tümü yenilenebilir kaynaklardan saÄŸlanacak. Hidrojene dayalı bir ekonominin saÄŸlayacağı yararlar gün gibi ortada. Hidrojenin suyu elektrikle ayrıştırarak, ya da petrol ve gaz gibi fosil yakıtları ‘iyileÅŸtirerek’ elde etmemiz gerekiyor. Ne var ki elde edilir edilmez hidrojeni saklamak, elektriÄŸi depolamaktan çok daha kolay. Depo görevi saÄŸlayacak hidrojen yakıt hücreleri henüz ticari bir nitelik kazanmasa da, petrolün yerini tutabilecek tek gerçekçi seçenek olarak görülüyor. Böyle olunca, hidrojen, elektriÄŸimizi saÄŸlamanın yanı sıra, ulaşımda petrole bel baÄŸlamamıza da gerek kalmayacak bir olanak tanıyor. Paralar akıtılıyorGelgelelim, 150 yılı aÅŸkın bir süre önce bulunan yakıt hücreleri uzaya yolculukların yapıldığı 60’lı yıllardan beri kullanılmakla birlikte, bunlar bugün de öteki enerji kaynaklarıyla boy ölçüşemeyecek denli pahalı. O halde, Avrupa hidrojene dayalı bir yaÅŸama gerçekten geçebilir mi?Henüz hızla hidrojene geçmemizi gerektirecek yeni bir teknolojik geliÅŸme yok, ama son birkaç aydır tüm dünyada bu yönde bir eÄŸilim göze çarpıyor. Ansızın hidrojene övgüler yaÄŸdırmaya baÅŸlayan politikacılar bu uÄŸurda ciddi paralar döktürüyor. Avrupa önümüzdeki 5 yıl boyunca yapılacak hidrojen araÅŸtırmalarına 2 milyar euroluk bir fonla destek verirken, Japonya Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı 2010 yılına gelindiÄŸinde ülkede hidrojenle iÅŸleyen taşıtların 50 bine ulaÅŸmasını hedefliyor. ABD baÅŸkanı George Bush bile yeni doÄŸanların ayaklarını yerden kesecek ilk araçların hidrojenle çalışan araçlar olması amacıyla 1,7 milyar dolarlık bir fon ayıracağına söz veriyor. Mini hücreler yoldaYakıt hücreleriyle iÅŸleyen taşıtların pazarda boy göstermesi bile muhtemelen bir 15-20 yılımızı alacak. Gelgelelim, mevcut teknolojiler karşısında çok daha üstün nitelikler taşıdığı açıkça belli olan kimi daha özel yakıt hücrelerinin uygulanmasına bir iki yıl içinde geçilebilir. Bunlardan ilki, büyük bir olasılıkla, dizüstü bilgisayarlar ve cep telefonlarında kullanılacak ‘mini yakıt hücreleri’ olacak. Bunu, kesintisiz güç sunumunun can alıcı bir önem taşıdığı bankalar ve yonga üreticilerini içine alan ‘ayrıcalıklı güç’ pazarı izleyecek. Yakıt hücreleri basit aygıtlar olduÄŸundan mühendislikte ayrıcalıklı güç olarak bilinen dal için biçilmiÅŸ bir kaftan. Devingen birkaç parçası aşınmaya açık olan yakıt hücreleri, geleneksel üreteçlere kıyasla, hem daha güvenilir, hem de bakımları daha ucuza mal oluyor. Zorluklar varYaÅŸama geçirilen bu ilk uygulamalardaki birtakım yenilikler, yakıt hücreli arabalarla ilgili araÅŸtırmalara ivme kazandırabilir. Otomotiv sanayi dünya çapında hidrojen araÅŸtırmalarına ÅŸimdiden 2 milyar dolarlık bir fon ayırmış durumda. Ancak, yakıt hücreli otobüsler birkaç yerde gösteri niteliÄŸinde ortalıkta dolaşıyor olsalar da, otomobil üreticileri bu konuda acele etmekten kaçınıyor. DaimlerChrysler ÅŸirketi yakıt hücreli arabaların geleneksel arabalarda olmayan birtakım özelliklere sahip olması gerektiÄŸine dikkat çekiyor. Bunun için oto üreticilerinin öncelikle hidrojene özgü bir yığın sorunun üstesinden gelmeleri gerekiyor. Yüksek basınçlı yakıt depoları iyi bir seçenek olsa da, bunların arabaya sığacak denli küçültülüp yine aynı miktarda yakıt almalarını saÄŸlamak bir hayli güç. Bir baÅŸka sorun da yakıt dağıtımından kaynaklanıyor. Benzin istasyonları hidrojen dağıtımı için gerekli altyapının saÄŸlanması konusunda henüz pek istekli deÄŸil. Hidrojen kaçınılmazYine de herkes, petrolden vazgeçilecekse, bir biçimde hidrojene geçilmesinin kaçınılmaz olduÄŸu görüşünde birleÅŸiyor. Birçok kiÅŸi hidrojene dayalı bir ekonomiyi, gaz yayılımı ve hava kirliliÄŸinin en aza indirileceÄŸi, eÅŸitlikçi ve çevre-dostu bir çözüm olarak görüyor. Avrupa’da topu topu %6’lık bir paya sahip olan yenilenebilir enerji pazarının A.B.D’deki payı da hemen hemen aynı. Enerjiye duyulan istem her yıl %2 oranında artarken, sunum her zaman bu artışa ayak uydurmaya çalışacak. Bu arada, Bush’un nükleer tasarılarının meyvesini vermesi de yıllar alacak. Öyle ki, Atlantik’in her iki yanında da fosil yakıtlardan kayda deÄŸer bir uzaklaÅŸma olmayacak. Ancak küresel ısınmanın doÄŸurduÄŸu kaygılar, giderek tırmanan jeopolitik gerilim ve petrol üretiminde en uç noktaya ulaşılması, fosil yakıtlardan vazgeçilmesini her zamankinden de kaçınılmaz kılıyor. Bu durumda, birkaç onyıl sonra nükleer enerjiye dayalı bir gelecekten rüzgar türbinli bir harikalar diyarına geçilmesi düş olmaktan çıkıp gerçeÄŸe dönüşebilir. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!