Çizgi filmlerin eğitimdeki yeri

Güncelleme Tarihi:

Çizgi filmlerin eğitimdeki yeri
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2022 10:47

Çizgi film ve animasyon filmlerinin sınırsız kahraman çeşitliliğine sahip olması, her türlü mekân tasarımlarının yapılabilmesi, hayal edilenlerin hareketlendirilebilmesi gibi özellikleri, farklı hikâyelere, senaryolara ve masallara dayalı olarak üretilen film türü olmasını en iyi açıklayan nedendir...

Haberin Devamı

Animasyon filmleri, bu özellikleri ile eğitsel katkılar yapabilmek için abartı ve karşıtlıklardan yararlanarak gizemli bir ortam oluşturup, merak öğesini sürekli canlı tutar. Hikâyelere, senaryolara ve masallara dayalı eğitim amaçlı çizgi film ve animasyon, genellikle kısa süreli olduklarından, öğretilmesi amaçlanan konu, verilmek istenen mesaj, neredeyse filmin başından sonuna kadar etkindir. Sonuçları bakımından eğitim ve öğretime dayalı animasyon filmleri, faydalı ve olumlu bir senaryoyu yansıtır. Yani, çoğunlukla iyilerin zafer kazanmasıyla, hedef kitlenin benimseyeceği varsayılan karakterin zaferiyle istendik bilgiler ve davranışların aktarımıyla sonuçlanıyor.

HAYALLER VE DÜŞ GÜCÜ KESİŞMEKTE
İzleyici olan hedef bireylerde, çocuklarda, yetişkinlerin düşünce dünyasındaki nedenselliğe göre farklılıklar bulunuyor. Yani onlar için bir durumun ortaya çıkması yetişkinlerdeki kadar mantıklı açıklamalarla izah edilmek zorunda değildir. Durumlar kendiliğinden de ortaya çıkabiliyor. Bu durum eğitim amaçlı çizgi film ve animasyon filmleri için de geçerli. Çizgi film ve animasyon filmlerinde, olup biten hiçbir şeyin, nesnel olan veya nedenselliğe dayanan bir gerekçe gayesi bulunmuyor. Bu durum, senaryonun kurgu boyutu ile ilgilidir. Dolayısıyla tam da bu noktada çizgi film ve animasyonlar, hedef bireylerin hayalleriyle çocukların düş gücüyle kesişiyor. Bu kesişmenin nedeni, çocukların olay ve olguları, sonuçlarına dayalı olarak algılamasıdır. Sonuçları doğuran nedenler konusunda genellikle bilinçli değiller. Çizgi film ve animasyon filmlerinde tasarlanan karakterlerin ahlaki, ruhsal inanç ve değerler bağlamında birbirinin zıddı bir anlayışla kurgulanmaları, iyi olan karakterlerin kötü olana galip gelmesi, formel ve enformel eğitim kapsamındaki bireylere dolaylı pekiştireç sunarak olumlu kahramanların ve verilen mesajların benimsenmesini sağlar. 

Haberin Devamı

KAHRAMANLARIN SÖYLEM VE EYLEMLERİ BENİMSENİR
Enformel eğitim kapsamındaki çocuklar, çevresindekilerle yani bahçede yaşıtlarıyla oyun oynarken, televizyonda dizi veya çizgi film izlerken, büyükleri ve ilgilendikleri varlıklarla etkileşim içindedir. Dolayısıyla bu unsurlar çevrede bir sosyal etkileşim ve öğretim oluşturmaktadır. Sosyal öğrenme kuramına göre davranış değişikliği, kişinin davranış ve ödül arasındaki ilişkiyi anlamada meydana gelen değişikliktir. Dolayısıyla çizgi film ve animasyon filmlerinde galibiyet, bir pekiştireç niteliği taşıyarak galip gelen kahramanların söylem ve eylemlerinin çocuklar tarafından doğrudan benimsenmesini sağlar. Ayrıca çevresini tanımaya ve anlamaya çalışan birey, sürekli olarak kendisine rolmodeller belirleme ve onları gözleme, taklit etme davranışı sergilemekte. Örneğin, küçük çocuk, nasıl konuşacağını, matematik probleminin nasıl çözülmesi gerektiğini, nasıl oyun oynandığını ana-baba ve diğer yetişkinlerle her gün izlediği televizyon ve internet ortamlarında sunulan sinema, dizi, çizgi film ve animasyon filmlerindeki davranışları gözleyerek öğrenmekte. Bu bakımdan günümüz çocuklarının anne, baba gibi ilk rolmodel unsurlardan ziyade televizyon, internete bağlı bilgisayar gibi araçlar vasıtasıyla çizgi film ve animasyon filmleriyle daha çok vakit geçirdiklerini hatırlatmakta fayda vardır. Çizgi film ve animasyon filmlerin kurgularında başarıyı ve takdiri elde etmiş, ilgi çekiciliği zengin kahramanlara yer verilmesi, sosyal öğrenmenin gerçekleşmesi amacına hizmet edecek.

Haberin Devamı

ROLMODELE DİKKAT
Buna karşın pedagojik olarak bakıldığında ise çekici özellikleri zengin olan kahramanların çocuklarca rolmodel olarak kolayca benimsenmeleri, belirli riskleri de beraberinde getiriyor. Nitekim incelenen filmlerde dayanışma, yardımlaşma, mücadele, hoşgörü, iyilik gibi çok temel ve önemli değerler başta olmak üzere pek çok değerin benimsetilmesine katkı sağlayacak niteliklerin olduğu tespit edilmiş olsa da toplumsal değerlerle uyuşmayacak veriler de elde edildi. Dolayısıyla çizgi film ve animasyon filmleri, eğitim-öğretim bağlamında faydalı olabilecekleri gibi tümüyle eğlence aracı olarak görülebilir. Ancak masum, zararsız yapımlar olarak da algılanmamalıdır. Çizgi film ve animasyon filmlerin kültür ve değer aktarımına yönelik işlevselliği ise kendi kültür ve değer birikimlerimiz doğrultusunda yoğrularak ortaya konulduğu takdirde kültür yozlaşmasına karşı ortaya çıkabilecek risklerin önüne geçilmesine katkı sağlayabileceği gibi eğitim sisteminin de ulaşmayı hedeflediği davranış ve ahlak becerilerinin kazandırılmasında önemli rol oynayacaktır.

Haberin Devamı

FİLM VE ANİMASYONLA ETKİLİ ANLATIM
Bunlarla birlikte formel eğitim kapsamında kalıcı ve istendik davranış değişikliklerinin oluşması isteniyorsa hem görüp hem de duyduklarının yüzde 50’sini öğrenen bireylere, etkili öğretim ortamı olarak televizyon ve internet ağlarına bağlı medyalarda, eğitim-öğretim amaçlı çizgi film ve animasyon filmlerinin gösterilmesi daha doğru olacaktır. Bu yapılırsa geleneksel öğretim anlayışı ile etkili bir biçimde aktarılamayan eğitim-öğretim konuları daha basit ve ilginç hale getirilerek etkili bir şekilde aktarılmış olur. Geçmişte eğlendirme amacıyla tasarlanan, kurgulanan çizgi film ve animasyonlar, bugün toplumların sosyal, ekonomik, politik ve kültürel yapılarıyla da alakalı olup, ilgili oldukları konu, olay ve dönemin aynası konumundadır. Hareketli görüntüler olan bu filmler, hazırlanış amaçlarına göre farklı nitelikler arz ediyor. Bazıları, var olanı doğrudan yansıtmayı hedeflerken, bazıları da izleyiciye belirli bir bakış açısı kazandırmak amacıyla üretilmektedir. Başka bir deyişle hedef bireylere bilimsel verilere ve olgulara dayalı aktarım yapabilecek olan bu çizgi film ve animasyonların yanında, belirli bir ideoloji ve dünya görüşünü kazandırmayı hedefleyen filmlerde bulunuyor. Dolayısıyla çağımız insanının ihtiyaç duyduğu ve üst düzey düşünme becerileri olan sentez, analiz ve değerlendirme becerilerinin bu tür filmler aracılığıyla hedef bireylere kazandırılması da mümkün olabilecek. Peki, çizgi film ve animasyon filmlerinin, eğitim-öğretim etkinliklerinde kullanılmasının faydası var mıdır? Var ise ne gibi faydaları vardır. Evet tabi ki faydası vardır ve bunların bir kısmı aşağıdaki gibidir: 
• Hedef bireylerin ilgilerini çeker.
• Ders konularına yönelik geniş bir içerik sunar. 
• Ders konularında belirli bir noktayı açık hale getirir. 
• Dersi konularını basit ve ilginç hale getirir. 
• Hedef bireylerin duygularına hitap eder. 
• Gösterilen film özetlerinin ardından, gösterimi yapılan konuyu neyin takip edeceğini söyleme imkânı sağlar.
• Hedef bireyler gösterimi yapılan çizgi film ve animasyonun özeti hakkında kendi el yazılarıyla görüşlerini yazma imkânı sağlar. 
• Kavramları görsel olarak belirler.   • Bir olayın iki farklı sürümünü düşünme ve gösterme fırsatı bulur.
• Bilimsel ve tarihsel konuların temel mantığını kavratır ve ulaşılabilir kılar. 
• Hedef bireylere ulaşılması mümkün olmayan kanıt ve kaynaklar sunar. 
• Tanımadıkları insanlar, yerler, olaylar, olgular ve deneyler hakkında açık ve net bir fikir verir. 
• Motivasyonu arttırır. 
• İlgi ve merakı arttırır. 
• Hedef bireylerin yaşamaları mümkün olmayan olay ve sahnelerin gösterimine yardımcı olur.

Haberin Devamı

DEVLET TARAFINDAN DESTEKLENİP TEŞVİK EDİLMELİ
Evet, eğitim sistemlerinin sık sık sorgulanıp, sistem arayışı içerisine girildiği günümüzde, teknolojinin eğitime nasıl entegre edileceği de sorgulanıyor ve tartışma konusu yapılıyor. Formel eğitim ortamlarının salt ders ortamlarından ibaret, sıkıcı mekânlardan ziyade çocukların eğlendikleri, oyun ortamı olarak gördükleri ve de onları içinde yaşadıkları hayatın gerçek normlarına uygun olarak hazırlayan ortamlara dönüştürülmesi, sürekli dile getirilen bir amaçtır. İncelenen filmlerde tespit edilen pek çok değerin olması da eğitim sistemlerinde, değer aktarımında, çizgi film ve animasyon filmlerinden yararlanılmasının gerekliliğini ortaya koymakta olduğu gibi teknolojinin eğitime uyumlu hâle getirilerek faydalanılmasına da neden olmakta. Dolayısıyla eğitim ve öğretim programlarında yer verilen milli, manevi, ahlaki, maddi ve evrensel değerlerin hedef bireylere kazandırılmasında ulusal ve yerel kültür ekseninde oluşturulmuş çizgi film ve animasyon filmlerin devlet ve ilgili bakanlıkları tarafından teşvik edilerek ürettirilmesi ve bunlardan eğitim sistemi içerisinde yararlanılması faydalı olacaktır.

Haberin Devamı

PROF. DR. UĞUR ATAN KİMDİR?
1969 yılında Hatay Kırıkhan’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini burada tamamladı. 1992 yılında Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldu. 1992-95 yılında Kulu Karacadağ Lisesi’nde Resim-İş öğretmeni olarak çalıştı. 1995 yılında Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Resim-İş Eğitimi Ana bilim dalı yüksek lisans programından mezun oldu. 1995 yılında, Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2007 yılında Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde doktorasını tamamladı. 2007 yılında, Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya başladı. 2013 Ekim Öğretim Üyeliğine (Doç. Dr.) atandı. 28 Şubat 2019 da Profesör olarak atandı. Halen Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Öğretim Üyesi kadrosunda olup, Çizgi Film ve Animasyon Bölümünde çalışmaktadır. Atan, 1992’de Kültür Bakanlığı ‘Kitap’ konulu afiş yarışmasında üçüncülük, 2008’de Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü için amblem yarışmasında Mansiyon ve 2011’de Macaristan’da düzenlenen “Uluslararası Mini Art Yarışması”nda ikincilik ödülleri yanı sıra exlibrisleri ile de birçok yarışmalı sergide kataloğa çıkmaya, sergilenmeye hak kazandı. Yurtiçi ve yurtdışında birçok kişisel ve karma sergiye katılan sanatçı meslek kuruluşları olarak, Grafikerler Meslek Kuruluşu (GMK), Güzel Sanat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği (GESAM), Görsel Sanatlar Eğitimi Derneği’ne (GÖRSED) ve Özgün Baskıresim Sanatçıları Derneği’ne üyedir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!