Geleceğin çalışma alanları

Güncelleme Tarihi:

Geleceğin çalışma alanları
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2023 09:22

Önümüzdeki 5 yıl içinde, ne gibi yeni çalışma alanlarının ortaya çıkacağı ve bu alanlarda yeniden inşa edilen meslekler; akademide, iş dünyasında ve medyada sıkça işlenen ve tartışılan bir konu. Bu tartışmaların merkezinde ise bu yeni alanlarda ve dönüşen diğer birçok meslek alanında hangi yetenek ve becerilerin talep edileceği yer alıyor.

Haberin Devamı

Bugün teknolojinin insan hayatındaki derin etkisinin bu tartışmalarda önemli bir yeri var. Yeni nesil teknolojiler, yapay zeka teknolojisi ve hızlı dijital dönüşüm bir çok “iş”in yapılma şeklini tamamen yeniden şekillendiriyor. Diğer bir ayak ise eğitim sistemi. Yakın dönemde Türkiye’de dahil olmak üzere, yüksek öğretimin hiç olmadığı kadar erişilebilir olduğunu ve eğitime dair tüm başlıkların dünya nüfusunun önemli bir bölümü için daha fazla yaygınlaştığını gözlemliyoruz. Dolayısı bu iki ana başlığın bir arada değerlendirilmesi ve mesleklerin dönüşümünde en etkin faktörler olarak değerlendirilen tüm başlıkların eğitimde hızla yer bulması ve sisteme girmesi gerekiyor.

YENİ YATIRIMLAR
Günümüzde büyük bir genç nüfusa sahip olan Türkiye’de dünyadaki gelişmeleri takip ederek, kıymetli beşeri sermayesini yeni nesil teknolojilerle donatmanın gayreti içinde bulunuyor. Bu süreçte kamu ve özel sektör politikalarının iş gücü stratejilerini oluştururken yeni gündemleri yakalaması gerekiyor. Yeniliğe dair yapılan her yatırım ve yeni öğretiler tıp, tarım, fen bilimleri ve temel bilimler dâhil birçok mesleğin de kullanımında olacak.

Haberin Devamı

5 YILDA HIZLA YÜKSELECEK MESLEKLER
Geleceğin meslekleri ve işleri konusunda en kapsamlı raporlardan birini 2023 yılı Nisan ayında Dünya Ekonomik Forumu (WEF) yayınladı. Rapor, dünyanın her bölgesinden seçilmiş, 27 sanayi kümesinde, 45 ekonomik alanda 11.3 milyon çalışanı olan 803 şirketin konuya bakış açılarını raporladı. Dünya Ekonomik Forumu (WEF) 2023 raporuna göre gelecek 5 yıl da en hızla artacak meslek grupları arasında sırası aşağıdaki alanda çalışan bireylerin bulunacağı öngörülüyor:
1- Yapay zeka ve makine öğrenimi uzmanları
2- Sürdürülebilirlik uzmanları
3- İş dünyası analistleri
4- Bilgi teknoloji uzmanları
5- Finans teknolojisi mühendisleri
6- Veri analistleri
7- Robotik mühendisleri
8- Elektroteknoloji mühendisleri
9- Tarım aletleri operatörleri
10- Dijital dönüşüm uzmanları

OTOMASYON ARTACAK
Dünya geneline baktığımızda; 2022 de işlerin yüzde 34’ü makinalarla otomasyonla, yüzde 66’sı insan eli ile gerçekleştirilirken, 2027’de otomasyonun yüzde 43’lere ulaşacağı ve bugünkü işlerin neredeyse yüzde 23’ünün değişeceği öngörülüyor. Yeni teknolojilerin benimsenmesi iş dönüşümünün temel itici gücü oluyor. Bütün bu değişimlerde dijitalleşme en hızlı etken olarak izleniyor.
Tüm bu gelişmeleri dikkate alarak yükseköğretim kurumları, işgücü piyasalarında talep edilen bilgi, beceri ve yetenekleri aktararak geleceğin çalışanlarını şekillendirmeye odaklanmalı. Ülkemizde de yükseköğretimde programların ve genel olarak müfredatın yeniden tasarlanmaya ihtiyacı var. Yıllık olarak yayınlanan EDUCAUSE HORIZON raporları bu konuda yapılması gerekenlere detaylı olarak tartışan bir rapor serisi. Bu ve benzeri uluslararası çalışmaların takip edilmesi dünyada izlenen trendleri değerlendirme imkânı sunuyor. Ülkemizde de dünyadaki gelişmelerle örtüşen düzenlemeler yapılıyor. Bu çerçevede yapılanlara örnek olarak yeni açılan bazı programlar verilebilir.

Haberin Devamı

SİBER GÜVENLİK OPERATÖRLÜĞÜ YÜKSEK OKULLARI
Ülkemizin altyapı ihtiyaçları, bilgi birikimi ve hedefleri dikkate alınarak, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Dijital Ofisi’nin de desteği ile 2023 eğitim yılında Ankara, Ege, Gebze Yüksek Teknoloji ve İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesinde ilk kez siber güvenlik analistliği ve siber güvenlik operatörlüğü programları için meslek yüksekokulları kuruldu ve 100 öğrencilik kontenjan oluşturuldu. Çok önemli bu kararın en kritik noktası bu programların, birikimi yüksek, alanda öğretim elemanı ve eğitim olanakları hazır üniversitelerde kurulmuş olması. Bu ve benzeri atılımlar “Geleceğin Meslekleri” başlığında oluşturulacak çalışmalar için doğru bir örnek teşkil ediyor. Yükseköğretim Kurulu ve ilgili Bakanlıkların işbirliği ile, 2018 yılından bu yana 100/2000 doktora projesi programı ile, yeni teknolojiler ve yeni meslek dallarını ilgilendiren bu alanlarda onlarca doktorant yetiştiriliyor. Geleceğin bu önemli konuları belirlenirken hükümet politikalarında da istihdam eğilimleri ve stratejileri bütüncül bir biçimde çalışılmalı ve takip edilmeli.

Haberin Devamı

YAPAY ZEKAYA ÖNEM VERİLİYOR
Diğer bir rapor ise, 2023 Haziran ayında yayınlanan Küresel Beceriler Raporudur(ECONOMYTR). Burada Türkiye 100 ülke içinde 39’uncu sırada yer alıyor. Bütün bu dijital yeteneklerin öğrenilmesi ve yetki belgelerinin alınması için dünyada etkin bir eğitim ve sertifika kuruluşu olarak bilinen Coursera’da 100’den fazla ülkeden 124 milyon öğrenci var. Bu öğrencilerin 1.1 milyonu Türkiye’den. Türk öğrencilerin yaş ortalaması 32 ve bunların yüzde 43’ü kadın. Rapor, Türkiye’den katılan öğrencilerin yüzde 76 ile temel iş becerilerinde üstün yetkinlik gösterdiğini, teknoloji ve veri biliminde sırası ile yüzde 56 ve yüzde 57 ile düşük skorlarda olduğunu ifade ediyor. Raporda ayrıca Türkiye’den yapay zeka eğitimine çok önem veren dinamik bir kitlenin varlığına da dikkat çekilmiş.

Haberin Devamı

YEŞİL ÇALIŞMALAR YÜKSELİYOR
Farklı birçok raporu hem dünya hem de ülkemiz için tartışmak mümkün. Bu süreçte hızlı ve çevik olmalıyız. Bu gün iki kutuplu dünyada, teorisyenlerin VUCA DÜZENİ olarak adlandırdığı, “Volatility” (çabuk etkilenip aniden değişebilen), “Uncertainty” (belirsizlik), “Complexity” (karmaşıklık), Ambiquity (muğlaklık) kelimelerinin başharflerini taşıyan bir sistemi tarif eden yazılar var. Özetle, herşeyin çok hızla değiştiği, karmaşık, belirsiz ve muğlak süreçler yaşanan iş hayatında yeni teknolojiler yeni akımlar yeni politikalar hâkim. İşte bu nedenle değişimi yakalayabilmek için hız ve çeviklik gerekiyor.

Diğer ilgili bir tartışma ise farklı ve yeni alanları tanımak, yeni kavramlara hakim olmak. Örneğin üretime dair birçok yeni tartışma var. Üretim kolaylaştı, ancak rekabet zor. Önceleri ticari bir karşılığı olmayan pek çok konuda şimdilerde yepyeni hizmetler sunulmaya başlandı. 2030 yılına kadar, temiz enerji, verimlilik ve düşük emisyonlu teknolojilerin neredeyse 30 milyona yakın işgücü yaratabileceği öngörülmekte. Özellikle yeşil işlerde (Çevreye fayda sağlayan, doğal kaynakları koruyan üretimler, doğal kaynakları daha az kullanan işler) sürekli bir büyüme kaydediliyor. Pandeminin başlangıcından buyana dünya genelinde yeşil teşvik için 1.8 milyon dolar harcandığı raporlarda bildirilmektedir. Çin karbon nötürlüğü için taahhüdler veriyor ve 2030 yılına kadar doğa pozitif ekonomiye geçişi planlanıyor. Avrupa yeşil anlaşmalar planını uyguluyor. Ülkemizde de hükümet politikaları yeşil çalışmalar konusunda ciddi politikalar yürütüyor. Bu politikaların hayata geçebilmesi için, dünya için henüz tanımları yeni olan bu kavramlarda, kamuoyu bilinci ve sivil toplum katkısı gerekli.

Haberin Devamı

SOSYAL AHLAK ÖNEMLİ
Son olarak somut tartışmalara ek olarak beceriler dünyasında, sosyal ahlaka dair birçok vurgunun olduğunu söylemek gerekiyor. İş dünyası bu süreçte güçlü sosyal ahlak kavramını da önemsenmeli. İş yerleri hızla değişiyor bu arada, istihdam edilebilirlik ve başarı grafiği için gereken yetkinlikler ve becerilerde değişiyor. İşverenler sadece teknik yetenekleri değil, aynı zamanda adayın davranışlarını, sosyal iletişimini de değerlendiriyorlar. Yapay zekâ bir çok görevi otomatik hale getiriyor. Bulut, bilgi işlem, büyük veri, eğitim teknolojileri önümüzdeki 5 yıl içinde iş dünyasının yüzde 75’inde en önde olacak kavramlar(WEF). Ancak, iş dünyası; çalışma ortamında işbirliği, yaratıcılık, hayal etme, çalışılan kurumu benimseme, liderlik, gibi otomasyonun çözemeyeceği üstünlük özelliklerini de çok önemsiyor, sosyo-duygusal beceriler olarak adlandırılan bu kavramlara da ciddi önem atfediyor. Çünkü hiçbir iş kolu “İNSANI” ekarte edemez. Diğer önemli bir kavram güçlü bir sosyal ahlak. İş dünyasının insanların yaşamları üzerinde, finansal, parasal olmayan etkileri, bu güçlü sosyal ahlak kavramı ile şekilleniyor. Özetle teknik beceriler kadar sosyal becerilerde çok önem taşıyor. Bu süreçte iyimser olmak da çok önemli, iyimserlik eğitimi gerekiyor.

Özetle; yüksek öğretim politikalarında ve mesleki eğitimde, geleceğin mesleklerine doğru geçişi desteklemek üzere politikalar üretilmeli, eğitim yatırımları yapılmalı. Bu kavramların hayat bulması, “Büyük Veri”, “Bulut Bilişim”, “Yapay Zeka” başlıklarında eğitim programlarının ön lisans, lisans ve yüksek lisans programlarında konuya hakim öğretim üyelerinin olduğu, alt yapı olanakları uygun ve konuda akademik yeterlilikleri olan üniversitelerde yaygınlaştırılması ile mümkün. Bu yeni çalışma alanlarına –mesleklere- doğru geçişte yaşam tarzları, kültürler, aidiyet duyguları, manevi değerler gibi başlıklar süreci kabullenmede önem taşıyor. İş dünyası yeni nesil teknolojiler ve dijital yetkinliklerde donanımlı gençlere kapılarını açarken, ayrıca motivasyonu yüksek, dirençli, empati yapabilen ve aktif bir dinleyici olma özelliklerini de taşıyan bireyleri de tercih ediyor. Öğrencileri yetiştirirken her biri değerli bir sosyal yetenek olan bu özellikleri de göz ardı etmemeliyiz. Burada önemli olan büyük resmi görebilmek ve uzun vadeli hedeflere belirli bir disiplin içinde ulaşabilmek.

TÜRKİYE YÜZYILI İNŞAASI
Sonuç olarak, dünya nüfusunun 2050’de 9.6 milyar olması bekleniyor. Bu nüfusun yüzde 67’sinin şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Dünya yaş ortalaması 1970’lerde 21.5, 2019’da 30 olarak hesaplanmış. 2050’de 36 olması tahmin ediliyor. Dünyada 65 yaş üstü grubun oranı günümüzde yüzde 8, 2050’lerde oranın yüzde 16 ya ulaşacağı ve yaşlı grubun daha çok kadınlardan oluşacağı (kadınlar daha uzun yaşıyorlar) ifade ediliyor. İşsizlikte en yüksek oran dünya genelinde yüzde 33 ile genç nüfusta. 2022 verilerine göre Türkiye’de 15-24 yaş arası genç nüfus sayısı 13 milyon ve toplam nüfusun yüzde 15.2’sini teşkil ediyor. Türkiye hala, Avrupa Birliğinin 27 ülkesine göre en yüksek genç nüfusa sahip ülke. Türkiye kamu ve özel sektörü kaynaklarını bu genç nüfus için özellikle planlamalı. Gelecek 5 yıl için özellikle yükseköğretim de yeni alt yapıların inşası yerine, eğitim kadroları ve teknik alt yapıları olan eğitim kurumları daha çok desteklenmeli.

Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında “Türkiye Yüzyılı” heyecan veren bir kavram. “Türkiye Yüzyılının” inşasında güçlü bir eğitimden işgücüne giden boru hattını dayanıklı, geleceğe hazır bir işgücüyle desteklememiz ve tutarlı, sağlam ve kalıcı bir sistem olarak inşa etmemiz gerekiyor. Dünya ekonomisinde yaşanan sorunları, savaşları, çatışmaları ve insanlığın devam eden tüm krizlerini dikkate aldığımızda gençlerin yol haritalarını çizerken en iyi seçenekleri anlamaları için kendilerine yardımcı olacak danışmanlık sistemlerine, kapsamlı desteklere ihtiyaçları var. Net katma değerini kendi beyin gücüne dayanarak artırabilen bir Türkiye için, başarılı, vatanperver gelecek nesiller, en büyük dayanağımız olmaya devam ediyor.

PROF. DR. SEZER ŞENER KOMSUOĞLU KİMDİR?
Prof. Dr. Sezer Şener Komsuoğlu, 1949 yılında Trabzon’da doğdu. Tıp Hekimi ve Nöroloji uzmanıdır. Eğitimini Atatürk, Ankara ve Hacettepe Üniversiteleri’nde tamamladı. İngiltere’de Birmingham Üniversitesi ve Aston Üniversitesi’nde Nörofizyoloji konusunda 3 yıl çalıştı. Türkiye’de Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi’nin kuruluşlarında yer aldı. Nörolojik Bilimler alanında ulusal ve uluslararası düzeyde 250’nin üzerinde bilimsel yayını vardır. 2006-2014 yılları arasında 8 yıl Kocaeli Üniversitesi Rektörlüğü yaptı. Dr. Komsuoğlu, 2015-2022 yılları arasında Yükseköğretim Kurulu Başkan danışmanlığı görevinde bulundu. Bu dönemde yükseköğretimde, Akademide Kadın Çalışmaları Birimini kurdu. Bugün sayıları 117’yi bulan kadın çalışma merkezlerinde akademik ve hizmet odaklı çalışmalar yürüttü. Dr. Komsuoğlu, Avrupa Üniversiteler Birliği’nin (EUA) araştırma ve inovasyon komitesinin seçilmiş 19 üyesinden biridir. Oxford Üniversitesi’nce 2015’te yayınlanan Woman Scientist kitabında Türkiye’den seçilen 3 bilim kadınından biri olarak yer alıyor. 2021’de Türk Nöroloji Derneği’nin, Bilim ve Hizmet ödülü kendisine tevdi edildi. Dr. Komsuoğlu, Prof. Dr. Baki Komsuoğlu’nun eşi, Prof. Dr. Ayşegül K. Çıtıpıtıoğlu ve Prof. Dr. Feride İpek K. Çelikyurt’un annesidir.

BAKMADAN GEÇME!