Asla yalnız yürümeyeceksin Will
Güncelleme Tarihi:
Nevşin Mengü
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2010 00:00
Bugünlerde futbol denince akla sadece Güney Afrika gelse de, Atatürk Olimpiyat Stadı da son derece hareketli günler geçiriyor. Liverpool ve Türk bayraklarının dalgalandığı, Liverpool taraftarının efsane şarkısı “You’ll Never Walk Alone”un yankılandığı statta Kenny Dalglish, Perry Eggleton, Steven Gerard, Jamie Carragher, Kristian Kiehling ve Mustafa Denizli’nin rol aldığı ‘Will, The Road to Istanbul’ adlı film çekiliyor
Tarih 25 Mayıs 2005, Şampiyonlar UEFA ligi finaline İstanbul ev sahipliği yapıyor. Yeşil sahaların efsanesi iki takım, Liverpool ve AC Milan karşı karşıya. Bu maç, futbolseverler ama özellikle o gün, o sahadan şampiyon olarak ayrılan Liverpool taraftarları için unutulmaz maçlardan biriydi. Liverpool taraftarları bugün hala bu maçı ‘İstanbul mucizesi’ diye anıyor. İşte Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki hareketlilik de bunun için.
İngiliz futbol tarihinin en önemli maçlarından biri olan bu maçın öyküsünü 11 yaşındaki İngiliz Will’in (Perry Eggleton) gözünden anlatan sinema filmi, ‘Will, The Road to Istanbul’un çekimlerinin bir kısmı Olimpiyat Stadyumu’nda gerçekleştiriliyor.
Filmde Liverpool tutkunu Will, İngiltere’deki yatılı okulundan kaçıyor ve UEFA finalini ne pahasına olursa olsun izlemek üzere İstanbul’a doğru yola koyuluyor. Will’in yolu Bosnalı eski futbolcu Alek’le (Kristian Kiehling) Paris’te kesişiyor. İstanbul, Will ve Alek için, hayattaki yalnızlıklarına rağmen yaşama olan inançlarını yeniden kazanmanın, hayal kurmak için asla vazgeçmemenin sembolü haline geliyor.
Rol yapmak bana göre değil
ANTRENÖR KENNY DALGLISH
Projenin tam olarak neresinde yer alıyorsunuz?
- Film, tutkunu olduğu Liverpool’un final maçını izlemeye gelen bir erkek çocuğunun hikayesi. Ben Liverpool aracılığıyla bu projede yer aldım. Filmde Will’i Liverpool’un soyunma odasına sokuyorum.
Neden bu maç filme konu edildi sizce? Bu o denli önemli bir maç mıydı?
- Bence maçın filmatografik bir yanı vardı. İlk yarıda hava bambaşkayken ikinci yarıda durum birden değişti. Ben daha önce hayatımda böyle bir maç görmemiştim açıkçası. Eminim sadece Liverpool taraftarları değil, tüm futbolseverler bu maçı hala anımsıyordur.
Peki sinemayı sevdiniz mi? Bu proje yeni bir kariyerin başlangıcı olabilir mi?
- Sinema benim için çok yeni, kesinlikle bambaşka bir deneyim. Ama şunu söyleyeyim, rol yapmak hiç kolay değil.
Yıllardır futbol endüstrisinin içindesiniz. Futbol yıllar içerisinde çok değişti değil mi?
- Evet, futbol zaman içerisinde kesinlikle başka bir şeye dönüştü ama gelinen nokta eskisinden daha iyi.
Filme hazırlanmak için çok maç izledim
YÖNETMEN ELLEN PERRY
Amerikan filmlerinin avantajı, dünyanın dört bir yanında on binlerce sinemada gösterime girebilmesi. Ama unutulmaması gereken Amerikalı yönetmenleri de etkileyenler aslında yabancı yönetmenler. Mesela benim örnek aldıklarım, Kurosawa, Antonioni, Tarkovsky ve Zhang Yimou. Amerikan futbolunun temelleri Amerika’da çok sağlam gibi görünüyor ama Dünya Kupası’nda da gördüğümüz gibi son yıllarda futbola da ilgi artmaya başladı. Filme hazırlanırken pek çok maç izledim. Böylece futbolun inceliklerini öğrenme şansı buldum.
Türkiye’ye Oscar getirmek istiyoruz
YAPIMCI TAHA ALTAYLI
Film, Türk-İngiliz ortak yapımı ama Türk ağırlığı daha fazla. Çiçeği burnunda bir firma olan Galatafilm, bütçenin yüzde 70’ini karşılıyor. Projenin öncelikle çocuk-aile filmi olması, ayrıca hem İstanbul, hem de Liverpool FC ile ilgili olması bizim için yeterince çekici oldu. Filmin künyesinde göreceğiniz gibi, onlarca Oscar’lı filmde imzası olan bir ekip çalışıyor. Bütçemiz yaklaşık 12 milyon dolar. Türkiye’ye Oscar getirmek istiyor; hikayelerimizi dünyaya, dünya standartlarında anlatmayı hedefliyoruz.”
İngiliz futbol tarihinin en önemli maçlarından biri olan bu maçın öyküsünü 11 yaşındaki İngiliz Will’in (Perry Eggleton) gözünden anlatan sinema filmi, ‘Will, The Road to Istanbul’un çekimlerinin bir kısmı Olimpiyat Stadyumu’nda gerçekleştiriliyor.
Filmde Liverpool tutkunu Will, İngiltere’deki yatılı okulundan kaçıyor ve UEFA finalini ne pahasına olursa olsun izlemek üzere İstanbul’a doğru yola koyuluyor. Will’in yolu Bosnalı eski futbolcu Alek’le (Kristian Kiehling) Paris’te kesişiyor. İstanbul, Will ve Alek için, hayattaki yalnızlıklarına rağmen yaşama olan inançlarını yeniden kazanmanın, hayal kurmak için asla vazgeçmemenin sembolü haline geliyor.
Rol yapmak bana göre değil
ANTRENÖR KENNY DALGLISH
Projenin tam olarak neresinde yer alıyorsunuz?
- Film, tutkunu olduğu Liverpool’un final maçını izlemeye gelen bir erkek çocuğunun hikayesi. Ben Liverpool aracılığıyla bu projede yer aldım. Filmde Will’i Liverpool’un soyunma odasına sokuyorum.
Neden bu maç filme konu edildi sizce? Bu o denli önemli bir maç mıydı?
- Bence maçın filmatografik bir yanı vardı. İlk yarıda hava bambaşkayken ikinci yarıda durum birden değişti. Ben daha önce hayatımda böyle bir maç görmemiştim açıkçası. Eminim sadece Liverpool taraftarları değil, tüm futbolseverler bu maçı hala anımsıyordur.
Peki sinemayı sevdiniz mi? Bu proje yeni bir kariyerin başlangıcı olabilir mi?
- Sinema benim için çok yeni, kesinlikle bambaşka bir deneyim. Ama şunu söyleyeyim, rol yapmak hiç kolay değil.
Yıllardır futbol endüstrisinin içindesiniz. Futbol yıllar içerisinde çok değişti değil mi?
- Evet, futbol zaman içerisinde kesinlikle başka bir şeye dönüştü ama gelinen nokta eskisinden daha iyi.
Filme hazırlanmak için çok maç izledim
YÖNETMEN ELLEN PERRY
Amerikan filmlerinin avantajı, dünyanın dört bir yanında on binlerce sinemada gösterime girebilmesi. Ama unutulmaması gereken Amerikalı yönetmenleri de etkileyenler aslında yabancı yönetmenler. Mesela benim örnek aldıklarım, Kurosawa, Antonioni, Tarkovsky ve Zhang Yimou. Amerikan futbolunun temelleri Amerika’da çok sağlam gibi görünüyor ama Dünya Kupası’nda da gördüğümüz gibi son yıllarda futbola da ilgi artmaya başladı. Filme hazırlanırken pek çok maç izledim. Böylece futbolun inceliklerini öğrenme şansı buldum.
Türkiye’ye Oscar getirmek istiyoruz
YAPIMCI TAHA ALTAYLI
Film, Türk-İngiliz ortak yapımı ama Türk ağırlığı daha fazla. Çiçeği burnunda bir firma olan Galatafilm, bütçenin yüzde 70’ini karşılıyor. Projenin öncelikle çocuk-aile filmi olması, ayrıca hem İstanbul, hem de Liverpool FC ile ilgili olması bizim için yeterince çekici oldu. Filmin künyesinde göreceğiniz gibi, onlarca Oscar’lı filmde imzası olan bir ekip çalışıyor. Bütçemiz yaklaşık 12 milyon dolar. Türkiye’ye Oscar getirmek istiyor; hikayelerimizi dünyaya, dünya standartlarında anlatmayı hedefliyoruz.”