Abesle iştigal etmek

Güncelleme Tarihi:

Abesle iştigal etmek
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2002 00:00

SİYASİ yapı rahatsız. Gerek ekonomide gerekse dış ilişkilerde siyasiler inisiyatiflerini kaybetmiş gibi görünüyorlar. Birileri geliyor, Türkiye'nin ne yapması gerektiğini söylüyor. Yapılması gerekenler işimize gelmese de, başka bir alternatifimiz olmadığından, mecburen yapıyoruz. Ama, bu mecburiyet sıkıntı yaratıyor.Avrupa Topluluğu ile ilişkiler de, IMF'nin Türkiye'ye sağladığı mali destek de birbirinden ayrılamayacak gelişmelerdir. Biri olmadan diğeri de olmaz. Çünkü, Batı, Türkiye'nin bulunduğu bölgede daha güçlü bir ülke olmasının iki tarafın da çıkarına olduğunu düşünüyor. Bunu yapmaya çalışıyor.Bu görüşe karşı çıkmıyoruz. Bizi rahatsız eden, amaca ulaşmak için yapmak zorunda olduğumuz ev ödevleri. Ev ödevleri giderek ayrıntılara giriyor. Ayrıntılara girildikçe, yapılması gerekenler ya cebimize dokunuyor ya da siyasi görüşlerimize aykırı geliyor.KAZA YAPMAKRahatsızlıklarımızı gündemi saptırarak da gösteriyoruz. İleride olabilecek sorunları bugün gündeme getirerek suyun akışını ya durdurmaya ya da yavaşlatmaya çalışıyoruz. Dışişleri Bankanı İsmail Cem'in de geçenlerde dile getirdiği eleştirilerin kökü de galiba burada yatıyor. Uzlaşmanın yolu aranacağına çatışacak alanlar öne çıkarılıyor.Bundan önce hiç olmadığı şekilde, normal seçim zamanına daha iki yıldan fazla zaman varken, iktidardaki partilerden bazıları seçim hazırlıklarına başladıklarını açıklıyorlar. Belli ki, iktidardaki partiler her an bir seçim olasılığı olduğunu düşünüyorlar. İşin en tehlikeli tarafı da burada. Gelinen noktada, Türkiye'nin siyasi belirsizliğe girmesinden hiçbir çıkarı yoktur. Çünkü, iktidarın değişmesi hiçbir şeyi değiştirmeyecektir.Siyasiler, ya bu koalisyon içinde gidişatı durdurmaya çalışıyorlar, ya da gidişatı durduramıyorlarsa, iktidarın değişmesiyle ilerideki bir tarihte gidişat üzerinde söz sahibi olabileceklerini düşünüyorlar. Yanlış düşünüyorlar. Çünkü, Türkiye'nin artık çizilen yoldan başka takip edeceği bir yolu kalmamıştır.Bu yolda kazalar yapabiliriz. Ama, bu yolda düşe kalka gitmekten başka seçeneğimiz kalmamıştır. Her yol kazasına uğradığımızda, çekeceğimiz acılar daha da artacaktır. Dolayısıyla, siyasilerimizin amacı, yoldan çıkmak değil, yol kazalarına uğrama olasılığını düşürecek işleri yapmak olmalıdır.DESTEK ŞARTGirilen yoldan çıkabilmek gibi bir seçeneğin olmadığı iyi kavranmalıdır. Geçmişte olduğu gibi, ‘‘IMF'den paraları alalım, ilişkiyi keser, bildiğimizi okuruz’’ mantığı artık çalışmaz. Böyle bir mantığın çalışması için ekonominin tamamen düzelmesi ve 2002 yılı ve sonrasında IMF'den ek mali yardım istemek zorunda olmamamız gerekir. İki şartın da birkaç yıl içinde gerçekleşebilme olasılığı çok zayıftır.Avrupa Topluluğu ile ilişkilerimizin gerilmesi ise IMF desteği için gerekli olan Batı'nın desteğini olumsuz etkileyecektir. Arjantin'de olanları her halde siyasilerimiz unutmamıştır. IMF desteğini çektiğinde neler olacağını kestirmek mümkün değildir.Kısacası, siyasilerimizin suyun akışını değiştirecek ya da yavaşlatacak her türlü girişimi abesle iştigaldir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!