GeleceÄŸimiz için 30 bin üst düzey öÄŸrenciyi iyi yönlendirmeli

Güncelleme Tarihi:

Geleceğimiz için 30 bin üst düzey öğrenciyi iyi yönlendirmeli
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 29, 2023 10:27

Eğitimde uluslararası izleme değerlendirme çalışmaları, son yıllarda dünyada oldukça fazlalaştı. Bu çalışmalardan en çok bilinenleri şunlar: OECD’nin yaptığı PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı), TALIS (Uluslararası Öğretme ve Öğrenme Çalışması), SSES (Sosyal Duygusal Becerileri Belirleme Çalışması); IEA’nın yaptığı TIMSS (Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması), PIRLS (Uluslararası Okuma Becerilerinde Gelişim Araştırması). Bu çalışmalar belirli yıl aralıklarıyla farklı sınıf seviyelerinde ve yaş gruplarında yapılıyor. Katılan tüm ülkelere eğitim sistemlerini değerlendirmeleri için önemli fırsatlar sağlıyor.

Haberin Devamı

Ancak bu çalışmalar sonrasında sadece ülkemizin kaçıncı olduğu konusuna odaklanıyoruz. Hâlbuki bunun ötesinde çok önemli sonuçlar var. Örneğin, PISA bizlere okuma, fen ve matematik okuryazarlıklarına göre ülkelerde bulunan üst yeterlik düzeyindeki öğrencilerin oranı ve sayısı hakkında önemli bilgiler sağlıyor.

ÜST YETERLİLİK DÜZEYİNDEKİ ÖĞRENCİLER, ÜLKENİN GELECEĞİNİ BELİRLİYOR
OECD’ye göre PISA’ da, üst yeterlik düzeyinde bulunan öğrencilerin oranı ve sayısı çok önemli. PISA’ da okuma, fen ve matematik okuryazarlığında altı farklı yeterlik düzeyi bulunuyor. Bu yeterlik düzeyleri içinde 5’inci ve 6’ncı yeterlik düzeyi en üst yeterlik düzeyi olarak tanımlanıyor. Bu düzeyde bulunan öğrenciler ‘ülkelerin ekonomik kalkınmaları için gerekli beşeri sermaye’ olarak görülüyor. Bu öğrencilerin gelecekte fikirleriyle, buluşlarıyla ve üretecekleriyle ülkelerinin ekonomileri ve istihdam durumları üzerine olumlu etkiler yapacakları üzerinde önemle duruluyor. 15 yaşında olan üst yeterlik düzeyindeki bu öğrenciler ‘uzun ve soyut metinler ile baş edebilen, matematiksel düşünme ve akıl yürütme becerileri gösterebilen, bilimsel kanıtlara dayalı bilgilerle görüşleri ayırt edebilen’ bireyler olarak karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

FARKLI BİR AÇIDAN BAKARSAK, SONUÇLAR ÜMİT VERİCİ
Üst yeterlik düzeyinde bulunan bu öğrencilerin oranı ülkelere göre farklı dağılımlar gösteriyor. Örneğin, sonuçları en son açıklanan PISA 2018 göre Türkiye’de PISA’ ya katılan öğrencilerin yüzde 3,3’ü okuma okuryazarlığında, yüzde 4,8’i matematik okuryazarlığında ve yüzde 2,4’ü ise fen okuryazarlığında üst yeterlik düzeyinde bulunuyor. OECD ülkelerinin üst yeterlik seviyelerinde bulunan öğrenci oranın ortalaması ise okuma okuryazarlığında yüzde 8,7, matematik okuryazarlığında yüzde 10,9 ve fen okuryazarlığında ise yüzde 6,7 olarak belirlenmiş durumda. Bir de PISA’da üst sıralarda bulunan ülkelerde bu oranlara bakacak olursak, örneğin Singapur’da okuma alanında üst yeterlik düzeylerindeki öğrenci oranının yüzde 25,8; Finlandiya’da yüzde 14,3; İngiltere’de ise yüzde 11,5 olduğu karşımıza çıkıyor. Görüldüğü gibi Türkiye’deki üst yeterlik düzeyindeki öğrenci oranı, hem OECD ülkelerinin ortalamasından hem de PISA’ da üst sıralarda bulunan ülkelerin sahip olduğu öğrenci oranından oldukça az. Ancak bu sonuca farklı bir açıdan bakarsak, ülkemiz için büyük bir avantaj karşımıza çıkıyor.  Bilindiği gibi OECD ülkelerinin 15 yaşındaki öğrenci sayıları aynı değil.

Haberin Devamı

Örneğin, PISA 2018 verilerine göre Türkiye’nin 15 yaş grubundaki öğrenci sayısı 1 milyon 218 bin 693 olarak belirlenmiş durumda. Diğer taraftan Finlandiya’da 15 yaş grubu öğrenci sayısının 58 bin 325 ve Singapur’da 46 bin 229 olduğu görülüyor. ABD’de ise bu sayının Türkiye’deki öğrencilerin iki katından fazla olduğu, 15 yaş grubundaki öğrenci sayısının 4 milyon 133 bin 719’e ulaştığı görülüyor. Gerekli kapsam indeksleri dikkate alınarak, ülkelerin sahip oldukları üst yeterlik düzeyindeki oranlar düşünüldüğünde,  Türkiye’de 29 bin 444 öğrencinin üst yeterlik düzeyinde, Finlandiya’da sadece 7 bin 996 öğrencinin ve Singapur’da ise 11 bin 376 öğrencinin üst yeterlik düzeyinde olduğu karşımıza çıkıyor. ABD’de ise 481 bin 908 öğrencinin üst yeterlik düzeyine ulaştığını görüyoruz. Yani Türkiye’nin üst yeterlik düzeyindeki oranı yüksek olmasa da, ülkemizdeki öğrenci sayısının sağlamış olduğu avantajla sayı bakımında hiç de yabana atılmayacak kadar üst yeterlik diliminde öğrencisinin olduğu açık ve net. Aşağıdaki tablo bizlere PISA 2018’de okuma becerilerine göre üst yeterlik düzeyinde bulunan öğrenci sayısına göre ülkelerde nasıl bir durumun karşımıza çıktığı görülüyor. Bir başka açıdan değerlendirmek gerekirse, G8 (Great 8-Büyük 8) diye tabir edilen, yani dünyanın en büyük 8 ekonomisine sahip ülkelerin neredeyse tamamının (İtalya dışında) PISA 2018’den ürettiğimiz bu tabloda ilk 10 içinde yer aldığı görülüyor ve ilk sıraya ABD yerleşiyor.

Haberin Devamı

PISA 2018’de okuma alanında 5’inci ve 6’ncı yeterlik düzeyinde bulunan öğrenci sayıları  

SıraÜlkeÖğrenci Sayısı / Üst yeterlilik düzeyi
1ABD481.908
2B-S-J-Z (Çin)215.718
3Japonya110.594
4Almanya83.091
5Fransa 69.574
6Ä°ngiltere68.392
7Rusya68.305
8Kore59.782
9Kanada50.256
10Polonya38.860
11Brezilya37.206
12Avusturalya33.557
13Türkiye29.444
14Ä°talya27.858

G8 ÜLKELERİ: ABD, İngiltere, Rusya, Japonya,  Almanya, Fransa, Kanada, İtalya


BAŞARILI ÖĞRENCİLER İÇİN YETERLİ İSTİHDAM VAR MI?
Tabloda da görüldüğü gibi Türkiye’deki 15 yaş grubu içinde 29 bin 444 öğrencimizin olması diğer ülkeler ile karşılaştırtıldığında hiç de fena olmayan bir durumu karşımıza çıkarıyor. Ancak asıl önemli sorular bundan sonra başlıyor. Bu yeterlik düzeylerinde üniversite sonuna kadar kalmayı başarabilen öğrencilerimizin ne kadarı ülkemizde kalmayı tercih ediyor? Ya da ne kadarı yurtdışına gittikten sonra ülkemize geri dönüyor? Tüm bunlar, üzerinde önemle durulması gereken sorular. Yapılan araştırmalar üst yeterlik grubunda bulunan bu öğrencilerin gelecekte çalışabilecekleri iş kollarının ülkemizde yeterince olmadığını gösteriyor. Örneğin, üst yeterlik düzeyindeki öğrencilerimizin gelecekte çalışabilecekleri Türkiye’deki yüksek teknoloji üretim sektöründeki araştırmaları incelediğimizde, ihracatta yüksek teknolojinin payının birçok ülkenin gerisinde kaldığını görülüyor. Yine yapılan çalışmalar, Türk araştırmacıların Türkiye’den ayrılma olasılığının 2005-2013 yılları arasında oldukça düşük seviyede olduğunu, ancak 2013 yılından sonra çok hızlı bir şekilde artarak üst seviyelere ulaştığını gösteriyor. Üst seviyelerde bulunan öğrencilerimiz için gelecekte uygun olabilecek araştırma-geliştirme faaliyetleri alanında da durumun bu şekilde olması ‘beyin göçü’ konusu üzerine kafa yormamız gerektiğinin en önemli kanıtı belki de. 

Haberin Devamı

EZBER BOZAN ‘YILMAZ’ ÖĞRENCİLER
Son olarak ‘yılmaz’ öğrencilerden bahsetmek istiyorum. ‘Yılmaz öğrenci’ tanımı, genel olarak, alt sosyoekonomik seviyede bulunan ve üst yeterlik düzeyinde yer alan öğrenciler için kullanılıyor. Diğer bir ifade ile yoksul ancak başarılı öğrenciler. PISA 2018’de bu öğrencilerin oranı incelendiğinde üst yeterlik düzeyinde bulunan öğrencilerin yüzde 14,5’ini yılmaz öğrencilerin oluşturduğu görülüyor. Yılmaz öğrenciler olarak tabir edilen bu öğrencilerin 15 yaş sonrasında da bu yeterlik düzeyinde kalarak ülkemizin üst düzey işgücüne katkı sağlamaları gerek. Bu, sosyal bir devletin önemsemesi gereken bir başka konu. PISA’ dan karşımıza çıkan dikkat çekici bir diğer bulguysa şu; Türkiye, öğrencilerin sosyoekonomik seviyelerinin başarılarını en fazla etkilediği ülkelerden biri. Bu, uzun uzun konuşacağımız bir başlık. Dilerseniz bir sonraki sohbetimize bırakalım… 

Haberin Devamı

PROF. DR. EREN CEYLAN KÄ°MDÄ°R?
Yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Orta DoÄŸu Teknik Ãœniversitesi, EÄŸitim Fakültesi’nde tamamlayan Prof. Dr. Eren Ceylan, doktora sonrası araÅŸtırmalarına Indiana Ãœniversitesi’nde devam etti. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, EÄŸitim Ä°htisas Komitesi Ãœyesidir.ÂOECD’nin ve IEA’in düzenlemiÅŸ olduÄŸu PISA, TIMSS ve TALIS gibi uluslararası geniÅŸ ölçekli çalışmalarla ilgili birçok ulusal ve uluslararası bilimsel makale, kitap ve raporu bulunuyor. Halen Ankara Ãœniversitesi, EÄŸitim Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!