AraÅŸtırma Dünyasından

Güncelleme Tarihi:

Araştırma Dünyasından
OluÅŸturulma Tarihi: AÄŸustos 12, 2005 00:00

Ä°klim deÄŸiÅŸimi kuraklık getiriyorDünya DoÄŸayı Koruma Vakfı’ndan (WWF) yapılan açıklamaya göre, sıcaklık artışına baÄŸlı iklim deÄŸiÅŸimi yeni sıcaklık dalgalarını ve kuraklığı da beraberinde getirecek. Vakfın son araÅŸtırma sonuçları ortalama olarak iki santigrat derecelik bir sıcaklık artışının bile Akdeniz bölgesinde kuraklığa yol açabileceÄŸi ÅŸeklinde sonuçlandı. Buna ilave olarak orman yangınları, su kıtlığı ve turizm sektöründe kriz gibi olumsuzluklar da söz konusu. Ayrıca Royal Society raporuna göre okyanuslardaki asit oranına baÄŸlı olarak 2050 yılına dek tropik ve subtropik resiflerde neredeyse tüm mercanlar tükenecek. Bu geliÅŸme diÄŸer türler ve insanlar üzerinde de olumsuz etki yapacak. Bazı plankton türlerinin önemli ölçüde zarar görmesi yüzünden ise tüm beslenme zinciri etkilenecektir diyor bilim adamları. Pasifik adalarına 7000 yıl önce yerleÅŸilmiÅŸPasifik adalarının iskanıyla ilgili tarih yakında yeniden yazılabilir. Fiji adalarından Viti Levu’daki Sigatoka kentinde bulunan kemiklerin yaşı 3000 yıldan daha eski olarak tahmin edildi. Bu sonuç, bundan 7000 yıl önce Güney Asya’dan (bugünkü Çin ve Tayvan) çıkan insanların Yeni Gine’ye oradan da Pasifik adalarına yerleÅŸtiklerine dayanan tezi desteklemekte. Pressetext gazetesindeki habere göre (www.pressetext.at, 5.7.05) South Pasific USP Ãœniversitesi bilim adamları Bourewa’daki kazılarda beÅŸ iskelet bulmuÅŸ. Kazıyı yöneten Patrick Nunn, buluntuların Japonya’da inceleneceÄŸini söylüyor. Tahminlere göre bu insanlar büyük bir olasılıkla Papua Yeni Gine’den Pasifik Okyanusuna açılmışlardı. Ä°skeletler dışında ayrıca çok sayıda çanak çömlek parçaları da bulunmuÅŸ. Fiji Müzesi’nden Sepeti Matararba, adadaki ilk insanların yaÅŸamı hakkında bilgiler vermesi nedeniyle buluntuların önemli olduÄŸunu söyledi. DiÄŸer buluntular arasında av aletleri ve yumuÅŸakça kabuÄŸundan yapılan takılar da bulunmakta. Obsidiyenden yapılmış buluntular ise insanların Papua Yeni Gine’den geldiklerini kanıtlamakta. Çünkü Fiji’de obsidiyen bulunmuyor. Buluntuların tümüyle deÄŸerlendirilmesi bir yıl kadar sürecek. Alerji yapmayan elmalarElma aÄŸaçlarının kalıtımlarını inceleyen Hollanda’daki Wageningen Ãœniversitesi bilim adamları, dört bilinen proteinin yapı planı olarak bilinen 26 gen saptadılar. Bu proteinler dilde ve boÄŸazda kaşıntıya neden olduÄŸu gibi mukoza zarının da ÅŸiÅŸmesine yol açarlar. Zhongshan Gao’nun açıklamasına göre üreticiler, yeni keÅŸfedilen genleri ayıklama yoluyla azaltarak alerji yapmayan elma yetiÅŸtirebilecekler. Gao’nun saptamış olduÄŸu 26 genden 18’i en agresif protein olarak bilinen "Mal d1" proteinin yapı planını üretiyor. AraÅŸtırmacılar bu genlerin etkinliÄŸini küçük bitki tohumlarında bile kontrol altına almaya baÅŸarmışlar. Elma üreticileri bu etkinliÄŸi düşürebilir veya genleri tamamen kalıtımdan yok edebilirler. Yöntemin aynı alerjenlere sahip olan ÅŸeftali veya armut gibi meyveler üzerinde de uygulanabileceÄŸi sanılmakta. Kadının libidosu erkeklik hormonuna baÄŸlı deÄŸilBugüne dek sanıldığının aksine kadın libidosu ne testosteron ne de diÄŸer androjen hormonlarla iliÅŸkili. Avustralya’daki Monash Ãœniversitesi bilim kadını Susan Davis’e göre bu nedenle testosteron seviyesi libido kaybı için bir gösterge sayılmamakta. Birçok psikososyal ve saÄŸlık faktörleri seksüel bozukluÄŸa neden olabilmekte. Ancak araÅŸtırmacılar son çalışmalarında testosteron ve diÄŸer androjen hormonları ve libido kaybı arasındaki iliÅŸkiyi kanıtlayan sonuçlara ulaÅŸamadılar. Gerçi DHEAS hormonunun seviyesi 44 yaşın üzerindeki kadınlarda oldukça düşük çıkmış ama bu kadının cinsel yaÅŸamında etkin olmadığı anlamına gelmemekte. Çünkü DHEAS seviyesi düşük olan çok sayıda kadın seksüel açıdan gayet memnun diyor Davis. Ve araÅŸtırmacı kadındaki libido kaybında testosteron hormonunun gösterge olarak kullanılmaması gerektiÄŸini vurguladı. Körinin boyar maddesi cilt kanseri üzerinde etkiliSon bir araÅŸtırmaya göre körinin içindeki Curcumin boyar maddesi cilt kanseri üzerinde etkili. Amerikalı bilim adamları hücre kültürleriyle söz konusu maddenin, kanser hücrelerinin büyümesini engellediÄŸini ve öldürdüğünü saptadılar. Texas Houston Ãœniversitesi bilim adamları ÅŸimdi Curcumin maddesinin etkisin hayvanlar üzerinde test edecekler. Curcumin maddesinin, antioksidan ve iltihap önleyici etkisi daha önceki araÅŸtırmalarla ortaya çıkmıştı. AraÅŸtırmacılar Alzheimer üzerindeki etkisini de fareler üzerinde kanıtladılar. Bu pozitif etkilerden sonra ÅŸimdi kanser önleyici etkisi ortaya çıktı. Testler sırasında köri tozunun iki olumlu özelliÄŸi birden saptanmış. Cilt kanseri hücrelerinin büyümesini durduran madde aynı zamanda kanser hücrelerini intihar için tetikliyor. Hücrelerin büyümesi maddenin dozuna göre engellenirken, hücre ölümü, yüksek bir Curcumin dozunun kısa bir süre içinde veya düşük bir dozun uzun vadede etkimesiyle meydana gelmekte. Curcumin maddesinin hayvanlar üzerindeki etkisi kanıtlandığı taktirde klinik araÅŸtırmalara baÅŸlanacak. ÅžiÅŸmanlığa karşı geliÅŸtirilen alet, beyne tokluk hissi veriyorYeni geliÅŸtirilen bir alet, beyne tokluk hissi vererek aldatıyor. Transneuronix tarafından üretilen sistem, ameliyatla karın bölgesine yerleÅŸtirilen ve mide duvarıyla baÄŸlantılı elektrotlara sahip kibrit kutusu büyüklüğünde bir "mide pili". Uzmanlar, ÅŸiÅŸmanların yeni aletten mucize beklememeleri ve saÄŸlıklı beslenme ve düzenli hareketin gerekli olduÄŸunu söylüyorlar. Sistem sindirimde önemli bir rol oynayan, mide duvarındaki sinirlerin etkinleÅŸtirilmesine dayanıyor. Bu ÅŸekilde kiÅŸiye hiçbir ÅŸey yemediÄŸi halde tokluk hissi verilmekte. Ãœretici, hastalık derecesindeki ÅŸiÅŸmanlık gibi kronik hastalıkların cerrahi giriÅŸimle tedavi edilemeyeceÄŸini, aletin ÅŸiÅŸmanlıkla mücadelede sadece yardımcı olduÄŸunu uyardı. Kadınlar aÄŸrılara karşı daha duyarlıBath Ãœniversitesi bilim adamları son araÅŸtırmalarıyla kadınların, aÄŸrıları daha yoÄŸun hissettiklerini saptadılar. Sonuçlara göre kadınlar yaÅŸamları boyu aÄŸrılardan daha fazla yakınmakla kalmayıp aÄŸrıları daha sık, daha uzun ve erkeklere kıyasla daha fazla beden bölgesinde hissediyorlar.AraÅŸtırma çerçevesinde bir göğüs aÄŸrısı kliniÄŸinde 150 kadın ve erkek incelenmiÅŸ. Buna göre erkekler dikkatlerini özellikle de duyuların algılanmasına odaklanarak aÄŸrı toleransını yükseltiyorlar. Oysa kadınlar duygusal durumlara konsantre oluyorlar. Özellikle de bu duygular son derece negatif algılandığından, psikologlar aÄŸrıların daha fazla hissedilmesine yol açtığı kanısındalar. Spermler motif yaratıyorMax Planck Moleküler Hücre Biyolojisi ve Genetik Enstitüsü bilim adamları, deniz kestanesindeki spermlerin simetrik motifler oluÅŸturduklarını keÅŸfettiler. Bu gözlemden anlaşıldığı üzere sperma hücrelerinin veya benzer türdeki biyolojik organellerin (örneÄŸin akciÄŸerdeki kılcallar) belli bir kritik noktadan sonra gerçek bir ekip çalışmasıyla dinamik motifler halinde birleÅŸiyor ve bu ÅŸekilde iÅŸlevlerini daha iyi yerine getiriyorlar. Motif oluÅŸumu kimyasal uyarılar olmadan gerçekleÅŸiyor ve hidrodinamik hareketlerle saÄŸlanmakta diyor bilim adamları. Pressetext gazetesindeki (www.pressetext.at). Bulgunun en önemli yanı, bu motiflerin diÄŸer birçok biçimler gibi kimyasal sinyallerle deÄŸil kendi kendine gerçekleÅŸiyor olması. Jonathan Howard yönetiminde çalışan ekip, sperma kuyruÄŸunun, kılcallar gibi hareket ettiÄŸini saptamış. Dahili biyomoleküler motorlar, kuyruÄŸun koordine edilmiÅŸ vuruÅŸ hareketleriyle spermayı yüzdürerek hareket ettirecek ÅŸekilde birbirine uyumlu. Belli bir yoÄŸunluktan itibaren (milimetrekareye yaklaşık 2500 sperm) saÄŸda solda yüzen sperma hücreleri kaygan bir yüzeyde minik kabarcıklar ÅŸeklinde organize oluyorlar. Bilim adamları spermler arasındaki hidrodinamik hareketleri bile hesaplamışlar. 0,03 pikonewtonluk kuvvet, sperma hücrelerinin koordine olması ve geniÅŸ alanda motif oluÅŸturmaları için yeterli.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!