29 yıl sonra 39 müebbet

Mahkeme 129 sanığı beraat ettirirken 999 sanık hakkındaki suçlamlar ise zamanaşımı nedeniyle düştü. Yargılama sırasında vefat eden Dursun Karataş hakkındaki dava da düştü.

Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına 2’si başka suçlardan tutuklu 22 sanık ve sanık avukatları katıldı. Sanıkların çocukları ve torunları da duruşma salonunda izleyici olarak yer aldı. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından açılan, ilk duruşması 15 Mart 1982'de görülen davanın bugün görülen son duruşmasında sanıklar savunma hakkı kullanamadıklarını ileri sürdü. Bazı sanıklar ise avukat talebinde bulundu. Bu sanıklar, avukat taleplerinin yıllardır karşılanmadığını ileri sürdü.

Duruşmada son sözleri sorulan avukatlar yıllardır mahkeme kapılarında gelip giden müvekkillerinin değil, darbecilerin yargılanması ve cezalandırılmasını istediler. Sanıklardan Ferudun Osmanağaoğlu, kardeşi Osman Osmanoğlu’nun öldüğü halde dosyada isminin yer aldığını söyledi. Ferudun Osmanağaoğlu, “12 Eylül hukukunu tanımıyorum” dedi. Sanıklardan Mustafa Özkahraman da “Bu sanık sandalyelerinde biz değil, 12 Eylül cuntacıları oturmalıydı” diyerek beraatini istedi.

DEVLET ÖZÜR BORÇLU

Sanık Hasan Doğruöz “30 yıldır bu savunmayı bekliyorum. Bu nedenle çok heyecanlıyım” diyerek devletin kendilerine özür borçlu olduğunu söyledi. Mahkemeye seslenen sanık Mehmet Akdemir de “Adalet cesaret işidir, sizi cesarete davet ediyorum” dedi. “Pir Sultan Abdal’a darağacına giderken son sözünü sormuşlar. 'Açılın kapılar şaha gidelim' demiş. Biz de 'Bu dava hiç bitmez ki' diyoruz” diye son konuşmasını yapan Necla Can “Bir karıncayı bile incitmedik. İnciten belli. Katleden ve katledilen de belli. Katledenlerden hesap sorulmasını istiyorum” dedi.

KARAR ADİL DEĞİL

Verilen aranın ardından mahkeme davayı karara bağladı. Mahkeme, haklarında daha önce beraat verilen, zaman aşımından ve ölüm nedeniyle davaları düşen sanıklar hakkında aynı kararları uyguladı.

Mahkemenin verdiği kararı değerlendiren sanık avukatlarından Barkın Timtik, kararın 12 Eylül hukukun halen sürmekte olduğunun açıkça göstergesi olduğunu ileri sürdü. Barkın Timtik şunları söyledi:
“Her ne kadar bugün darbecilikle hesaplaşıldığı söylenilse de bu kararla bir kez daha 12 Eylül uygulamalarının yani işkencelerin, işkence sonucu elde edilmiş beyanların bu hükme gerekçe yapıldığı görülmektedir. Henüz birçok sanığa tebligat yapılmamıştır. Sanıklar son söz olarak avukat isteme ve savunma hakkı talep ettiler. Verilen karar adil bir karar değildir” dedi. Avukat Ömer Kavilli ise “Sanıklar yıllarca aleyhlerindeki delilleri görmek istediler ancak gösterilmedi. Yani deliller tartışılmadı bile. Bu karar hiçbir şekilde hukuki değildir.”

TEMYİZ'E GİDECEĞİZ

Müebbet hapis cezasına çarptırılan tutuksuz sanık, Avukat Mustafa Kamil Uzuner, kararın göstermelik bir karar olduğunu belirterek “Bundan sonra temyize gidecek. Kararın değiştirileceğini umuyorum” diye konuştu.
Duruşmanın ardından, TAYAD’lı üyeler ve sanıklar adliye önünde basın açıklaması yaparak karar protesto etti. Kararın hukuki ve adil olmadığını belirten TAYAD’lılar tüm sanıklar hakkında beraat kararı verilmesini istediler.

DAVANIN GEÇMİŞİ

1. Ordu Sıkıyönetim Mahkemesi, 1981 yılında başlanan ve yaklaşık 10 yıl süren yargılamanın ardından aralarında örgütün elebaşı Dursun Karataş’ın da bulunduğu 1243 sanığa örgüt yöneticiliği yapma, adam öldürme, kamu malına zarar verme, polise mukavemet gibi çeşitli suçlardan dolayı idam ve çeşitli hapis cezaları vererek dosyayı Üsküdar 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne göndermişti.

Dosya, cezaların sanıklara tebliğ etmesinden sonra Yargıtay’a gitmiş ve Yargıtay, dosyada evrak eksiklikleri olduğu gerekçesiyle kararı 2 yıl önce usul yönünden bozmuştu.

Bunun üzerine yeniden başlayan davada esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı, 1243 sanığa adam öldürme, adam öldürmeye teşebbüs, silahlı gasp, pankart asma, afiş yapıştırma, patlayıcı madde atma ve izinsiz toplantı ve gösteri yapma gibi 825 suç isnat edildiğini hatırlatmıştı.

Savcı, yasa dışı Dev-Sol örgütünün lider kadrosunda bulunan Dursun Karataş’ın da aralarında yer aldığı 176 sanığın, anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs etmek suçundan müebbet ağır hapis cezasına çarptırılmasını, bunlardan vefat ettiği anlaşılan 13’ü hakkındaki davanın ortadan kaldırılmasını istemişti.

Savcı, diğer sanıklar hakkındaki davanın ise ölüm ya da zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasını öngörmüştü.