Bağımlılık için geliştirilen grup terapisi

Güncelleme Tarihi:

Bağımlılık için geliştirilen grup terapisi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2010 00:00

Birçok psikiyatrik hastalığın tedavisinde uygulanan grup terapileri, dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu olan çocuklarda da kullanılıyor. En fazla dört çocuğun katıldığı terapilerle, dikkat ve odaklanma yetisini iyileştirmek hedefleniyor

ABD’de bağımlılık tedavilerinde kullanılmak üzere geliştirilen grup terapileri, artık hem farklı rahatsızlıklarda hem de çocuklarda kullanılıyor. Sosyal çekinik, okul yorgunu (okuldan sürekli kaçıp, kendisine hedef seçemeyen çocuklar), depresyondaki çocuklarda da uygulanabiliyor.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı konmuş, 7-14 yaşlarındaki çocukların alındığı terapiler 1 saat ve toplam 15 seans sürüyor. İki-üç seans da sadece bu çocukların anne ve babalarına yönelik. Almanya’da Bremen Üniversitesi’nde geliştirilen grup terapisini uygulayan çocuk psikiyatri uzmanı Dr. Hülya Bingöl, “Yöntem, çocuğun dikkat yoğunluğunu ve dikkat seçiciliğini geliştirmeye odaklanıyor” diyor.
Çocuklar, terapi esnasında dikkati dağıtan bilgileri (sesler, konuşmalar vs.) yok sayarak önemli yönergelere cevap vermeyi öğreniyor. Etraftan gelen uyaranları zihinsel olarak sıra ve işleme sokmayı da.

EJDERHA TAYFUN YARDIM EDİYOR

Grup terapilerinde basitçe, yavru ejderha Tayfun’un masalı kullanılıyor. Bütün derdi ateşini bir mumu yakabilecek kadar püskürtmek olan ejderha Tayfur’un masalı okunurken, çocuklardan içinden geçen bazı sözcükleri saymaları ve gösterilen şekilleri de söyleyebilmeleri isteniyor. Çocuklardan beklenen, etraftaki sesleri, konuşmaları yok sayarak dikkatlerini dağıtmamaları. Ejderha Tayfun çocuklara ev ödevleri de veriyor. Sorulardaki sırları yanıtlamaları isteniyor. 1 saatlik terapi programında gevşeme egzersizleri ve eğlenceli oyunlar da yer alıyor.

İLAÇ İHTİYACINI ORTADAN KALDIRIYOR MU?

“Terapi ilacın yerini tutuyor mu?” sorusuna karşılık Dr. Bingöl, “Eğer bir çocuk hayatının iki-üç alanında çok şiddetli sıkıntılara maruz kalıyorsa ilaç vermeyi öneriyoruz. Ama şunu da söylüyoruz, ‘Tek başına ilaç hiçbir zaman çözüm değil’. En ideali, ilaç ve terapinin birlikte kullanılması” diyor. Terapilerde sadece çocukla birlikte yürümek çözüme yetmiyor. Bu nedenle, anne-babalara yönelik de grup terapileri yapılıyor. Dr. Bingöl’e göre: “Çoğu aile çocuk ilaç alsın, iyileşsin, dursun biz de bütün sıkıntılardan kurtulalım diye bekliyor. Fakat ailenin de çocuğa bakış açısını değiştirmeleri, bazı şeyleri çocukla birlikte öğrenmesi gerekiyor. Bu yüzden ben ‘dirençli çocuk yoktur, bazen dirençli aileler vardır’ diyorum. Bu bütün aileyi ilgilendiren bir rahatsızlık. Aile terapiye inanırsa destekliyor ve daha başarılı sonuçlar elde edebiliyoruz.”

OKULUN GÜNAH KEÇİLERİ

Dikkat eksikliği olan çocuklar söylenenen yönergeleri ilk etapta algılamayabiliyor. Dolasıyla onlarla konuşurken kısa ve öz cümleler kurulması gerekiyor. Maalesef bu çocuklar hep günah keçisi haline geliyor. Okuldaki bütün yaramazlıkları onların yaptığı düşünülür. Halbuki bu çocukların insancıl olmak, dışa dönük olup rahat iletişim kurmak gibi çok güzel yetenekleri de var. Dikkat dağınıklığı sorunu bulunduğunu düşündükleri çocukların anne-babalarıyla konuşmalı ve tedaviye yönlendirmeli.

OĞLANLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

Hiperaktivite-dikkat eksikliği sendromu Amerika’da en sık tanı konulan çocuk hastalığı. Erkek çocuklarında, kız çocuklarına göre 6-9 kat daha sık görülüyor. genetik, biyolojik ve psikososyal etkenler gibi çoklu nedenleri olan bir beyin rahatsızlığı. Ancak bunların nasıl ve neden yol açtığı henüz aydınlanmadı. Araştırmalarda yüzde 14 olarak bildirilen sıklık, ilkokul dönemi erkek çocuklarında yüzde 19’a kadar çıkabiliyor. Aşırı hareketlilik ve dikkati sürdürme zorluğu öğrenmeyi etkiliyor. Akran ilişkilerini bozabiliyor. Ev ortamında ve sınıf içinde önemli disiplin sorunlara yol açıyor. Genellikle 3-5 yaşlarında çocuklar hareketli ve dikkatlerini uzun süre yoğunlaştıramaz. Okul öncesinde bu hareketlilik çocuğun kendisine veya arkadaş ve öğretmenlerine sıkıntı yaratıyorsa dikkat! Çocuklar davranışlarını kontrol edemez, duygu durumları etkilenir ve organize olamaz. Bu organize olamama ve davranışları kontrol edememe yanlış yetiştirme tarzından dolayı ortaya çıkmaz. Fakat bu durumun aile-çocuk ilişkisinde çok büyük etkileri var. Aileler çocuklarından beklediklerini alamadıklarında sinirlenir. Bu gerginlik çocukları daha gergin ve inatçı yapar. Çocukların özgüvenleri olumsuz etkilenir. Kısır döngü başlar. Kimse tarafından kabul edilmeyen çocuğu olan aile, sosyal ayrışma yaşar. Okuldaysa devamlı uyarılar, şikayetler, kötü notlar, sınıfta kalma veya okul değiştirme ortaya çıkar. Aile çocuğunun geleceği hakkında kaygılanır ve aşırı bir suçluluk hisseder.

ÜÇ TİPİ VAR, EN YAYGINI BİLEŞİK

* Dikkatsizliğin önde olduğu tip
* Hiperaktivite dürtüselliğin önde olduğu tip
* Bileşik tip

BU İŞARETLERİ GÖRÜRSENİZ ALARMA GEÇİN

* Okul ödevinde, çalışmasında ya da diğer etkinliklerde dikkatsizliğinden dolayı ayrıntıları kaçırır veya hatalar yapar.
* Görevinde, ödevinde ya da oyununda dikkatini sürdürmekte zorlanır.
* Kendisiyle konuşulduğunda tam olarak dinlemiyor görünür.
* Okul ödevini, verilen işi ya da görevi verilen öğreti doğrultusunda tamamlamakta zorlanır. Etkinlik ve görev planlamada ve düzenlemede zorluk çeker.
* Belirli bir süre üzerinde zihinsel çaba gerektiren okul çalışması ve ev ödevi gibi görevlerden hoşlanmaz. Kaçınır, isteksiz davranır.
* Yapmakta olduğu görev ya da etkinlik için gerekli malzemeyi (kalem, oyuncak, alet) kaybeder.
* Dışarıdan gelen uyarılarla dikkati kolaylıkla çelinir.
* Günlük etkinliklerinde ve işinde unutkanlıklar yaşar.
* Eli ayağı boş durmaz, kıpırdanır durur.
* Oturması gerekli durumlarda, örneğin derste kalkar gezinir.
* Uygunsuz bir halde gezinir, tırmanır durur (ergen ya da yetişkinse huzursuzdur)
* Oyun ya da eğlence etkinliklerini sakince sürdürmekte zorlanır.
* Çoğunlukla hareket halinde ya da kurulmuş motor gibidir.
* Çok konuşur.
* Soru bitmeden cevaplamaya kalkar.
* Sırasını beklemekte zorlanır.
* Başkalarını rahatsız edici şekilde böler, sataşır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!