Baykal’a ‘dinci’ övgü

Güncelleme Tarihi:

Baykal’a ‘dinci’ övgü
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2001 00:00


Turan YILMAZ / ANKARA
Haberin Devamı

CHP'ye yeni imaj çabaları, sağ kesim ve dinci basın tarafından sempatiyle karşılandı. FP'deki yenilikçilerin lideri Abdullah Gül, ‘‘Baykal'da Kemal Tahir'in çizgisini gördüm’’ dedi.

Dinci basındaki yazarlar da, Baykal'ın yeni çıkışını, ‘‘CHP'yi iktidara taşıyabilecek ikinci devrim’’ olarak yorumladı. Akit yazarı Dilipak, Baykal'a türban sorununa sahip çıkmaya çağırdı.

Yerli değerlere sahip çıkan solcu

CHP sağ kesimden sonra şimdi de, yıllardır kendisine ‘devlet partisi’ ve ‘din düşmanı’ diye en ağır eleştirileri yöneltip cephe alan İslamcı kesimle buluştu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yeni ‘açılım’ politikalarıyla kendi partisinden tepki alırken, sürpriz bir biçimde İslamcı kesimde büyük yankı bulup, ‘sempati rüzgarları’’ estirmeye başladı.

Yunus’un, Mevlana'nın, Hacı Bektaş-ı Veli'nin insan öncelikli söylemlerinden utanmamak gerektiğini' belirtip, bu söylemi CHP'nin üyesi bulunduğu Sosyalist Enternasyonel'e de taşıyacağını söyleyen Baykal'a ilk sempati mesajı, FP'li yenilikçilerin lideri Abdullah Gül'den geldi. Gül, dört arkadaşıyla geçtiğimiz bayramda ziyaret ettiği Baykal'a şu sözlerle övgü yağdırdı:

‘‘Deniz Bey'i CHP'nin geleneksel imajının dışında, halkına daha çok yakın duran, halkının problemlerine sahip çıkan bir anlayışta buldum. Partisinin ve kendisinin din ve inanç konusunda sanki düşmanmış gibi gösterilmesinden rahatsız olduğunu gördüm. Deniz Bey'de, Türk solunun yerli değerlere sahip çıkan iki önemli ismi, Kemal Tahir ve İdris Küçükömer'in çizgisini gördüm.’’

CHP, tarihinin 2'nci devrimi

TAYYİP Erdoğan'ın en önemli kurmaylarından olan Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ömer Çelik de, Baykal'ın, son çıkışlarıyla siyasette ‘türbülans’ etkisi yarattığını belirtirken, ‘‘Anadolu Solu, Cumhuriyeti kuran partinin, tam demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün adresi anlamına gelebilirse, CHP, tarihinin en büyük ikinci devrimini gerçekleştirmiş olur’’ dedi. Çelik, dünkü köşesinde şöyle yazdı:

Bu çıkışların esasını, iyice steril bir parti ve siyaset anlayışı haline gelmiş olan CHP'yi ‘daha fazla toplumsal katmanla buluşturarak’ organikleştirmek gibi bir çaba oluşturuyor gibi gözüküyor. Baykal'ın, özellikle gecekondu bölgeleriyle kurmaya çalıştığı ilişki ve siyasetin artık iyice çürümüş merkezinde ‘oyalanmaktansa’, iktidara yürüyüşü ‘çevreden kuşatma’ şeklinde bir strateji ile yapması anlamlı. Bu stratejinin sonuç alıcı yanlarının olmaması zaten mevcut şartlar altında imkansız.

Eğer Baykal biraz direnebilirse, CHP içindeki katı kimlik reflekslerinin sağa kayma suçlamalarına aldırmazsa ve bu arada partiyi gerçekten yeni sağ politikaların rüzgarından da koruyabilirse, iktidar yolunun açık olduğu söylenebilir.

Laiklikte daha özgürlükçü yaklaşım

YENİ Şafak Gazetesi Başyazarı Ahmet Taşgetiren de, Baykal’ın içselleştirme sorunu' başlıklı dünkü köşesinde, ‘‘Türk solunun halkla, özellikle laiklik konusunda problemli olduğu biliniyor’’ görüşünü savundu ve Baykal'ın da CHP'yi, ‘laiklikte daha özgürlükçü yaklaşımlar’ ile revize etmeye çalıştığına dikkat çekti, şöyle dedi: ‘‘Baykal, simge anlamına gelecek bazı jestler yapıyor. Utangaç, çekingen, içinin ne kadar dolu olduğu konusunda pek ipucu vermeyen, Baykal'ın şu andaki tebessümleri kadar makyaja dönük bir söylem bu... Şu an savunma noktasında. Jakoben laiklik taraftarları karşısında ‘Yunus'la buluşmanın neresi eleştiriliyor' yollu savunmalar yapıyor. Bu, kendi kendini yeniden inşa anlamına gelir. Baykal bu zor işi başarabilecek mi? CHP bu işi başarabilecek mi? Bu, Türkiye için bir devrim olurdu, ama o kadar zor ki...’’

Türbana sahip çıksın

AKİT yazarı Abdurrahman Dilipak ise dünkü köşesinde Baykal'a sürpriz bir çağrıda bulundu. Türban yasağını işlediği yazısında, bunun sadece FP'nin meselesi olmadığını belirten Dilipak, şu görüşlere yer verdi: ‘‘Hatta CHP, Baykal bile bu konuya sahip çıkabilir. İster misiniz, Baykal da gelip ziyaret etsin İlahiyat öğrencilerini! Ne iyi olur! Aslında anlamlı bir mesaj olur. Yani CHP'de değişim rüzgarının yönü açısından da önemli bir gösterge olur. Böylece cami, İmam Hatip, başörtüsü konusu sadece FP'ye bırakılmamış olur.’’

Dünyada iktidarın yolu

YENİ Şafak Gazetesi yazarı Davut Dursun da, ‘‘Baykal'ın ‘bu dünyada iktidar olmak' arzusu’’ başlıklı köşesinde, 80'lerden sonra gelişen siyaset çizgisinde büyük bir değişimin yaşandığını, Baykal'ın da bu çıplak gerçeği gayet net bir şekilde gördüğünü belirterek, şöyle dedi: ‘‘Daralan alanda tıkanmışlık ve çözümsüzlük içerisinde bocalayan siyasetin nefes alabilmesi, alanını genişletebilmesi ve toplumsal sorunlarda işlevsel hale gelebilmesi öncelikle partilerin kendilerini ideolojilere göre değil toplumsal şartlara ve beklentilere göre tanımlamalarıyla mümkün olacaktır. ‘Bu dünyada iktidar olmak' isteyenler, öncelikle toplumsal gerçekliğe ayna tutmalıdırlar.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!