Bağcılıkta 2000 seferberliği

Güncelleme Tarihi:

Bağcılıkta 2000 seferberliği
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2000 00:00

Haberin Devamı

Tekirdağ'da 20 yıl aradan sonra ilk kez bağcılık paneli düzenlendi.

Geçen hafta Tekirdağ Ziraat Fakültesi'ndeki panele bilimciler, devlet, özel sektör ve basın temsilcileri katıldı. Başlıca sorunlar, yeni hedefler sıralandı. Sektörü tehdit eden yeni yasa tasarısına dikkat çekildi. Tekirdağ Bağcılık Konseyi kurulması istendi.

‘‘Bir elmanın iki yarısıdır bağcılık ve şarapçılık... Güzel kızdan güzel gelin, güzel üzümden güzel şarap olur’’ dedi bağcılar ve şarapçılar. Şarapçılığımızdaki 2000 bereketi asmalarımıza da kış güneşi gibi yansıdı. Bağcılığımızın önde gelen temsilcisi, ilk şarap fabrikalarımızın kurulduğu Trakya'nın Tekirdağ bölgesi, sektörün yeniden yapılanması için seferberlik başlattı. Yirmi yıl aradan sonra ilk kez bağcılık geniş katılımlı bir panelde masaya yatırıldı, sorunlar irdelendi, 2000'lerin hedefleri belirlendi. Eğitimin, örgütlenmenin ve devletin desteğinin önemine işaret edildi ve Tekirdağ Bağcılık Konseyi kurulması çağrısı yapıldı.

Trakya Üniversitesi Tekirdağ Ziraat Fakültesi'nin ev sahipliğinde, 3 Mart'taki toplantının başlığı, ‘‘Trakya Bölgesinin Tarımsal Sorunları, Çözüm Önerileri-Tekirdağ Bağcılığının Başlıca Sorunları ve Yeni Üretim Hedefleri’’ydi. Böyle bir organizasyon için Tekirdağ Valiliği'nden, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'na, Tekel Fabrikası'na, Ziraat Fakültesi Dekanı, Rektörü, öğretim görevlileri, öğrencilerine, Bağ, Sebze, Meyve Üretim ve Pazarlama Kooperatifi'ne kadar herkes emek verdi.

Geniş katılımlı bir paneldi. Ziraat Fakültesi, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü, Tarım İl Müdürlüğü, Tekirdağ Ziraat Odası, Doluca, Kavaklıdere, Bağcı, Melen Şarapçılık temsilcileri ile Gurme Genel Yayın Yönetmeni ve Sabah Gazetesi köşe yazarı Mehmet Yalçın söz aldı. Şarapçılar görüş bildirirken, bağcılar dinlemeyi yeğledi. Bağcılık teknikleri, sofralık, şaraplık üzümler, şarapçılıkta yerli-yabancı üzüm tercihi, üretim teknikleri, uzman eleman sorunu ve örgütlenme konunun satırbaşlarıydı.

SORUNLAR VE HEDEFLER

Panel Düzenleme Kurulu Başkanı, Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Salih Çelik, Türkiye'nin alan olarak dünya dördüncüsü, üretim olarak dünya altıncısı olmasına karşın bağcılığın çok yönlü kıskaçta olduğuna işaret etti ve şöyle konuştu: ‘‘Çok değil, 15 yıl önce Tekirdağ deyince kiraz, karpuz, üzüm akla gelirdi. Çernobil'den sonra karpuz, kiraz kalmadı. Şarap fabrikaları olmasaydı bağ da kalmazdı. Her yıl bağ alanlarımızda yüzde 5'lik azalma oluyor. Tarım dışı kullanım yani betonlaşma, dekar/verimdeki istikrarsızlık, yüksek terbiye yani telli bağcılık yerine yüzde 95'in goble bağcılığı yeğlemesi, kredilerin yetersizliği, faizlerin yüksekliği, aşırı kimyevi gübre kullanımı bağcılığımızı mahvediyor.

Tekirdağ Bağcılık Kooperatifi'ni daha geniş bir platformda Bağcılık Konseyi'ne dönüştürmek istiyoruz. Devlet üreticiye sahip çıkmalı. Burada yüzde 80 küçük üretici, 2.5-5 dönümde üretim yapılıyor. Bağ alanları büyük olmalı, bölünmemeli. Bağcılık, buğdaya, ay çiçeğine bir alternatif. Yeni üretim hedeflerimiz birim alandan verimi artırmak, sofralık, şaraplık üzüm çeşitlerinin yaygınlaştırılması, çiftçiye maddi, manevi teşvik, telli terbiye bağcılığının teşviki, üretici, araştırıcı, kamu, özel sektörün ve diğer ilgililerin dayanışmasını sağlamak. Bu panelin yeni hareketin ilk adamı olacağını umut ediyoruz’’

YASA TASARISINA DİKKAT

Gurme Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Yalçın, geçen bağbozumunu paylaştığı ve dergisinde izlenimlerini aktardığı Tekirdağ'a bu kez panel için davet edilmekten onur duyduğunu söyledi. Yalçın, AB adaylığı çerçevesinde yeni düzenlemeler ve geçen hafta Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu'nda kabul edilen 4250 sayılı yasa tasarısına dikkat çekti, Genel Kurul'dan onaylanmasından önce örgütlenilmesi, harekete geçilmesi çağrısı yaptı. Söz konusu tasarının özeti bira, şarap dahil her çeşit alkollü içkinin perakende satış yerlerinde ve her türlü görsel, yazılı yayın araçlarıyla reklamına, perakende satıcılarla münhasır satış anlaşmalarının yapılmasına yasak getiriyor. Böylece serpilmekte olan kaliteli şarapçılığın önü kesiliyor. Ayrıca yasanın üretici firmalara en az bir milyon litre yıl kapasiteli yeni teknoloji ile entegre tesis kurma şartı getirmesi ise dünyanın en iyi içkilerini üreten, butik çalışan, küçük üreticileri baltalıyor.

BAĞCILIK VERİLERİ

Dünyadaki toplam bağ alanı: 7 milyar 436652 hektar

Dünyadaki toplam yaş üzüm üretimi: 58 milyon 726 937 ton

Ortalama dekara verim: 789.7 kg/dekar

Türkiye'nin bağ alanı: 560 bin hektar

Türkiye'nin yıllık üzüm üretimi: 3 milyon 650 000 ton

Ortalama dekara verim: 650 kg

Tekirdağ'ın bağ alanı: 6956 hektar

Tekirdağ'ın yıllık üzüm üretimi: 71 bin ton

Tekirdağ'ın yıllık şarap üretimi: 20-23 milyon lt

Tekirdağ'da bağ işletmeleri: 5 bin

Tekirdağ'ın özelliği: Ülke genelinde üretilen üzümün ancak yüzde 10-11'i şaraba işlenirken bu oran Tekirdağ'da yüzde 62-65'e çıkıyor. Bölgede ortalama dekara verim 1200 kg'dır.

Kaynak: BM FAO (Gıda ve Tarım Örgütü), Tekirdağ Tarım İl Müdürlüğü ve Ziraat Fakültesi.

NELER YAPILMALI?

Bağcılar ve şarapçılar daha yakın işbirliği içinde olmalı. Bağcılık-Şarapçılık Uyum Anlaşması yapılabilir.

Dünya ülkelerindeki devlet kontrolu ve standartı getirilmeli.

Çiftçinin en yakın temsilcisi Ziraat Odası araştırmaya yer açmalı, teknik eleman istihdam etmeli.

Üretim teknikleri yenilenmeli. Bağcılıkta geleneksel goble sistemi yerine telli, yani yüksek terbiye yeğlenmeli. Çünkü bu sistem kültürel işlemlerden (toprak işleme, gübreleme, budama, yeşil budama, ilaçlama, gerekirse sulama, hasat ve benzeri) ve mekanizasyondan daha kolay yararlanılmasını sağlıyor.

Bağcılık Konseyi hedeflenmeli ve örgütlenmeye hız verilmeli.

Bağcılık Araştırma ve Geliştirme Fonu kurulup, finansman sağlanabilir

Üretim planlaması, verim sınırlaması olmalı, şarap üretim programı hazırlanmalı.

Kaliteli şaraplık üzüm çeşitlerine sınır getirilmeli. Tüketimde dünya birincisi Fransa'da 15 çeşittir, Türkiye'de ise şaraplık üzüm çeşitleri 35'e yakındır.

Yerli üzüm türleri yörelerinde yetiştirilmeli. Yok olmak üzere olan üzümler yaşatılmalı. Yabancı üzümler için yöresel adapasyon çalışması mutlaka yapılmalı. Yaygınlaştıracağımız üzüm türleri çok iyi tanınmalı, bölgenin kapasitesi tespit edilmeli.

Uzman elemanlar yetiştirilmeli, çiftçi eğitilmeli.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!