Bre Kostas, neden Ecevit’i de getirdin? Ne yapayım Dafni, belki bizi Bush’a metheder!

Güncelleme Tarihi:

Bre Kostas, neden Ecevit’i de getirdin Ne yapayım Dafni, belki bizi Bush’a metheder
Oluşturulma Tarihi: Nisan 20, 2002 22:15

Bazen çizgiler sayfalarca yapılan analizlerden çok daha etkili olabiliyor. Yüzlercesi arasından seçtiğim bu karikatürlerde Yunanlılar’ın özellikle son yıllarda kurtulmaya uğraşmalarına rağmen zaman zaman depreşen Türk Sendromu’nu bulacaksınız.

Yunanlı dostlarımızın en büyük özelliklerinden birinin mizah güçleri olduğuna inanıyorum. Yunanlı mizah yazarları bizim ustalarımızdan çok daha acımasızlar. Ustaların çizgilerinde, uzunca süredir gözlediğim bir başka özellik de Yunan toplumunun yaşadığı sendromları çok çarpıcı yansıtmaları oldu.

Yunanlı dostlarımızın Türk Sendromu'nu anlayabilmek için yıllarca Yunanistan'da yaşamak gerekmez. Birkaç hafta bile kalsanız hemen teşhisi koyarsınız.

Türk sendromunun nedenlerini Yunanlı dostlarımla çok tartıştım. Yunanlılar, Ortodoksluğun merkezi olarak gördükleri İstanbul'u 1453'te kaybettiklerinden beri hep Türkler'e yenilmiş olmanın acısını yaşıyorlar.

Yunan ordusunun Anadolu'yu işgalinin ardından 1,5 milyon Rum'un göçüne yol açan Küçük Asya felaketinin Yunan toplumunda derin yaralar açtığına hiç kuşku yok. 10 milyonluk Yunanistan'ın neredeyse yarısının 1922'de göç eden Rumlar'la bağı var. Bu nedenle savaşın açtığı yaraların kapanması kolay olmuyor. Ama bunda Yunan siyasetçilerinin de büyük sorumluluğu var. anaokulundan başlayarak yeni nesiller hálá ‘‘Türk korkusuyla yetiştirildikleri’’ için sokaktaki Yunanlı, Türk Sendromu’ndan bir türlü kurtulamıyor. Birkaç yıldır Yunan Başbakanı Kostas Simitis'le Dışişleri Bakanı Yorgos Papandreu, yakınlaşarak Türk Sendromu’nu tedavi etmeye çalışıyorlar. Ama işleri hiç de kolay değil.

Türk sendromu yüzünden Yunan siyasetinde bazı tabu sözcükler var. Örneğin Batı Trakya'da yaşayan Türk azınlığa ‘‘Türk’’ demek! Papandreu iki yıl önce ‘‘Türk kimliğini inkar edemeyiz’’ deyip bu tabuyu yıkmaya çalıştı, biz de ‘‘Bravo Yorgos’’ diye alkışladık ama hala Türk azınlığın adı siyasi literatürde ‘‘Müslüman azınlık ’’ olmaktan kurtulamadı..

Bir başka tabu da Türkiye'yle diyalog. Simitis ve Papandreu, sadece üç yıl önce bu tabuyu yıkmak için kolları sıvadılar, bunda önemli yol aldılar ama diyalog Ege sorunları ve Kıbrıs'a gelince yine işler karıştı. Yine aşırı milliyetçilerle yenilikçiler kavgası başladı.

KIRMIZI BAŞLIKLI YORGOS

Katimerini gazetesinin karikatüristi İlias Makris, Yorgos Papandreu'yu Kırmızı Şapkalı Kız'a benzetmiş. Yorgos, kolunda sepetiyle ormanda yürüyor. Ağacın arkasından Türk fesi takmış çirkin ve korkunç kurt çıkıyor, ‘‘Hey, biraz konuşabilir miyiz?’’ diye sesleniyor. Yorgos saf saf bakıyor, ‘‘Tabii, ben zaten diyalogdan korkmam ki’’ diyor.

BAVULDAKİ ECEVİT

İşte Etnos'un ünlü karikatüristinin çizgileriyle Simitis'in Washington ziyareti: Simitis ve eşi Dafni Washington Hilton Oteli'ndeki odalarına yerleşiyorlar. Bavullar açılıyor. Bir bavuldan elinde Türk bayrağıyla Ecevit çıkıyor. Dafni kızıyor: ‘‘Bre Kostas, şimdi neden Ecevit'i de getirdin ki?’’ Kostas dönüyor : ‘‘Ne yapayım Dafni? Belki biraz bizi Bush'a metheder diye getirdim.’’

ARAŞTIRMA DİYALOĞU

Yannis Kalaycis'in çizgileriyle sol Eleftorotopia gazetesinde yayımlanan karikatürde tasması Amerika'nın Atina Büyükelçisi Tom Miller'in elinde olan Papandreu ‘‘Gırr, gırr, puf’’ diye sesler çıkartarak koşuyor. Arkadan gelen İsmail Cem, Miller'e ‘‘Hey Miller, Yorgos ne diyor?’’ diye sesleniyor. Miller ‘‘Diyalog yapmadığını söylüyor. Yapsa yapsa, araştırma diyaloğu yapıyor.’’ diye yanıtlıyor..

TİTREYEN YORGOS

Eleftorotopia Stafi'nin çizgilerinde ise korkudan titreyen Yorgos'u iki Türk paşası aralarına almış. İlki önce, ‘‘Höt höt’’ konuşuyor sonra ‘‘Lokum ister misin’’ diye soruyor. Yorgos titreyerek ‘‘Hayır’’ diyor ama diğeri dinlemiyor bile. Atılıyor: ‘‘Güzel. Müzakereler bitti. Şimdi hadi bakalım dediklerinizi yap!’’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!