Okullarda neden şiddet olayları yaşanıyor?

Güncelleme Tarihi:

Okullarda neden şiddet olayları yaşanıyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2024 10:07

Şiddetin her geçen gün, toplumun her kesiminde, kurumlarında artarak devam ettiği gözlemleniyor. Şiddetin görüldüğü kurumların başında da okullar geliyor. Geçmiş yıllarda Türkiye’de öğretmenin öğrenciye, öğrencinin öğrenciye uyguladığı şiddet türleri konuşulurken, günümüzde ise öğrencinin öğretmene yönelik uyguladığı şiddet haberleri sıklıkla görülmeye başlandı.

Haberin Devamı

Son olarak ‘İstanbul Eyüpsultan’da okul müdürü İbrahim Oktugan’ın öldürülmesi’ haberi toplumun tüm kesiminde tepkiyle karşılandı ve yaşanan bu elim olaya medyada, sosyal medyada tepkiler gösterildi. Ülke çapında öğretmenler tarafından eylemler düzenlendi. Yaşanan bu olayın ardından dikkatler yeniden okul şiddetine çekildi ve konu gündeme geldi. Okul şiddeti; Uz (2018) tarafından okulların eğitim görevini yapmasını engelleyen, okuldaki öğrenci ve çalışanların canlarını mallarını hedef alan, güvenli ortam oluşmasını engelleyen her türlü yıkıcı ve bozucu eylem olarak tanımlanır. Okul şiddetinin öğrencilerin gelişim ve öğrenmelerinin önünde önemli bir engel ile öğrencilerde suç davranışına zemin oluşturduğu, okul iklimini bozduğu, okula bağlılığı azalttığı, öğrencilerin birbirini model alması nedeniyle şiddeti arttırdığı bilinir.

Haberin Devamı

KONTROL EDİLMESİ KOLAY DEĞİL
Okul şiddetinin nedenleri bireysel, toplumsal, aile ve okula ilişkin faktörler olarak ele alınır. Bireysel faktörler örnek olarak sosyal olmayan davranışlar, kendini ifade etmede güçlük, iletişim ve çatışma çözme becerilerinde, öfke kontrolünde yetersizlikler, dikkat eksikliği hiperaktif bozukluğun olması olarak sıralanabilir. Aileye ilişkin faktörlere örnek olarak ebeveynlerin çocuk üzerinde yeterli denetim ve kontrolünün olmaması, çocukların gelişimine yeterince destek vermemeleri, hatalı disiplin ve çocuk yetiştirme tutumları, aile içinde şiddetin varlığı, eşler arasında yoğun yaşanan sorunlar, boşanma verilebilir. Toplumsal faktörlere örnek olarak ; silahların yaygınlaşması ve bunlara kolay ulaşabilme, uyuşturucu kullanma, toplumda ve yakın çevrede şiddet davranışlarının artması, arkadaş çevresinde suç, şiddet, çeteler gibi istenmeyen davranış ve oluşumların olması, kalabalık bir nüfusa sahip olma, medya, sosyal medyanın etkisi, göç, okul nüfusunun fazlalığı, yoksulluk, hoş görüşüz bir toplumsal yapının artması ve yaygınlaşması örnek gösterilebilir. Okula ilişkin faktörler ise örneğin okulun öğrencinin gözünde bir değerinin olmaması, okulda başarısızlık, velilerin eğitim düzeyinin düşük olması, ilgisizliği, okul ile işbirliğine girmeyişi, okulda psikolojik danışman bulunmayışı veya sayısal olarak yetersizliği, öğrenciye yaklaşımlarındaki yanlışlıklar, okula giriş çıkışlarda denetim eksiklikleri, aşırı otorite, okul içi disiplinde yetersizlikler, okulda spor, sanat aktiviteleri için yerlerin olmayışı, fiziksel yetersizlikler ve okulun göç alan bir bölgede olması, kötü alışkanlıkların fazla olması, silah ve kesici alet gibi öldürme ve yaralamaya neden olacak araç gereçlerin yaygın olması olarak sınıflandırılır. Görüldüğü gibi okullarda şiddet olaylarına neden olan çok fazla faktör bulunur. Okul, öğrenci, öğretmen, aile, okul idaresi, okulun fiziki durumu ve çevre etkenleri olmak üzere tüm bu faktörlerin denetim altına alınması ve kontrol edilmesi de kolay görünmemekte.

Haberin Devamı

UZUN SOLUKLU ÇALIŞMALAR
Tüm bunlara rağmen okullarda şiddetin önlenmesine yönelik yapılabilecek çalışmalar var. Okullarda şiddet önlemede yapılacaklardan biri önleyici çalışmalar. Önleyici çalışmalarda okullardaki risk faktörlerinin belirlenmesi ve azaltılmaya çalışılması gerekir. Her okulun içinde bulunduğu çevre itibarıyla barındırdığı riskler birbirinden farklı. Örneğin yoğun göç alan, bireyler arası farklılıkların arttığı, yoksulluğun yoğun yaşandığı, kalabalık okul ortamının bulunduğu yerlerde şiddetin arttığı göz önüne alınarak bunlara yönelik çalışmalar yapılması gerekir. Diğeri bir çalışma ise koruyucu çalışmalardır. Burada şiddet önlemeye yönelik iletişim, problem çözme, çatışma çözme, müzakere gibi beceri geliştirme programlarının uygulanması lazım. Okullarda akran arabuluculuk eğitimleri yaygınlaştırılarak bu beceriler öğrencilere kazandırılabilir. Son olarak ise müdahale edici çalışmalar (krize müdahale) yapılmalı. Okullarda kriz masası ve ekipleri kurularak bir şiddet durumunda müdahale etmeli ve öğretmen ve personeller bu konuda eğitilmeli. Okullar daha güvenli yerler haline getirilmeli, okullardaki psikolojik danışmanların sayısı arttırılmalı ve tüm okullarda psikolojik danışman bulunmalı. MEB tarafından başlatılan okullarda şiddet önlemeye yönelik çalışmaların, projelerin bulunduğu biliniyor. Ancak bu çalışmalarda uygulamalarda sorunlar oluşabilmekte, gerektiği gibi uygulanmamakta veya yönetici ve kişilere bağlı yürütülen proje ve çalışmalar görev değişikliği durumunda uygulamadan kaldırılabiliyor. Oysa iyi örnek, işlevsel olan çalışmaların sürdürülmesi ve yaygınlaştırılması gerekir. Şiddet önleme çalışmalarının etkili olabilmesi için uzun soluklu olması lazım.

Haberin Devamı

ŞİDDET DİLİ ARTTI
Burada belirtmeden edemeyeceğim toplumuzda şiddet dili ve şiddetin giderek arttığı görülüyor. Öncelikle toplumun her kesiminde şiddet dili yerine, sevgi dili yaygınlaştırılmalı. Bunun için de en önemli görev medyaya düşüyor. Medyanın şiddeti ele alış, sunuş biçimi ve filmler, diziler, yarışma programları gibi yayınların da gözden geçirilmesi ve sunulan şiddetin azaltılması gerekir. Şiddete yönelik hukuksal düzenlemelerin de gözden geçirilmesi ve yeniden ele alınarak caydırıcı cezaların getirilmesi de bu konuda önemli görünüyor.

PROF. DR. NURTEN SARGIN KİMDİR?
Prof. Dr. Nurten Sargın, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü’nü bitirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsünde yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Bu süreçte Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde Psikolog, Uzman Psikolog ve Psikolog Dr. olarak çalıştı. 2000-2011 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi olarak çalıştı. Halen Necmettin Erbakan Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalında Profesör Doktor olarak görev yapıyor. Çok sayıda kitabı, kitap bölümleri, makaleleri, ulusal ve uluslararası düzeyde sunulmuş ve yayımlanmış bildirileri, proje görevleri, ABD ve Finlandiya’da mesleki deneyimleri bulunuyor. Evli ve 2 çocuk annesi.

BAKMADAN GEÇME!