Çekçe’yi Kürtçe sandı ortalığı karıştırdı

Güncelleme Tarihi:

Çekçe’yi Kürtçe sandı ortalığı karıştırdı
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 15, 2003 00:00

Carrefour'da satılan fotoÄŸraf filminin ambalajındaki kullanma talimatında TR kodunun karşılığında Türkçe yerine Çekçe yazı çıkması ve bir tüketicinin Çekçe'yi Kürtçe sanması bir dizi komik olayın yaÅŸanmasına yol açtı.VatandaÅŸ Deniz Ersoy, 28 Åžubat 2003 günü, CarrefourSa'nın Kozyatağı'ndaki maÄŸazasından Carrefour marka bir fotoÄŸraf filmi aldı. Eve gelince ambalajın üzerindeki kullanım kılavuzundan filmin özelliklerini öğrenmek istedi.Dünyanın çeÅŸitli ülkelerinde maÄŸazalar zincirine sahip olan ve Türkiye'de Sabancı Holding bünyesinde faaliyet gösteren Carrefour, kullanım kılavuzlarını çeÅŸitli dillerde yazıyor. Tüm çokuluslu maÄŸazalarda olduÄŸu gibi örneÄŸin açıklama Fransızca olacaksa, başında ülkenin uluslararası kodu olan ‘‘F’’ harfi bulunuyor.VatandaÅŸ Ersoy, evine gelip, kullanım kılavuzunu açıp Türkiye'nin kodu olan TR'nin hizasına bakınca, o da ne? Türkçe açıklamanın yerinde Kürtçe, üstelik Kürtçe'nin bir diyalekti olan Zazaca yazıldığını tespit etti.Hemen CarrefourSa'ya telefon açtı. Durumu anlattı. Görüştüğü yetkiliden, Carrefour markalı tüm ürünlerin ithal edildiÄŸi, herhangi bir yanlışlıktan sözkonusu firma sorumlu olacağı cevabını aldı.KANITI Ä°LİŞİKTEBu açıklamanın doÄŸru olup olmadığını Carrefour damgası bulunan diÄŸer ürünlere bakarak kontrol etti, evet doÄŸruydu. DiÄŸer ürünlerde de aynı firmanın kaÅŸesi vardı.Ama Ersoy, açıklamayı tatminkar bulmamıştı. Türkiye pazarında iÅŸ yapan bir firmanın kullanma kılavuzunun Zazaca olmasının büyük bir ‘‘saçmalık ve kötü niyet ifadesi’’ olduÄŸuna karar verdi, iÅŸe koyuldu.Ä°nternet marifetiyle, çok sayıda gazeteciye, sivil toplum kuruluÅŸlarına, devlet yetkililerine yüzlerce mail gönderdi. Ãœrünün raflardan çekilmesi ihtimaline karşılık da tedbirini aldı, mesajlara ambalajın ve CarrefourSa'dan aldığı kasa fiÅŸinin fotoÄŸraflarını iliÅŸtirdi.Ve mail alıcısına bir de çaÄŸrıda bulundu: ‘‘FotoÄŸraf filmlerini reyonda inceleyebilirsiniz. Kaldırsalar da nasılsa baÅŸta Fransa'da olmak üzere tüm dünyada bu ürünler reyonlarda.’’ Türkiye'ye yönelik bu ‘‘alçakça tertibin’’ peÅŸini bırakmamaya kararlı olan vatandaÅŸ Ersoy, olayı Fransa'da bile takip ettiÄŸini gösterir bir ifade kullanarak, duyurusunu ‘‘Elimde Fransa'daki ürün ambalaji da mevcut, birebir aynı’’ diye noktaladı.FRANSA AÇIKLASINGönderilen mail ilk olarak Yeni Åžafak gazetesinde yankısını buldu. Köşe yazarı Mehmet Åžeker, mesajı okuyunca konuyu siyasi gündemle iliÅŸkilendiren ‘‘Fransa bu savaÅŸa gerçekten karşı mı’’ yazısını kaleme aldı. 7 Mart 2003'te yayımlanan yazıda Åžeker, Türkiye'ye Kopenhag'da destek vermeyen Fransa'nın tezkere TBMM'den geri dönünce destek mesajları göndermesini eleÅŸtirdi. Kendisinin bile Amerikalılar'dan, Avrupalılar'dan her gün onlarca Türkçe yazılmış mesaj aldığını belirtip sözü Carrefour'a getirdi. ‘‘Fransızlar'ın Karfur'u marketlerinde sattıkları ürünlerin üzerindeki etiketlerde ne numaralar yapılıyor, biliyor musunuz?’’ diye sorduktan sonra Deniz Ersoy'un başından geçenleri anlattı. ‘‘Mallarını Türkiye'de Kürtçe pazarlayan’’ firmanın ‘‘küstahlığını’’ kınayıp CarrefourSa ve Fransa BüyükelçiliÄŸi'ni açıklamaya davet etti. Yazının yayımlandığı gün CarrefourSa'nın telefonları kilitlendi. Firmaya hakaret dolu mail yaÄŸdı. CarrefourSa Halkla Ä°liÅŸkiler Müdürü Fulya Süslü protestoların hızını kaybetmekle birlikte hálá devam ettiÄŸini söylüyor. Oysa firma konuyu aynı gün açıklığa kavuÅŸturdu: ‘‘Filmlerin kullanma kılavuzunda, baskı hatası sonucunda CZ yerine TR ibaresi kullanılmıştır. Kılavuzda yer alan TR ibaresinin karşısında iddia edildiÄŸi gibi Kürtçe açıklama olmayıp, Çekçe açıklama yazılmıştır.’’Firma bu yanlışlığın fark edilmesinden sonra ürünlerin satıştan çekildiÄŸini ve düzeltilen yeni ambalajların yakında raflardaki yerini alacağını açıkladı. Yeni Åžafak yazarı Mehmet Åžeker, ertesi gün CarrefourSa'dan gelen düzeltme metnini köşesinde yayınlayıp özür diledi. Gazeteden bir arkadaşının ‘‘Okuyamadığınız her yazıyı Kürtçe sanmayın’’ uyarısına da yazısında yer verdi ama fikrinden de vazgeçmedi. Yazara göre, CarrefourSa'yla ilgili yanlış anlaşılma düzeltilebilirdi. ‘‘Ancak Fransa'yla ilgili kanaati deÄŸiÅŸtirmek aynı ölçüde mümkün görünmüyor’’du...Deniz Ersoy'a gelince, ulaşılamaz durumda. Oysa Mehmet Åžeker ilk yazısını yazdığında onunla görüşmüş, tepkini anlatmıştı.Dr. Yankı Yazgan'ın açıklamasıAsıl sorun 30 milyon çocuÄŸun ruhsal durumuÖnceki hafta Hürriyet Pazar'da yayımlanan ‘‘Ritalin tartışması’’ baÅŸlıklı haberimizle ilgili olarak Dr. Yankı Yazgan bir açıklama gönderdi. Açıklamada özetle şöyle deniyor:Son zamanlarda, bu sayfalara da yansıyan, yapay bir tartışma var: çocuklardaki dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite probleminin tedavisi etrafında oluÅŸan 'ilaç kullanılsın mı, kullanılmasın mı?' Bu tartışmanın toz-dumanı arasında kaybolan asıl mesele, ülkemizdeki milyonlarca çocuk ve gencin ruh saÄŸlığını koruyabilmek ve geliÅŸtirmek. Ne ilaç alan, ne de terapi gören, sadece 'acı çeken' çocuklar için neler yapabiliriz?Fizyoloji ve psikoloji birbirinden ayrılamaz, bilhassa çocuklarda. Dikkati kolayca dağılan bir çocuÄŸu sınıfta en ön sıraya oturtarak, kafasını toparlamasına yardımcı olabiliriz. Ä°laç tedavisi ise, bu etkinin standart ve istikrarlı biçimde oluÅŸmasını saÄŸlar. Ruhsal durumumuzdaki deÄŸiÅŸikliklere eÅŸlik eden bir beyin fizyolojisi deÄŸiÅŸikliÄŸi her zaman vardır. Buna doÄŸrudan fizyolojik yöntemler mi uygulanır, yoksa, çevreyi düzenleyerek, anne-babayı eÄŸiterek, psikoterapiler uygulayarak mı yaklaşılır, ya da her iki tarz birden mi kullanılır? Kararı o duruma özgü tedaviyi planlayan doktor verecektir.Ä°laç ve terapi birbirine alternatif deÄŸil, aynı amaca yönelik farklı yöntemlerdir. Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite diye bilinen sorunlar konusunda doktorların cevaplamaya çalıştığı önemli bir çok soru var: Her dikkat problemi tedavi edilmeli midir? Hangi çocuÄŸa tedavi gerekir, hangisinde psikoterapi ile, eÄŸitimle yetinilir, hangisinde ilaçların desteÄŸinden yararlanılır? Çocuk psikiyatristi, her bir çocuk için ayrı ayrı karar vererek, her çocuÄŸun ihtiyacına uygun yaklaşım biçimini belirleyerek bu soruları cevaplar. Sorumluluk taşımaksızın verilen yüzeysel bilgilerden etkilenmemek anne-babalar için pek kolay deÄŸil; ama yanıltılmaktan korunmanın yolu güvenilen bir uzmanla iliÅŸkide olmakta...Anne-babalar uzmanlaÅŸmış kiÅŸilerden akıl almak istediklerinde, kime baÅŸvurabilir? 30 küsur milyon çocuk ve genç için ancak yüz küsur çocuk psikiyatristi uzmanı var. Sayımız bu kadar azken, psikiyatriye iliÅŸkin tartışılması, baÅŸlıklara taşınması gereken en önemli mesele, çocukların ruhsal sorunları için neler yapabileceÄŸimiz...Çocukları ve gençleri kitlesel ruh saÄŸlığı programlarıyla psikolojik olarak bir ÅŸekilde 'aşılama' seferberliÄŸine giriÅŸmenin zamanıdır diye düşünüyorum. (Meraklı okurlar, bu konularda yayımlanmış bazı yazılarımı www.aciksite.com'da bulabilirler; veya yankiyazgan@turk.net adresine yazarak, isteyebilirler.)Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!