Baykal: Türkiye'nin AB içinde olması zorunlu

Güncelleme Tarihi:

Baykal: Türkiyenin AB içinde olması zorunlu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 14, 2004 00:00

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin tam üyelik müzakerelerinin başlaması için gerekli tüm koşulları yerine getirdiğini belirterek, “Türkiye'nin AB içinde yer alması tarihin de zorunlu bir sonucudur. Bu konuda hiçbir soru işareti olmaması gerekir” dedi.Deniz Baykal, CHP Grubu'nun haftalık olağan toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, geleceği bakımından olağanüstü kararların alınacağı bir haftanın içinde bulunduğunu söyledi. Cuma gününün 40 yıldır yürütülen tarihi süreçte önemli bir kararın alınacağı tarih olacağını kaydeden Baykal, o gün alınacak kararla Türkiye'nin AB'ye diğer 25 üye ülkeyle eşit olarak kabul edilip edilmeyeceğinin belli olacağını ifade etti.  Aslında böyle bir tartışma olmaması gerektiğini kaydeden Baykal, “40 yıldan bu yana çok ciddi açılımlar yapan, adımlar atan Türkiye'nin AB'ye tam üyelik için uygun olup olmadığı konusunda hiçbir soru işareti olmamalı” diye konuştu.    Türkiye'ye hep “şu şu kriterleri yerine getirirsen AB'ye tam üyelik müzakerelerinin başlaması için hiçbir engel kalmaz, Türkiye'nin AB'ye üyeliği kendi elinde” dendiğini ifade eden Baykal, bu çerçevede Türkiye'nin de üzerine düşeni yaptığını söyledi. AB'nin de Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi durumunda tam üyelik müzakerelerinin başlatılması konusunda bir şüphe dile getirmediğini belirten Baykal, ”Kimse (sizin şu şu eksiğiniz var) demedi. İlerleme Raporu'nda da Türkiye'nin tüm kriterleri yerine getirdiği kabul edilmiştir” dedi.    "25 ÜLKEDEN HANGİSİ TÜM KRİTERLERİ YERİNE GETİRDİ" AB'ye üye olan 25 ülkeden hangisine tüm kriterleri yerine getirdiği halde “Dur bakalım tüm kriterleri yerine getirdin ama seninle tam üyelik müzakerelerini yapalım mı yapmayalım mı, tam mı yarım mı üye yapalım?” dendiğini soran Baykal, Türkiye'ye ise böyle bir yaklaşım gösterilmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi.    Marshall Planı hazırlanırken, Avrupa Konseyi kurulurken Türkiye'nin davet edildiğini anımsatan Baykal, 2. Dünya Savaşı'na katılmayı kabul etmeyen Türkiye'nin çağdaş temeller üzerine kurulan, kadın-erkek eşitliğini, çağdaş hukuk sistemini benimseyen bir ülke olmasına duyulan saygıdan bunun yapıldığını belirtti. Baykal, Türkiye'nin o zaman da Müslüman bir ülke olduğunu ancak bunun hiç tartışılmadığını kaydederek, bugün yaşananların AB'nin geleceğini görebilenler ile göremeyenler arasındaki çelişkiden kaynaklandığını söyledi. Deniz Baykal, “Bize düşen, bu çelişkiden Türkiye'nin etkilenmemesi için çaba göstermek ve bunu özen göstermektir” dedi. "TOPLUMUN SEVİNMEYE İHTİYACI VAR" Baykal, 17 Aralık yaklaşırken yaşanan sıkıntıların temelinde 6 Ekim'de yayınlanan İlerleme Raporu'nun “yanlış yorumlanmasının” yattığını belirtti. Toplumun ”sevinmeye ihtiyacı olduğu” için hükümetin, raporun “olumlu ve dengeli” olduğu yönündeki açıklamalarına inanıldığını ifade eden Baykal, kendilerinin de bunun böyle olmadığını anlatamadıklarını söyledi.     Türkiye'nin AB üyeliğini talep konusunda haklı olduğunu ancak, süreçte “ciddi yanlışlar yapıldığını” bildiren Baykal, son bir haftaya kadar Türkiye'nin resmi bir politikasının bile bulunmadığını savundu.  CHP'nin ısrarları sonucu bu politikanın oluşmaya başladığını ifade eden Baykal, “Türkiye'nin görüşünün, 'ne getirirlerse kabul ederim' diyen hükümetten farklı olduğunu dünya görmeye başladı” dedi.    "KARARSIZ, MÜPHEM TAVIR OLMAMALI" CHP Genel Başkanı Baykal, 17 Aralık'ta alınacak kararın Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğini içine sindiren bir karar olması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:     “Kelimelerle meşgul değilim, işin felsefesini söylüyorum. İçine sindirememiş, ikircikli, bir yandan bir şey veriyor gibi görünüp, öbürünü almaya çalışan, kararsız, müphem bir tavır olmamalı. 10 yılı bulacak ya da aşacak bir yolculuğa çıkacağız. Bu yolculukta beraber yürüyeceklerimizin bizi tam üye olarak kabul ettiği konusunda siyasi tercihlerini görmeliyiz. Bu siyasi tercih saklanmamalı. Bu karar, Türkiye'nin tam üye olacağını öngören bir karar olmalı. Bu konuda tereddütlerin devam ettiğinin işaretlerini görüyoruz. Bu, kaygı vericidir. 'Özel statü, deneriz, bakarız, olursa olur olmazsa başka bir şey düşünürüz'. Bu lafları kaldırmak lazım. Düşünemeyiz kardeşim, onları düşünemeyiz. Eğer onları düşünüyorsanız dürüst olalım, birbirimizi yormayalım. Biz düşünmüyoruz, düşünemeyiz.”     “MÜZAKERELERİN UCU AÇIK OLDUĞU BAŞKA ÜLKELERE SÖYLENMEDİ”    Müzakereler için kullanılan “ucu açık” sözünün daha önce üye olan hiçbir ülke için söylenmediğini belirten Baykal, bunun, sürecin nasıl sonuçlanacağının bilinmediği, belirsiz olduğu anlamına geldiğini ifade etti. Baykal, hedefin belirsizliği imasını kabul edemeyeceklerini bildirdi.     “Çözüm garanti değil” denilmesinin kabul edilebileceğini söyleyen Baykal, “Ama süreç başlarken çözüm olmayacağını söylemek, çözümü sabote etmektir” dedi. Baykal, “Ucu açık olmamalı, daha önce başkalarına nasıl olduysa bizimle de öyle olmalıdır” diye konuştu.     SERBEST DOLAŞIM  CHP Genel Başkanı Baykal, serbest dolaşıma kısıtlama getirilmesinin, Türkiye'nin AB ile kuracağı ilişkinin tam üyelik olmaktan çıktığını göstereceğini de belirtti. 17 Aralık'ta açıklanacak kararda “Hak mahrumiyeti anlamına gelen derogasyon” lafına dikkat edilmesi gerektiğini de bildiren Baykal, “Bu denilirse bilin ki biz normal AB üyeliği konumuna dışına çıkarılmışız demektir” dedi.     "KIBRIS SORUNU İLE AB SÜRECİ AYRI”    Baykal, TBMM'de, AB konulu genel görüşmede “Lozan Antlaşması'na sahip çıkma kararlılığının ve antlaşmanın kimseye deldirilmeyeceğinin” ilan edilmesi gerektiğini belirtti.     AB'nin Kıbrıs konusunda ciddi yanlışlıklar ve tutarsızlıklar içinde olduğunu kaydeden Baykal, Kıbrıs sorununun 40 yıldan beri çözümlenemediğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:     “Kıbrıs sorununun çözüm yolları ayrı, Türkiye'nin AB ile müzakere süreci ayrı. 40 yıldır çözümlenememiş bu sorunla ilgili olarak Türkiye'ye, AB ile müzakerelerin başlayacağı bir süreçte 'Adadaki Rum siyasi yapısını benimse ve bu sorun çözülsün' demek kadar haksız ve yanlış bir şey olamaz.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!