Çevik Kuvvet'e ilk dava

Güncelleme Tarihi:

Çevik Kuvvete ilk dava
Oluşturulma Tarihi: Ocak 10, 2001 00:00

Fatih Cumhuriyet Savcılığı, izinsiz olarak silahlariyla yürüyen çevik kuvvet polisinden ilk 50 kişilik grup için dava açtı.

Gaziosmanpaşa'da 2 meslektaşlarını teröre kurban verdikten sonra İstanbul Valiliği'ne kadar silahlarıyla ve izinsiz yürüyüş yapan polislerden ilk 50 kişilik grup için dava açan Fatih Savcılığı, ''2911 sayılı Toplantıve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet'' suçundan 2 ile 5'er yıl arasında hapis cezası istedi.

Fatih Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın Cumhuriyet Savcısı Mustafa Ayaz tarafından hazırlanan iddianamesinde, 2 meslektaşları bir gün önce Gaziosmanpaşa'da gerçekleştirilen silahlı saldırıda şehit düşen Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'nde görevli 1, 2, 4,7, 10 ve 11. birliklerle, motorlu ve zırhlı birlikler, bayanlar grubu,AKUT, Köpek Eğitim Merkezi (KEM) ve İdari Büro Amirliği'ne mensup polis memurlarının 12 Aralık 2000 günü saat 08.03'te toplanma alanındabiraraya geldikleri ifade edildi.

İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Akdoğan ile Çevik Kuvvet Şube Müdürü Ömer Tanju Özen'in konuşma yapacakları sırada içtima halindeki polis birliklerinin içinden ıslıklama, sesle yuhalama ve amirlerinin cenaze töreninde alınacak tedbirlere ilişkin konuşmalarını engellemeler görüldüğü belirtilen iddianamede, daha sonra toplanma alanından ayrılmaya başlayan polislerin önüne geçen Akdoğan ve Özen'in, birlik amirlerinden, polislerin geri dönmelerini sağlamalarını istedikleri, polislere de eylemlerinin suç olduğunu söyledikleri kaydedildi.

Bu uyarılara rağmen içtima alanının A Kapısı'ndan gruplar halinde dışarı çıkan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne bağlı polislerin, topluca Vatan Caddesi güzergahından İstanbul Emniyet Müdürlüğü önüne geldikleri, buradan da Aksaray tramvay yolunu izleyerek İstanbul Valiliği'ne kadar yürüdükleri anlatılan iddianamede, polis gruplarınınbu yürüyüş sırasında ''Kana kan intikam'', ''Rahşan, al affını başına çal'', ''Tantan susma, polisine sahip çık'', ''Ya Allah Bismillah Allahuekber'', ''Adalet Bakanı istifa etsin'', ''Öldükten sonra mı silah kullanacağız'', ''Tantan buraya'', ''Bizi satanı biz de satarız'' şeklinde sloganlar attıkları, silahlarını kaldırarak ''Bu devletin ayıbı'' diye bağırdıkları ifade edildi.

Aynı iddianamede, İstanbul Valiliği önünde toplanan polislerin, Emniyet Müdürü Kazım Abanoz'u da dinlemeyerek yuhaladıkları kaydedildi.

TV görüntüleri delil

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce tutulan 76 rapor, gazete ve TV görüntüleri ile haberlerin delil olarak gösterildiği iddianamede, eyleme, olay günü izinli ve raporlu olanlar ile görev yerlerini terketmeyen 264 polis dışındaki tüm polislerin katıldığı belirtildi.

Haklarında dava açılan 50 polisten 27'sinin yürüyüşe bilmeden katıldıklarını ifade ettikleri anlatılan iddianamenin sonuç bölümünde de, ''Kendilerine görev verileceği sırada, görev verecek amiri protesto ederek, yürüyüşe geçtikleri ve hiçbir görev almadıkları, kendilerine cenaze törenine katılma görevi verilmediği halde cenaze törenine katıldıklarını ikrar ettikleri, bu ikrarlar dahi atılı suçu işlediklerini göstermektedir'' denildi.

İddianamede, bu nedenle ilk 50 sanığın, eylem sırasında silahlı olmaları da dikkate alınarak ''2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet'' suçundan 2 ile 5'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istendi.

Toplam 1528 polis

Bu arada, haklarında ilk dava açılan 50 polis arasında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nce yürütülen soruşturma sırasında açığa alınan 69 polisin bulunmadığı dikkati çekti.

Öte yandan, eyleme katıldıkları belirlenen toplam 1528 polis arasında ifade vermeyenlerin, gruplar halinde Fatih Adliyesi'ne gelerek soruşturma kapsamında görevlendirilen 6 savcıya ifade verme işlemleri sürüyor.

İfade verme işlemi ile haklarındaki soruşturma tamamlanan polislere, soruşturmanın sonucuna göre yine gruplar halinde kamu davası açılacağı öğrenildi.

Büyük çoğunluğu ifadelerini veren polislerden bir kısmının, şehit cenazesinin önce emniyet müdürlüğünde olduğunu duydukları, bunun üzerine emniyet müdürlüğüne gelerek İstiklal Marşı'nı okudukları, sonra tespit edemedikleri bir kişinin, cenazelerin İstanbul Valiliği'nde olduğunu söylemesi üzerine Valiliğe gittiklerini, daha sonra cenazenin emniyette olduğu öğrenilince arkadaşlarının cenaze törenine katılmak üzere emniyete geri geldiklerini ve hiçbir eylem amacı taşımadıklarını söyledikleri belirtildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!