Eğitimin asıl amacı insan karakterini geliştirmek olmalıdır!

Güncelleme Tarihi:

Eğitimin asıl amacı insan karakterini geliştirmek olmalıdır
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 30, 2022 11:00

İnsanlığın var oluşundan beri iyi insan yetiştirme kavramının da var olduğu söylenebilir. Ancak insanlık olarak bu konuda pek de başarılı olduğumuz sözlenemez. Dünya üzerinde sosyal, ekonomik, siyasal, teknolojik vb. ne kadar problem varsa bunların çoğunda insan faktörü vardır.

Haberin Devamı

Savaşlar, zorunlu göçler, açlık, cinayetler, hırsızlık, şiddet, istismar, eşitsizlik, aldatma, çevre tahribatı, inanç çatışmaları, yetersiz eğitim ve daha pek çok problemin kaynağı genelde insan, özelde insanların sahip olduğu karakterle ilgilidir. “Onurlu insanın üzerine titrediği tek şey karakterdir” der Konfüçyüs. Nesilleri iyi vatandaşlar olarak yetiştirmek ülkelerin eğitim hedeflerinin başında gelir. Akademik eğitimin önemi tartışma götürmez bir gerçek olsa da iyi vatandaş yetiştirmenin önemi toplumların devamı için zorunluluktur. İyi karakter özelliklerine sahip olmadan elde edilen ve kullanılan bilgi değersiz olabileceği gibi insanlık için tehlikeli de olabilir. Bugün bilgiye erişmek her yerden mümkün olduğundan eğitimin ana çabası artık akademik eğitimde rehberlik, insanı sosyal ve duygusal olarak geliştirmede etkililik olmalıdır. Ülkesini ve dünyayı seven, iletişimi ve empatisi gelişmiş, saygılı, hoşgörülü, paylaşımcı, yardımsever, ötekileştirmeyen “iyi karakter” sahibi bireylerin yetiştirilmesine önem verilmesi daha yaşanabilir bir dünya ve insanlığın geleceğin meselesi haline gelmiştir.

Haberin Devamı

KARAKTER EĞİTİMİ NEDEN GEREKLİ?
Özellikle günümüz dünyasında etik olmayan davranışlardaki artış ve ahlaki yozlaşmayı ele aldığımızda toplumun işleyişi için karakter eğitiminin hayati bir zorunluluk olduğunu söyleyebiliriz. İnsanın temel kişiliğinin gelişmesinde erken çocukluk dönemi son derece önemlidir. Ancak çocukların ilk karakter eğitimcisi olan aile yapısında giderek artan problemler, ailelerin çocuk yetiştirme konusundaki ciddi yetersizlikleri çocukların okul çağına geldiklerinde temel ahlaki değerlerden ve karakter niteliklerinden yoksun ya da yetersiz bir şekilde okula başlamalarına neden oluyor. Geleneksel aile yapısı içerisinde hayat süren çocuklarda da erken cinsellik, şiddet, saldırganlık, alkol ve uyuşturucu kullanımı, akran zorbalığı, sorumluluklardan kaçınma vb. şeklinde kendini gösteren çeşitli ahlaki sorunlarla karşı karşıya kalabiliyoruz. Ailenin boş bıraktığı bu alanı doldurabilmek için okullarda karakter eğitimi programlarının düzenlenmesi, çocuklara temel ahlaki değerlerin kazandırılmasında önemli bir araç olarak karşımıza çıkıyor. Günümüzde ailelerin ve öğrencilerin iyi notlar almayı, iyi karakterli olmaktan çok daha fazla önemsediklerini üzülerek görmekteyiz. İyi not almak için kopya çekmek veya başkasının ödevini kullanmak gibi akademik hırsızlık yapmak, kendisini olumsuz bir durumdan kurtarabilmek için yalan söylemek neredeyse normalleşen davranışlar haline geldi. Üstelik bu dürüst olmayan davranış düzeyi, öğrenciler lise veya üniversiteden mezun olduklarında da sona ermiyor. İşyerinde yalan söylemek, başkasının emeğinin üzerine konmak ve hile yapmak da yaygın sorunlar olarak karşımıza çıkıyor.

Haberin Devamı

OLUMLU KARAKTER GELİŞİMİ
Bunlarla birlikte, son iki yıldır dünyanın dört bir tarafında insanların COVİD-19 pandemisiyle mücadele ettiğini, bu küresel salgının sağlıktan ekonomiye, spordan sanata birçok alanı olumsuz etkilediği gibi eğitimi de sekteye uğrattığını görüyoruz. Hemen hemen tüm ülkelerde pandemiyle mücadele kapsamında uzun bir süre yüz yüze eğitime kapatılan okulların öğrenciler üzerindeki etkisinin akademik kaybın çok ötesine geçtiğini söyleyebiliriz. Öğrenciler kendilerini aniden arkadaşlarından ve geniş aile üyelerinden soyutlanmış ve gelişmelerine yardımcı olan rutinlerden uzaklaşmış halde buldular. Buna ek olarak, birçok çocuğun ebeveynlerinin işlerini kaybetmeleri veya arkadaşlarının/akrabalarının hastalandığını ya da vefat ettiğini öğrenmeleri psikolojilerinde onarılamaz yaralar açtı. Tüm bunlar okulların şu anda yapabilecekleri en önemli şeylerden birinin öğrencilerine sosyal-duygusal açıdan destek sağlamak olduğu sonucunu çıkarıyor. Karakter eğitimi ve sosyal-duygusal öğrenme becerileri, öğrencilerin başlarına gelen olumsuz durumlarla baş etmelerine yardımcı olmak için son derece önemlidir. Öğrencilerin olumlu karakter özellikleri geliştirmelerine yardımcı olmak ve onlara hissettikleri duyguları anlama ve işleme becerilerini öğretmek okul iklimini pozitif yönde destekler ve öğrencilerin akademik hayata yeniden odaklanmalarına yardımcı olur.

Haberin Devamı

KARAKTER EĞİTİMİ Mİ DEĞERLER EĞİTİMİ Mİ?
Karakter eğitiminin farklı ülke ve topluluklarda ahlak eğitimi, değerler eğitim, din eğitimi ya da vatandaşlık eğitimi olarak adlandırıldığını görüyoruz. Özellikle değerler eğitimi ile zaman zaman karıştırılan karakter eğitiminin aslında tüm bu saydıklarımızı kapsayan şemsiye bir terim olduğunu söylemek mümkündür. Değerler eğitiminde daha çok bilişsel boyutta bir öğrenmenin üzerinde durulurken karakter eğitiminde bilişsel, duyuşsal ve davranışsal olarak çok boyutlu bir yaklaşım benimsenir. Değerler, toplumların inanç ve kültürlerinden etkilenebilirken karakterin kaynağı insan deneyimleri ve davranışlarıdır. Değerler eğitimi davranışlara daha az odaklanır. Karakter eğitimi ise öğrencilerin kendi erdem ve karakter sistemlerini oluşturup geliştirmelerine yardımcı olur. Öğrencilere toplumun etkili ve verimli bireyleri olabilmeleri için olumlu sosyal-duygusal öğrenme becerileri kazandırır. Dolayısıyla karakter eğitimi ile elde edebileceklerimizi değerler eğitimi ile elde etmeyi bekleyemeyiz. Bunun yerine, doğrudan bir karakter eğitimi programının geliştirilmesi ve uygulanması daha uygundur.

Haberin Devamı

KARAKTER EĞİTİMİ NASIL OLMALI?
Karakter eğitimi tüm okul topluluğunu hatta eğitime dair tüm paydaşları programa dahil eder. Bunun için de güçlü bir okul topluluğu şarttır. Okullar öncelikle karakter gelişimi konusunda bilinçli olmalıdır. Ailelere ve öğrencilere okulun karakter eğitimini ciddiye aldığını ve olumlu karakter gelişimini amaçladığını anlatmakla işe başlayabilirler. Tüm okul topluluğunun dahil edildiği bir karar alma süreciyle hangi değer ve karakter niteliklerinin verileceği kararlaştırılabilir. Karar alma sürecinde bireysel farklılıkların da göz ardı edilmemesi gerekir. Bu anlamda öğrencilerin karakter gelişimlerine yönelik hedeflerini açıklayan bir vizyon beyanı hazırlamak ilk adımı teşkil edebilir. Daha sonra bu olumlu karakter özelliklerinin yönetici, öğretmen ve tüm okul personeli tarafından modellenmesi sağlanmalı ve bu özellikler okul kültürüne nüfuz etmelidir. Bu amaçla karakter eğitimi programları, öğretim programlarına ekstra yük getiren ekleme bir program olarak değil de tüm disiplinlere entegre edilebilen, okul içi ve dışı faaliyetleri de kapsayan bütüncül bir anlayışla hazırlanmalı ve uygulanmalıdır.

Haberin Devamı

PROF. DR. YAVUZ ERİŞEN KİMDİR?
1992 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalında lisans eğitimini birincilikle tamamladı ve aynı yıl Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde araştırma görevlisi olarak akademik hayatına başladı.

1993-94 yılları arasında İngiltere’de eğitim bilimleri alanında araştırmacı olarak görev yaptı. 1997 yılında Ankara Üniversitesi, Program Geliştirme Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini; 2001 yılında aynı üniversite ve anabilim dalında doktorasını tamamladı.

2001-2005 yılları arasında Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde doktor öğretim görevlisi, 2005-2006 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Çocuk Gelişimi ve Okulöncesi Öğretmenliği Anabilim Dalında Yrd. Doç. Dr olarak çalıştı. 2007-2013 yılları arası Selçuk Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde görev yaptı. Bu süreçte Dekan yardımcılığı, bölüm başkan yardımcılıkları, anabilim dalı başkanlığı, pedagojik formasyon koordinatörlüğü, yurtdışından öğrenci seçme ve yerleştirme birim koordinatörlüğü, Milli Prodüktivite Merkezi temsilciliği, stratejik planlama kurul üyeliği gibi akademik ve idari görevlerde bulundu.

2013 Eylül ayında Yıldız Teknik Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri, Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalında Doçent Dr. olarak görevine başladı, 2015-16 arasında fakültenin dekan yardımcılığı görevini yapmıştır. 2016 Temmuz ayında üniversitenin Genel Sekreterliği görevine atandı, Kasım 2017 sonuna kadar bu görevi sürdürdü. 2017 Ağustos ayında Prof. Dr. unvanını aldı. 2017 Aralık-2020 Ağustos döneminde Rektör danışmanı olarak çalıştı. Halen Eğitim Bilimleri Bölüm Başkanı ve Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Başkanı olarak görevine devam ediyor.

BAKMADAN GEÇME!