404 bin dolarlık vefa borcu

Güncelleme Tarihi:

404 bin dolarlık vefa borcu
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 01, 2003 00:00

1933'te Atatürk'ün öğrenim için Avrupa'ya gönderdiÄŸi Hacer Arıpınar, 92 yaşında ölmeden önce tüm parasını Milli EÄŸitim Vakfı'na bağışladı.Cumhuriyetin ilk kuÅŸağına mensup Hacer Arıpınar Demokan, kendisini bursla Avrupa'ya gönderen ülkesine olan borcunu, 404 bin dolarlık bir bağışla ödedi. 92 yaşınde ölen ve ABD'deki maddi varlığını Milli EÄŸitim Vakfı'na bağışlayan Demokan, bu parayla öğrenci okutulmasını istedi. Demokan'ın davranışı, Cumhuriyet terbiyesinin de somut örneÄŸi.Her günkü akÅŸamlardan biriydi. Bingöl depreminin açtığı yaraları sarmak için Hürriyet tarafından baÅŸlatılan, ‘Okullarımız Yıkılmasın’ kampanyasına yapılan bağışlar kontrol ediliyordu. Yurt içinden ve dışından gelen paraların ekstreleri kayda geçiriliyordu. Birden 404 bin dolarlık (Yaklaşık 570 milyar lira) bağış dikkat çekti. New York'tan gelen ve doÄŸal olarak herkesi heyecanlandıran ektredeki isim, Hacer Arıpınar Demokan'dı.ArkadaÅŸlarımız, hem teÅŸekkür etmek, hem de kendisiyle ilgili bilgi edinmek için Hacer Hanım'ın New York Manhattan'daki adresini ve telefon numarasını buldular. Ne var ki, Demokan artık yaÅŸamıyordu. ÇALIKUÅžU'NUN FERÄ°DESÄ° GÄ°BÄ°Arkasından Hacer Arıpınar Demokan'ın kim olduÄŸuna iliÅŸkin araÅŸtırmalarımız baÅŸladı. Elde ettiÄŸimiz her ipucu, her ilave bilgi daha çok ÅŸaşırtıyordu bizi. Çünkü, ReÅŸat Nuri'nin ÇalıkuÅŸu romanındaki Feride'yi aratmayan bir idealizm, Yakup Kadri'nin Kiralık Konak'ındaki Seniha'yı hatırlatan bir sorumluluk duygusu çıkıyordu karşımıza her adımda. 24 Kasım 1911 Ä°stanbul doÄŸumlu olan Hacer Hanım, Cumhuriyetin ilk kuÅŸağına mensuptu. Birinci Dünya Savaşı'nın çileli günlerini çocuk olarak, devrim günlerinin coÅŸkusunu ise ergenliÄŸe yeni adım atmış bir genç kız olarak yaÅŸamıştı. Ãœsküdar'da Kız Sanat Okulu'nu bitirdiÄŸi yıl, Avrupa'ya öğrenci gönderilecekti ve bunun için sınav açılmıştı. Kararı alan, Cumhuriyetin sadece ilk kuÅŸağının deÄŸil, bütün kuÅŸaklarının Avrupa'yla ve Batı kültürüyle tanışıp boy ölçüşebilmesini isteyen Atatürk'ten baÅŸkası deÄŸildi. Hacer Hanım, sınavı kazanan isimler arasındaydı. 4 yıllık yüksek tahsil için Brüksel'de alacaktı soluÄŸu. Arkasından da yine burslu olarak bir yılını Paris'te geçirecekti. Arkasından da, Türkiye'ye dönüp Ankara Ä°smetpaÅŸa Kız Enstitüsü Nakış Atölyesi'nde, Batı'da öğrendiklerini öğrencilerine aktarmaya baÅŸlayacaktı. Çünkü, o artık bir öğretmendi.1942'de evlendiÄŸi diplomat Feridun Nail Demokan, Hacer Hanım'ın hayatında yeni bir sayfa açacaktı. 1950'de kocasının görevi dolayısıyla ABD'ye gidecek ve kalan ömrünü orada geçirecekti.Ne var ki, Hacer Hanım ülkesiyle olan duygusal baÄŸlarını da koparmayacaktı hiçbir zaman. 5 Temmuz 2002'de, New Jersey'deki Fatih Camii'nde kılınan cenaze namazını müteakip topraÄŸa veriliÅŸi bile bunun somut bir göstergesiydi. 404 bin dolar tutarındaki maddi servetini Milli EÄŸitim Vakfı'na bağışlamıştı ve bir tek koÅŸulu vardı: ‘‘Bu parayla öğrenci okutun...’’Kendimi ülkeme borçlu saydım‘‘Türkiye Cumhuriyeti Milli EÄŸitim Bakanlığı, bana Belçika'nın Brüksel kentinde dört yıl süre ile yüksek tahsilimi yaptırdı. Buna ilaveten bir yıl bilgi ve görgümü artırmam için yine burs ile Paris'e gönderdi. Bütün ömrümce maddi ve manevi olarak kendimi ülkeme borçlu saydım. Bunun için vefatımdan sonra ABD bankalarında bulunan tüm paramı ve diÄŸer birikimlerimi, öğrenci okutmak üzere Milli EÄŸitim Vakfı'na bırakıyorum.’’Hacer Arıpınar Demokan, 92 yaşında geldiÄŸi Türkiye'de bu vasiyeti hazırlatmıştı. Ölümünden sonra vasiyeti yerine getirildi. Hacer Hanım'ın bağışa iliÅŸkin çeki, gazeteci kardeÅŸi ErdoÄŸan Arıpınar tarafından 27 Haziran'da Milli EÄŸitim Bakanı Hüseyin Çelik'e teslim edildi. Ä°dealist bir nesilHacer Hanım'ın da mensuplarından biri olduÄŸu ilk Cumhuriyet nesli, Osmanlı'nın çöküşüyle ve ona paralel olarak Cumhuriyet'in doÄŸuÅŸunu yaÅŸadığı için hemen ayırt edilirdi diÄŸerlerinden. Bu farklılık, özellikle kadınlarda belli ederdi kendisini. Kıyafetleri, duruÅŸları, oturup kalkışları, devrimlere baÄŸlanışları ile o döneme iliÅŸkin bütün siyah-beyaz belgesellerde hemen öne çıkarlardı. Cumhuriyet'in 10. yılında Ankara'da yapılan görkemli törenin en dikkat çeken unsurları da yine onlardı. 10 Kasım 1938'de en içten gözyaşını dökenler de onlar...Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!