Bilim insanları Kuzey Kutbu’ndaydı... İlk Türk Arktik seferi

İTÜ PoLReC liderliğinde gerçekleşen projeye katılan 7 bilim insanı ile bir görüntü yönetmeni 11 Temmuz’da Norveç’in başkenti Oslo’ya hareket etti. Ekip bir gün sonra Arktik dairesinden geçerek Svalbard’a ulaştı. 13 Temmuz’da gemiye binerek çalışmalarını başlatan ekip burada Arktik deniz buzu tipi gözlemleri ve analizi, deniz buzu yersel ölçümlerinin uzaktan algılama ile doğrulanması, Arktik denizcilik meteorolojisi, gökyüzü kalite araştırması, kalıcı organik kirletici örneklerin alınması ve daha pek çok çalışma yürüttü.

Türkiye İş Bankası’nın sponsorluğunu üstlendiği proje için 41 kişi çalıştı ancak bölgeye 7 bilim insanı gitti. Ekip 26 Temmuz’a kadar bölgede araştırmalarına devam etti. Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama-Araştırma Merkezi (İTÜ PolReC) Müdürü ve Arktik Bilim Seferi Lideri Doç. Dr. Burcu Özsoy ve sefer ekibinin de katıldığı basın toplantısında ekip deneyimlerini paylaştı.

TÜRKİYE’DEN GİDEN İLK EKİP
Doç. Dr. Burcu Özsoy, dünyanın sürdürülebilir geleceği için Arktik’teki araştırmaların büyük önem taşıdığını vurgulayarak, buraya Türkiye’den giden ilk ekip olmanın mutluluğunu yaşadıklarını aktardı. Küresel iklim değişikliği sebebiyle arktikte şu ana kadar yaklaşık 1 milyon km2 deniz alanının buzsuz bir hale geldiğini belirten Özsoy “Daha az deniz buzu daha fazla ısınma ve daha az canlılık demektir” dedi.

Bilimsel anlamda Türkiye’ye bir hafıza kazandırmayı hedeflediklerini anlatan Özsoy, araştırmaları sırasında bu bölgede daha az insan etkisi bırakmak için çalışmaları büyük titizlikle yürüttüklerini ifade etti. Havanın 24 saat aydınlık olmasının çalışmalarına olumlu yönde yansıdığını söyleyen Özsoy, bölgedeyken Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Konseyi (CNRS) tarafından işletilen glider cihazında bir arıza oluştuğunu öğrendiklerini ve kurtarmak için harekete geçtiklerini anlattı. Özsoy, “Çalışmalarımız sırasında önemli bir karar alarak bizden epey uzakta olan cihazı kurtarmaya gittik. CNRS’den her 10 dakikada bir bizimle cihazın yerini paylaşmalarını istedik. Başarılı bir operasyonla cihazı kurtardık. Kurum ve bilim insanları bu dayanışmadan çok memnun kaldı ve cihazın adını değiştirerek bizim ekibimizin ismi olan TASE adını verdi. Cihaz onarıldıktan sonra bilimsel araştırmalar yapmak üzere yeniden bölgeye gönderilecek” dedi.