Baykal'dan önemli açıklamalar

Güncelleme Tarihi:

Baykaldan önemli açıklamalar
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2008 13:58

CHP Lideri Deniz Baykal grupta konuştu. İşte Baykal'ın konuşmasından satır başları...

Haberin Devamı

- Geride bıraktığımız günlerde çok önemli gelişmeler oldu. Geride bıraktığımız hafta içinde çok anlamlı gelişmeler kendisini gösterdi. Ekonomi terör yolsuzluklar alanında pek çok gerçek su yüzüne çıktı ve halkımız milletimiz dönemi daha doğru değerlendirmek için çok önemli tespitler yapma imkanını buldu.

- Ekonomide yaşanmakta olan olaylar, bizim 6 yıldır izlediğimiz politikaların doğal sonucu olarak, zaten alarm işaretlerini vermeye başlamıştı. Bu işaretleri 2007 yılında da tespit ettik. Ama 2008’de artık gizlenemez hale geldi.

- Ekonomik büyüme çok daha hızlı yavaşladı. İşsizlik kendisini gösterdi. Bu tabloya rağmen dış açık çok ciddi bir sorun olarak ortaya çıktı. Türkiye’nin genel borçları işsizliğe rağmen azalmadı artmaya devam etti. Bu borçlar neyi finanse ediyor? Kalkınmayı mı finanse ediyor?

Haberin Devamı

- Türkiye açık veriyor, dış açık veriyor, borç yapıyor. Sonuç Türkiye’de ekonomi gelişmiyor. Büyüme yavaşlıyor, refah düşüyor, işsizlik artıyor.

-Sanayide inşaatta otomotivde daha fazla ortaya çıktı. Kayseri’de Bursa’da çok sayıda insanımız işten çıkartıldı.

- Fabrikalar kapanıyor, iş yerleri kapanıyor. Sadece Kars’taki tabloyu vereyim. Mesela, organize sanayide mevcut 42 işletmenin sadece 2’si çalışıyor.

- Yatırım yapılmış.. Arkasında verilen emekler acılar krediler borçlar var. Sadece 2 tanesi çalışıyor. 40’ı ne oluyor? O işyerinde çalışan işçiler mühendisler ustalar ne oluyor? Ciddi bir kriz arkadaş. Teğet geçti bize dokunmaz, bunların hiçbir anlamı yoktur.

- Sanayi sitesinde Kars’ta 400 tane küçük işletme haciz işlemine maruz kalmıştır. Bu ekonomik tablonun yer yer görüntülerinden küçük enstantaneler.

EKONOMİ

- Ekim mevsimi bitiyor, Kış’a giriyoruz. Bu sene çiftçimiz gübre atamadı. Gübre atamamanın ne demek olduğunu takdirinize sunuyorum. Gübre atılmadan yapılan tarımsal üretimin önümüzdeki yılın nasıl bir tablo ortaya koyacağı ortadadır.

- Türkiye ekonomik bakımdan ciddi bir sıkıntıyla karşı karşıyadır. Büyüme yavaşlamış çark dönmez hale gelmeye başlamıştır. Bunun bedelini de insanımız ödemeye başlamıştır.

Haberin Devamı

- Enflasyon artmaya başladı. Düzeltilerek ilan edilen hedef 10 ayda aşıldı. 12 ay için yeni düzenlenmiş enflasyon hedefi 10. ayın sonunda geri de kalmıştır.

- Uzun zamandan beri ilk kez ihracat düşmeye başlamıştır. Ekim ayında ihracat resmen düşmüştür. İhracatımızda ithal girdisi vardır. Kullanılan ara malın yüzde 70’i ithal malzemelerden karşılanmaktadır.

- Kur arttıkça ihracatımızda bunun darbesini yiyecektir.

- Hükümet durumu idare etmeye çalışıyor. Önünü arkasını düşünmeden, hangi politikayı izleyelim, yanlışlarımız nelerdir sorularını sormadan durumu geçiştirmeye çalışıyor.

- Türkiye’nin ciddi bir durum değerlendirmesi yapmaya şiddetle ihtiyacı vardır. Ama kesinlikle bu yapılmıyor.

Haberin Devamı

- Hükümet bu son kriz karşısında yurt dışından Türkiye’ye Türklerin paralarını getirelim dediler ve bu doğrultuda bir hazırlık yaptı. Bu hazırlığını ilan etti. Bir yasa önerisine dönüştürdü.

- Bu önerinin ciddi şekilde irdelenmesi ihtiyacı vardır. Elbette Türkiye bir takım önlemler almak zorundadır. Ama böyle parça bölük dışardan para getirelim yaklaşımı içerisinde bu sorunu çözmesi mümkün değildir.

- Dışardan para getirilsin diyorlar. Nasıl getireceğiz? Yasa tasarısına baktık. Ama bu yasa tasarısı değil af tasarısıdır. Bir mali af yöntemiyle dışardan kaynak getirmeyi amaçlayan bir tasarıdır.

- Vergi borçlarının affedilmesini öngören bir düzenlemedir. Yani vergi ihtilafını çözecek değil, sizin daha önceki yıllardaki vergi borcunuzun affedilmesini ön görecek.

Haberin Devamı

- Vergi borcu olan çıkardığı parayı Türkiye’ye getirecek ve diyecek ki ben yasaya göre vergi borçlarımı kapatıyorum.

- Bir maliye bakanı kendisi için 6 defa af çıkardı ise, böyle bir şeye şaşırmamak lazım.

- Bu yasa kara para konusunda esneklikler sağlıyor. Hayali ihracatçılar, naylon fatura düzenleyenlerin bu suçları yasayla ortadan kaldırılmaktadır.

- Devam etmekte olan cezai soruşturmalarda bu yasayla ortadan kaldırılacaktır. Her yönüyle kabul edilemez bir düzenlemedir.

- Biz kriz karşısında korumalar getirelim diyoruz. Kime, işini kaybedecek olan işçilere.. İşini çeviremez olacak iş adamlarına.

- Bu dikkatle izlenmesi gereken bir olaydır. Bu yasayla deniz feneri suçlularının önemli bir kısmı aklanma imkanını elde edeceklerdir.

Haberin Devamı

- Başbakan kısa bir süre önce mali sistemin sağlam olduğunu söylemişti.  Böyle bir açıklamaya rağmen yine hükümetin 2 yıllık bir süre için mevduata tam garanti 50 milyara kadar garanti var, yetkisini aldığına tanık olduk.

- Şimdi bu dönüşümün gerekçesi ne o zaman?

- Bu garantilerin kapsamı genişletilmeye çalışılıyor. Kaygım o dur ki, bu sadece tasarruf mevduatı değil ticari mevduata da düzenleme vardır. Böyle bir genişletilme olabilir.

- Vatandaşın tasarruf mevduatına bile güvence vermek istemeyen bir başbakanın, işadamlarının ticari mevduatına bu güvenceyi getirmek istenmesi dikkatle izlenmelidir.

- Bu genişletme, mali sisteme yönelik tereddütlerin daha da artması sonucunu ortaya koyacaktır.

- Kasımda iktidara gelen AKP, tasarruf mevduatına garantiyi 50 milyara indirdik diyor. Ama böyle değil, geldiklerinde zaten kendiliğinden 50 milyarlık bir mevduat garantisi vardı.

- Sınırsız garantiyi AKP iktidarı sınırsıza çekmiştir. Niçin ? Bu İmar Bankası’nın mali çöküşünün karşısında bu kararı almıştır. O kararı ticari mevduatını da almıştır.

- Bu konuda gereken önlemleri alması gereken BDDK’nın karar alabilmesine imkan verecek bir çoğunluğun oluşmasını, kendi adamlarını atayabilme hesabıyla ertelediği için BDDK görevini yapamadığı için Türkiye’nin önüne banka zararının, çok daha kapsamlı şekilde gelmesine neden olmuştur.

- Bu süreç AKP’nin bizzat kendi sorumluluğu altında gerçekleşmiş bir süreci anlatmaktadır.

- Türkiye bir arayış içerisinde. IMF ile ilgili söylentiler var. Türkiye bu ilişkiyi kursa da kurmasa da ne yapacağına karar vermiş midir? Bu politikayı aynen izleyecek miyiz? Bu konuda tedbir alacak mıyız?

- Türkiye ekonomisinin temel hedefi gerçek üretimi sağlayacak, yatırımları teşvik edecek, bir mali ekonomi politikasıyla gerçek kalkınmayı sağlayıp sağlayamayacağıdır.

- Bu politikalarla Türkiye’nin iki yakası asla bir araya gelmez. Günü kurtarabilirsiniz. Türkiye uzun süreden beri bu politikanın içinde.

- Bu tabloyu iktidar ciddiyetle değerlendirmelidir.

- Yüksek faiz düşük kur. Bunu izlemişiz yıllarca.

- IMF gelsin ne verecek size? IMF size çark bu şekilde, bu politkayı idame ettirmek üzere ek maliye borç altına bizi sokacak? Bunu değiştirelim arkadaşlar. Bunu değiştirenler ayakta. Çin Hindistan bunu aşıyor.

- Bu son krizde kalkınmış ekonomiler ne yaptılar? IMF’nin bize söylediğini o politkayı mı uyguluyor?

- Onlar tam tersine devleti, batmakta olan şirketleri satın alıp, ek finansman sağlayıp yeniden üretim yapma haline getirmek için çabalıyorlar. Onlar kalkınmayı genişlemeyi sağlayan bir politika.

- Bize, aman ha ekonomiye karışmayın dışardan borç alın, faizlerinizi yüksek yüksek ödeyin, durumu idare edin deniyor.

- Doğalgaza bir gece yarısı birdenbire darbe yaparcasına günün aydınlığı torbaya girmiş gibi, birden bire bir büyük karar alınıverdi ve öğrendikki Türkiye de kışa girerken doğalgaz’a yüzde 22,5 zam yapılmıştır.

- Neden gündüz söylemiyorsunuz? Hani derler ya gündüzün şerri gecenin hayrından mevladır.

- Üstelik bu gecenin şerri. Millet bu karar karşısında gerçekten dondu kaldı. Doğalgaz alamadığı için doğalgazın fiyatını öğrendiği anda millet dondu kaldı. Tam bir şok karar bu zam.

- Yüzde 22,5 bir anda yapılan zam, hesap edildi ki Ocak’tan günümüze kadar yüzde 82,5 zam yapılmış.

- Yüzde 82,5 doğalgaza zam. Bu zam değil bir zulüm. Buna zam demek, çok büyük yanlışlık. Yüzde 82,5 bir yılda. Enflasyonum 8,9 mu oldu 11,3 mü oldu tartışılırken, yüzde 82,5 doğalgaza zam yapılmasını anlamak mümkün değildir.

- Bu zam bütün dünyada doğalgaz da indirim yapılırken yapılıyor. Dünyada enerji fiyatları düşüyor, ama Türkiye’deki bu büyük zam gerçekleşiyor. Neden bu böyle ortaya çıktı birden bire.

- Efendim doların değeri değişti. Enerji fiyatları ucuzladı ama dolar arttı ondan oluyor lafı var. Bu da doğru değil.

- Yıl başından günümüze kadar dolar değeri yüzde 33 artmıştır. Buna karşılık enerji fiyatları yüzde 34 ucuzlamıştır.

- Yani enerji fiyatıyla doğalgaz arasında bir fark yok. Değişen bir şey yok. Bu zam diyelimki bir ekonomik icabın gereği olarak yapılmış bir zam değildir.

- Bu zammı yapan BOTAŞ’tır. BOTAŞ’ın Türkiye’de en kötü yönetilen kuruluşlardan biri olduğu herkes tarafından bilinmektedir. BOTAŞ’ın katrilyonlarla alacağı vardı tahsil edemez, bunun için bankalardan kredi alır. Almış olduğu kredinin faizi yarım katrilyonun üzerindedir.

- Alacakların elektrik şirketlerinden tahsil edilememesi, enerji üreten tesisler doğalgaz alıyorlar. Ama veremiyorlar BOTAŞ’a. Neden veremiyor? Çünkü başbakan elektriğe zam yapmayalım, seçimde zor durumda kalmayalım diye bunu engelliyor.

- BOTAŞ’ta ağır yolsuzluklar olmuştur. BOTAŞ yönetimi TBMM’nin KİT Komisyonu’na hesap veremez hale gelmiştir. Niçin? Çünkü yöneticileri hapistedir.

- TBMM’ye hapiste olmayan yönetici kalmadığı için hesap verememiştir. Yolsuzluklara batmış bir BOTAŞ, mali bakımdan perişan bir BOTAŞ, borcunu kim ödemiyor? Elektrik şirketleri ödemiyor. kim ödemiyor? Belediyeler ödemiyor. Hangi belediye ödemiyor ?Ankara Büyükşehir Belediyesi ödemiyor.

- Geçenlerde bir banka müdürü bir şey söyledi. Devlet benim vergimle sadaka vermeye kalkmasın. Ben kendim veriyorum devlet hizmet versin. Ben hem sadakamı hem vergimi veriyorum. Devlet benim vergimi almışsa onun vermesi gereken hizmettir.

- Bugünkü tablonun bizi nasıl bir çıkmaza dayattığını görüyoruz.

- Doğalgazın gittiği yer var gitmeyen var.

- Kömüre baktığımız zaman orda da perişan bir hal var. Sayın Kılıçdaroğlu bir belgeye dikkatimi çekti. Belge diyince aklıma Kılıçdaroğlu geliyor.

- İstanbul’daki İGDAŞ tarafından, İstanbul’daki ilköğretim okullarına gönderilen doğalgaz faturaları var.

- O okullardaki ısınma masrafını karşılaması gereken Milli Eğitim Müdürlüğü’dür. İGDAŞ sen geç onu diyor. Okul aile birlikleri benim faturamı ödesinler diyor. Bakın devlet ne noktaya geliyor.

- Siz devleti doğalgaz faturasını ödeyemez hale getirirseniz,  sizin Hakkari’de neden yürüyemez hale geldiğinize şaşmamak lazım.

- Artık ekonomik kriz halktan gizlenemez. Makyaj döküldü gerçekler ortaya çıktı. Şimdi vatandaşımıza düşen görevde bunun görevini en etkili şekilde yapmaktır.

- Türkiye’de çok büyük sıkıntılar yaşanıyor. Bu İGDAŞ’ın yazdığı yazı da bunun bir parçası.

AKP PARTİZANLIĞI

- Adli Tıbba bakıyorsun yozlaşma. Kamuoyunun bu kadar yakından ilgilendiği bir konuda böyle bir karar nasıl alınıyor. Ne var bunu arkasında. AKP partizanlığı.

- Yasayı değiştirdiler, kendi adamlarını oraya getirebilmeyi sağladılar.

- Sayın Kılıçdaroğlu noterle ilgili belgeler açıkladı. Noter adli hizmetin en sağlam dayanaklardan biri. Buraları çürütürsek bunun sonucu ne olur?

- Bugün geldiğimiz tablo bu. Bundan büyük üzüntü duyuyorum.

- Eskiden dokunulmazlıklar kaldıralım diyorduk. Başbakan’da buna yanıt veriyordu. Şimdi biz bir süreden beri diyoruz ki sayın başbakan hem siyasetçinin hem devlet memurunun dokunulmazlığını birlikte kaldıralım. Manzara ortada iş çığrından çıkmış. Hesap sorulamıyor, yargılama yapılamıyor.

- RTÜK başkanıyla ilgili Kılıçdaroğlu raporlar açıkladı. Ama kısa bir süre önce kanun çıktı, RTÜK Başkanı hakkında dava açılıp açılmayacağına başbakan izin verir diyor.

- Bunlar olmayan dokunulmazlıkları koymaya başladılar. Noterle ilgili, adli tıpla ilgili tablo ortada.

- Hadi başbakan çık meydana da gel hadi hep beraber yapalım.

TERÖR

- Bugün geldiğimiz tablo acıdır. Başbakan bu tablo karşısında kıvranmaya başlamıştır. Önce bir defa çeksinler gitsinler demeye başladı. Bu memleket hepimizin memleketidir. Burada herkes hep birlikte yaşayacağız. Hep beraber yaşayacağız. Kimsenin kimseye çek git deme hakkı yoktur.

- Başbakan orada kendisine yönelik olumsuz davranışlar sergileyenlere kızıyor olabilir. Şiddete silaha başvuranlara tepki duyuyor olabilir. Ama siz kimseye çek git diyemezsiniz.

- Suç işleyenleri etkisiz kılmak sizin görevinizdir. Çekip gitmesi gereken kimse değildir, çekip gitmesi gereken sensin AKP iktidarıdır.

- Bu noktaya getirmemeliydin. Senin görevindi. Bakın yine aynı şekilde. Başbakan bir soru üzerine, elbette halkın kendisini pompalıyla savunmak hakkıdır diyor.

- Eğer halk kendini pompalıyla savunacaksa, senin işin ne? Sen ne için varsın. İktidardaki çürüme bu noktaya gelmiştir.

- Halk kendisini mi savunacak pomlıyla. Sen neden başbakansın ozaman. Anlamak mümkün değil. Başbakan seyirci.

- Silahla demokrasi olmaz dedi. Bunu yeni mi anladın. Silahla demokrasi olmaz tamam da, parayla rüşvetle demokrasi olur mu?

- İnsanoğlunu zedeleyerek demokrasi olur mu? O da olmaz. Bunları öğreneceksiniz. Türkiye bunları görecek. Ülkemizi bu yanlışlardan hep birlikte çekip çıkaracağız.

- Hep birlikte CHP’ye ve Türk milletine sahip çıkalım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!