Bir ölümün anatomisi

Güncelleme Tarihi:

Bir ölümün anatomisi
Oluşturulma Tarihi: Ocak 27, 2000 00:00

Haberin Devamı

İki yıl önce okul tuvaletinde asılı bulunan Ali Serkan Eroğlu'nun ölüm nedeni hálá aydınlanmadı

Bir yazısında ‘‘Doğru dürüst ölün, kendinize sakın otopsi yaptırmayın’’ demişti. Okulunun tuvaletinde asılı olarak bulununca, savcı otopsi talimatı verdi. Vücudunda bayıltıcı madde kloroform bulundu. Kendi deyimiyle doğru dürüst ölemedi Ali Serkan Eroğlu. ‘‘Nasıl öldü?’’ sorusu ise tam 2 yıldır cevapsız. Doktor olan ablası, kardeşinin ‘‘öldürüldüğü’’ konusunda ısrarlı. Adaletin yerini bulması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bile gidecek.

EGE Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü 2. sınıf öğrencisi Ali Serkan Eroğlu, 23 Aralık 1997'de, okula gitmek için evden çıktı. Ergin isimli bir arkadaşıyla Bornova'daki Ege Üniversitesi Rektörlüğü'ne gitti. Dramatik Yazarlık Bölümü'ne geçmek için hazırladığı dilekçeyi vermek istedi. ‘‘İlgili makam burası değil, Buca'ya gideceksiniz’’ cevabını alınca, ertesi gün aynı yerde buluşmak için arkadaşıyla sözleşti. Saat 12.30'da ‘‘Kız arkadaşıma gidiyorum’’ diyerek otobüse bindi.

GÖZLÜĞÜ GÖZÜNDEYDİ

Temizlik işçileri, Ali Serkan Eroğlu'nu ertesi gün saat 17.40'ta okulun tuvaletinde bulduklarında manzara şöyleydi:

‘‘Tuvaletin kapısı kapalıydı ve içeriden sürgülenmişti. Ali Serkan Eroğlu'nun çantası yerde duruyordu. Serkan, çantasının kayışı ile su borusuna asılı bir haldeydi. Üzerinde kırmızı kazağı, pantolonu, spor ayakkabıları ve gözünde gözlüğü vardı. Arka cebinde plastik iki gözlü bir para cüzdanı bulundu. Cüzdanının içinden, PTT telefon kartı, tanıtma ve kredi kartları ile 3 milyon lira para çıktı...’’

PARMAK İZİ ARANMADI

Bornova Cumhuriyet Savcısı İskender Kutluer, cesedi bulan temizlik işçileri Soner Dalak ile Ali Çiçek'i tanık olarak dinledi. Olay yerinde parmak izi araştırması yaptırmadı. Savcıyla birlikte olay yerine gelen Adli Tabip Dr. Zafer Karadeniz, ölü muayene tutanağına ‘‘Cesedin başında çürüme başlamıştır. Kesici ve delici alet yarası yoktur. Serkan Eroğlu'nun ası sonucu asfiksiden öldüğü anlaşılmıştır. Ancak kesin otopsi sonucu için Adli Tıp Kurumu morguna gönderilmesi uygundur’’ yazdı. Ölümün 24 saat önce gerçekleştiği ifade edildi.

KANDA KLOROFORM

Ali Serkan Eroğlu'nun doktor ablası Aylin Eroğlu, savcıyla görüşerek, kardeşinin intihar edecek bir insan olmadığını söyledi. Savcının ‘‘Vücudunda herhangi bir darp izi yok’’ tespiti üzerine, ‘‘Bayıltıcı bir madde kullanılmış olabilir. Kloroform araştırması yapılsın’’ dedi. Aylin Eroğlu'nun isteği üzerine, Serkan'dan kapalı tüp içerisinde alınan kan örneği, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Kurumdan 20 Mart 1998'de gelen rapor, Ali Serkan Eroğlu'nun bir cinayete kurban gitmiş olabileceği ihtimalini kuvvetlendirdi. Serkan'ın kanında, bir insanı baygın tutacak oranda 7.3 miligram kloroform ile etanol bulundu. Ali Serkan Eroğlu'nun bayıltıldıktan sonra asılmış olabileceği ihtimali kafaları karıştırdı. Rapor dava dosyasına girdi. Ancak soruşturmanın seyrini değiştirmeye yetmedi. Ali Serkan Eroğlu'nun dosyası hálá açık.

Ölümümden polisler sorumlu

Ali Serkan Eroğlu, okulun tuvaletinde asılı bulunmadan 20 gün önce İzmir Cumhuriyet Savcılığı ile İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi'ne şikáyette bulundu. Serkan Eroğlu, şikáyet dilekçesinde, 27 Kasım günü Karşıyaka'da sivil polisler tarafından kaçırıldığını söyleyerek yaşadıklarını şöyle anlattı:

‘‘Saat 16.00 sıralarında sivil giyimli Terörle Mücadele polisleri tarafından zorla arabaya bindirildim. Terörle Mücadele Şubesi'nde 8 saat gözaltında tutuldum. Dayak yedim, psikolojik baskı altında kaldım, ajanlık teklifiyle karşılaştım. Öğrenci eylemlerine katılmamamı, katılırsam yine gözaltına alacaklarını söylediler. Başıma bir şey gelirse, sorumlusu Terörle Mücadele'de görevli polislerdir.’’

Şikáyetle yetinmeyen Ali Serkan Eroğlu, 8 Aralıkta İzmir Tabip Odası'ndan sağlık raporu aldı. O günden sonra tedirgindi. Eve geç kalmıyor, yalnız dolaşmıyor, korkuyordu.

Cevap bekleyen sorular

Ali Serkan Eroğlu'nun ailesi, Bornova Cumhuriyet Savcısı İskender Kutluer'e araştırılmasını istediği sorular verdi.

Ölüm başlangıç ve bulunma anına kadar geçen sürenin saptanması ve belgelenmesi

Salı günü tuvalet temizliği yapıldığı konusunun araştırılması

Çarşamba günü bulunduğu sırada tuvalet ışığının yanıyor olduğu konusunun araştırılması

Serkan'ın salı ve çarşamba günü okula kimse görmeden gelmesi konusunun araştırılması

Serkan'ın Salı günü 08.30'dan ölümüne kadar geçen sürede nerede olduğunun araştırılması

İntiharın kullanılan çanta sapıyla ve kendi çabasıyla gerçekleşmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması

Salı sabahı çantasına konmuş olan pidenin kokmuş olması ve yenmemiş olması kuşku yaratıyor. Pidenin olağan koşullarda kokuşmasının aynı ortamda olamayacağı kanısını uyandırıyor.

Sınıf veya okul arkadaşlarının bilgisine başvurulması

Çarşamba günü tuvaletin kullanıldığı söyleniyor. Bunun araştırılması

Yazıları kitap oldu

Ali Serkan Eroğlu'nun kısacık yaşamında yazdıkları Nisan 1998'de kitap haline getirildi. Kitaba, Aylin Eroğlu'nun üniversite yıllarında yazdığı bir şiirin adı verildi:

Adımları yukarılara kaydı

Gökyüzüne doğru

Farketmedi bile

Gözleri yıldızlardaydı

19 yaşındaydı

İntihar edecek insan değildi

Serkan, 60. Yıl Anadolu Lisesi'ni kazandığı yıl, derslerden çok, sporla ilgiliydi. Masatenisi ve kros o dönemde en sevdiği uğraşlardı. Bir yandan da fantastik öyküler yazıyordu. Liseye başladığı zaman, sanatsal faaliyetlere yoğunlaştı. Galile'yi canlandırdı; oyunlar, şiirler, denemeler yazdı. İmkánları sonuna kadar zorlardı. İntihar edecek bir insan değildi. Yaşama sıkı sıkıya bağlıydı. Olayın üzerinden iki yılı aşkın bir zaman geçti. Ortada ne bir dava, ne bir sanık ne de bir tanık var. Serkan'ın ölümüyle ilgili yeterli bir araştırma yapılmadı. Olaya intihar gözüyle bakıldı. Oysa ki Serkan'ın yaptığı başvurular vardı. Bunlar gözetilmedi, kardeşimin ölümü aydınlanmadı. Hálá delil arıyoruz. Belki bir tanık ortaya çıkar diyoruz ya da vicdanı sızlayan birisi konuşur diye bekliyoruz. Serkan'ın olayını gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağız. Bu işin peşini bırakmayacağız.

Kloroformla intihar olmaz

Adli Tıp uzmanı Doç. Dr. Sermet Koç, 15 yıllık meslek hayatında kloroformla intihar eden insana rastlamadığını söyledi. Koç, ‘‘Kloroform, geçen yüzyılda kullanımı bırakılmış anestezik bir maddedir. Bu madde kullanan insanı rahatsız eder, tahriş edici bir yönü vardır. İnsanda bilinç bırakmaz. Serkan Eroğlu'nun kanında bulunan miktar baygınlık için yeterlidir. Kloroform uçucu bir maddedir. Eğer kapalı tüp içerisinde örnek alınmazsa, izine rastlanmaz. Eğer ortada kloroform varsa, şişe de bulunması gerekir’’ dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!