Güncelleme Tarihi:
Abdullah Öcalan, PKK'lı teröristlere yönelik aylık yayın organı Serxwebun Dergisi'nin bu sayısında yayımlanan mektubunda, ‘‘Ölmenin anlamı yok. Ölseydim, onbinler ölecekti’’ dedi. Öcalan, 27 Temmuz 1999 tarihini taşıyan ve ‘Benim tutsaklığım, halkın tutsaklığıdır’ başlıklı mektubunda son gelişmeleri değerlendirerek, teröristlere şu mesajları verdi:
İDAMIMI ÖNLEYİN
Barış inisiyatiflerinin tam zamanı. Diyarbakır, özel konumu gereği barış inisiyatifi merkezi olmalı. İnisiyatifin yanında idam karşıtı kampanyalar da yoğun olarak başlatılabilir. Ölmenin anlamı yok. Ben ölseydim, onbinler ölecekti. Bu nedenle idamı önleyecek büyük barış çabasına girilmeli. 'Ya ölüm, ya hiç' yanlış bir tutumdur. Ben yaşamadım, bu biçimde yaşanmaz, yaşanmayacak. 50 küsur yaşımı geçtim, hálá kendimi yaşama hazırlıyorum. Benim tutsaklığım halkın tutsaklığıdır.
DAVA BM'YE GİDER
Herhalde Yargıtay süreci 2000 yılına kadar sarkar, öncelik tanınmazsa sürer. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) süreci de en az 4 yıl sürer. BM'ye kadar gider dava. Çünkü insanlık dışı bir davadır. Yüzyılın en büyük insan hakları davasıdır.
TÜRKİYE AB'YE GİRER
Sanıyorum, Türkiye'yi Avrupa Birliği'ne alacaklar. Yunanistan vetosu kalkıyor. Almanya'nın etkinliği var. Süreç hızlanacak. İtalya dahi, Türkiye ilişkilerinde süreci yumuşatacaktır. Benim durumun da koz haline geliyor.
CANLI BOMBALARA
Canlı bomba, korkunç bir fedekárlık. Ama onu barış için kullanabilirler. Analar, kızlar barış eylemi yapsınlar. Barış kişiliği en özgür kişiliktir. Kadının doğası da barıştan yanadır. Ama meşru savunma hakkı her zaman vardır. Zorbaya, haksıza boyun eğmemek lazım.
HADEP'Lİ BELEDİYELER
Belediye çalışmaları, demokratik çalışmalardır. Halk onlardan çıkış bekliyor. Bu kadar kan, acı üzerine çalışmazlarsa gözleri kör olur. Ya ezilirler, ya da açılırlar. Başarılı olmazlarsa hem devlet, hem halk boğar.