Avrupa'daki kirliliğin üçte biri Karadeniz'e

Güncelleme Tarihi:

Avrupadaki kirliliğin üçte biri Karadenize
Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2006 10:57

Karadeniz'de yaşanan kirlenme nedeniyle Karadeniz'in ekosisteminde aşırı değişimler gözlenirken, balık stoklarında da azalma yaşandığı bildirildi.

Haberin Devamı

Yaklaşık 8 bin 350 kilometre kıyı şeridine sahip Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşirken, kirliliğin önlenmesi için başlatılan uluslararası çabalar da yaşanan süreci engelleyemiyor.

Türkiye'nin yanı sıra Karadeniz'e kıyısı bulunan Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya ve Ukrayna'nın Karadeniz'in kirliliğe karşı korunması ve iyileştirilmesini kapsayan stratejik eylem planını imzalamalarının üstünden 10 yıl geçerken, kirliliğin önlenmesi konusunda çok önemli ilerleme sağlanamadı.

31 Ekim Uluslararası Karadeniz Günü'nde bu nedenle çeşitli etkinlikler gündeme gelirken, kirlenme sonucu bir taraftan Karadeniz ekosistemi değişiyor, diğer yandan da balık stokları azalıyor.

Günümüzde Karadeniz bütün olarak çevre kirlenmesi ile karşı karşıya bulunuyor.

Haberin Devamı

Karadeniz kıyı bölgesi, her geçen gün artan bir oranda gelişirken, yeni yerleşim ve sanayi tesislerinin sayısı da sürekli artıyor. Buradan çıkan evsel ve endüstriyel atıklar ise giderek Karadeniz'e daha fazla etki yapıyor. Aşırı kirlenen sular Karadeniz'deki biyolojik hayatın olumsuz etkilenmesine neden olurken, araştırmalara göre, Karadeniz, kıyılarındaki ülkelerin yanı sıra buraya akan nehirlerin geçtiği ülkelerin olumsuzluklarının da etkisi altında bulunuyor.

EN TEHLİKELİ OLANI TUNA NEHRİ

Avrupa'nın neden olduğu kirliliğin üçte biri Karadeniz'e ulaşıyor. Burada en tehlikeli olanı ise Tuna Nehri olarak biliniyor. Doğduğu Almanya'dan dökülmek için Karadeniz'e doğru 120 den fazla koldan gelen suyu da alan Tuna Nehri, sanayileşmiş ülkelerden, tarımsal alanlardan ve yoğun yerleşim yerlerinden geçiyor. Tuna Nehri, yaklaşık 81 milyon nüfus barındıran söz konusu yerlerden her yıl 900 ton bakır kirliliği alarak Karadeniz'e getirirken, bu da Karadeniz'in ağır metal kirliliğinden etkilenmesine neden oluyor.

Belirlemelere göre Karadeniz'de her yıl oksijensizleşen alan büyürken, deniz de adeta boğuluyor. Mevcut oksijenin önemli bölümünü ise düzensiz atıklar ve nütrientler (zemindeki besin tuzları) tüketiyor. Oksijen azalınca da deniz kirleniyor, bakteri seviyesi artıyor, yeni organizmalar geliyor ve bunun sonucunda da yaşayan canlı türleri ölüyor.

KİRLENME VE BALIK VARLIĞI

Haberin Devamı

Bunlara 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e geldiği bilinen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi adlı canlının gelmesi eklendi.

Kısa sürede tüm Karadeniz'i kuşatan bu cins, balık larvaları ve küçük balıkların yumurtaları ile beslenirken, zamanla Karadeniz'deki varlığı 900 milyon tona ulaşan söz konusu canlı, hamsi ve istavrit gibi balık türlerinin azalmasına sebep oldu.

Karadenizdeki bu ekolojik dengenin bozulmasıyla 40'lı ve 50'li yıllarda Karadeniz'in karakteristik türleri olarak göze çarpan birçok hayvan ve bitki türü günümüzde ya tamamen kayboldu ya da çok az miktarlarla temsil edilmeye başlandı.

PROF. DR. BAT'IN GÖRÜŞLERİ

Haberin Devamı

Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) Sinop Su ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Bat, son 20-30 yıl içinde büyük nehirler yolu ile yaşanan kirlenmenin Karadeniz'in ekosisteminde önemli değişiklere neden olduğunu söyledi.

Özellikle nütrient maddenin artması sonucu Karadeniz ekosisteminin aşırı değiştiğini belirten Bat, şu bilgileri verdi:

“Bu değişikliklerden ilki 1980'de ortaya çıkmıştır. Bu da kendini anormal düzeyde fitoplankton patlamaları ve fazla miktarda medüz biomasında artışla kendini göstermiştir. Sonra bir loblu Ktenefor türü olan Mnemiopsis leiydinin Karadeniz ekosistemine dahil olmasıyla da tüm ekosistem temelinden etkilenmiştir.”

Haberin Devamı

Karadeniz'in ekolojik özelliklerinin değişmesinde büyük nehirlerin önemli olduğunu bildiren Bat, “Karadeniz, geçmişte birçok balık populasyonunun yaşamak için uygun ortamı bulduğu bir su havzasıydı. Morfolojik yapısı ve oluşumu itibariyle derinliklerinde hidrojen sülfür gazının oluşturduğu Karadeniz, Tuna nehrinin getirdiği atıklar ile iyice kirlendi” dedi.

TÜRLER AZALDI

Bu kirlenmenin özellikle balık varlığına olumsuz etkilerini de vurgulayan Bat, şunları kaydetti:

“Karadeniz ekosisteminde gözle görülür ilk radikal değişimler ticari balıkçılık ile kendini göstermiştir. Uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer azalmıştır. Hamsi ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop kaybolmuştur. Hamsi balığının stoğu, boyu ve ağırlığı azalmıştır. Karadeniz'de havyarı ile tanınan ve nehir ağızlarında yaşayan Mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tüketilmiştir. Pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının da nesli azalmış populasyonlarında hızlı düşüş meydana gelmiştir.”

Haberin Devamı

Bat, Karadeniz'in özellikleri ile ekolojik hedef olarak insan etkilerinin en fazla görüldüğü denizlerden biri olduğuna da dikkati çekti.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!