Ana Kraliçe 20'nci yüzyılı başından sonuna yaşadı

Geçen yüzyılın tamamına tanıklık eden 1900 doğumlu Ana Kraliçe Elizabeth, İkinci Dünya Savaşı sırasında gösterdiği cesaret ve fedakárlıkla halkın kalbinde çok derin bir yer edinmişti.

İkinci Dünya Savaşı'nın en önemli deyişlerinden biri olarak 20'nci yüzyıl tarihine yazılan ‘‘İyi ki bizi de bombaladılar, böylelikle East End'dekilerin yüzüne bakabilirim artık’’ sözleri, Ana Kraliçe Elizabeth'e aitti. 1940 yılında Alman uçakları yıldırım harekatıyla Londra'da taş üstünde taş bırakmazken Ana Kraliçe, yani o günlerin kraliçesi Elizabeth, kocası Kral 6'ncı George'u başkentte kalmaya ikna etmişti.

Kraliyet çifti, Buckingham Sarayı'ndayken tepelerine bombalar yağıyordu. Saray hasar gördü ve Kraliçe Elizabeth, o meşhur sözünü söyledi. Kentin en yoksul kesiminde yaşayan işçi sınıfıyla aynı kaderi paylaşmaktan duyulan gurur, İngiliz aristokrasisi, hele hele kraliyet ailesi için çok yeni bir şeydi.

KRALI KRAL YAPTI

Önceki gün, sayfiyedeki Windsor Şatosu'nda kızı Kraliçe 2'nci Elizabeth baş ucundayken uykusunda hayata veda eden Ana Kraliçe, geçen yüzyılın çalkantılı günlerinde kraliyet ailesinin modern zamanlara uyum sağlamasında da başrol oynadı. Öncelikle kocasının gerçek bir kral olmasını sağladı. 1936 yılında Kral Edward'ın Bayan Wallis Simpson uğruna tahtı terk etmesinden sonra tahta çıkan kocası 6'ncı George, fazla özgüveni olmayan, ikinci erkek çocukluktan saygın bir hükümdarlığa Elizabeth sayesinde adım attı.

Uzun yıllar sonra Prenses Diana'nın Prens Charles'tan boşanmasıyla birlikte İngiliz Kraliyet Ailesi büyük sarsıntı geçirdi. Ancak en az Diana kadar popüler ve medyatik olan Ana Kraliçe'nin sembol kişiliği sayesinde aile sarsıntıya dayanmasını bildi.

YAŞAMINDA NELERE TANIK OLDU

Doğduğunda telsiz bilinmiyordu ölümünü internetten öğrendiler

Elizabeth Angela Marguerite Bowes-Lyon adıyla 4 Ağustos 1900'de bir İskoç soylusu olan Lord Glamis'in dokuzuncu çocuğu ve dördüncü kızı olarak dünyaya gelen Ana Kraliçe Elizabeth, dünya tarihinin en fazla değişime sahne olan yüzyılına baştan sona tanıklık etti.

Ana Kraliçe doğduğunda insanoğlu henüz uçmuyordu. Wright Kardeşlerin uçma girişimleri sürüyordu.

Ana Kraliçe'nin doğduğu günlerde Marconi, telsiz telgraf için patent almaya çalışıyordu.

4 Ağustos 1900 günü İngiltere, Crystal Palace'da ilk asansörüne kavuşmuştu.

Ana Kraliçe'nin bebekliğinde 1901 yılında, otomobilin ilk örneklerinden biri, Paris-Berlin arasında saatte 74 km sürat yapmayı başardı. Genç kızlığında, 1914 yılında ise Henry Ford, Detroit'te ilk seri otomobil üretimine başladı.

Birinci Dünya Savaşı'nı yaşadı. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasına tanık oldu. Bolşevik Devrimi'ni yaşadı.

İkinci Dünya Savaşı'nda ülkesinde kaldı ve İngilizlere büyük moral verdi. Atom bombasına tanık oldu.

İnsanın uzaya ilk çıkışına ve Ay'da yürümesine tanık oldu.

Ana Kraliçe'nin doğduğu dönemde telsiz telgrafın patenti için mücadele verilirken, ölümünü dünyanın önemli bir bölümü internetten öğrendi. Tabii bu arada hayvanlar klonlanmış ve insanın genetik haritası çıkarılmıştı.

Günde 2 kadeh cin

1952 yılında Kral George öldüğünde 51 yaşında olan Elizabeth, hayatının en uzun rolüne, Ana Kraliçelik görevine adım attı. Tahta çıkan kızı İkinci Elizabeth'in bir adım gerisinde duruyordu artık. Ancak sosyal faaliyetlerden hiç geri kalmayan, günde bir iki kadeh cin deviren, at yarışına ve alabalık avına bayılan tonton bakışlı, çelik karakterli Ana Kraliçe, toplumun gözünde hep merkezi bir kişilik olarak kaldı.