Büyük Şef’in kellesini Bush’un dedesi çalmış

Güncelleme Tarihi:

Büyük Şef’in kellesini Bush’un dedesi çalmış
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 08, 2001 00:00

Başbakanın sağlığıyla ilgili söylentilerden, bitip tükenmeyen IMF haberlerinden ve Telekom tartışmalarından sizlere de gına gelmiş olabileceğini düşünerek bu hafta çok uzaklardaki garip bir tartışmayı yazayım dedim.Apaçiler, Başkan ‘‘oğul’’ Bush'tan, efsanevî şefleri Geronimo'nun bundan 84 sene önce çalınan kafatasını istiyorlar. Taleplerini Bush'a yapmalarının sebebi ise, Geronimo'nun mezarını açıp kafatasını, kemiklerini ve bazı eşyalarını çalan kişinin, Başkan'ın dedesi Senatör Prescott Bush olması. ‘‘Dede’’ Bush, mezardan çaldıklarını üyesi olduğu ‘‘ Kurukafa ve Kemikler’’ adındaki gizli klübe hediye etmiş.Kovboy filimlerinden ve çizgi romanlardan tanıdığımız Apaçiler, yani geçmişin sert ve acımasız Kızılderili kabilesinin mensupları, bugünlerde yoğun bir faaliyet içindeler: Başkan George W. Bush'tan, Kızılderili tarihinin gelmiş geçmiş en meşhur savaşçısı Geronimo'nun bundan 84 sene önce çalınan ‘‘kurukafasını’’ istiyorlar.HEDİYENİN BÖYLESİMeseleyi Amerikan Başkanı vasıtasıyla çözmek istemelerinin sebebi, bundan 84 sene öncesine dayanan bir söylenti, daha doğrusu Başkan Bush'un bu konudaki ‘‘özel durumu’’: Geronimo'nun mezarını açan, mezardaki kurukafayı, birkaç kemik parçasını, atının gemini ve eyer kayışlarını alıp üyesi olduğu gizli bir klübe hediye eden kişinin başkanın büyükbabası olduğuna inanılması... Mezar hırsızlığıyla suçlanan ve şimdi hayatta olmayan senatör Prescott Sheldon Bush sabık başkan George Bush'un özbeöz babası, şimdiki başkan George W. Bush'un ise dedesi...‘‘Büyükbaba’’ Prescott, Bush ailesinin hemen her mensubu gibi Yale Üniversitesi'nde okumuş ve üniversitenin esrarı dillere destan klübü ‘‘Kurukafa ve Kemikler’’e üye olmuş, temelinde bir çeşit masonik dayanışma düşüncesi yatan klübün yönetiminde zamanla yükselmişti. Üniversitede bugün ‘‘Büyük Kemikadam’’ diye anılan ‘‘dede’’ Bush, Yale'den 1917'de mezun olmasından hemen sonra klübüne unutulmayacak bir hediye vermek istedi: 1918 Mayıs'ında beş arkadaşıyla beraber Geronimo'nun mezarını açtı; kafatasını, birkaç kemiğini ve mezara onunla beraber gömülmüş olan bazı eşyaları alıp klübün New Haven'deki ‘‘Mezar’’ denilen merkezine taşıdı.Kurukafanın alın kısmında küçük bir deri parçası ve şakaklarında da bir tutam saç kalmıştı. Deriyle saç hemen o gece karbolik asit kullanılarak yakıldı, kurukafa ‘‘tertemiz’’ oldu ve sadece klübün üyeleri tarafından bilinen bu 'hediye' ‘‘Mezar’’da seneler boyu sır olarak saklandı. Prescott Sheldon Bush, 1972'de 77 yaşında öldüğünde çok zengin bir işadamı ve etkili bir senatördü ama Geronimo konusunda hiç konuşmadı, mezarı açmasının sırrını kendisiyle beraber götürdü.KANIT 65 YIL SONRA GELDİGeronimo'nun mezarının soyulduğunu öğrenen Apaçiler, efsanevi şefin kellesini her yerde aramaya başladılar ve bir delil bulmaları için aradan tam 65 yıl geçmesi gerekti. 1983 sonbaharında Arizona'da toplanan Apaçi şefleri mezarın Prescott Bush tarafından soyulduğunun belirlendiğini duyurup kurukafanın geri alınması mücadelesini yürütmesi için San Carlos Apaçileri'nin şefi Ned Anderson'u görevlendirdiler.Anderson, 1986 Eylül'ünde George Bush'un kardeşi Jonathan ile New York'ta buluştu ve klübün eski bir üyesi olan Başkan'ın, babasının mezardan çaldıklarını iade etmesini istedi. Elinde kanıt olarak klübün áyin salonunda gizlice çekilmiş bir fotoğraf vardı ve bir camekán içerisinde muhafaza edilen kurukafayla kemikler resimde net bir şekilde görünüyordu. Toplantı 11 gün sonra tekrarlandı, Jonathan Bush'un yanında bu defa ‘‘Kurukafa ve Kemikler’’ klübünün avukatı da vardı ve resimdeki kurukafanın Geronimo'ya değil, kızılderili bir çocuğa ait olduğunu iddia ediyorlardı.BUSH AİLESİ HEP SUSKUNBush ailesinden hayır gelmediğini gören Apaçiler bu defa FBI'yı devreye sokmaya çalıştılar ama federal polis şikáyete pek sıcak bakmadı. Apaçiler'in ellerindeki bütün delilleri kendilerine verip şikáyetlerini geri almaları halinde iddiaları araştıracaklarını söylediler. Anderson pazarlığı reddetti, Başkan Bush'a ulaşmaya çalıştıysa da Bush görüşme taleplerini devamlı geri çevirdi.Apaçiler, kurukafa mücadelelerine hálá devam ediyorlar. Kabile şefleri bundan iki hafta önce Arizona'daki bir otelde yeniden biraraya geldiler ve kurukafayı geri alabilmek için yeni bir faaliyet planı yaptılar. Şimdi hefedleri mezar soyguncusunun torunuyla, yani Amerika'nın çiçeği burnunda başkanı George W. Bush ile anlaşmaya varabilmek...ÇİLESİ MEZARDA BİLE BİTMEDİBizim başbakanın sağlığıyla ilgili söylentilerden, bitip tükenmek bilmeyen IMF haberlerinden ve gávur ölüsü gibi uzatılan Telekom tartışmalarından artık sizlere de gına gelmiş olabileceği düşüncesiyle bu hafta Büyük Şef Geronimo'nun hikáyesini anlatıp mezarda bile bitmeyen çilesinden sözedeyim dedim.15 bin dolar verip gir, ileride dünyayı yönet‘‘Skull and Bones’’ yani ‘‘Kurukafa ve Kemikler’’ isimli klüp yalnızca öğrencilerin, hem de sadece Yale Üniversitesi öğrencilerinin üye olabildiği bir gençlik klübü gibi görünür ama aslında dünyanın en gizli ve söylentiler doğruysa en etkili gruplarının başında gelir.Klüp, 1832 Aralık'ında hepsi Yale öğrencisi olan William Russell ve 14 arkadaşı tarafından kuruldu. Üyelere ‘‘kemikadam’’ deniyordu, her biri eski Yunan ve Roma mitolojisindeki bir kahramanın adını taşıyordu, klübün temelinde ‘‘kardeşlik’’ ve ‘‘birlik’’ düşünceleri yatmadaydı ama bu birlik başka türlüydü: Üniversiteyi bitirip hayata atılan ‘‘kemikadam’’, klübün diğer üyeleriyle temasını hiçbir zaman kesmeyecekti. Üyelerden birinin sıkıntıya düşmesi halinde hemen yardıma koşulacaktı ve en önemlisi, her kemikadam sahip olduğu gücü diğer üyelerle mutlaka paylaşacaktı. Anlayacağınız, ‘‘Kurukafa ve Kemikler’’ klübü, Yale Üniversitesi'ne mahsus masonik bir örgüt gibiydi. Amerika'nın Yale mezunu birçok önemli ismi, öğrencilik senelerinde klübe üye olmuşlardı: Kendi adını taşıyan bankanın kurucusu Morgan Stanley, Zapata Petrol'ün başkanı Richard Gow, New York Times gazetesinin meşhur genel yayın müdürü Amory Howe Bradford, Fortune dergisinin editörü ve ‘‘500'ler listesi’’nin mucidi Russel Davenport, New York Trust, Union Pasific, Boeing ve Time gruplarının başkanı Artemus Gates, ve Bush ailesinin politikaya giren bütün mensupları, hep birer ‘‘kemikadam’’ idiler. Temasları ve beraberlikleri hiç kesintiye uğramadı.‘‘Kurukafa ve Kemikler’’, faaliyetine bugün hálá aynı gizlilik içinde devam ediyor. Üyeler klübün New Haven'da bulunan ve ‘‘Mezar’’ adı verilen penceresiz binasında her perşembe ve pazar gecesi toplanıyorlar, üniformalar giyilip geleneksel áyinler yapılıyor, Geronimo'ya ait olduğu söylenen kurukafa ve kemikler bu sırada geniş salonun ortasına getirilmiş bulunuyor. Son sınıf öğrencileri her sene küçük sınıflardan bir sonraki dönemde klübe üye olabilecek 15 aday tespit ediyor, klüp her birinden 15 bin dolar istiyor, sonra eğitime başlıyorlar.Söylentilere bakılırsa, dünyanın gerçek yöneticileri liderliğe işte böyle bir ortam içerisinde hazırlanıyor..Savaşçı olarak doğdu fotoğraf satarak öldüAdı artık efsane halini alan ve Kızılderili tarihinin en önemli liderlerinden sayılan Geronimo, 1829'da, bugünün Arizona'sında doğdu. Apaçiler'in Çirikahua kabilesine mensuptu, asıl adı Goyatlay idi ve ‘‘Esneyen Adam’’ demekti.1858'de annesi, karısı ve çocukları Apaçiler'i topraklarından sürmek isteyen Meksikalı askerlerin kurşunlarıyla gözlerinin önünde can verince önce Meksikalılarla, sonra onların yerini alan Amerikalılarla mücadeleye başladı. Kabilesinin savaşçılarıyla beraber askeri birliklere seneler boyu saldırılar yaptı, büyük zararlar verdi ve her defasında ellerinden kurtulmayı başardı.Geronimo'nun mücadelesi 30 seneye yakın devam etti ve 1886 Mart'ında General George Crook tarafından esir edildi. Crook, Geronimo ile bir anlaşmaya vardı: Geronimo ceza görmeyecek ama buna karşılık kabilesini Florida'ya götürecekti. Büyük şef iki gün sonra General Crook'un elinden kaçmayı başardı ve askerlere saldırılarına devam ettti. O senenin Eylül'ünde tekrar yakalandı, kabilesiyle beraber önce Florida'ya, oradan Alabama'ya, nihayet Oklahoma'ya nakledildi ve Fort Sill'de bir çiftliğe kapatıldı. Vatanı olan Arizona'yı artık bir daha göremeyecekti.Apaçi şefinin bu tarihten sonraki hayatı kaderine teslim olmuş saygıdeğer bir mahkumun hüzün içerisindeki son günleri olacaktı. İleri yaşına rağmen tekrar evlendi, yeniden çoluk-çocuğa karıştı, bu arada atalarının tabiat kuvvetlerine başeymeye dayanan eski dinini terketti ve Hristiyan olup Reformist Kilise'ye katıldı.Bir zamanlar Amerikan ordusuna kök söktüren savaşçı, artık Amerikalılar için bulunmaz bir reklam malzemesiydi. Yüzyılın başında St. Louis'de yapılan dünya fuarında yer aldı, fuarı ziyarete gelen yüzbinlerce kişiye geleneksel giysileri içinde poz verdi ve 1905'te Başkan Theodore Roosevelt'in yemin töreninde hazır bulundu. Hayatını fotoğraflarını ve ailesiyle beraber yaptığı elişlerini satarak kazanıyordu ve bu işi yapabilmek için gerekli izni bile seneler süren bir mücadeleyle elde edebilmişti.Geronimo, 1909'da hayata veda ettiğinde 80 yaşındaydı. Fort Sill'de kapatıldığı çiftliğin hemen dışındaki mezarlığa defnedildi, duasını bir papaz yaptı ve 1918'de mezarı açılıp kafatasıyla kemikleri çalındı. Apaçiler, kafatası mezarına dönene kadar efsanevi savaşçının ruhunun huzur bulmayacağına inanıyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!