% 75'i orgazmı bilmiyor

Güncelleme Tarihi:

% 75i orgazmı bilmiyor
Oluşturulma Tarihi: Mart 04, 2000 00:00

Haberin Devamı

‘KAHVERENGİ gözlü, buğday tenli. 1.62 boyunda, 65 kiloyum. Ayakkabı numaram 37,5. İçki ve sigara ile aram pek iyi değil. Hergün bulaşık yıkar, temizlik yaparım. Yüzme bilmem. Orgazmın ne olduğunu da bilmem. 2000 yılında Türkiye'de yaşarım. Bilin bakalım ben kimim?’

PIAR-GALLUP araştırma şirketinin son araştırması, ‘‘Kadın 2000 Türkiye’’, bu sorunun yanıtının, ‘‘ortalama Türk kadını’’ olduğunu ortaya koydu. Ancak araştırma, acı bir gerçeği daha ortaya çıkardı: Ankete katılan kadınların yüzde 75'i, ‘‘Orgazmın ne olduğunu bilmiyorum’’ dediler. Görüşlerini aldığımız sosyologlarsa, bu oranın bu kadar yüksek çıkmasının, bazı kadınların kendilerine açıklansa bile orgazm kelimesinin anlamını tam olarak kavrayamamalarından kaynaklanmış olabileceğine işaret ettiler.

GÖRÜCÜ USUL

Araştırma, Türkiye'nin kır ve kentlerinde yaşayan 18 yaş ve üzeri 1592 kadın ile 'yüz yüze anket' yş'ntemi ile görüşülerek gerçekleştirildi. Araştırmada kadınların yüzde 62'sinin gebelik döneminde düzenli kontrol yaptırmadığını, yüzde 20'sinin de akraba evliği yaptığı saptandı. Bekarların evli kadınlardan daha genç olduğu varsayıldığında, araştırmaya katılan evli kadınların yüzde 61'inin görücü usulü ile evlendiğini söylemesi, bekar kadınların yüzde 87 gibi ezici bir çoğunluğunun ise 'tanışıp anlaşarak' evlenme arzusunu dile getirmesi, genç kadınlar arasında çağdaş yaşam özleminin ağır bastığını açıkça gösteriyor.

CİNSELLİK, GÖREV

Araştırma sonuçlarına göre, yüzde 69'u, ‘‘cinselliği kocasına olan görevi’’ olarak değerlendiren, yüzde 85'i evlenmeden önce cinsel deneyime karşı olan Türk kadınının yüzde 59'u, gençlere cinsel eğitim verilmesini destekliyor, yüzde 45'i de evlenmeden önce cinsellik konusunda daha fazla bilgili olma arzusunu ifade ediyor. Yüzde 75'i ekonomik olarak eşine bağımlı olan Türk kadınının 2000 yılına girerken, toplum içinde kendine biçilen geleneksel role büyük ölçüde uymakla birlikte, kabuğunu kırıp toplum içinde özgürleşmiş birey olma yolunda cılız işaretler verdiği görülüyor.

PIAR-GALLUP'un son araştırması, ‘‘Kadın 2000 Türkiye’’ye göre, Türk kadınının yüzde 75'i orgazmın ne olduğunu bilmiyor. Kır ve kentte yaşayan 18 yaş üzeri 1592 denekle yapılan araştırmaya katılan evli kadınların yüzde 61'i görücü usulü ile evlenmiş.

PIAR-GALLUP araştırdı: Kadın 2000 Türkiye

Türk kadınının çoğunluğu

Saçlar siyah gözler kahve

Boy

1.60

1.64

Kilo

% 25.2

55-64

%51.6

buğday

kumral

Araştırmaya göre kilo ortalaması 65, boy ortalaması ise 1.62 metre olan ortalama Türk kadını, ‘‘balıketi’’ olarak tanımlanabilir. 1.44-1.49 metre boyundaki kadınların oranı yüzde 1.7, boyu 1.75 ve üzerindeki kadınların oranı da sadece yüzde 1.3.

Boyu 1.60-1.64 metre olanlar yüzde 21,4 ile çoğunluğu oluştururken, bunu yüzde 15.1 oranla boyu 1.65-1.69 metre olanlar, yüzde 13.8 ile de boyu 1.55-1.59 metre olanlar takip ediyor. Bu kategorideki en ilginç sonuç ise kadınların yüzde 35'inin, ‘Boyumun ölçüsünü bilmiyorum’ demesi oldu.

44-54 kilo arasındaki kadınlar yüzde 21.1, 55-64 kilo arasındaki kadınlar 25.2 oranında çıktı. 90 kilo ve üzeri kadınların oranı sadece 3.9'da kalırken, kadınların yüzde 13.7'si kilosunu bilmediğini söyledi.

Türk kadınının yüzde 70'i kahverengi veya siyah gözlü. Ela gözlülerin oranı yüzde 17.5, bunu yüzde 8.7 ile yeşil, yüzde 3.8 ile mavi gözlüler takip ediyor.

Ten rengi buğday veya kumral olanlar yüzde 51.6 ile çoğunluğu oluşturuyor. Türk kadınının yüzde 28.8'i beyaz tenli iken, koyu tenliler 10.6 ile son sırada yer alıyor.

Türk kadınının boyasız, kınasız, kırlaşmamış gerçek saç rengi ise oranlarına göre şöyle sıralanıyor:

Kahverengi yüzde 51.5, siyah yüzde 39.5, sarı 6.7 ve kızıl 2.3. Türk kadının saç sekli ise düz saç yüzde 58.0, dalgalı saç yüzde 34.9, kıvırcık saç yüzde 7.1 olarak sıralanıyor.

Çağdaş Türk kadını farklı

Türk kadınının, fiziksel özelliklerinden, sosyal yaşamına, çalışma yaşamından tüketim kalıplarına, aile yaşamından, değerlerine uzanan geniş bir yelpazede profilini ortaya koyan araştırmanın bulguları, ortalama Türk kadını ile televizyon ekranlarında algıladığımız ‘‘Avrupalı gibi’’ Türk kadını arasında uçurum olduğunu ortaya koyuyor. Türk kadının cinsellik ve evlilik konusundaki değerlendirmelerine bakıldığında, kuşaktan kuşağa değişim eğilimi belirdiği, genç kadınların çağdaş değerlere en azından 'yoğun özlem beslediği' ortaya çıkıyor.

Köylülüğü aşamıyoruz

GAZETECİ-yazar Çetin Altan'a göre, Türkiye bir yandan kendini Avrupalı olduğuna inandırmaya çalışırken, diğer yandan bu tür araştırmalarla özüne inildiğinde, köylülüğü aşamadığı ortaya çıkıyor. Çetin Altan, ‘‘Avrupalı gibi, burjuva gibi, cumhuriyetmiş gibi, demokrasiymiş gibi, çağdaşmış gibi yapılır Türkiye'de. Herkes bunları oynamaya çalışır burada’’ diyor. Türkiye'nin bir bölümünün tüketimde Avrupalı olduğunu, araştırmanın da, ‘Tüketimde Avrupalı olanlar ile tüketimde Avrupalı olamayanlar’ arasındaki grafiği çizdiğini söyleyen Çetin Altan, ‘‘Türkiye'de üretimle hiç kimsenin ilgisi yok. Çünkü herkes hazineden geçiniyor’’ görüşünü bir kez daha hatırlatıyor. Çetin Altan'a göre, Türkiye üretimde Avrupalı olamadıkça, tüketimde Avrupalı olması, ‘Müslüman köylü toplum tipolojisi’ni değiştirmiyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!