Ahmet Baysal rektörlük seçimlerine tepkili

Güncelleme Tarihi:

Ahmet Baysal rektörlük seçimlerine tepkili
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2010 17:04

İzzet Baysal Vakfı Başkanı ve merhum İzzet Baysal'ın yeğeni Ahmet Baysal, Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörlük seçimlerinde siyasilerin yeni rektör olarak atanan Prof.Dr. Hayri Coşkun'u destekleğini belirterek, “O benim gözümde siyasilerin adayıdır” dedi. Baysal, iktidarın, Anayasa'nın teminatı altındaki tüm özerk kurumlarda söz sahibi olma çabalarının tedirginliklerinin sürmesine neden olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

AİBÜ'de 7 Ocak'ta yapılan seçimlerde mevcut Rektör Prof.Dr. Atilla Kılıç 171 oy, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Hayri Coşkun 129, Fen Edebiyat Fakültesi'nde görevli Prof.Dr. Ekrem Gürel 48 oy alırken, YÖK'ün, Cumhurbaşkanlığı'na gönderdiği listede Hayri Coşkun'u 1'inci, Ekrem Gürel'i ikinci ve Atilla Kılıç 3'üncü sıraya konuldu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, önceki gün AİBÜ Rektörlüğü'ne Prof.Dr. Hayri Coşkun'u rektör olarak atadı.

İzzet Baysal Vakfı Başkanı Ahmet Baysal kendi yaptırdığı Solmaz- Ahmet Baysal Öğretmenevi'nde bugün basın toplantısı düzenledi. Rektörlük seçimleri ardından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den 15 dakikalık randevu isteyen ve Atilla Kılıç ile ilgili memnuniyetlerini anlatan mektubu ve Cumhurbaşkanı Gül'ün yoğun programı nedeniyle görüşme isteminin kabul edilmediğinin belgeleri gazetecilere verilirken, vakfın mütevelli heyeti üyesi Mustafa Yaman, Ahmet Baysal adına yazılı açıklamayı okudu.

Haberin Devamı

Yazılı açıklamada, rektör atamasıyla ilgili karara saygı duyulduğu belirtilerek, Hayri Coşkun ile ilgili şu ifadelere yer verildi:
“Kendisini bilim adamlığı ve efendiliği ile yakinen tanırım. Bilhassa, İzzet Baysal Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi'nin temel atma töreninde, zamanın rektörünün herkesi uzaklaştırmasına rağmen, kendi fakültesinden o törene katılma cesareti gösterebilen cesur kişiliğiyle dikkati çekmişti. Kendisinden halefi Prof.Dr. Atilla Kılıç'ın son 4 yıllık döneminde üniversitenin eğitim ve araştırması ve bilhassa fiziki yapılaşmasına getirdiği hamleyi daha da ileriye taşımasını diliyor ve bekliyorum. Vakfımızın üniversitemize katkısı hiç şüphesiz aynı hız ve şekilde devam edecektir. Beni üzen olay, onun bu oy potansiyeline rağmen neden rektörlük görevinde siyasi iktidardan destek araması olmuştur.”

Üniversitelerin siyaset üstü kurumlar olduğu ve Anayasa'nın öngördüğü şekilde kalması gerektiğinin belirtildiği açıklamada şöyle denildi:
“Bugün iktidardaki partinin siyasi ideolojisi hâlâ birçoklarımıza, hatta Anayasa Mahkemesi'nce bile açıklığa kavuşmuş değildir. Bilhassa hepimizin 4 elle sarılıp korumak mecburiyetinde olduğumuz Cumhuriyet'in laiklik ilkesi konusunda şüphelerimiz silinmiş değildir. Vakfımızın kurucusunun en büyük ideali olan bu üniversitede Sayın Erbakan'ın Başbakanlığı döneminde yaşananları, tüm içtenliğimizle unutmak istememize rağmen aynı siyasi çizgiden gelen bugünkü iktidarın, Anayasamızın teminatı altındaki tüm özerk kurumlarda söz sahibi olma gayretleri tedirginliğimizin sürmesine neden olmaktadır. Örneğin bugün özerk olması gereken YÖK'ün hükümetin güdümünde olmadığını kaçkişi iddia edebilir. Benim de işte, rektörlük seçimlerinde ismi ne olursa olsun bir adayın bu siyasi iktidardan destek araması endişeme neden olmuş, Cumhuriyet'in laik bir kurumu olarak bildiğim bu ilim ve irfan yuvasının ideolojik bir siyasi yöne sürükleneceği korkusunu doğurmuştur. Temennim o dur ki tüm bu endişe ve korkularımı yapacağı icraatla sayın yeni rektörümüz boşa çıkarır ve üniversitemize Cumhuriyet'in laiklik ilkesini zedeleyeceği hiçbir görüşün girmesine müsaade etmez.”

Haberin Devamı

Daha sonra söz alan Ahmet Baysal zaman zaman gözyaşları dökerek konuştu. Cumhurbaşkanı'nın randevu isteminin olumlu karşılamaması ile ilgili üzüntüsünü dile getiren Ahmet Baysal şöyle konuştu:
“İçimdeki üzgünlüğü atamıyorum. Bunun rektörün ismiyle alakası yoktur. Bunun, halkın sevgisine mazur olmuş, bırakın halkı devletin üst kademelerinde takdir görmüş bir İzzet Baysal Vakfı'nın, Cumhurbaşkanı'ndan 15 dakikalık görüşmenin çok görülmesi olmuştur. Bunu kınıyorum. Evet üzüldüm. Cumhurbaşkanımız tarafından görüşme isteğime destek verilmedi. Mektubumda yazdım, istediğimi yazdım ve Atilla beyi neden desteklediğimizi yazdım. Dedim ki; ‘Bu sizi tatmin etmiyorsa YÖK'ün kararı başka yönde olursa, YÖK'ün kararından 10 gün önce gönderdiğim bir yazı lütfen 15 dakikanızı verin bu kararın yanlış olduğun anlatayım' dedim. Ama bu isteğim çok görülmüştür. Bu arada Cumhurbaşkanı'nın dış gezileri de yoktu. Lütfetseler uçarcasına yanlarında olurdum. Karar muhakkak kendilerinindir. Mektupta da yazdım. Ama üniversiteye bu denli katkı veren vakfın yazdıklarından daha çok söylemek istekleri vardı ki, yüce makama kadar ulaşmak istedik. Bunu öğrenmek ihtiyacı bile duymadılar. Bunun rektörün ismiyle alakası yok. Ortada yapılan bir yanlış var. Üniversitenin içinde yaşıyor, ruhunu biliyorum. Üniversitedeki birlik ve düzenlik adına istedim. Bugün Anayasa'nın teminatı altında olan özerk kuruluş bu siyasi görüşün gündemi altına girmiştir. Netice budur. Beni ondan daha fazla üzen nokta İzzet Baba'ya yapılan saygısızlıktır. Üzüntümüz bu noktadadır. Artık üzüntüleri kenara bırakma zamanıdır. Elbirliği ile çalışacağız. Devletin başı siyasetin girmesini önleyecek kişidir üniversiteye. Burada da o olay yaşanmıştır. Siyasiler bir adayı desteklemişlerdir. O aday benim gözümde siyasilerin adayıdır.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!