Bak Bill!..

Güncelleme Tarihi:

Bak Bill..
Oluşturulma Tarihi: Kasım 29, 1997 00:00

Haberin Devamı

Yeni Yüzyıl'dan Gürsel Göncü, geçtiğimiz pazartesi günü yayınlanan yazısında medyaya cephe alan aydınlardan şikayetçi. Ay başında İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen 1. Ulusal Kültür Kongresi'nde medyayla ilgili sunulan iki bildiriden dert yanıyor, yazar ve araştırmacı Demirtaş Ceyhun'la, Dokuz Eylül Üniversitesi Sinema-TV Bölüm Başkanı Prof. Oğuz Adanır'ın bol miktarda ‘‘sol’’ referans kullanarak medyaya yüklenmelerinden dem vuruyor. Göncü'nün baştan aşağı doğru saptamalardan oluşan yazısını aktarmak için yerim dar. Ama iletişimci! Prof. Oğuz Adanır'ın iletişim hakkındaki incisini aktarmadan edemeyeceğim: ‘‘Bugün Türkiye'de eksikliği en çok hissedilen şey, toplumsal iletişimdir. Ancak bu iletişim medya aracılığıyla değil, yüz yüze, insan insana olmalıdır. Gerçek iletişim budur’’...

Vallahi pes doğrusu. Medya düşmanlığı modası meğer iletişimcilere bile bulaşmış da haberimiz yokmuş. Adanır'ın sözlerini okuyunca aydınlar arasındaki İnternet düşmanlığı modası geliyor aklıma. Aydınlara musallat olan medya düşmanlığı trendinin yorumunu Gürsel Göncü'ye, psikologlara ve sosyologlara bırakıp, aydınların İnternet düşmanlığına gelmek istiyorum.

İnternet düşmanı aydınları kabaca ikiye ayırabiliriz; İnternet'i yakından tanıyanlar ve İnternet hakkında kulaktan dolma bilgi sahibi olanlar. Kulaktan dolma bilgi sahibi olanları, kendilerini her konuda ukalalık etme zorunluluğunda hissetmeleri dışında bir nebze hoş görebiliriz. Bunları zaten çok gördük. Cevaplarını alıp ya bir köşeye çekildiler ya da hırslanıp iyi birer İnternet kullanıcısı oldular.

Asıl azılı İnternet düşmanları ise İnternet'in sunduğu olanakları yakından tanıyan ya da bir şekilde sezen ve bu olanakların oturmakta oldukları koltuğu tehdit ettiğini görenler.

Büyük bir çoğunluğu oldukça medyatik olan bu azılı İnternet düşmanı aydınların tüm varlığı sahip oldukları bölük pörçük bilgiden başka bir şey değil. Bir de tabii, sahip oldukları bu bilgi kırıntılarını pazarlama becerileri. Bu tip aydınların ortak özelliği çok sayıda kitap okumuş olmaları, okuduklarını büyük bir beceriyle beyinlerine depolamaları ve yeri geldikçe beyin çekmecelerinden çıkartıkları uygun bilgi kırıntılarını hiçbir beyinsel katkıda bulunmadan pazara sürmeleridir. Beyin kıvraklığı eksiklikleri, yazılarına mizah yoksunluğu olarak yansır. Daha zekileri bu eksikliklerini ezberledikleri fıkralarla giderirler. Konuya uygun bir fıkra, beyinlerinin uygun çekmecelerinden birinde her zaman hazırdır. Bunlar İnternet'e karşıdırlar çünkü, İnternet'in sahip oldukları tüm geçim kaynaklarını ellerinden alacak güce sahip olduğunu bilir ya da sezerler. İnternet'in giderek genişleyen sonsuz bir bilgi kaynağı sunduğunu, bilgiye erişimi tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar kolaylaştırdığını görürler. Ham bilgiye ulaşmanın bu denli kolaylaşmasının gerçek düşünceye, işlenmiş bilgiye olan talebi patlatacağını, bu gücün de kendilerinde olmadığını anlayacak kadar da zeki ancak fikir üretemeyecek kadar düşünce tembelidirler.

Tek bilmedikleri ya da bilmek istemedikleri, ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar koltuklarından düşürülme kaderinden kurtulamayacaklarıdır. Belki de keçi boynuzu çekirdeği ağırlığının dünyanın her yerinde miligram şaşmadığı gibi doğal mucizeden saydıkları safsatalara inanmaları, paçayı kurtarmalarının yalnızca mucizelere kaldığını bilmelerindendir.

Kel alaka not: Kullandığım başlığın yazıyla hiçbir ilgisi yoktur.

yurtsan@ibm.net

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!