Bir yayık ayranda fırtına!

Güncelleme Tarihi:

Bir yayık ayranda fırtına
Oluşturulma Tarihi: Kasım 22, 1998 00:00

Haberin Devamı

Anadolu’nun bağrından çıkıp gelen iki kelime: Çökelek ve

Atilla Taş

Rokfor’a meydan okuyan çökelek

TV kanallarında, gazete sayfalarında hep Atilla Taş, hep çökelek. Gelmişi, geçmişi, çoluk çocuğu, gözyaşı, alınmış kaşı, Silifkeliler'in çökelek cinneti vb,vb... Konuşulmayan ne kaldı, Atilla Taş'ın söylemediği ne kaldı derken, benim de Anadolu'nun bağrından, Divriği'den geldiğimi düşündüm. Çocukluk belleğimde canım çökeleğin rayihası, nefaseti ve kış kahvaltıları canlandı. Geceleri kurtların indiği ıssız ve yolsuz dağ köyleri ve çökelek... Karakışa hazırlık. İçi sırlı küpe basıldıktan sonra derince bir çukura gömülen çökelek... İlk karla birlikte buz tutmuş toprak kazmayla eşiliyor. Define arayıcılarının heyecanıyla sabırsız bekleyiş. Küp beliriyor, ihtimamla çıkarılıyor ve yeşermiş, küflenmiş canım çökelek... Ve çeyrek asırdır bana yemek nasip olmayan çökelek... Atilla Taş'la süzekten yeni çıkmış taze yani ham çökelekle Fransızlar'ın Rokfor'una meydan okuyan küp çökeleği ve hayatın manası üzerine konuştuk.

Ceyhan'da anneanneniz çökelek yapar mıydı?

- Yapardı. Büyükmangıt Köyü'ne giderdik. Yayıkta ayranın yağını alırlardı. Ya yağı kaynatıyorlar ya ayranı. Tam bilmiyorum. Bir torbaya konuluyor, dar eski Amerikan bezinden torbaya. Suyu süzülüyor ve kalıp halinde çökelek oluyor.

Peki kahvaltı sofranızda kaçıncı sırada gelirdi?

- Bizim evimizde sıkma denilen bazlamanın arasına çökelek, maydanoz, ince doğranmış soğan ve kırmızı pul biber dökülerek çok güzel yeniliyor. Sıkma olarak daha çok seviliyor. Yanında da buz gibi Misis Ayranı... Misis Köprüsü var. Hikayesi de var. Lokman Hekim ölümsüzlük formülünü buluyor. Misis Köprüsü'nden geçerken Şeytan eline vuruyor ve kağıt Ceyhan Nehri'ne düşüyor. Belki de Misis Ayranı'ndadır ölümsüzlüğün sırrı. Tabii hakiki Misis Ayranı'ysa. Herşey sunileşti çünkü. Bir de şalgamımız var. Ondan bahsetmeden geçmeyeyim. Şalgam bitkisi mayalanarak fıçılarda bekletilir. Bu bir sanattır. Ve her derde deva olduğu düşünülür. Biz Adanalılar'ın has içeceğidir. Keşke şimdi şurada olsa da ciğerimi yaka yaka içsem...

Çökeleği Silifkeliler neden bu kadar sahipleniyorlar?

- Çökelek, ne Silifke'ye özgü bir yiyecek ne de bir şarkı. Ben lütfedip kasette şarkının altına ‘‘Silifke türküsünden adaptedir’’ diyerek onları onore etmeye çalıştım. Silifke halkını suçlamak gibi bir amacım yok. Ama bazı siyasi çıkarlar uğruna bir yayık ayranda fırtına kopardılar. Kimseyi rencide etmedim. Ham Çökelek'in sözü ve müziği bana aittir. Ve aslında bu bir Ödemiş türküsüdür. Çünkü Ger Ali Efe, Ödemiş'ten kalkıp Silifke'ye göç etmiş bir kişidir. Silifke yöresinde efe görüldüğü olmamıştır.

Anadolu'nun bağrından, Anadolu yiyeceği olan çökelekle çıktınız listelere. Rastlantı mı, ilahi adalet mi?

- Rastlantı olmamalı. Yaşadığım herşey yaşadığım çevreye ait. Bana çökeleği tattıran Anadolu, onun için şarkı yapacak ilhamı da verdi. Havasından mı suyundan mı bilemem. O topraktan yetişmek, o toprak kadar verimli olmak demek. Nadasa bırakılmak kaydıyla.

DANS DERSLERİNE BAŞLADIM

Çökelek'le müzik dünyasında doğmak olaylı oldu biraz?

- Çökelek'ten önce de halkın çok sevdiği iki parçaya (Esmer ve Dilber) imza attım. Başarımın tesadüf olmadığını düşünüyorum. Ama bunu zamanın göstereceği de bir gerçek. Bu yüzden kendimi yetiştirmek, geliştirmek için çok uğraşıyorum. Dans ve şan derslerine başladım.

Tango, rock?

- Modern dans. Temel dansı öğrenip kimseye benzemeden kendime özgü bir dans stili geliştirmek istiyorum. Sadece şarkı söylemekle bir yerde kalınmaz. Ayrıca ‘‘Showman’’ bir tarafım olduğunu düşünüyorum. Bunu da kullanacağım.

Çocuklara özgü, sınır tanımayan bir rahatlığınız var?

- Aslında kompleksli bir insandım bir zamanlar. Bunu da bana fakirlik yapıyordu. Kıyafetimin iyi olmadığını, hareketlerimin eksik kalacağını düşünürdüm. Bu kompleks beni öğrenmeye ve okumaya itti. Bütün eksikliklerimi pozitif bir şekilde kapatmaya çalıştım. Ve bir gün herkesin aslında eşit olduğunu keşfettim. Kürklerin hiçbir şey yemediğini farkettim. Kürküyle bir şeyler yiyenlerin de çok çabuk aç kaldıklarını gördüm.

Ünle birlikte kürk ya da çok mülkünüz olacak bundan sonra?

- Bütün bunlar benim sadece yaşamamı sağlayacak. Bunlarla birlikte yeni bir insan olmayacağım. Var olan beni geliştirmeye çalışacağım. Mal varlığımın büyümesi benim büyümem değildir.

FREUD VE ADLER OKUYORUM

Ama yoksulluk günlerinizde böyle söylemezdiniz herhalde?

- Hiçbir zaman lüksü ve parayı bir amaç olarak görmedim. Hâlâ hesabımı bilmem, hesap yapmam. En büyük üç lüksüm var. Kitap alabilmek, güzel yemek yiyebilmek ve seyahat edebilmek... Bunları yapmak için paradan daha önemli şeyler gerekli.

Ne tür kitapları tercih ediyorsunuz?

- Psikolojik çözümlemeleri olan, insanı anlatan herşeyi okumaya çalışıyorum. Dostoyevski kadar insanın ruhuna inebilen, iç hesaplaşmalarını su yüzüne çıkartan kimseyi tanımıyorum. Çünkü herşeyin temeli insan. Ayrıca Freud, Adler, Jung çok ilgimi çekiyor.

Peki sahne, şöhret, randevular. Seyahate nasıl zaman ayıracaksınız?

- Yaptığım işle yoğurmak istiyorum. Ama buna bir gün mutlaka vaktim olacak. Allah bana ömür verirse Japonya'yı, Amerika'yı, dünyayı görmemi kimse engelleyemez. Çünkü dünyaya bir kere gelindiğine inanıyorum, tanımak istiyorum.

KİŞİLİĞİMİ KORUYACAĞIM

En alttan zirveye zıplamanın ruhunuzda tahribatı olmayacak mı?

- Bence olacak, oluyor da. Herkes benim bir anda şöhret olduğumu düşünüyor. Bense 23 yıl artı bir an diyorum. Beş yaşındayken aynanın karşısına geçip, işte huzurlarınızda Atilla Taş, diyordum. Özel hayatımın bu kadar didikleneceği aklıma gelmedi. Bir korkum var: Bundan sonra çevremdeki insanların sanatçı Atilla Taş'ı mı yoksa insan Atilla Taş'ı mı sevdiklerini merak edeceğim. Bunlar benim şu anda hissettiklerim. Sinirlerim çok geriliyor. Çok yoğun bir dönem geçiriyorum. Zamanla başka tahribatlar olur mu bilmiyorum. Ama kişiliğimi koruyacağımı biliyorum.

Nihayet elinize geçen banknotları havaya konfeti gibi saçtınız mı?

- Filmlerde görür, çok kızardım. Paranın hiçe sayılmasından nefret ederdim. O tek banknot tanesi, benim üç günlük yemek paramdı. Bunu hiçbir zaman yapmayacağım.

Yoksul günlerden kalma alışkanlıklarınız bugünkü bolluklara direniyor mu?

- İsrafı hiç sevmiyorum. Bazen ekmeği dilimleyip öğün öğün yediğim olurdu. Tabağımda yemek bırakmıyorum. Ekmeği yiyebileceğim kadar kesiyorum.

Bunca paraya ilk kavuştuğunuzda hangi ukdenizi gerçekleştirdiniz?

- Bir ev sahibi olmak. Bu, parayla değil vakitle ilgili bir sorun. Çünkü yaşayacağım yeri çok iyi seçmek istiyorum. Çünkü geçmişte bir yerde altı aydan fazla kalamadım. Hep kovulma korkum vardı. Kötülüğümden değil, insan etinin ağır olmasından.

Yeni evinizde çökelek anısına bir sanatsal nesne olacak mı?

- Yayık ayranı yapmak için evime yayık alacağım. Çökelek yapmayı denememin iyi olacağını düşünüyorum. Çünkü çökeleğe çok şey borçluyum.

Ekmeğinizi taştan değil, çökelekten çıkardınız?

- Bir falcı size bir peynir türü senin hayatını değiştirecek deseydi, inanır mıydınız? Ama müzik herşeye kadir.

Uzun ince yol

Çok da dışa vurumcu olduğunuzu düşünüyorum?

- Bunun faydalı olduğuna inanıyorum. Zamanla bastırdıklarımın yukarıya doğru hücumu diyorum. Anadolu'da çocukları kendilerine benzetmek ister ebeveynler. Herkesin değişik genleri var. Bu bir kokteyl. Üç yaşımdayken daha önce yaşadığımı, pilot olduğumu ve uçağımın düşürülüp öldüğümü söylerdim. Çevremdekiler deli olduğumu düşünüp doktora götürmüşler.

Sınıf atlamak nasıl bir duygu?

- Kendime rahat vermeyeceğim. Neden? Geldiğim nokta yolun başı. Upuzun bir yol var önümde. Tek şansım var, sanat dünyası denilen kaygan zeminde ya ayakta dururum ya da çektiğim bütün acılara ihanet edip düşerim. Kaderin oyuncağı olmaktansa kaderi elimde oyuncak yapmak en güzeli. En kolay şey, kendimi kandırmak. Kişi kendi yalanına inanırsa başkalarını kandıramaz.

Yüzüm eskimez

Bu kadar çok görünmek, basında bu kadar fazla yer almak doğru mu?

- Bu bir tanışma faslıydı. İleride insanların evine misafir olmaktan ziyade o evin bir ferdi gibi görülmek istiyorum. Kimse kardeşi ya da çocuğunu görmekten sıkılmaz. Kendinizi yeniler ve aşmaya çalışırsanız yüzünüz de eskimez, şarkılarınız da. Yaptığım her albümde bir öncekinden daha iyisini ve farklısını yapacağım.

Manik depresifim

Her kanalda her gazetede bitmek bilmeyen bir kendini ifade etme coşkusuyla konuşuyorsunuz, neden?

- O kadar doldum, o kadar biriktim ki. Sanki kalabalık içinde bağırıyorum ve sesimi kimse duymuyor. Kendimi farklı hissediyordum. Siz ister yetenek, ister hırs deyin. Sürekli öğrenme açlığı, aşırı merak duygusu. Kendini aşma arzusu. Mükemmelliyetçilik beynimi kemiriyor.

Sizdeki bu ataklık, aşırı enerji neden?

- Beni sevmeyenler benden yoruldukları için sevmez. Beni bile bitkin düşüren bir enerji var. Manik depresifim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!