Baykal'dan önemli açıklamalar

Güncelleme Tarihi:

Baykaldan önemli açıklamalar
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 21, 2009 14:24

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Deniz Baykal, yerel seçim öncesi ilk açık hava toplantısını Adana'da gerçekleştirdi.

Haberin Devamı

CHP'nin Adana mitinginden kareler

Konuşmasında bu seçimin yerel seçimin ötesine geçtiğini belirterek, "Türkiye'de resmi himaye altında büyük yolsuzluk var. Bu seçim belediye seçimi değil, Deniz Feneri seçimi" diyen Baykal, işsizlik ve ekonomik sıkıntıların yarattığı sorunlar üzerinde geniş şekilde dururken "Borç ve işsizlik patladı" diye konuştu. 'Çok tehlikeli bir yola girdi" dediği Başbakan'ın medya ile ilgili tutumunu değerlendirirken, "Bu, Başbakan ile bir medya grubunun arasındaki kavga değil. Başbakan milletin doğruları öğrenme hakkına karşı çıkıyor. Vahim olan bu" diyen Baykal, Başbakan'ın kendisini meydanlara çağırdığını, kendisinin 30 yıldır meydanlarda olduğunu söyledi, TV'de tarafsız gazetecilerin önünde tartışmaya davet etti, bu konuda batılı ülkelerden örnekler verdi ve Erdoğan için "Demokrasi kaçağı" ifadesini kullanırken "Korkma, kaçma" diye seslenirken, halka da, meydanları boş bırakmaması çağrısında bulundu.

Haberin Devamı


YAÄžMURLU MÄ°TÄ°NG


Özel bir uçakla Adana Havalimanı'na gelen Deniz Baykal "Başbakan Baykal" sloganları arasında parti otobüsüne binerek yaklaşık 1 saatlik gecikme ile mitingin yapılacağı Uğur Mumcu Meydanı'na ulaştı. Adana'da havanın yağışlı olması nedeniyle yağmurluk giyen Baykal, alanda yaklaşık 10 bin kişiye hitap ederken, boynunda Adana Demirspor ve Adanaspor atkıları taşıdı, arkasında da belediye başkan adayları yer aldı.


"Parti ayırımı yapmadan herkesi selamlıyorum" diye konuşmasına başlayan CHP Genel Başkanı bu seçimin giderek yerel seçim olmaktan çıktığını savunurken şunları söyledi:


"Çünkü hepimiz görüyoruz ki, dertlerimizin sorunlarımızın kaynağı aslında çok derindedir. Yerel seçimin ötesinde, Türkiye siyasetinin temellerinden kaynaklanan sorunlarımız, sıkıntılarımız var. Olay, belediye seçimi olmanın ötesine geçti. Bakın bu seçimde bir araya gelen insanlarımız bu seçimde kendilerini ifade etmek isteyen insanlarımız, aslında, belediye seçiminin ötesindeki sorunlarını, sıkıntılarını ortaya koymak, onlara yönelik çözüm sağlamak istiyorlar. Herkesin derdi var, herkesin sıkıntısı var. Bu sıkıntıların kaynağını insanlarımız yeni yeni görmeye başladılar. Siyaset halkın dertlerini çözmek için yapılır. Siyaset sandığa gidip oy vermekten ibaret değildir. Siyaset halkın kendisini rahat mutlu, özgür, huzurlu hissedebilmesini sağlamak için yapılır."

Haberin Devamı


Seçmenlere, "Allah aÅŸkına halinizden memnun musunuz?" diye soran Baykal "Namerde muhtaç olmadan namuslu bir hayat sürdürmeyi siz hak etmiyor musunuz?" diye ekledikten sonra şöyle dedi:Â


"Türkiye buraya nasıl geldi? Türkiye buraya gelirken bu işin buraya varacağını söyleyen yok muydu ? Artık büyüyen Türkiye bitmiş. Kalkınan Türkiye bitmiş. Küçülen Türkiye dönemi gelmiş. Yeni fabrika açılan Türkiye dönemi bitmiş, kapanan fabrika dönemi gelmiş. İstihdam sağlayan Türkiye dönemi bitmiş, işten çıkaran Türkiye dönemi gelmiş. Esnaf Türkiye'nin namuslu insanları, Türkiye'yi sırtında taşıyan insanlar sabah akşam dükkânını açıyor da, sorun ne oluyor. Sermayeden yemeye başladı Türkiye. Hazırı yiyor Türkiye. Devlet, şirketler, aileler, vatandaşlar kişiler hazırı yiyor. 2,5 milyon aile 'Eyvah, ne zaman haciz gelecek?' korkusuyla yatıp, kalkıyor. Millet doğru dürüst uyuyamaz hale geldi. Kâbus görüyor millet. İşini kaybetme, malını kaybetme kâbusu görüyor. "

Haberin Devamı

 

1 MÄ°LYON Ä°ÅžSÄ°Z


Türkiye'de 1 milyon işsiz olduğunu, esnafın da işsiz rakamlarına dahil olmamakla birlikte iş yapamadığını söyleyen Baykal, en önemli özgürlüğün çalışma, iş, çoluğuna çocuğuna bakabilme özgürlüğü olduğunu belirtirken, "Bunlar elinizden alındı. Bunlar işbaşına geldiğinde Türkiye'nin 220 milyar dolar borcu vardı. 7 yıl geçti, şimdi Türkiye'nin borcu 500 milyar dolar oldu" dedikten sonra şöyle devam etti:


"Devletin ekonomisi böyle. Senin ekonomin nasıl? Çiftçinin ekonomisi nasıl, çiftçi biliyor. Gübre fiyatı patladı, millet yeni tarım yılı geliyor toprağa gübre atamadı. Çiftçi boynu bükük. Ne buğdaycı teşvik ediliyor, ne pamukçu. Yunanistan Türkiye’ye pamuk satmaya başladı. Çukurova'nın bereketli topraklarında çiftçi eli böğründe pamuk yetiştiremiyor. Bu doğru politika mıdır ? Esnaf kendini oyalıyor. Sen git berbere, sor bakalım, yanındaki çocuğun primini, sigortasını ödeyebiliyor mu, dükkânın kirasını, suyunu karşılayabiliyor mu? Hazır yiyor esnaf, sermayeden yiyor. Türkiye'nin tablosu bu. Bu tablo iktidarın elinde oluştu. Bugün ekonomi allak bullak oldu. İşsizlik, borç patladı. Türkiye bunların yönetiminde çok ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıya. Bir de ekonomik kriz bindi üstüne. Hiçbir tedbir de almıyorlar. Ha bugün ha yarın geçer diyorlar kulaklarının üstüne yatmış bekliyorlar. Tedbir almamış tek ülke var Türkiye. Ne yapacaklarını bilmiyorlar.

Haberin Devamı

 

SEÇİM RÜŞVETİ DAĞITIYORLAR

 

Nereye yapıyorlar harcamayı? Emekliye mi? Seçim kazanmak için yapıyorlar. Seçim rüşveti dağıtıyorlar. Türkiye kalkınan Türkiye'ymiş gibi seçim rüşveti dağıtmak için harcama yapıyorlar. Türkiye'de yoksulluk var. Devletin alması gereken tedbirler var. Ama bu tedbirlerle Tunceli'de buzdolabı dağıtmayı karıştırmayın. Bu yoksullukla mücadele değildir. Oy rüşvetidir, seçim hovardalığıdır. Bu iktidar eğer yolsuzlukla mücadele etmek istiyorsa yapılması gereken şey açıktır. Ne yapacak. Her aileden en az bir kişiye iş bulacak. Yoksullukla mücadelenin en doğru yolu her aileden en az bir kişinin iş sahibi, sigortalı olmasını sağlamaktır. Bunu sağladın mı o insan yoksullukla nasıl mücadele edeceğini kendisi bilir. Sen onun yerine buzdolabı almaya kalkma. O neye ihtiyacı olduğunu senden daha iyi bilir. Ama onlara iş ver, iş, iş, iş. "

Haberin Devamı

 

'TEÅžKÄ°LATLI-DERNEKLÄ° YOLSUZLUK'


İşin yanı sıra toplumda ahlak olmasını savunduklarını belirten Baykal, konuşmasının bu bölümünde AKP iktidarlarından sonra Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan kadar Türkiye'de yolsuzluk manzarası bulunduğunu savundu, "Türkiye'de yolsuzluk artık kişisel olmaktan çıktı, teşkilatlı, örgütlü, organize oldu. Birisi tek başına yolsuzluk yapmıyor, şirket dernek kuruyor. Dernekli yolsuzluk türedi. Dernek kuruyorsun, ne için. Hayır için mi? Hayır, yolsuzluk için kuruyorsun" dedikten sonra konuyu Deniz Feneri'ne getirdi ve şunları söyledi:

"Ramazan'da yapacağın hayrı, zekâtı, fitreyi benim derneÄŸime ver, ben senin için en iyi ÅŸekilde yerine götürürüm diyor. Ä°nsanlar da ellerindeki avuçlarındakini bunlara teslim ediyor. Sonra ne oluyor. Oradan alıp, Türkiye'ye kurye ile taşıyorlar. TeÅŸkilatlı iÅŸ ya. Nereye getiriyor? Ä°stanbul, Ankara'ya. Ne oluyor orada? Ä°stanbul, Ankara'da kiÅŸilerin üzerine ÅŸirketler kuruluyor paralar kazanılıyor. BaÅŸka? Televizyon kuruluyor. O televizyon ne yapıyor, iktidara destek veriyor. Kimin televizyonu oluyor o. Ergenekon'un televizyonu mu oluyor. AKP'nin televizyonu oluyor. Ergenekon kasasını arıyorlardı, araya araya bulamadılar. Birisini buldular, kasa bu dediler, adam vefat etti, cenazesini belediye kaldırdı. Åžimdi bir sendikacıyı bulmuÅŸlar,Âkasa odur diyorlar. Sen kasa arıyorsan etrafına bakıver çok kasa var. Ä°ÅŸte o kasalardan biri de bu Deniz Feneri kasası. Televizyon kurulmuÅŸ din, iman, ahlak vatan adına anlatıyor. Dibinde ne var yetimin hakkı, haram var. Millet bunu görecek, o kanalı dinleyecek oy verecek. Bunlar da hayırlı çalışmalar yapacak, Türkiye kalkınacak. Olur mu böyle bir ÅŸey. Sende akıl yok mu? Sende vicdan yok mu, bu gidiÅŸe nasıl olur da evet dersin.


Aradan aylar geçti, 5,5 ay geçti. Almanya'daki dosya hala gelmedi. Almanya'da dosya olmasa, bu insanlar yargılanmasalar biz bir ÅŸey yapmayacak mıydık? Biz Almanya'ya bağımlı mıyız? YolsuzluÄŸu yapanlar Türk. Bizim vatandaÅŸlar, para kaptıranlar bizim vatandaÅŸlarımız. Buraya getiren kuryeler Türkiye'nin vatandaÅŸları. Ãœstelik devletin önemli noktalarında. RTÃœK'ün başında. YolsuzluÄŸu yapan vatandaÅŸ, parası çalınan vatandaÅŸ, aracılık yapanlar vatandaÅŸ, burada kurulan ÅŸirketler Türk ÅŸirketleri, kurulan televizyon Türk televizyonu. Adalet Bakanı diyor ki, Almanya'dan dosya bekliyoruz.ÂSenin savcın, kabiliyetin, kanunun yok mu? Yılın yarısı geçti hala dosya yok. Sen getiremedin dosyayı Cumhuriyet Halk Partisi getirdi. Hadi yap gereÄŸini de görelim.


Yoksa yok olan dosya deÄŸil. Yok olan niyet. Niyet yok. Peki niye niyet yok. Bu yolsuzluk yapanları baÅŸbakan tanımıyor mu, tanımıyorum der gibi oldu, sonra fotoÄŸraflar çıktı kondu. Akraba, tanıyor. Bu yolsuzluk yapanların faaliyetlerine himaye getirmiÅŸ mi, teÅŸvik getirmiÅŸ mi ? Evet. Bunlara bir kanun çıkarmış. Siz devlete, millete yararlı derneksiniz demiÅŸ bunlara. Öyle ödeyince bütün devlet teÅŸkilatı bunlara açılıyor. sonra demiÅŸ ki sizleri vergiden muaf ediyorum demiÅŸ. Bu milletin, vatanı huzuru ve barışı için sınırda canını veren Mehmetçik için kurulmuÅŸ Mehmetçik Vakfı vergi veriyor, bu sahtekârlık vergi vermiyor, AKP sayesinde. Kim çıkardı bu kanunları himayeleri kim getirdi?ÂTürkiye'de büyük yolsuzluk var. Resmi himaye altında yolsuzluk var. Ä°ÅŸte örnek. Bu seçim sadece yerel seçim deÄŸil derken bunu yapmaya çalışıyorum. Bu seçimde oy kullanırken dürüst namuslu belediye baÅŸkanı arayıp bulacaksınız. DenenmemiÅŸ yeni bir kuÅŸağı iÅŸbaşına getirecek pırıl pırıl insanı seçeceksiniz. Ama oy kullanırken bu deniz fenerinin de hesabını soracaksınız. Bu seçim Deniz Feneri seçimi. Yani hem bu yolsuzluÄŸu yapıyorlar hem de dini imanlarıyla yanlarına yaklaşılmıyor. Ağızlarını açtığında Allah Peygamber, din iman diyorlar. "

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!