20 bin Yunan askeri 500 askerimizi çevirdi

Güncelleme Tarihi:

20 bin Yunan askeri 500 askerimizi çevirdi
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 31, 2004 00:00

Tam 47 yıl süren aktif politik yaÅŸamını noktalayan               Bülent Ecevit, yaÅŸamının en kritik anlarını arkadaşımız            Yener Süsoy’a anlattı. Ecevit, Kıbrıs Barış Harekatı sırasında en korktuÄŸu anın çıkarma sonrası 400-500 kiÅŸilik Türk alayının tam teçhizatlı, tanklı toplu 20 bin kiÅŸilik Yunan askerlerince kuÅŸatıldığı an olduÄŸunu söyledi. Kıbrıs Barış Harekatı sırasında dönemin ABD DışiÅŸleri Bakanı Henry Kissenger size gizlice yeÅŸil ışık yaktı mı? - Hayır efendim, harekatı son ana kadar kimse bilmiyordu ki. Kıbrıs’a çıkma kararını aldık ama, açıklamıyoruz, durumu hep idare ediyordum. Yalan da söyleyemem, hayır karar almadık da diyemediÄŸim için çok ilginç üslup oyunlarıyla geçiÅŸtirdim. Kıbrıs temsilcisi Cisco benimle görüşürken, harekatın baÅŸladığını söyledim, ÅŸaşırdı. ‘Siz ÅŸimdi havaalanlarını da kapatırsınız, iyisi mi ben hemen gideyim’ dedi. Bundan önceki harekatlar sonuna kadar gitmemiÅŸti, Amerika bu sefer kararlı olduÄŸumuzu biliyordu. DışiÅŸleri Bakanı Kissinger, harekatı engellemeye kalkışmadı. Sadece ateÅŸkes konusunda bizi her saat başı uyardı, biz de çok dikkatli davrandık. AteÅŸkes süresi içinde askeri bakımdan eksiÄŸimizi gediÄŸimizi tamamladık. Kıbrıs Barış Harekatı’nı gerçekleÅŸtiren askeri gücümüz, ÅŸimdiki kadar olmasa bile çok iyi durumdaydı ama, istihbarat konularında hayli sıkıntılarımız oldu. Adada bulunan çok iyi yetiÅŸmiÅŸ 20 bin kiÅŸilik Yunan askeri, Zürih-Londra AntlaÅŸmalarına göre orada bulunan küçücük alayımızın etrafını çevirdi. Ä°lk defa orada çok kaygı duydum, bizim alay 400-500 kiÅŸi, karşısında toplu, tanklı binlerce Yunan askeri. Direndik, idare ettik durumu ve sabahın ışıkları geldiÄŸinde ben bir oh dedim.Kissinger komünizm konusunda çok duyarlıdır, o hep Yunanlı subayların komünist olduklarını düşünürdü. Olaylar sırasındaki bir telefon görüşmemizde dedi ki, ‘Askerlerinizi çekmezseniz hepimizin başı derde girer, çünkü orada çok komünist Yunan subayı var.’ Kissinger 1986’da bana yapılan suikast giriÅŸiminden sonra Amerika’da geniÅŸ bir geziye çıkmamı tavsiye etti. ‘Bizim davetlimiz olarak deÄŸil, bütün masraflarınızı kendiniz karşılayacaksınız, Türk görüşünü anlatın oralarda’ dedi. Anlattık ve gerçekten çok iyi bir gezi oldu. BaÅŸkanlarının deÄŸiÅŸik üslupları olabilir ama, Amerika Türkiye’nin deÄŸerini ve önemini her zaman bilmiÅŸtir.Ãœniversite diplomanızın olmayışına hiç hayıflandığınız olmadı?- Hiç istemedim Sayın Süsoy, bazı karşı partilerden önde gelen politikacılar da bana kanunu deÄŸiÅŸtirme teklif etti. Hepsinden özür dileyerek bunu kabul edemeyeceÄŸimi söyledim. CumhurbaÅŸkanlığı elbette çok önemli bir görev ama, ben hep aktif politikanın içinde olmak istedim. Ä°stesem bazı dönemlerde o imkanı bulabilirdim ama, cumhurbaÅŸkanı olmak hiç aklımdan geçmedi. Ben Demokratik Sol hareketle Türkiye’nin ve Türk toplumunun yapısını deÄŸiÅŸtirmek istiyordum, Çankaya’da bunu yapamazdım. Yeni bir ÅŸiir yazdınız mı, söz geliÅŸi emekli siyaset ve devlet adamlığı üzerine? - Daha durun bakalım, dün bir, bugün iki; ÅŸiir yazmak o kadar kolay mı Sayın Süsoy? Ben canımın istediÄŸi zaman oturup haydi biraz da ÅŸiir yazayım diyenlerden deÄŸilim. ÇeliÅŸki gibi görünebilir ama, ben ÅŸiirin eÅŸiÄŸinden içeri ancak siyaset adamı olduktan sonra girebildim. Ondan sonra kendim için yazar oldum, çünkü ÅŸiiri bir iletiÅŸim aracı olarak kullanmama gerek kalmamıştı. Gazetecilikte de, siyasette de toplumla doÄŸrudan iletiÅŸim kurabiliyor, toplumsal iÅŸlevimi yapabiliyordum. Böylece ÅŸiirde daha özgürleÅŸtim, ÅŸiir yazmaya bir düşünce ve duyma yöntemi olarak gerek duyar oldum. Dili dileÄŸince kullanabilirdim artık ÅŸiirde. Kimse ‘Ne demek istiyorsun?’ diye soramazdı. Åžiiri bu özgürlükle yazabilir olunca daha rahat yazar oldum. Åžiirden kendi düşüncelerimi oluÅŸturmada daha çok yararlanır oldum.Özgür deÄŸil çıplaksınKimi insanlar, özgür olmayı davranışlarında kurallara, törelere uymamakta veya toplumsal sınırları, yasakları aÅŸmakta arar. Oysa gerçek özgürlük içteki özgürlüktür. Kendi kafanızda kazılı sınırları aÅŸabiliyor musunuz? Ä°ÅŸte o zaman ancak gerçekten özgür olursunuz. Bir film görmüştüm, kafasında ve gönlünde özgür olan bir kızla öylesi bir özgürlüğe eriÅŸemeyen sevgilisi arasındaki gerilimi anlatan bir filmdi. Kızın kendisini hor görmesine dayanamayan erkek bir gün çırılçıplak soyunup pencereye çıkıp ‘İşte özgürüm’ diyordu. Kızın verdiÄŸi karşılık ÅŸuydu; ‘Özgür deÄŸil, çıplaksın.’Bahçemizi seviyoruzBülent ve RahÅŸan Ecevit, evlerini, özellikle de bahçelerini çok seviyorlar. RahÅŸan Hanım, ‘Niye tatile gidelim ki, bahçemizden ayrılmak istemiyoruz’ diyor. Ecevit’in bileÄŸinde, veda kongresinde konuÅŸma yaparken kürsüye sertçe vurduÄŸu için burkulma olduÄŸu belirlendi. AÄŸrıları artınca, Ecevit’in bileÄŸine GATA’da bandaj yapıldı.Üşümemek için kalın çorap giydim, adım komüniste çıktıBülent Ecevit’le yapılan tarihi röportaj sırasında RahÅŸan Ecevit de ilk kez özel yaÅŸamının kapılarını Hürriyet’e araladı. RahÅŸan Hanım, adının neden ‘komünist’ çıktığı şöyle anlattı:‘Bülent’in gezilerine hasta olmadan katılmak için kendimi korumak amacıyla kalın çoraplar, kalın kazaklar giyerdim. Özellikle benim kalın çoraplarıma çok takıldılar ve ‘RahÅŸan komünist’ dediler. Hayatımda hiç moda, marka düşünmedim, daima sevdiÄŸim ve rahat edeceÄŸim ÅŸeyleri giydim. Hiç bütün elbise giymedim, daima hırka, bluz ve eteÄŸi tercih ettim.’Kuaföre hayatında hiç gitmediÄŸini söyleyen RahÅŸan Ecevit, ‘Saçlarımı aynaya bakarak kendim kesiyorum. Åžuradan tutuyorum şöyle kesiyorum, buradan tutuyorum böyle kesiyorum, o kadar kolay. Birkaç yıl öncesine kadar Bülent’in saçlarını da ben kesiyordum’ dedi.Bizim eve tereyaÄŸ girmez kızartma da pek yapılmazBen çok güzel yemek piÅŸiririm, hepsini annemden öğrendim. Bülent özellikle pilavlarımı ve tavuklu yemeklerimi çok sever. ZeytinyaÄŸlı fasulyeyi çok güzel yaparım Yener Bey, söylemesi ayıp, kendime özgü çok saÄŸlıklı tatlılarım vardır. Güzel salata da yaparım. Bizim evde kızartma pek yapılmaz, çoÄŸunlukla haÅŸlamaları tercih ediyoruz. Tereyağı bizim eve girmez, genellikle zeytinyağı ve margarini tercih ediyorum. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!