AÜ eski Rektörü Prof. Dr. Akaydın CHP'de

Eşi Günseli Akaydın ile CHP İl Başkanlığına gelen Prof. Dr. Akaydın, partililerin yoğun kalabalığı nedeniyle basın toplantısını, binanın önündeki açık alanda yaptı. Prof. Dr. Akaydın, CHP İl Başkanı Ömer Melli'nin 24 Temmuz 2008'de, Lozan Anlaşması'nın yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen bir toplantı nedeniyle geldiği Akdeniz Üniversitesinde, rektörlüğünün son günlerinde, kendisini ziyaret ettiğini ve yerel seçimde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday olmasını teklif ettiğini kaydetti. Prof. Dr. Akaydın, o günlerde rektör ataması süreci devam ettiğinden teklife yanıt vermediğini belirterek, şunları söyledi:

“İl Başkanı Melli'ye teşekkür ettim. Rektör olarak göreve devam etmeyi arzuladığımı ifade ettim. Çünkü bu görevimle en sevdiğim üç iş olan, idarecilik, hekimlik ve öğretmenlik görevimi aynı anda yürütebiliyordum. Maalesef ağustos-eylül aylarında, rektör atamaları sürecinde üniversitelere siyaset sokuldu. 1 Aralıkta istifamı verdim ve ertesi gün CHP'ye üyelik için İl Başkanlığına müracaat ettim. Bugün de aday adaylığına talip olmamda, sivil toplum örgütlerinin, meslektaşlarımın, partililerin, Antalya'daki hemşehri derneklerinin talepleri, hatta zorlamalarının katkısı oldu.”

Siyasetin herkes tarafından talip olunması, yapılması gereken bir uğraş olduğuna değinen Prof. Dr. Akaydın, sorunları çözmenin en üst noktasının siyaset alanı olduğuna değindi. Prof. Dr. Akaydın şöyle devam etti:

“Ancak siyasetin olmaması gereken üniversitelere siyaset sokuldu. Ben de siyasete üniversiteleri, akademisyenleri, akademik kadroyu, teknik kadroyu sokmak istiyorum. Daha yaşanabilir bir Antalya için çalışacağım. Projelerimi adaylığım kesinleştikten sonra, partililerle, akademisyenlerle, sivil toplum örgütleriyle birlikte hazırlayacağım. Bu göreve layık görülürsem, sürtüşmelerden uzak olacağım. Projelerimle var olacağım.”

Prof. Dr. Akaydın, bir gazetecinin ÜAK Başkanı iken başörtülü öğrencilere yönelik tutumunun bilindiğini hatırlatarak, CHP'nin son dönemdeki türban açılımının çelişip çelişmediğine ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:

“Ben ÜAK Başkanı iken ilkeli bir mücadele yaptım. Haklılığım da Anayasa Mahkemesinin kararıyla onaylanmıştır. Laikliğe karşı odak olduğu Anayasa Mahkemesi kararıyla tescil edilenler mahcup olması gerekirken maalesef mahçup olmuyorlar. Ben din üzerinden siyaset yapılmasını ne kadar doğru bulmuyorsam, kadınlar üzerinden siyaset yapılmasını da doğru bulmuyorum. Hekimlik yaptığım dönemde hastalarımın çoğunluğunu başı örtülü kadınlar oluşturuyordu. Kimin başını ne şekilde örttüğü ya da örtmediği benim için hiç önemli olmamıştır. Aday adaylığımda bu kadınların da önemli teşviki olmuştur.”

Ömer Melli de İl Başkanı olarak, partisini, görevlerinde en başarılı, en yetenekli, en yetkin ve sevilen kişilerle donatma görevi bulunduğunu hatırlatarak, bu nedenle Prof. Dr. Akaydın'a partisinden aday olmasını teklif ettiğini vurguladı. Melli, “Böyle arkadaşların önünü açmak, onlara bu cesareti vermek benim görevim” dedi.