'Bizi de tutuklarlar'
Güncelleme Tarihi:
Seçimi bitirdik, kaosu bitiremedik;Ankara karışık.
Meclis daha açılamadan karışık.
Neden ise, yargı sürecinde yaşanan tıkanıklık.
An itibarıyla; yargı, yasamayı kilitlemiş durumda.
“SORUN SADECE TUTUKLU VEKİLLER DEĞİL. YA BİZ?”
BDP TBMM’ye gitmeyecek. CHP’nin yemin edip etmeyeceği belli değil.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile sohbet ediyorum.
Kendisi de hukukçu olan, bir dönem Diyarbakır baro başkanlığı da yapmış bulunan Tanrıkulu’nun sözleri çarpıcı;
“Sorun sadece tutuklu vekiller değil ki. Nereden bilelim bir-iki gizli tanık bulup, bizi de itham etmeyeceklerini? Yemin edip Meclis’e girdikten sonra bulurlar bir gizli tanık, bizi de tutuklarlar. Milletvekillerinin üzerindeki bu endişenin, bu gölgenin kaldırılması lazım...”
Peki ya seçildikleri halde mahkemelerin salıverilmediği CHP’li, MHP’li, BDP’li vekiller? Ya da milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle’nin durumu?
“AKP istese çözeriz” diyor Tanrıkulu; Formülü de açıklıyor;
“ANAYASA’NIN 76. MADDESİNDE, TMK’DA DEĞİŞİKLİK”
Hatip Dicle’nin kurtarılması için Anayasa’da yapılacak bir değişiklik yeterli; Anayasa’nın milletvekili seçilmeyi düzenleyen 76. maddesinde yapılacak bir değişiklikle, “1 yıldan fazla ceza almış kişiler vekil seçilemez” hükmündeki bir yılın üç yıla çıkarılabileceğini, böylece Dicle’nin önünün açılabileceğini söylüyor Sezgin Tanrıkulu;
“1961 Anayasasında bu süre 5 yıldı. Şimdi bir değişiklikle, 1 yılı 3 yıla çıkarabilir, bir de geçici madde koyarız, bu hükmün 12 Haziran seçimlerinde de uygulanacağına ilişkin. Sorun çözülür...”
Ya diğer vekiller;
“Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesindeki değişiklik ile, bu sorun da çözülür” diyor CHP’li Tanrıkulu. Şüphelilerin Cumhuriyet savcısının istemi ve sulh ceza hâkiminin kararı ile soruşturma evresinin her aşamasında adlî kontrol altına alınabileceğini, yani tutuklanabileceğini kayıtlara geçiyor. Tanrıkulu, bu maddede milletvekillerini dışarda tutacak bir değişikliğin gerekli olduğunu vurguluyor.
TÜRMEN: “AİHM’DE OLSAM, TÜRKİYE’YE SUÇLU BULURDUM”
CHP’den İzmir milletvekili seçilen Rıza Türmen’le de sohbet ediyoruz.
Türkmen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde yıllarca hakimlik yaptı.
Avukatlarının açıklamalarına bakarsanız, tutuklu vekillerin, veklilliği düşen Dicle’nin durumu belli ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gidecek.
Peki ne yapar AİHM? Nasıl bir karar alabilir, bu konular önüne gelirse.
Türmen hiç tereddüt etmiyor yanıt verirken;
“Ben hala AİHM’de olsaydım ve bu davalar önüme gelseydi kesinlikle Türkiye’yi mahkum ederdim...”
Türmen’e göre, Türkiye Dicle’nin açabileceği bir davada Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun ek birinci protokolünün 3. maddesine, yani seçme ve seçilme hakkının ihlali uyarınca ceza alır.
Burası önemli;
Sadece Dicle’nin seçilme hakkı değil sözkonusu olan; Diyarbakır’da ona oy veren seçmenlerin “seçme hakkının ihlali” de var.
Tutuklu vekillerin durumu da “Türkiye’yi mahkum ettirir” Türmen’e göre;
Halen tutuklu olup da, Meclis’e gidemeyen vekillerin durumu ise, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “özgürlük ve güvenlik hakkı” başlığını taşıyan 5.maddesinin ihlaline giriyor. Türmen net konuşuyor;
“Önüme gelse, hiç tereddütsüz ihlal kararı verirdim...”