Bin bombadan biri patlayabilir

Güncelleme Tarihi:

Bin bombadan biri patlayabilir
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 14, 1998 00:00

Haberin Devamı

‘‘Patlamanın hemen arkasından olay mahalli tam kontrol altına alınamamıştır. Gelenlerin siyaset adamları ve üstdüzey kişiler olması bu ihmal için mazeret olamaz. Deliller ayaklar altında çiğnenmiştir. Bu husus olay sonrasında çekilen fotoğraflarda görülmektedir. Görgü tanıklarının bir listesi ve delil tespit cetveli yapılamamıştır.’’

TBMM Uğur Mumcu Araştırma Komisyonu Raporu'nda en fazla suçlananlar bomba imha uzmanları oldu. ‘‘Delilleri süpürdüler’’ eleştirilerini ‘‘Bu işin tekniği bu, Avrupa'da da böyle yapılıyor’’ savunması da kurtaramadı.

Peki kimdi bomba uzmanları? Nasıl eğitiliyorlar, nasıl çalışıyorlardı?

Bugüne kadar pek irdelenmeyen bu sorulara Kriminal Polis Laboratuvarı'nda yanıt aradık.

Patlayıcı Maddeler Şube Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuvarı'nın en can alıcı bölümü. Bomba imha uzmanları da bu bölümün can damarları.

Tülay Uçar. 26 yaşında. Türkiye'deki iki kadın bomba uzmanından Ankara'da görev yapanı. Altı yıldır Ankara Emniyeti'nde. Halen Kriminal Polis Laboratuvarı Merkezi'nin Patlayıcı Maddeler Laboratuvarı'nda görev yapıyor. Ancak 2.5 yıl bilfiil ihbarlara gitmiş Ankara sokaklarında.

‘‘Çok az müracaat vardı. Bu işi de yapması gerekenler olduğunu düşünüyordum. Soğukkanlı olmam, tercihimde etkili oldu. Ayrıca ilgim de vardı ve kabiliyetli olduğum yönde ilerlemek istiyordum. Kararımı verdim ve hiç pişman olmadım.’’

Neden ‘bombacı’ olduğunu böyle anlatıyor Uçar, kendisinden sonra müracaatların arttığına da dikkat çekerek.

GİYSİSİ KENDİSİNDEN AĞIR

Uçar, ilk olarak kendini arkadaşlarına kabullendirmeye çalışmış. ‘‘Fiziği yetersiz’’ eleştirileriyle karşılaşmış bir süre. Önce 55'lik kilosuyla 57 kiloluk özel bomba imha giysisini üzerinde taşıyarak fiziğin çok da önemli olmadığını ispat etmiş; sonra da bu işi kadınların da yapabileceğini. Olay yerindekilerin şaşkın bakışları da zamanla yerini ‘‘Yaşasın Türk Polisi, özellikle bomba uzmanları’’ sloganlarına bırakmış. Evli olması ise eşi de polis olduğu için pek etkilememiş hayatını.

Bilginin riski azalttığına inanıyor Uçar. O yüzden beklediği heyecanı yaşamamış ilk olayında:

‘‘Karşımda bir çöp poşeti vardı. İlk işim olduğu için çok heyecanlanacağımı sanmıştım ama beklediğim olmadı. Olaya, konstantre olmuş olarak gidiyorsun zaten ve nasıl müdahale edeceğini biliyorsun. O an aklında sadece şüpheli maddenin şüphesini ortadan kaldırmak var.’’

‘‘Şüphe yerini neye bıraktı?’’ sorumuza gülümseyerek cevap veriyor:

‘‘Çöpe tabii. Poşette gerçekten çöp varmış.’’

Sonraları yüzlerce şüpheli pakete müdahale etmiş Uçar. Hiç gerçek bombayla karşılaşmamış, ama o heyecanı hergün yüreğinde taşımış; dikkat ve soğukkanlılığını kaybetmeden... Gerçek bombayla karşılaşmamasını Ankara'da son yıllarda bomba olaylarının çok fazla olmamasına bağlıyor. Türk halkını da şüpheli paket olaylarına karşı çok duyarlı buluyor, ‘‘Neden şüphelenseler hemen arıyorlar’’ sözleriyle...

Müdahaleden sonra, 7-8 dakika da olsa yedi kiloluk patlayıcıya karşı dayanıklı 57 kiloluk bir giysiyle çalışılmasından olsa gerek, yorgunluk çöküyor omuzlara. İstirahat odasında birkaç demli çay ve arkadaşlarla muhabbetle atılıyor yorgunluklar. Yeni bir ihbar bekleniyor ardından.

KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK

‘‘Bir ülkede çöpçüye de ihtiyaç var, doktora da. Ancak herkes doktor ya da çöpçü olamaz. Eğer birşeye karşı mücadele edilecekse bu mücadelede herkes üzerine düşeni yapmalı. Ben gönüllü oldum. Kimsenin teşviki olmadı. Zaten aralarına girdiğimde sayıları 25'ti.’’

Eğitim sırasında elinde patlayan bombayla sağ elinin üç parmağını kaybeden Patlayıcı Maddeler Şube Müdürü Yakup Kızılkaya da Uçar gibi, ancak ondan çok önce, gönüllü girmiş işe. ‘Gönül’ olmasa işin yapılamayacağına inanıyor. Söz ‘‘korku ve cesaret’’ kelimelerine gelince başlıyor anlatmaya:

‘‘İnsanlar bilmediklerinden korkarlar. Bir çocuğa yılanı gösterin korkar. Ama o yılanın su yılanı olduğunu biliyorsa, korkmaz. Siz yolda yürümekten ne kadar korkuyorsanız, ben de bombadan o kadar korkuyorum. Çünkü yolda yürürken başınıza ne işin gelebileceği, hangi arabanın gelip size çarpacağından çok da emin değilsiniz. Ben de hangi bombanın patlayacağından emin değilim. Benim endişem de o kadar.’’

İnsanın cesur olmasından çok bilgili olmasını tercih ediyor Kızılkaya. Ona göre ‘‘Cesaret elbette gerekli, iyi bir vasıf. Ancak cesaret aptallığa yakınsa kişi hem kendisine, hem çevresine zarar verir. Şans birkaç kez yardım eder, ama bin bombadan biri patlarsa herşey biter.’’

Bombayla ilk karşılaşmasında korktuğunu itiraf ediyor Kızılkaya. Ama müdahale sırasında değil, müdahaleden sonra olayı değerlendirdiğinde. İki hata yapmış çünkü. ‘‘O hatalardan dolayı bir patlama meydana gelseydi ne olabilirdi diye düşündüm. Olabileceklerden korktum.’’

En zor ve yorucu işini Konya Havaalanı'nda İsrail Havayolları'na ait bir uçak için yapılan bomba ihbarından sonra yapmış. 105 kişilik uçaktaki tüm valizleri tek tek sırtında taşıyarak yere indirmiş ve içlerini kontrol etmiş. Yedi saat sürmüş çalışma. Ve ihbar asılsız çıkmış.

BOMBACI OLMAK İSTEYENLERE...

Sıra üç parmağını kaybettiği kazaya geliyor. Çok da önemsemiyor ama anlatıyor:

‘‘Teşkilattaki kullanılamayacak olan el bombalarını imha edecektik. O güne kadar benzer yedi bin bombayı imha etmiştim. Bu hem eğitim hem denemeydi. El bombalarının, prospektüslerine ve bana anlatılan bilgilere göre 4-7 saniyede patladıklarını kabul etmiştim. Pimini çeker çekmez patladı. Arızalıymış. Yaptığım hata, kabul etmeli.’’

Bomba imha uzmanı olmak isteyenlere ilk dersi belki de bu yüzden ‘‘peşin hükümlü olmayın’’ oluyor Kızılkaya'nın. ‘‘Başkasının gösterdiklerini veya söylediklerini doğru kabul ettiğinizde hata yapmaya hazırsınız demektir.’’

Son söz yine geleceğin bomba uzmanlarına oluyor:

‘‘Bomba uzmanı bir şartla kendi hayatını riske atar, bir insanın hayatı sözkonusuysa...’’

260 bomba uzmanı

Bombalama olaylarıyla 1970'li yılların ikinci yarısında karşılaşan Emniyet Teşkilatı hazırlıksız yakalanmış olaylara. Önce normal polis memurları görevlendirilmiş. Can kaybı çok olunca askerden yardım istenmiş. İlk ekip askerden almış eğitimini. Ancak alınan eğitim sadece bubi tuzaklarına yönelik olunca bu kez yaralanmalar olmuş. 1978'de İngiltere'ye gönderilen ilk beş kişi oluşturmuş bu işin çekirdeğini. Bu yıl bombacılıkta dönüm noktası olarak anılıyor. 1980 ihtilaliyle beraber eylemlerde düşme yaşanınca Emniyet durumu değerlendirmiş. İngiltere'ye giden Macide Erdener-Güner Akdeniz çifti 1982'de kullanıma sunulan bomba imha aracı AKER cihazını geliştirmişler. Bombayı patlamadan etkisiz hale getiren bu aletin kullanımıyla birlikte gruba katılan uzmanların sayısı da artmış. 1985-1986 dönemine gelindiğinde, her ilde tekniği çok yüksek bomba uzmanları yetişmeye başlamış. Halen Emniyet Teşkilatı'nda ikisi kadın 260 bomba uzmanı görev yapıyor.

Bomba imha uzmanları polis memurları arasından isteğe bağlı olarak seçiliyorlar. İlk etapta DDY Hastanesi'nde görüntülere, şekillere gösterdikleri tepki ve hızın ölçümüyle ilgili bir sınavdan geçiriliyorlar. Başarılı olanlar Gölbaşı Polis Akademisi'nde bir aylık eğitime tabii tutuluyorlar. Sonra şüpheli paketlerle başbaşa geçireceği günler başlıyor. Bir bomba imha uzmanında bulunması gereken özellikleri Kızılkaya özetliyor: ‘‘Reflekslerinin çok iyi olması, sakin düşünüp sakin hareket etmesi, beyninin tekniğe açık olması, tartışmayı kabul etmesi, hiçbir şeyi dıştan göründüğü gibi algılamaması lazım.’’

Nasıl imha ediliyor

Önce olay 30-40 metre uzaktan izleniyor. Ardından emniyetli bir yer bulunuyor ve olayın içinde neler olabileceği düşünülüyor. Bu fikir hem şüpheli paketin dış görünüşüne, hem de olayı gören insanların sözlerine göre geliştiriliyor. Mesela olay yerine birisi gittiyse, o yer tuzaklardan temizlenmiş olduğu için oradan gidiliyor. Şüpheli paketin ne kadar önce konulduğu ve nerede olduğu da çok önemli. Patlama olasılığına karşı AKER veya korteks cihazları yerleştirilirken 57 kiloluk bomba özel elbiseleri giyiliyor. Kişiye bağlıysa direk elle müdahale ediliyor. Dağbaşında veya boş bir alandaysa AKER veya korteks cihazlarıyla uzaktan etkisiz hale getiriliyor.

---- Tülay ----

---- diğerleri -----

Bombalama olaylarıyla 1970'li yılların ikinci yarısında karşılaşan Emniyet Teşkilatı hazırlıksız yakalanmış olaylara. Çok can kaybı ve yaralanmalar olmuş. Şimdi Emniyet Teşkilatı'nda ikisi kadın 260 bomba uzmanı görev yapıyor.

Bomba uzmanları kimdir? Nasıl eğitilirler, nasıl çalışırlar? Kriminal Polis Laboratuvarı'nda bu sorulara yanıt aradık.

Bombalama olaylarıyla 1970'li yılların ikinci yarısında karşılaşan Emniyet Teşkilatı hazırlıksız yakalanmış olaylara. Çok can kaybı ve yaralanmalar olmuş. Şimdi Emniyet Teşkilatı'nda ikisi kadın 260 bomba uzmanı görev yapıyor.






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!