ESİAD, AB sürecini tartıştı

Güncelleme Tarihi:

ESİAD, AB sürecini tartıştı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 15, 2016 11:46

ESİAD, AB sürecini tartıştı

Haberin Devamı

DOKUZ Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, Türkiye- AB ilişkilerinin düzelmesi için iki tarafın da samimi olması gerektiğine dikkati çekti.

ESİAD İzmir Avrupa Birliği Bilgi Merkezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Bölgesel Kalkınma ve İşletme Bilimleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (DEÜ BİMER) işbirliğiyle, "AB Ekonomisi ve AB sürecinde bölgesel kalkınma" başlıklı toplantı Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde gerçekleştirdi. Toplantıda Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal ve İzmir Kalkınma Ajansı Planlama Programlama ve Koordinasyon Birimi Uzmanı Dr. Saygın Can Oğuz görüşlerini paylaştı. AB ile müzakere sürecinin oldukça uzun sürdüğünü hatırlatan Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal, “En başta AB ülkelerinden birinde işe girseydik şimdi emekli olmuştukö dedi. Türkiye’nin rekabet koşullarında da oldukça geri olduğuna değinen Uysal, ileriye dönük olarak Türkiye’nin en güçlü ilk 10 ekonomi arasına girmesinin bugünkü ekonomik verilerle zor göründüğünü söyledi.

“İKİ TARAF DA SAMİMİ DEĞİL"

AB ekonomisi ve Türkiye ilişkileri hakkında konuşan Uysal, “Hala kadrolu adayız. müzakere sürecinde birçok başlık açıldı. Ancak tarım müzakereleri ile alakalı bir başlık açılmış değil. Bu noktada ciddi sorunlar yaşanıyor. İki tarafın da samimi olması gerekiyor" diye konuştu. Ekonomik bütünleşmenin ortak ekonomik çıkarlardan geçtiğinin altını çizen Uysal, “Avrupa dünya üzerinde en çok savaşın yapıldığı yer. Savaşları ortadan kaldırmak için ortak çıkar yarattılar ve bir birlik kurdular. Ancak anayasada birleşemediler. Ticaret ve seyahat serbestlikleri var. Türkiye’nin de buna ihtiyacı var" dedi. Dünya haritasına bakıldığında dünyada Türkiye kadar komşusu olan bir ülke olmadığını açıklayan Uysal, “Ticaret komşu ile yapılır. Ama biz komşularımız ile kavga ediyoruz. Her ülkenin istediği pazar koşulları bizde var. Ancak biz bu koşulları olumlu yönde kullanmıyoruz" diyerek coğrafi avantajların kullanılamadığına işaret etti. Türkiye’nin "Ben artık AB ile oynamıyorum" demesinin ardından yaşanacak ekonomik sorunlara da değinen Uysal, yatırımcıların doğrudan Bulgaristan ya da Romanya’ya kayabileceğine dikkati çekti.

“İLK 10 EKONOMİYE GİREMEYİZ"

Çin’in yakın zamanda üretimde ABD’yi geçeceğini de ifade eden Uysal, “Türkiye’nin dünya ekonomisinde çok fazla yeri yok. Dünyada kişi başına düşen gelirde 76’ncı sıradayız. AB’de kişi başına düşen gelir 36 bin dolar. Türkiye’de 10 bin 562 dolar. İnsani gelişmişlikte 72’nci, küresel rekabette 51’inci sıradayız. Bu kadar büyük nüfus ve coğrafya ile yan gelip yatsak da ilk 20’ye gireriz. Ben AB’nin hiçbir zaman amaç olduğunu düşünmedim. AB’nin kriterlerine ulaştığımızda ortak olmasak da olur. Amaç o standardı yakalamakö diye konuştu. Türkiye’nin ilk 10 ekonomi içerisine girmesinin de imkansız olduğuna değinen Uysal, “Böyle bir istatistikte ilk 10 ekonomiye girmek hayal olur. Rekabette ilk 18’de olsak en güçlü 10 ekonomi arasına girme ihtimalimiz olurdu. Ancak küresel rekabette 51’inci sırada olup en güçlü 10 ekonomi arasında yer alman çok zorö diye konuştu. Euro’nun ne olursa olsun global piyasada var olması gerektiğini de söyleyen Uysal, dolara karşı bir para biriminin her zaman avantajlı olduğuna işaret etti. ABD’nin dünya ticaretinden sürekli senyoraj geliri elde ettiğini açıklayan Uysal, “100 dolar bastınız ama 100 doların maliyeti 1 dolar. Geriye kalan 99 dolar senyoraj olarak ABD’nin oluyor. ABD ticarette dönen her para için bunu sağlıyor. Bu sebeple ABD Doları’na rakip bir para birimi olması global piyasalar içinde olumlu bir durum" diye konuştu.

İZMİR, (DHA)

FOTOĞRAF

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!