2000'li yılların gözde meslekleri

Güncelleme Tarihi:

2000li yılların gözde meslekleri
Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 1999 00:00

Aylin LİVANELİ
Haberin Devamı

‘‘Trend'in, doğan, gelişen, olgunlaşan, yaşlanan ve ölen bir şey olduğunu varsayarsak, İnternet'i bir mega-trend olarak kabul edebiliriz.’’

‘‘Trends 2000: How to Prepare for and Profit from the Changes of the 21st Century’’ (Trend 2000: 21. Yüzyıldaki Değişime Hazırlanmanın ve Değişimden Kar Sağlamanın Yolları) kitabının yazarı ve New York'ta bulunan Trends Araştırma Enstitüsü'nün Başkanı Gerard Celente'nin bu sözleri, İnternet'in henüz gelişme aşamasında olduğunu ve bu gelişmeyle birlikte bazı mesleklerin hızla yükseleceğini gösteriyor.

‘‘Dünya İnternet'le birbirine bağlandıkça, iletişim ve teknoloji alanındaki profesyonellere olan ihtiyaç artacak’’ diyen Celente'ye göre yeni yüzyılda yıldızı parlayacak meslekler şunlar:

1. Web Site Designer (Web Sitesi Tasarımcısı)

2. Network Engineers (Network Mühendisliği)

3. Newsletter Writer (Newsletter Yazarı)

4. Business Software Developer (Businees Software Planlayıcısı)

5. Electronic Copyright Attorney (Elektronik Telif Hakkı Avukatı)

(Bunlardan çoğunun Türkçesi henüz kullanılmadığından İngilizce yazdım ve mümkün olduğunca dilimize çevirmeye çalıştım.)

Bu mesleklere olan rağbet arttıkça iş yerlerinin de değişeceği ve bunun gündelik yaşantımıza olumlu bir şekilde yansıyacağı belirtiliyor kitapta.

Örneğin, 2000'lerde değişecek olan işyerleri, merkezi bürolarını satelit ofislere dönüştürecekler.

Ayrıca 5 yıl içinde daha da gelişecek olan videolu telefonlar sayesinde, ekrandan konuştuğumuz kişiyle anında iş anlaşmaları yapılabileceğimiz için işyerlerinin seyahat masrafları büyük oranda düşecek; Birçok insan, bilgisayarı ve videofonuyla iş yapacağından, ayrıca bir ofise ihtiyaç olmayacak, evde çalışılacak, dolayısıyla sabah trafiği sorunu ortadan kalkacak.

Gelişen teknolojinin eğitime katkısı da artacak.

Şimdiden üniversite çağındaki gençlerin çoğu İnternet aracılığıyla üniversiteyi evinde bitiriyor.

Amerika'da İnternet'le eğitim veren üniversitelerin en önemlilerinden bazıları University of California, Washington University ve Indiana University.

Kilo konusu

Çoğumuz kilomuzdan şikayet eder dururuz.

Bazı dönemlerde gerçekten kilo sorunumuz vardır ama bazen de biraz abartırız.

Herkes ‘‘Ne kadar zayıfsın’’ dediği halde biz kendimizi kilolu hissederiz.

Kiminin de sürekli derdidir kilo.

Peki kilomuzu asıl neye göre hesaplayacağımızı, hangi kilonun bizde normal olduğunu, ne gibi bir durumda kilo vermemiz gerektiğini biliyor muyuz?

İşte Mayo Kliniği'ne göre kilo konusu:

1. Sağlık uzmanlarına göre, zayıfladığında sağlığı düzelecek olan insanlar kilo vermeli.

Örneğin yüksek tansiyon ya da şeker hastalığı olanların mutlaka kilo vermesi gerekiyor. Ayrıca kilo verme gerekliliği, kişinin boyuna, vücut-kas yapısına ve genetik yapıya göre belirleniyor. (Tüm bunlar, bir doktor ve diyetisyenin belirleyeceği şeyler.)

2. Fazla kilo, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kalp krizinin yanı sıra romatizma ve kanserin birçok çeşidine de yol açıyor.

3. Kilo almaya yol açan başlıca etkenler şunlar: Yiyeceklerdeki yüksek yağ oranı, spor yapmamak ve genetik yapı.

Özellikle kadınların, yağdan aldıkları kalori oranının yüzde 30'dan az olması gerekiyor. Ama yağ, kemiklere, saç ve tırnaklara faydalı olduğundan bir miktar alınması da şart. Yüzde 20'den daha düşük oranda yağ alan kadınlarda önemli kemik sorunları ortaya çıkıyor ve regl olma durumu ortadan kalkıyor. (Dengeli beslenme ve bilinçli diyet yapmak çok önemli).

4. Erkekler kadınlardan daha kolay ve hızlı kilo veriyorlar.

Vücutta ne kadar çok kas varsa o kadar kolay kilo veriliyor.

Erkek vücudunda kadınlara oranla daha çok kas bulunduğundan daha çabuk zayıflıyorlar... (İşte gördünüz mü? Burada bile eşitsizlik ve haksızlık var.)

Akıllı aşık

Ülkemden uzakta, New York'ta yalnızlık çekmemden korkan dostlar sürekli e-mail'le fıkra gönderip duruyorlar.

Onların sayesinde her sabah gülümseyerek başlıyorum güne.

Bu fıkralardan birini size aktarmak istedim.

Belki binlerce kilometre öteden bir gülümsemeyi paylaşırız diye.

Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur. Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp: Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir işarettir'' der.

Müthiş heyecanlanan adam ‘‘Evet, galiba haklısın’’ diye cevap verir.

Şaşkınlıkla ‘‘Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız’’ diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır.

Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir.

Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır.

Bunun üstüne adam sorar: ‘‘Sen içmeyecek misin?’’

Kadın cevap verir: ‘‘Hayır, ben polisi bekleyeceğim!’’

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!