Barcelona’nın mükemmellik şifresi

Güncelleme Tarihi:

Barcelona’nın mükemmellik şifresi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2012 00:00

Beş sezondur her futbolseveri büyüleyen bir futbol oynuyor Barcelona. Üstelik kazanıyor da. Bu futbol makinesinin arkasındaysa bazı kilit sözcük ve tarihler var

Haberin Devamı

Tüm sistemi temeli pas
BASİTLİĞİN ‘B’Sİ

2010’da dünya ve 2012’de Avrupa şampiyon olan İspanya Milli Takımı’nda altı hatta yedi Barcelona oyuncusu yer aldı. Bunun temelinde de Barcelona’nın futbol akademisi La Masia’da verilen eğitim yatıyor. Kulübün 10 yaşından itibaren bütün yaş kategorilerinde hep aynı futbol anlayışı hakim: Futbol base. Yani pasa dayalı, BASİT futbol. Bunun temelini 1988’de A takımı teknik direktörü olan Johann Cruyff attı. Bütün altyapı takımlarının 3-4-3 sisteminde bu futbol oynamasını şart koştu. 7-8 yaşında sisteme giren çocuklar 10 yılı aşkın süre bu düzende antrenman yapacaktı. Sistem ürünleri 1990’ların ortasında vermeye başladı. Ama en verimli dönem tabii ki son 10 yıl. Messi, Iniesta, Pedro, Tello, Busquets, Piquet, Fabregas gibi isimler bu sürede A takıma yükseldi. Bu isimlerin hepsi 15-16 yaşına kadar sadece tekniğin ön plana çıktığı bir futbol eğitimi aldı. Bu eğitim almadan sonradan takıma katılanlarsa tıpkı Ibrahimovic ve Henry gibi uyum sağlamakta zorlanıyor.

Haberin Devamı

Aile özlemi bile Iniesta’yı yıldırmadı
AZMİN ‘A’SI

Henüz 12 yaşındaydı ama bir tercih yapmalıydı. 2 bin 700 nüfuslu Fuentabilla’nın sükuneti ve aile huzuru mu, yoksa Barcelona’nın o gelecek vaat eden tesisleri mi? Andres Inieasta, Albacete şehri yakınlarındaki kasabasında 8 yaşından itibaren meşin yuvarlakla ne kadar maharetli olduğunu ortaya koymuştu. Tabii o yaşta bile yeteneği, futbolcu izleme uzmanlarının gözünden kaçmadı. 1996 yazında Albacete’deki turnuvada yakın arkadaşı Troteiro ile birlikte Barcelona scout’larının dikkatini çekti. Sonunda küçük Andres bir ağustos günü ailesiyle birlikte evinden 500 kilometre uzaktaki Barcelona şehrinin yolunu tuttu. Duygusal birkaç saatten sonra anne-babasına veda edip yıllarını geçireceği altyapı La Masia’da, antrenman sahalarını gören ranzasına yerleşti. İlk birkaç ay öylesine zordu ki onun için, sürekli ağlıyordu. Troteiro haricinde en büyük desteği kaleci Victor Valdes’ten aldı. Ancak daha o yaşta bile son derece AZİMliydi: Barcelona A takımına çıkana kadar her fedakârlığı yapacaktı. Hatta şehre ve tesise daha çabuk uyum sağlayabilmek için anne ve babasının her haftasonu ziyarete bile gelmesini istemedi. Sonraki yedi sezon hem Barcelona hem İspanya genç takımlarında pişti. Sonrası mı? Bu azminin mükafatını aldı. Iniesta son dört yıldır Barcelona’da karşı takımın savunmasını delen çilingir rolünü üstlendi.

Haberin Devamı

En büyük yıldıza özel program yazdılar
ÇÖZÜMÜN ‘Ç’Sİ

Barcelona, 2003’ten itibaren çok daha akılcı yönetilen bir kuruma dönüştü. Hem mali hem idari hem sportif açıdan. Messi’nin durumu buna çok iyi bir örnek. Arjantinli yıldız 2005-06 sezonun başından itibaren artık A takımın as oyuncularındandı. Ancak bir sorun vardı: Ne kadar yetenekli olursa olsun sık sakatlanıyordu. 2006 ile 2008 arasında toplam altı ayı sakat geçirmişti. 2008’in mart ayında Celtic ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçının 38. dakikasında sol bacağında sakatlanarak gözyaşlarıyla sahayı terk etmesi kulübü alarma geçirdi. Başkan yardımcısı Marc Ingla hemen bir ÇÖZÜM arayışına girişti: “Duruma el koyduk. Bundan sonra Messi’nin ne kadar yemek yediği, ne yediği, kaç saat uyuduğu, hangi özel antrenmanları yapması gerektiğini takip etmeye karar verdik. Buraya ciddi bir özen ve yatırım yaptık.” Sonraki aşama ise Messi’ye özel bir fitness koçu atamaktı. Juanjo Brau her gün onu özel çalıştırıyor, hatta Arjantin Milli Takımı’na gittiği okyanus ötesi uçuşlarda kendisine eşlik ediyordu. Bu özen sayesinde Messi son dört buçuk yılı çok daha sağlıklı geçirdi. Bir sezonda 73 gol atacak yıldızın inşası tamamdı artık.

Haberin Devamı

Takımdaşını küçümseyene kapıyı gösterdiler
RİSKİN ‘R’Sİ

Josep Guardiola, 2008’in haziran ayında göreve geldiğinde planı çotan belliydi. Kulübün ilkelerine de uygun şekilde altyapıdan gelen oyunculara ağırlık verecekler, aynı zamanda göze hoş gelen ofansif oyunu geliştireceklerdi. Ancak, Guardiola’nın önünde büyük bir sorun vardı. Selefi Rijkaard döneminde takımdaki Ronaldinho, Deco ve Thiago Motta gibi oyuncular kendilerini Dolce Vita’ya kaptırmıştı. Üstelik takımın yeni yıldızı Messi’ye de kötü örnek oluyorlardı. Guardiola büyük bir RİSK alarak neşteri vurdu: Üç alemciyi takımdan bir çırpıda gönderdi. Takımın yeni yıldızı artık Messi olacaktı.

Ukala Mourinho değil, uzlaşmacı Guardiola
ALÇAKGÖNÜLLLÜLÜĞÜN ‘A’SI

Haberin Devamı

2007’nin aralık ayında Barcelona kulübü yönetim kurulu acil bir toplantı yaptı. Takım kötüye gidiyordu. Sahadaki oyun kötü, sonuçlar daha da kötüydü. Daha da fenası hiçbirinin düzeleceğine dair bir işaret de yoktu ortada. Henüz bir buçuk yıl önce Şampiyonlar Ligi’nin kazanan takımın yerinde yeller esiyordu. Hollandalı teknik direktör Frank Rijkaard döneminin sonuna gelindiği açıktı. Yönetim kurulu üyesi Fernando Soriano ve futbol direktörü Txiki Beguiristain, yeni teknik direktör arayışlarına girdi. Bunlar arasında Barcelona B takımının başındaki eski yıldız Josep Guardiola da vardı. Diğer yandan Chelsea’den henüz ayrılmış José Mourinho da. Özellikle Mourinho bir mülakat için çok ısrarcıydı. Bunun üzerine Soriano ve Beguiristain, medyayı da yanıltmak amacıyla Sevilla üzerinden Portekiz’e geçti. Mourinho müthiş hazırlıklıydı. Son derece özenle hazırlanmış bir power point sunumu yaptı. Takımdaki eksiklikleri birer birer izah etti. Ancak, öylesine üst perdeden konuşuyordu ki, iki Barcelona yöneticisi bundan hiç hoşlanmadı. Ayrıca medyayla sürekli polemiğe giren bir teknik direktör istemiyorlardı. Görüşme sonrası Soriano ve Beguiristain’ın kanaati açıktı: Barcelona’nın stratejisine ve altyapı hamlesine uygun isim Mourinho değildi. Altı ay sonra A takımın başına Guardiola getirildi. Guardiola, meslektaşının tam tersine uzlaşmacıydı ve de kulübün genç takımlarında yetişmiş oyuncuları üzerine kuracaktı sistemini. En büyük takıma giden yol açılmıştı.

Haberin Devamı

Barcelona’nın zirve yılları

* Mayıs 2008 Ligi Real Madrid’in 18 puan gerisinde üçüncü bitirdiler. Bir ay sonra takımın eski kaptanı Guardiola yeni teknik direktör oldu.
* Nisan 2009 Real Madrid’i deplasmanda 6-2 yenerek tarihi bir galibiyet aldılar. Ertesi ay Şampiyonlar Ligi’ni kazandılar.
* Kasım 2009 Mourinho’nun Real’ini 5-0 yendiler.
* Mayıs 2009 Üst üste ikinci kez lig şampiyonu.
* Mayıs 2010 Üçüncü lig şampiyonluğu ve Şampiyonlar Ligi kupası.
* Mayıs 2011 Lig şampiyonluğunu Real’e, ŞL’ni de Chelsea’ye kaptırdılar. Guardiola istifa etti, yerine yardımcısı Tito Villanova geldi.

3000 saat

Barcelona altyapısında 10 yıl kalan bir genç yaklaşık 2 bin 300 antrenmana çıkıyor ve yaklaşık 3 bin saat boyunca pas çalışması yapıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!