Avrupa’sız bir Türkiye düşünülemez

Güncelleme Tarihi:

Avrupa’sız bir Türkiye düşünülemez
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 1999 00:00

Haberin Devamı

Bizim güvenlik açısından da entegre olmamız lazım. Bu Avrupa'nın güvenliği için de bizim güvenliğimiz için de gerekli. Bana şimdi bir oyun oynanıyor. Avrupa'nın güvenliği sadece Orta Avrupa ile sınırlı değil. Balkanlar'dan Kafkaslar'a kadar olan bölge de Avrupa güvenliğini yakından ilgilendiriyor.

Türkiye'ye haksızlık yapıldığını mı düşünüyorsunuz?

- Bugün ekonomimiz nedeniyle masaya yatırılıyoruz. İnsan hakları nedeniyle masaya yatırılıyoruz. Türkiye, Yunanistan münasebeti nedeniyle masaya yatırılıyoruz. Ama bu konularda masaya yatırılırken, etrafımıza baktığımızda bizim masaya yatırılıp da şifa bulduğu söylenenlerden daha sağlıklı olduğumuz ortaya çıkıyor.

AB ile tam üyelik görüşmelerine başlayacak ülkeleri kastediyorsunuz.

- Evet. Örneğin Türkiye Cumhuriyetin 76'ncı yılını kutluyor. Bu, laik demokratik karakterdeki cumhuriyetimiz NATO'nun içerisinde ikinci öncelikli güç olarak, yıllarca batının değerlerini doğunun değerlerinden üstün kılmıştır. Dolayısıyla, batı değerlerinin doğuya karşı tek bir kurşun atılmadan kazanılmasında Türkiye'deki cumhuriyetin ve laik yapının da katkısı olmuştur. Buna rağmen, ben Avrupa Birliği'ne girmeye çalıştığım zaman o, değerlerini mağlup ettiğimiz ülkeler, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Macaristan benden önce AB'ye girme önceliğini alıyor. Demokrasisi yeni, ekonomisi eski sistemden yeni kopuyor. AB burada bir yanlışlık yapıyor. Orta Avrupa ülkelerini içine alarak kendisini aklınca güvenceye alıyor.

Son Komisyon raporunda bu telafi ediliyor. Türkiye dışındaki tüm adaylarla görüşmeler başlayacak ve hazır olan girecek. Öncelik kalkıyor. Türkiye de hazır olursa öncelik alamaz mı?

- Hayır. Türkiye ile ilgili yaklaşım net değil. Benim bir geçmişim var. 36 yıl önce adaylık için başvurmuşum. Almanya 96 yılında bütün fonları bu ülkelere akıttı. Avrupa kendi güvenliği için benim güvenliğimi ikinci plana itiyor. Avrupa büyük yanlış yapıyor.

SADAKAT GÖSTERİLMİYOR

Nedir Avrupa'nın yanlışı?

- Batıya karşı tehdit soğuk savaş döneminde Varşova Paktı'ndan kaynaklanıyordu. Bu dönem geçti. NATO şimdi yeni tehdit belirledi. Belirsizlikler, terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, mülteci hareketleri, etnik çatışmalar, köktendincilik. Soğuk savaş dönemi sonrası tehdidi olarak NATO konseptine girdi bu. Nerede bunlar? Türkiye'nin etrafında. Soğuk savaş döneminde tehdit neredeydi? Orta Avrupa'da. Ben onlara kanat ülkesi olarak yardım ettim o zaman. Ama şimdi soğuk savaş sonrası tehditleri beni cephe durumuna getirdi. Ben bu tehdidin ortasında kaldım ama, bana benim onlara yaptığım şekilde bana sadakat gösterilmiyor.

Türkiye yalnız mı kalıyor?

- Mesela Rusya Orta Avrupa'da tatmin edilmiş. Ne Rusya'dan onlara, ne de Batı'dan Rusya'ya tehdit var artık. Ama bu tatmini müteakip Rusya Kafkaslar'da değişiklik yapmak istemiştir. Rusya güneye bakmaya başlamıştır. Burada Türkiye büyük savaş vermiştir. Maalesef ABD de bidayette Rusya'nın yanındaydı bu alan değişikliğinde. Anlata anlata dilimizde tüy bitti. Sonra NATO genişlemesine bakıyorsunuz. Burada da tamamen Almanya'nın rahatlatılması öngörülüyor. Bize haksızlık. Biz Avrupa'nın bu şekillenmesinden dışlanıyoruz.

Türkiye Avrupa ile Savunma Kimliği (ESDİ) konusunda da sorun yaşıyor değil mi?

- Evet, ben Türkiye ile NATO'nun her mekanizmasında varım ve bu çok faydalı. Ama Batı Avrupa Birliği'nde (BAB-AB'nin savunma örgütü) ortak üyeyim, fakat karar mekanizmasında yokum.

Yani güvenlik açısından da AB üyeliğinin kaçınılmaz olduğunu mu söylüyorsunuz?

- Evet, bizim güvenlik açısından da entegre olmamız lazım. Bu Avrupa'nın güvenliği için de bizim güvenliğimiz için de gerekli. Bana şimdi bir oyun oynanıyor. Avrupa'nın güvenliği sadece Orta Avrupa ile sınırlı değil. Balkanlar'dan Kafkaslar'a kadar olan bölge de Avrupa güvenliğini yakından ilgilendiriyor.

Yani siz Avrupa Birliği'ne karşı değilsiniz.

- Tam tersi. Bu hem benim hem Avrupa'nın güvenliği için gerekli.

GELECEĞİMİZ ORADA

AB, siyasi kriterleri yerine getir, tam üyelik görüşmelerine başlayalım diyor. Sizce Türkiye hazır mı?

- Komisyon kararında muğlaklık var. Somut öneri yok. En azından yıl verilmiyor. Somut öneri versinler. Serbest dolaşımdan etkileniyorlar değil mi? AB'ye üyelik için coğrafya ve nüfus da çok önemli. Benim ülke olarak karar mekanizmasında puanım yüksek olacak. Gel arkadaşım, ben Yunanistan kadar oya onun kadar katkıya sahip olayım. Bu tavizi kastediyorum ben. Çıtanın altında bazı şeyler de istenebilir. Yeter ki ben AB'ye gireyim. Ben Türkiye'nin geleceğini orada görüyorum.

Peki, kriterlere uyum konusunda ne diyorsunuz? Demokratikleşme, insan hakları?

- Kriterler çizsinler. Şimdi çok muğlaklar. Ben diyorum ki gelin arkadaş, siz hazırlayın insan hakları konusundaki planı biz de gözümüzü kırpmadan imzalayalım. Yanaşmıyorlar buna. Bize çifte standart uyguluyorlar. Bizim koşullarımızla kendi koşullarını bir tutuyorlar. Bu MGK için de geçerli, insan hakları için de.

Avrupa'dan görüşlerini değiştirmesini istiyorsunuz ama, biz hiç mi bir şey değiştirmeyeceğiz?

- Asker bundan sonra darbeler yok diyor. Bu değişiklik değil midir?



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!