ANAP penceresinden

Güncelleme Tarihi:

ANAP penceresinden
Oluşturulma Tarihi: Aralık 21, 2000 00:00

Macit SEFİLOĞLUİZMİR'de çeşitli dönemlerde birinci parti olan DYP, ANAP ve CHP liderliği DSP'ye kaptırdıktan sonra yeniden toplumdan vize alma hesabı yapıyor. Özal'ın liderliği döneminde İzmir'de parlak sonuçlara imza atan ANAP, dağılan parçalarını toplama girişimini sürdürüyor. Gerçi bu işe ANAP'tan kopanlar pek inanmıyor. Ama 1983'ten bugüne ANAP içinde yeralan bazı isimler birleştirme ve bütünleştirmeye inançlı ve kararlı. Birleştirmenin lafla olmayacağı ise çok açık. Halka güven veren bir yapının gerçekleştireceği çalışmalar birleştirici olabilir. Bir başka unsur ise ‘‘Rakibim hata yaparsa ben yükselirim’’ anlayışı. Bu düşünce partilerde görev yapan yöneticilerin zaafiyeti. ‘‘Ben iyi olursam, halk güvenir, beni destekler’’ yerine rakibin hatasını beklemek sanıyorum muhalefete pek artı yazmayacak düşünce. ANAP'tan Ankara'ya giden bir raporda, muhtemel rakipler irdelenirken, bu yanlış anlayışın yansımaları da görülüyor. İşte rapordan bazı başlıklar:- CHP'de il ataması, MYK'daki parçalanmışlığın yansıması olacak. - CHP yönetimi, geleneksel hizipçilik nedeniyle parti içi sorunlarla uğraşmaktan, İzmir'e ve İzmirliler'in sorunlarına sahip çıkamayacaktır. - DYP İzmir, yeni atanan İl Başkanı Kani Aydoğdu'yu MHP adaylığı yüzünden benimseyememiştir. - DYP'de yeni il başkanı arayışları sürecektir. DYP tabanının beklentisi iç çekişmeler değil, dışa dönük çalışmadır.İzmir'e yönelik raporda ANAP, rakiplerini DSP, DYP, MHP ile CHP olarak sıralıyor. Raporda DSP için de, ‘‘Seçimlerde birinci parti çıktılar. Ancak, İzmir'de örgüt varlığı olarak hemen hemen hiç yoktur. Sokaktaki vatandaş ne il, ne ilçe başkanını tanır. Ne de parti örgütünün yerini bilir. Partide dekokratik yapı yoktur’’ düşüncesinde odaklanılmış.MHP'nin kadrolaşmaktan başka bir eylemi olmadığı, yerel anlamda politika üretemediği de kaydedilen ANAP raporunda, FP'nin ise hiç şansı olmadığına yer veriliyor. ANAP'ın yerel anlamda yapacağı muhalefetin önemine değinilirken, bu konudaki etkin olunamadığı kaydediliyor. ANAP'ın bu yönüyle eksiklerini gidermesi gerektiği kaydedilirken, ciddi çalışma yapılmazsa bu avantajların dezavantaja dönüşebileceği kaydediliyor. NEREM DOĞRU?Merkezin atamasıyla göreve gelen ANAP yöneticilerinin, Türkiye genelinde DYP ile başabaş bir seçim yenilgisi aldığı unutuluyor. İzmir'deki aydın insanların DYP'ye Refah Partisi ortaklığı nedeniyle kestiği ceza ANAP'ı ayakta tutarken, hükümet ortaklığının getirdiği yıpranmayı yöneticiler pek hesaplarına dahil etmiyor. DYP Genel Başkanı Çiller'in son İzmir seyahatinde buluştuğu tekstil ve konfeksiyon ihracatçıları düştükleri bataklıktan ‘‘Kendilerini çıkaracak’’ kim olursa ona oy verebileceğini açıkça hissettiriyor. Dolayısıyla kağıt üzerinde rakiplerin bugünkü olumsuzlukları, yarının garantisi değil. Raporlar aldatabilir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!