Baykal’dan Arınç’a: İstediğini yapamazsın

Güncelleme Tarihi:

Baykal’dan Arınç’a: İstediğini yapamazsın
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 03, 2005 00:00

Baykal, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın sözlerine atıfta bulunarak, "yüzde 35 oy alacaksın, 'istediğimi yaparım' diyeceksin. Yağma yok, kimse sana onu yaptırmaz" dedi.CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, ekonomi politikalarından, iktidarın uygulamalarından rahatsızlık duyanların gelecek döneme umutla bakabilmeleri için artık hiçbir ciddi nedenin kalmadığını söyledi.  CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, son olarak TBMM Başkanı Arınç’ın açıklamalarıyla doruğa çıkan türban tartışmalarını anımsatırken, Türkiye’de artık "dediğim dedik, istersem yaparım" dönemlerinin bittiğini vurguladı.    Deniz Baykal, IMF politikalarına meydan okuyarak iktidara gelen AKP’nin, üç yıl IMF programı uygulayıp, şimdi de üç yıllık bir dönem için IMF’ye talepte bulunmasının ibretle değerlendirilmesi gereken bir manzara oluşturduğunu kaydetti. HÜKÜMET TUTTUĞUNDAN VERGİ ALIYOR Baykal, "Bu hükümet, gücü yetenden değil, kendisinin gücünün yettiğinden vergi almaktadır, tuttuğundan vergi almaktadır" dedi.    Deniz Baykal, bir bakanın Türk Telekomünikasyon AŞ’nin fiyatının düşürülmesi için satıştan önce, hiç ihtiyaç yokken gizli bir yazıyla borçlandırılmasını talep ettiğini anlatırken, "İlk kez Türkiye’de bir hükümet üyesinin yazdığı bir gizli yazıyla, ’Borç yükü artmış Türk Telekom AŞ’nin hisse değeri düşeceğinden bu durum özelleştirme çerçevesinde yatırım yapacak yatırımcıların şirkete kabul edilebilir oranda ortak olmasının önündeki finansman probleminin azaltılmasına olanak sağlayacaktır’ deniliyor. Çok samimi, çok dürüst, çok içtenlikli de, Türkiye’nin yararına değil. Bu tabloyu oluştaran bu iktidarı ayıplıyorum" şeklinde konuştu. TÜRKİYE’NİN MALİYESİ AL BARAKA CUMHURİYETİ’NE TESLİM Başta Maliye Bakanı Kemal Unakıtan olmak üzere devlet kadrolarında bir çok Al Baraka kökenli yönetici bulunduğunu iddia eden Baykal, "Türkiye’nin maliyesi Al Baraka Cumhuriyeti’nin eline teslim edilmiştir, Maliye Bakanı’ndan TMSF’sine kadar" dedi. Baykal, Vergi Usul Yasası’nda yapılması düşünülen değişikliğin, her taşın altından çıkan Maliye Bakanı’nın kurtarılmasına yönelik bir düzenleme olduğunu dile getirirken, "Bu güne kadar çıkan af kanunları yetmiyor, yürürlüğe girecek TCK yetmiyor, Vergi Usul Kanunu’nda da bir değişiklik yapalım maliye bakanımızı kurtaralım diyorlar" diye konuştu. İKTİDAR DERSİNİ ALMIŞ OLMALI Son günlerdeki türban tartışmalarına değinen Baykal, bu tartışmaları Başbakan Erdoğan’ın, "Türkiye’de türban konusunda bir toplumsal mutabakat oluşmuştur, artık bu mutabakatın gereği yapılmalıdır. Bu konuda Deniz Baykal da gerekli katkıyı versin, bu konuyu Meclis’te çözüverelim" şeklindeki açıklamasıyla başlattığını dile getirdi.  Bu açıklamanın ardından önce Genelkurmay Başkanı, ardından da Anayasa Mahkemesi başkanının konuştuğunu anımsatan Baykal, "Genelkurmay Başkanı’nı suçlayamadılar. Bu konuyu Anayasa Mahkemesi Başkanı gündeme getirdi diye suçladılar" dedi.  Çok zamansız, gereksiz bir tartışma açıldığını dile getiren Baykal, "Bu tartışmalardan bir yarar arıyorsanız, yarar şu; deneyen iktidar yaşayarak görmüştür ki, bu konuda harekete geçmek Türkiye’nin istikrarı, huzuru ve barışı açısından sakıncalıdır. Bu dersi bu iktidarın bu tartışamadan sonra almış olması gerekir" diye konuştu.  ANAYASA  Baykal, şöyle dedi:    "Anayasalar birisinin kafasından bir proje geçti diye yapılmaz, anayasalar tarihsel, toplumsal süreçlerin sonucunda gelişir. Bizim anayasamız da milli mücadelenin, ulusal kurtuluş savaşının ürünüdür. O anayasaya ’Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diye yazmak için bir büyük Anadolu ihtilali yapılmıştır. Geçmişte, ’siz isterseniz hilafeti de getirirsiniz’ denmişti. Hilafet gelmiş olsaydı, bu demokrasi mi olacaktı. Böyle dediğim dedik, istersem yaparım dönemleri bitti.  "KİMSE SANA ONU YAPTIRMAZ" Yüzde 35 oy alacaksın, istediğimi yaparım diyeceksin. Yağma yok, kimse sana onu yaptırmaz. Bu tartışmada kanıtladı ki, isteyen tartışır da o tartışmayla Türkiye’de bir şey değişmez. Her sabah erken kalkan Türkiye’nin rejimi ne olacak diye tartışamaz, tartışır da işte böyle olur. İstikrarlı ülkeler her sabah anayasal rejimi tartışan toplumlar değildir." ORTA ÇAĞ ZİHNİYETİ, ENGİZİSYON ADALETİ Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu hakkında İsviçre’de soruşturma açılmasını, "Avrupa bakımından tehlikeli bir gelişme" olarak değerlendiren Baykal, "Bu Ortaçağ zihniyetidir, engizisyon adaletidir" diye konuştu. KALDIRIN DOKUNULMAZLIKLARI Baykal, grup konuşmasında CHP Genel Saymanı Mahmut Yıldız’ı da savunurken dokunulmazlıkların kaldırılması önerisini yineledi. “HEDEF CEP TELEFONLARI”    Vergi zammının “görünmesin diye çikolata kağıdına sarıldığını” kaydeden Baykal, bu artışların hedefinin cep telefonu olduğunu söyledi. Baykal, cep telefonunun Türkiye'de bir sosyal zorunluluk haline geldiğini belirterek, “Hükümet, hedef tahtasına cep telefonu kullananları da koydu. Sigara içenler, içki içenler konulmuştu, şimdi cep telefonu kullananlar da hedef tahtasına konuldu. Cep telefonu kullananlar da herhalde zamanı geldiğinde bu hükümet hakkında gereğini yapacaktır” diye konuştu.     Baykal, hükümetin uygulamaları sonunda ticaretin yeraltına indiğini, KDV, ÖTV pazarlıklarının başladığını, kayıtdışı ekonominin büyüdüğünü ifade etti.     “MALİYE BAKANI'NIN KURTARILMASI”        Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, attığı her adımla toplumu, ekonomiyi yakından ilgilendirdiğini kaydeden Baykal, şunları söyledi:     “Allah selamet versin... Bazen sahte fatura tanzim etme iddiası, bazen hayali ihracat iddiası, kendisi Albaraka yönetiminde yer alıyor. Albaraka yönetiminde yer alanlara Allah, 'Yürü ya kulum' diyor. Bakıyorsunuz Maliye Bakanı Albarakalı, TMSF'nin başındaki Albarakalı, TMSF'nin Başkan Yardımcısı, hukuk işlerine bakanı Albarakalı. Bu fon, bankaların üzerindeki en büyük güç, onların patronu, Türkiye'nin mali işleyişine yön veren kuruluş Albaraka'nın elinde. Türkiye maliyesi, 'Albaraka Cumhuriyeti'ne teslim edilmiştir. Albaraka özel finans kuruluşu, banka değil de bankaların bütün imkanlarına sahip.     Maliye Bakanı'nın bu dönemden kalma pek çok davası var. Bunlarla ilgili boyuna af yasaları çıkarılıyor. Bütün bunlar Maliye Bakanı'nın sorunlarını çözmeye yetmiyor. Şimdi yeni bir hazırlık var. Başbakanlıkta hazırlanan yeni bir af taslağı var. Bununla bazı kamu alacaklarının tahsil ve terkinine ilişkin bir düzenleme getirilecek. Bu düzenleme içinde 'ihracatçıların sahte veya yanıltıcı belge düzenleme veya kullanma fiillerinin aracılı ihracat suretiyle işlenmesi halinde, bu fiile ilişkin cezalar aracılar hakkında uygulanmaz' deniyor. Aracı bilerek bunu yapmışsa, tezgahı birlikte kurmuşlarsa... Değerli Maliye Bakanımızın, her taşın altında çıkan Maliye Bakanımızın kurtarılmasına yönelik bir düzenlemedir. Çünkü Maliye Bakanımızın görev yaptığı Albaraka finans kuruluşunun, komisyon karşılığı bilerek bu işleme aracılık yaptığı resmen iddia edilmiştir. Şimdi bu kapsamdan Maliye Bakanımızı çıkartma ihtiyacı var.”     “GİZLİ YAZI İLE”     Bir hükümet yetkilisinin, özelleştirilecek bir kuruluşun fiyatının düşürülmesini isteyeceğinin kimsenin aklına gelemeyeceğini belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:     “Olabildiğince yüksek fiyata satılmasını herkesin istemesi lazım. Ama ilginç bir manzara ile karşı karşıyayız. Bir bakan, Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin fiyatının düşürülmesi için satıştan önce hiç ihtiyaç yokken gizli bir yazı ile borçlandırılmasını talep ediyor. İlk kez bir hükümet üyesinin  yazdığı bir gizli yazı ile ilgili bakanlığa 'Borç yükü artmış Türk Telekomünikasyon A.Ş'nin hisse değeri düşeceğinden bu durum, özelleştirme çerçevesinde yatırım yapacak yatırımcıların şirkete kabul edilebilir oranda ortak olmasının önündeki finansman probleminin azaltılmasına olanak sağlayacaktır' denildiğine tanık oluyoruz. Çok içtenlikli, çok samimi, çok dürüst de Türkiye'nin yararına değil. Bu hükümet zamanında satılması söz konusu şirketlerin fiyatının düşürülmesi için şirketin borçlu gösterme girişimlerine tanık olmaktan üzüntü duyuyor, bu tabloyu oluşturan bu iktidarı ayıplıyorum.”     “ERBAKAN'IN YETİŞTİRDİĞİ MİLLİ GÖRÜŞÇÜLER”    ERDEMİR'in özelleştirilmesine de değinen Baykal, bu işletmenin satılmasının yanlış olduğunu herkesin görmeye başladığını ifade etti. İşletmenin bütçeye yük olmadığını, kimseden katkı ve teşvik istemediğini kaydeden Baykal, şöyle konuştu:     “Alacak olanlar ERDEMİR'in rakipleri... Rakiplerin değerlendiremedikleri atıl kapasiteleri var. Niyetleri daha çok üretim ise kullanamadıkları bir kapasite ellerinin altında var. ERDEMİR'in pazarını, piyasasını alıyorlar. Ya bu kadar sorumsuzluk olur mu, Türkiye'yi düşünecek kimse yok mu, Türkiye bu kadar sahipsiz, başıboş mu?     Bunlar, Milli Görüş rahle-i tedrisinden geçmişlerdi. Erbakan'ın yetiştirmeleri değil mi bunlar, milli sanayi anlayışının yetiştirdiği siyasetçiler değil mi, şu manzaraya bakın. ERDEMİR'i kim satıyor, Erbakan'ın yetiştirdiği Milli Görüşçüler, milli sanayiciler satıyor. Ben, bir mantık, akıl, sağduyu bekliyorum. Hala bir şey çıkmadı. Sıkıntı kendisini göstermeye başladı.”     Anadolu Ajansı'nın yayınladığı “ERDEMİR'e altın hisse geliyor” başlıklı haberi kürsüden okuyan Baykal, bunun, CHP'nin haklı olduğunu ve bir arayış içine girildiğini gösterdiğini ifade etti. Özelleştirme İdaresi'nin, “Bu olmaz” diyerek çare aradığını kaydeden Baykal, arayış içindeki uzmanları kutladı ancak, altın hissenin de bir işe yaramayacağını savundu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!