Çocuklarla Felsefe

Güncelleme Tarihi:

Çocuklarla Felsefe
Oluşturulma Tarihi: Haziran 14, 2021 10:55

Dünyanın neresinde ve hangi kültür havzasında olursa olsun, çocukların eğitimi öteden beri en önemli ve öncelikli konular arasında yer alıyor. Bu duyarlılık, günümüze doğru gelindiğinde bilgi ve teknolojinin gelişimi, aynı zamanda uzmanlaşmaya bağlı olarak daha da gelişiyor Modern eğitimin en çok üzerinde odaklandığı hususlardan biri, belki en önemlisi, bireyin zihinsel yeterliği çerçevesinde düşünme becerileri (eleştirel, yansıtıcı, yaratıcı düşünme), kişisel tatmin ve verimliliğin artırılması konusu.

Haberin Devamı

Bireysel özerkliği geliştirme (seçim yapabilme, karar verebilme, kendi değerlerini oluşturabilme, sorgulayıcı olabilme, kendini ifade edebilme, eleştirel yaklaşım), zihinsel donanımın artırılması ile gerçekleşir.

DÜŞÜNME EĞİTİMİ SAĞDUYU ÇİZGİSİ KAZANDIRIR
Biçim ve içerik anlamında zamandan zamana farklılık gösterse de, günümüzde iyi eğitim denildiğinde genellikle anlaşılan şey, bireysel özerklik ve kişinin potansiyelini en yüksek seviyede etkin hale getirecek şekilde eğitilmesidir. İletişimin, son derece hızlandığı, bilgiye erişimin son derece kolaylaştığı, her gün çeşitli şekillerde on binlerce mesaja muhatap olduğumuz dijital çağda, eleştirel ve sorgulayıcı bir bakışa sahip olmak her zamankinden daha önemli görünüyor. Düşünme eğitimi, Descartes’in deyişi ile, gözü kapalı başkalarının peşinden sürüklenip gitmekten bireyi koruyacak, ona inanç ve kanaatlerinde, düşünce ve davranışlarında bir sağduyu çizgisi kazandırırr.

Haberin Devamı

BÜTÜN DERSLERİ ÖZÜMSEME YÖNTEMİ
60’lı yılların ortalarına doğru ABD’de Matthiew Lipman Çocuklar İçin Felsefe (P4C)’den söz ettiğinde, çocuk ve felsefe kavramlarını bir araya getirmekle, muhtemelen pek az kişinin aklına getirdiği bir işi yapmıştı. İçinde üniversite öğrencilerinin de bulunduğu topluluklarda ülke meselelerinin konuşulma düzeyini görünce, gençlerin zihinsel yetersizlikleri karşısında umutsuzluğa kapılmış, bir şeyler yapmanın gerekli olduğunu düşünmüş, Çocuklar İçin Felsefe böyle bir kaygının ürünü olarak ortaya çıkmıştı. Lipman, bu sorunun çaresi olarak Çocuklar İçin Felsefe başlığı altında ve bu amaca yönelik yazdığı Harry Stottlemeir’in Keşfi isimli romanında, dil ve mantık, dil ve gerçeklik arasında bir farkındalık oluşturmaya çalışır. Çocuklar İçin Felsefe derslerinde bu kitabın içinde geçen sorulardan ve diyaloglardan faydalanır. Kurulan dernek ve enstitülerle, düzenlenen uluslararası akademik toplantılarla, Çocuklar İçin Felsefe artan bir ilgi ile dünyanın gündemine gelir. Bugün dernekler, enstitüler, uluslararası bilimsel toplantı ve akademik yayınlar yanında, bazı okullarda ve üniversitelerde de uygulamalı olarak Çocuklarla Felsefe derslerinin yürütüldüğü görülüyor. Çocuklarla felsefe, zihnin ve düşünme yetisinin eğitimi olarak diğer bütün eğitimlerin temelini oluşturacak bir potansiyele, diğer tüm bilgi ve etkinlikleri anlamlandırabilecek bir içeriğe sahiptir. Kendisi bir ders değil, adeta bütün dersleri anlama, anlamlandırma ve özümsemenin yöntemi gibidir. Bu çerçevede doğa bilimlerinden matematiğe, insan bilimlerinden sanatlara her ders çocuklarla felsefenin bir devamı gibidir. Her bir bilim ve etkinlik alanı, eğitim sürecinde istenildiğinde Çocuklarla Felsefe eğitimine dönüşebilir. Her bir bilim alanı, çocuklarla felsefenin içeriğine, çocukların felsefi sorgulamalarına katkı sağlayabilir. Ve aslında ancak o zaman bir ders olarak kendi amacına ulaşır. Buradan hareketle söylemek gerekirse Çocuklarla Felsefe bir ders değil, tüm derslerin işleniş yöntemi olmaya uyun bir yapıdadır; yeter ki öğretmenlerimiz çocuklarla felsefenin anlam ve değeri konusunda farkındalığa sahip olabilsinler.

Haberin Devamı

HAYATI ANLAYABİLME BECERİSİ
Çocuklarla Felsefe, çocuğun merakını, dünyaya ilgisini, hayret ve hayranlık duygusunu pedagojik bir çerçeve içine almakla bir yandan çocuğun derse (bilgi alanına) kolaylıkla odaklanmasını, diğer yandan sorduğu sorularla öğrendiği bilgiyi özümsemesine, dersin hayatla ve diğer bilgi alanlarıyla olan bağını kurmasına katkı sağlar. Bu anlamda Çocuklarla Felsefe bireysel yeterlik, yaratıcılık ve üretkenlik çerçevesinde davranış ve beceri kazanmayı çocukluktan başlatan bir tutumdur. İnsan zihni bir şekilde dolacaktır. Çocuklarla Felsefe, kazandıracağı rasyonel ve sağduyulu tutumla, bireyin ruh ve akıl sağlığını ile dünyaya bağlanabilme, hayatı anlayabilme yönünde temel bir beceri de oluşturacaktır. Locke, insan zihninin beyaz bir levha olarak dünyaya geldiğini söylemişti. Felsefi duyarlığın kazanılmasına yönelik bir eğitim, bu beyaz levhaya yazılabilecek, kendisinden sonra ve önceki cümleleri anlamlı ve anlaşılır hale getirebilecek en güzel cümlelerdir.

Haberin Devamı

ÇOCUKLARLA FELSEFE, ÇOCUKLARLA BİRLİKTE UYGULANIYOR
Çocuklar İçin Felsefe deyince adeta şöyle bir izlenim oluşuyor: “Konunun uzmanı olan yetişkinler vardır ve onlar çocuklar için bir felsefe programı hazırlar.” Bu doğru olabilir, ancak işin sadece bir yüzüdür. Çocuklarla Felsefe çocuklarla birlikte yapılan bir etkinliktir. Eğer çocuklar üzerinde uygulanan bir felsefe olsaydı, diğer derslerden farkı kalmazdı. Bu etkinlik, çocuklarla birlikte, onların katkısı ve katılımıyla, onların bilişsel seviyelerine uygun bir şekilde sürdürülür. Çocukların aktif olmalarını gerektiren, çocuklarla birlikte gerçekleştirilen bir performanstır. Yine yanlış anlaşılmaya müsait konulardan biri de Çocuklarla Felsefe’nin çocuklara felsefe öğretme amacı taşıyıp taşımadığı konusunda ortaya çıkar. Çocuklar İçin Felsefe gerçekten felsefe mi öğretir? Ya da felsefe öğretmek ne demektir? Felsefe öğretilebilirliği olan bir bilgi midir? Felsefi bilgi çocuklar için öğrenilmesi açısından uygun bir bilgi midir? Burada yapabileceğimiz en uygun açıklama şu olabilir: Çocuklarla felsefe, çocuklara felsefi bilgiyi öğretmeyi amaçlayan bir ders değil, daha çok sorduğu sorularla farklı bakış açıları oluşturarak, konunun içindeki derinliğin ve farklı yönlerin görülmesini sağlayan, bu şekilde düşünme tutum ve davranışı kazandırmayı amaçlayan bir eğitimdir. Bu açıdan bakıldığında onu felsefi kuram ve kavramların öğretimi olarak değil de çocukların düşünme yetilerinin eğitimi olarak anlamak daha uyun olacaktır. Felsefi soru sorma biçimini bir tutum olarak çocuğa kazandırmak: onun hayret ve merak duygusunu en uygun şekilde geliştirmek, dersin öncelikli amaçları arasında yer alır. Bu anlamda kendi düşüncesini uygun bir şekilde ifade edebilmek, farklı düşünceleri eleştirebilmek ve duruma göre onları takdir edebilmek, çocuklarla felsefenin sağlayacağı kazanımlar arasında yer alır.

Haberin Devamı

AKLI ÖZGÜRLEŞTİRİR
Burada çocukluk ve felsefe arasındaki ilişkinin niteliğini sorgulayan en önemli sorulardan birini sorabiliriz: Soyut düşünmeye dayalı felsefe ile somut düşünmeye dayalı çocukluk birbirine ne kadar uygundur? Yukarıda Çocuklarla Felsefe’nin felsefi kuram ve kavramları öğretmeyi amaçlayan bir felsefe dersi olmadığına dikkat çekmiştik. Bu önemli bir vurgudur. Peki, Çocuklarla Felsefe bir felsefe dersi değilse, o zaman nedir? Belki şu söylenebilir: Çocuklarla Felsefe, felsefe bilgi ve formasyonuna sahip bir ustanın kılavuzluğunda edebiyattan, sanattan, gündelik hayatın çeşitli alanlarından alınan örnekler çerçevesinde sorma, sorgulama, eleştirme, araçtırma beceri ve alışkanlıklarının kazandırılması yönünde bir çabadır. Bu özelliği ile felsefe eğitimi bir sosyalleşme, kültürlenme ve en uygun ifadesiyle aklı özgürleştiren bir düşünme eğitimidir. Yazıyı Çocuklarla Felsefe’nin öncülerinden biri olan Montaigne’dan bir alıntı ile bitirebiliriz: “Felsefenin insanlara, yaşamaya başlarken de, ölüme doğru giderken de söyleyecekleri vardır.”

Haberin Devamı

VEFA TAŞDELEN KİMDİR?
1966 yılında İnebolu’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. 1989 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümünden mezun oldu. Aynı bölümde Varoluşçuluk ve Edebiyat Etkileşimi başlıklı yüksek lisans tezini hazırladı. Van’ın Gürpınar ilçesinde iki yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra 1994 yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesine araştırma görevlisi olarak girdi. 2004’te Søren Kierkegaard’un Varoluş Alanlarında Benliğin Oluşamaması Sorunu ve Bir Çözüm Önerisi Olarak Sevgi Alanı, 2006’da Eğitim Hermeneutiği Sorunsalı Üzerine Felsefi Bir Araştırma başlıklı doktora tezlerini savundu. 2007’de Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne öğretim üyesi olarak girdi. 2012 Yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesine geçiş yaptı. 2017-2020 yılları arasında Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinde geçici görevle bulundu. Ulusal ve uluslararası dergilerde felsefe, sanat-edebiyat ve eğitim konularında yayınlanmış deneme ve makaleleri bulunan Taşdelen, halen Yıldız Teknik Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümünde görev yapıyor. Eserlerinden bazıları: Kierkegaard’da Benlik ve Varoluş (2004), Hermeneutiğin Evrimi, Kesitler (2008),), Felsefeden Edebiyata, (2013), Felsefe Kültürü (2015), Kaygıdan Umuda Varoluşun Renkleri (2017). Edebiyat Dili (2018).

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!