AIDS'li ailelerin sayısı artıyor

Güncelleme Tarihi:

AIDSli ailelerin sayısı artıyor
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2000 00:00

Haberin Devamı

TÜRKİYE'de AIDS daha çok heteroseksüel ilişkiyle bulaşıyor. Sağlık Bakanlığı'nın son verilerine göre, bugüne kadar belirlenen toplam 983 HIV taşıyıcısı (hastalığı yapan virüs) ve AIDS'li vakanın, 477'si heteroseksüel ilişkiyle bulaşmış. Bakanlık bu vakalardan kaçının karı-koca olduğunu ortaya çıkartacak bir çalışma yapmaya niyetli değil.

Ancak yine resmi rakamlara göre toplam 11 bebeğe, annesinden AIDS geçtiği biliniyor. Uzmanlar, ilgili merkezlere gelen AIDS'li ailelerin sayısında artış olduğunu, bulaşmanın kocadan kadına gerçekleştiğini belirtiyorlar. Virüsü aldığından habersiz kadın da doğum sırasında bebeğine bulaştırıyor.

Böylece AIDS'li aileler oluşuyor. İstanbul Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Semra Çalangu, ‘‘Türkiye'de aile AIDS'leri var ve sayıları gittikçe artıyor’’ dedi.

Prof. Dr. Çalangu, AIDS'in ortaya çıkmaya başladığı yıllarda, Türkiye'de hastalığa Almanya, Fransa, Belçika veya diğer ülkelerde yaşayan işçilerin kaynaklık edeceğini tahmin ettiklerini ve yanılmadıklarını söyledi.

Bunların AIDS'i eşlerine bulaştırdıklarını belirten Prof. Dr. Çalangu,durumu şöyle tarif ediyor:

‘‘Son zamanlarda yurtdışına gidip-gelen TIR şoförleri, Doğu bloku ülkelerinde iş için bulunanların da eşlerine virüsü bulaştırdığını görüyoruz. Maalesef bu konuda en fazla acı ve sıkıntı çeken de kadın. Erkek dışarda çalıştığı için sosyal güvencesi bulunuyor ama kadının yok. Tedavilerini yaptırmakta, ilaçlarını almakta zorlanıyorlar.’’

İLERİ SAFHADA GELİYORLAR

Kadınların genellikle virüsü aldıktan epeyce sonra haberdar olduklarını anlatıyor, Prof. Dr. Çalangu:

‘‘Kadınlar bize hastalığın ileri safhasında, taşıcılığın bittiği, hastalığın başladığı, tedavinin çok güç olduğu bir dönemde geliyorlar. Bazen öyle aileler görüyoruz ki, kadın hasta olduğunu farkettikten sonra kocası ‘Acaba bende de var mı?' diye baktırmayı akıl ediyor.’’

Hastalığın herkeste farklı şiddette ve aşamada geliştiğini belirtiyor, Prof. Dr. Çalangu:

‘‘Erkek hastalığı karısına bulaştırdığı halde, daha onda hastalık başlamadan, kadın yatalak hale gelebiliyor. Kadın eğer farketmez ve hamile kalırsa çocuğuna bulaştırma ihtimali de çok yüksek oluyor.’’

KADINLAR BOŞANMAK İSTİYOR

Prof. Dr. Çalangu, kadınların AIDS konusunda çok daha duyarlı ve sağduyulu olduklarını, erkeklerin ise genel olarak hem bilgisiz hem de bilgiyi almaya kapalı olduklarını söylüyor:

‘‘Kadınlar cinsel ilişkiyle bulaşan hastalıklardan daha fazla korkuyorlar. Erkeklerin ise bu konudaki korkusu yok denecek kadar az. Ailede karı-koca AIDS'li olduğunda anne çocuklarına bulaştırmamak için çok daha dikkatli davranıyor. Baba ise o ölçüde dikkatli değil. Erkekler genelde daha duyarsız.’’

Semra Çalangu’nun anlattıklarına göre, AIDS'li eşler arasında ayrılan ya da ayrılma noktasına gelen çiftler bulunuyor:

‘‘Gözlemlerimize göre, kadınların ayrılma nedeni kocasının AIDS mikrobu taşımasından çok, kendisinin ihanete uğraması. Hemen bütün kadınlar önce boşanma kararı veriyorlar. Erkekler son derece suçlu bir şekilde buna ‘Hayır' demiyorlar. Ama ne oluyorsa ikinci, üçüncü sefer hastaneye gelen kadının boşanmaktan vazgeçtiğini ve evliliğin iyi-kötü günde yürütülmesi gereken bir kurum olduğuna inanmış ve inandırılmış bir şekilde geldiğini, kocasına kol kanat gerdiğini gözlüyoruz. Çoğunlukla eşler kocalarına çok iyi bakıyorlar.’’

AIDS hastalığında kullanılan ilaçları aldıkları sürece hastaların aile ve iş yaşantılarını sürdürebileceklerini belirten Prof. Dr. Çalangu, buna rağmen aile içi bulaşmayı önlemek amacıyla eşlerarası cinsel ilişkide korunmayı ‘şiddetle' önerdiklerini söylüyor.

HASTALIĞA KARŞI KORUNMAK ŞART

Eğer virüs eşe henüz bulaşmamışsa cinsel ilişki sırasında mutlaka prezervatif kullanılması gerektiğini hatırlatıyor, Prof. Dr. Çalangu:

‘‘Biz hastalara, AIDS'li diye damga yapıştıramayız. Bu kişinin kendi sorumluluğuna kalıyor. Dünyadaki genel fikir, tanımadığı biriyle cinsel ilişkiye girenlerin, karşısındaki insanda AIDS virüsü olabileceğini peşinen kabul ederek önlemini alması.’’

Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi Başhekimi Dr. Nezihe Dirlik Baltalı, hastanede yapılan analizlerde sadece mayıs ayı içinde, 11 kişide HIV virüsü bulduklarını anlatıyor:

‘‘Bazen polisin gazeteye verdiği AIDS'li seks işçilerinin fotoğraflarını görenler bize test için geliyor. Bazılarında virüs bulunuyor. Aynı soyadıyla kodlanmış olarak gelen birkaç serum oluyor. Bunlar bize aile olduklarını düşündürüyor.’’

Dr. Baltalı'ya göre, eşlerinden virüs alan kadınların yaşadıkları aslında toplumsal bir sorun:

‘‘Kadınlar isyanlarda. ‘Eşim kaçamak yapıyorsa bizim vebalimiz ne?' diye. Fuhuş yapan yabancı uyruklu kadınlara AIDS bulduğumuzu söylediğimizde bazıları hiç şaşırmıyor. Çünkü daha önce belki de ülkelerinde virüs bulunmuş ve biliyorlar. Bile bile de Türkiye'de çalışıyorlar.’’

GÖSTERMELİK EVLİLİK YAPIYORLAR

Fuhuş yaparak yaşamlarını sürdüren yabancı uyruklu kadınların Türk erkeklerle göstermelik evlilik yaptıklarını ve AIDS olsalar bile bu sayede ülkelerine gönderilemediklerine dikkati çeken aynı hastaneden kadın ve doğum hastalıkları uzmanı Dr. Sedat Karaosmanoğlu da diyor ki:

‘‘Son zamanlarda hep bu yöntem tercih ediliyor. Hastalıklı olanların pasaportlarında kırmızı mühürler oluyor. Yine de sahte pasaportla ya da bir şekilde sınırdan geçiyorlar. Bunun da mafyası var. AIDS tanısı koyduğumuz ve sınırdışı edilen ancak 21 günde tekrar karşımıza gelenlerini gördük. Bu bir sektör ve mafyası var.’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!