1- Yol tam üyelik, 2- Tarih var

Güncelleme Tarihi:

1- Yol tam üyelik, 2- Tarih var
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2004 00:00

LAHEY-Berlin-Paris hattı... Lahey, çünkü Hollanda şu an AB dönem başkanı. Türkiye-AB sorunu, önceki gün bu üçgende büyük ölçüde aşılıyor. Bazı yaptırım ya da kısıtlamalarla...Avrupa'nın pek çok başkentinde, yemek masalarında, hatta sokaklarda bile, Türkiye'nin AB üyeliği konuşuluyor. Resmi ya da gayri resmi görüşme ve sohbetler sonucunda, bugün için bizim AB fotoğrafımız şöyle:1- İmtiyazlı ortaklık ve özel statü gibi formüller artık askıda!.. 17 Aralık'ta bize tam üyelik yolu açılıyor, yani görüşmeler tam üyelik üzerinden!.. Ama, ucu yine açık. Sonucu görüşme sürecinde, Türkiye'nin performansı belirliyor.2- 17 Aralık'ta bize tarih veriliyor!..Türkiye'yi aylardır uğraştıran bu iki temel konuda Fransa ve Avusturya dahil, AB içinde nihayet anlaşma sağlanmış görünüyor. Bunun aksi, inanılmaz bir sürpriz!..LÜKSEMBURG TALİPİki temel engelin aşılmasından sonra, sıra tarihte. Görüşmeler ne zaman başlayacak?..25 AB ülkesi değişik tarih veriyor. Aralarında henüz anlaşma yok. Bu ancak yarın akşam, AB hükümet ve devlet başkanlarının toplantısında belli oluyor. Mayıs'tan Aralık'a kadar uzayan çeşitli öneriler var.Ancak, küçük Lüksemburg'un büyük katkısını vurgulamak gerek. Lüksemburg, bugünden geriye giderek, Avrupa Birliği (AB) ya da Avrupa Topluluğu (AT) ya da Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) olmadan önce, daha kuruluşunda yer alan ilk altı ülkeden biri. 1950'lerdeki Demir Çelik Birliği ile başlayan ve bugün AB'ye dönüşen kuruluşun çocukluk yıllarındaki ilk üyelerden.AB'de her altı ayda bir, ülkelerden biri dönem başkanı. 2005 Ocak-Temmuz arasında dönem başkanlığı sırası Lüksemburg'da. Şimdi işte o Lüksemburg, AB ülkelerine bir tarih öneriyor:"Türkiye ile görüşmeler benim dönemimde başlasın!.."Yani, 2005'in ilk altı ayında. Bu öneri tutar mı, tutmaz mı?.. Yarın akşama bağlı.ÜÇ KISINTITam üyelik dışında bir hedef artık yok. Tarih de var. Ama, bu arada ufukta üç koşul görünüyor:Güney Kıbrıs'ın tanınması. Serbest dolaşımın dışarda bırakılması. Tarımsal garanti fonlarının dışarda bırakılması.Kıbrıs, hiçbir zaman AB koşulu değil. Buna rağmen, AB hem koşul olmadığını vurguluyor, hem de Türkiye Kıbrıs'ı dikkate almalıdır tezi, her bildiride yer alıyor. 17 Aralık'ta da benzer bir formülün Türkiye'nin önüne sürülmesi, sürpriz değil.Baştan beri AB'yi en çok korkutan noktalardan biri serbest dolaşım. Malum, Türkiye'nin nüfusu ve işsizlik. Ama, aynı işsizlik şu anda AB'de fazlasıyla var. AB, Polonya'ya yedi yıllık sebest dolaşım kısıtlaması getiriyor. Bizim için düşünülen kısıtlama çok daha uzun bir zaman, belki de hiçbir zaman!..Tarım, AB'nin yine korkulu rüyalarından. İtalya, Yunanistan, İspanya, Portekiz gibi Akdeniz ülkeleri, bu arada Polonya, Türkiye'ye tarımsal fonlarda kısıtlama istiyor.Üçü de, zamana bırakılarak, çözülmeyecek düğümler değil!..Aylardır ilk kez, sanki derin bir nefes alıyoruz!.. Günün fotoğrafı böyle.Maç üzerinden bir mektupTÜRKİYE'nin değişik yerlerinde, bazı toplantı ve açılışlarda Başbakan Erdoğan AB'yi değerlendirirken, şunu söylüyor: "Maç başladıktan sonra, artık kuralları değiştiremezsiniz!.."Biliniyor, Erdoğan hükümet ya da devlet başkanlarıyla görüşmelerinde zaman zaman maç terminolojisiyle konuşuyor. "Topu taca atmayın, ceza sahasında oyuncuyu düşürüyorsunuz" gibilerinden.Aynı terminolojiyi geçenlerde Hollanda Başbakanı Balkenende de kullanıyor. Almanya'da geleceğin Başbakan adayı Merkel Türkiye karşıtı. Bu biliniyor. Merkel'in, yine Türkiye karşıtı bir açıklaması üzerine, Balkenende, Merkel'e bir mektup gönderiyor: "Maç başladıktan sonra, oyunun kuralları artık değişmez!.. O nedenle, imtiyazlı ortaklık sözleri artık geçersizdir!.."Artık kim, kimden etkileniyorsa!..
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!