Yuva çocuklarına şeker hazırlayın

Güncelleme Tarihi:

Yuva çocuklarına şeker hazırlayın
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2008 00:00

Sosyal durumu ne olursa olsun tüm çocuklar için yeni giysilerle, ziyaret ederek eli öpülecek büyüklerden alınacak şeker, çikolata anlamına gelen bayram sevincini, bu yıl yuva çocukları da yaşayacak.

SOSYAL Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) yuvalarında kalan çocuklar, bu bayram yurtta ziyaretçi beklemek yerine mahallelerindeki büyükleri ziyaret edecek. Yuva çocukları da diğer çocuklar gibi el öpüp, şeker topladıkları bayramları anılarına katacak.

Bayramlarda küçüklerin büyüklerini ziyaret ederek el öpmesinin asırlardır devam eden bir gelenek olduğunu söyleyen SHÇEK Genel Müdürü İsmail Barış, yuva ve yurtlardaki çocukların ise tam tersi bir durum yaşadığını, büyüklerin yuvalara gittiğini belirtti. "Bayram, sadece 3-4 büyüğün gelip çocukların başını okşaması değildir" diyen Barış, çocukların bayramı toplumla bütünleşerek geçirmesi için yeni bir uygulama başlattıklarını anlattı. Barış, bu kapsamda, yuva çocuklarının vali, kaymakam, muhtar ve gönüllü aileler başta olmak üzere mahallerindeki büyükleri ziyaret edeceklerini belirtti. Bayramı izole edilmiş bir ortam yerine toplum içinde geçirmenin çocuklar açısından önemini vurgulayan Barış, "Bizim çocuklarımız da tüm çocuklar gibi büyüklerini ziyaret ederek, el öpüp, şeker toplayarak, bayramı bayram gibi yaşayacak" dedi.

Kim dindar

ATEİST bir adam ormanda bakınıp, "Evrim ne güzellikler yaratıyor" diye düşünüp, mest oluyormuş. Birden arkasında bir ayı belirip, kovalamaya başlamış. Adam bütün gücüyle kaçıyor, ama her arkasına bakışta ayının daha da yaklaştığını fark ediyormuş. Dakikalarca süren bir kaçışın sonunda ayağı yerdeki dala takılmış. Ayı adamın üzerine atlamış, pençesini kaldırmış, tam vurmaya hazırlanırken adam "Tanrım" diye bağırmış. Bir anda zaman durmuş, ayı donmuş, nehir akmaz olmuş, orman kararmış ve gökyüzünden bir ışık huzmesi adamın üzerine parlamış. Çok derinden gelen ilahi bir ses;

"Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın, şimdi yardımımı mı istiyorsun?" demiş. Adam utanç içinde, "Bunca yıl sonra dindar olmayı isteyemem, ama belki ayıyı dindar yapabilirsiniz" demiş. Ses; "Peki" diye karşılık vermiş ve ışık kaybolmuş. Her şey eski haline dönmüş. Ayı iki pençesini de göğe doğru çevirmiş ve konuşmaya başlamış; "Allahım, senin rızkınla orucumu açıyorum, hamd olsun verdiğin nimetlere.."

Kilo verenler iftarda buluştu

ÖZEL Dereli Sağlık Polikliniği, son altı ayda 10 kilo ve fazlasını veren 100’ün üzerindeki hastasıyla iftarda bir araya geldi. Obezitenin bir metabolizma hastalığı olduğunu dile getiren polikliniğin Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Didem Dereli, "Polikliniğimizde kişilerin yaşam ve yeme alışkanlıklarını inceleyerek kilo almaya neden olan etkenleri tespit ediyoruz. Bu akşam, uygulanan kişisel programlarla 10 ve üstü kilo veren katılımcılarımıza, hem sağlıklı beslenmenin püf noktalarını anlatabilmek hem de eğlenceli zaman geçirmek için bir tebrik ve motivasyon yemeği düzenledik" dedi.

İncir Evi’nde telaş

ÇANKAYA’da faaliyet gösteren İncir Evi’nde bugünlerde bayram heyecanı yaşayanlar için alternatif hediye seçenekleri sunuyor. Başta kuru incir olmak üzere, kuru kayısı, kuru üzüm, ceviz, çam fıstığı, incir reçeli, incir tatlısı, incir ezmesi, hurma gibi ürünleri satış gamında bulunduran İncir Evi’nin sıradışı hediyelik ambalajları, bayram alışverişi yapanların ilgisini çekiyor. Amaçlarının Türkiye’nin doğal lezzetlerinin hediye edilebilir şıklıkta pazara sunulması olduğunu belirten yetkililer, doğal ve sağlıklı hediye vermek isteyenledi bekliyor.

Gıda yerine nakdi yardım

Necati MALDAR, (DHA)

AYDIN’ın Söke İlçesi Kaymakamlığı tarafından, dar gelirli ailelere Ramazan aylarında yapılan gıda yardımı bu yıl nakdi yardıma dönüştürüldü. Mahalle muhtarları ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı tarafından yapılan incelemenin ardından belirlenen her aileye 80 YTL’lik yardım yapılıyor. Söke Kaymakamı İsmail Demirhan, dağıtımlarda izdiham olmaması için gerekli önlemlerin alındığını belirterek, "2 bin 500 aileye 80 YTL’den toplam 200 bin YTL yardım yapılıyor" dedi.

Bornova Müftüsü

Abdurrahman KOÇAK

Dua’nın önemi (2)

BİZ dualı bir milletiz. Bu millet İslam’ı kabul ettiğinden beri kurduğu bütün devletlerin temelini dua ile atmıştır. Savaşta barışta dua ile buluşmuş, duayı hayatının bir parçası saymıştır. Bu anlayış sebebiyledir ki, insanımızın evine girişi-çıkışı dua iledir. Dua soframızın bereketi, yaşamımızın sigortasıdır. Çocuklarımızın doğumu, sünneti, evlilikleri hep dua ile olur. Gençlerimizi askere, yakınlarımızı yolculuğa dua ile uğurlarız. Yani insanımızın hayatı başından sonuna kadar dua ile örülmüştür. Hatta dünyadaki yaşamı nasıl olursa olsun bir insan, vefat ettiği andan itibaren ebedi áleme uğurlanışı ve vefatından sonra anılması hep rahmetle ve duayladır.

İnsanın, tevazu ile dua etmesi gerekir. Dua, gösteriş ve riyadan uzak, tam bir teslimiyet içersinde olmalıdır. Dua yaratılıştan gelen bir ihtiyaç olduğu için, zayıf inanca sahip olanlar bile, dua ettiği zaman gönlünde bir ferahlık hisseder. Bu yönüyle dua, stres sıkıntı ve bunalımlara karşıda bir koruyucudur. Arzu edilen sonuca ulaşabilmek için yapılan duayı çalışmayla desteklemek gerekir. Ayrıca şartlarına riayet ederek dua eden bir mümin, duanın sonucunu görmekte acele etmemeli, ümitsizliğe düşmemelidir. Çünkü Allah, bazen bizim bilemediğimiz hikmetler sebebiyle dualarımızı erteler, bazen de bizim istediğimizi değil, bizim için hayırlı olanı verebilir.

Tarihten bir örnek

Bu konuda tarihimizde gerçekleşen bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Kosova meydan muharebesinde şiddetli fırtına çıkmıştı. Sultan Murat gece yarısı iki rekat namaz kılıp yaşlı gözlerle şöyle dua etmişti; "Ya Rab! Bunca kere duamı kabul ettin, beni mahcup etmedin. Duamı yine kabul eyle. Düşmanla yüz yüze çarpışmamız için bir yağmur verip şu toz toprağı def eyle. Mal ve mülkün sahibi sensin, kime istersen verirsin. Senden mal mülk istemem, yalnızca rızanı isterim. Beni önce gazi kıldın, sonunda da şahadeti göster. Müminleri küffar diyarında mağlup ve helák eyleme. Onlar için ben canımı kurban edeyim. Ruhumu buracıkta kabzeyle, yeter ki sen duamı kabul eyle, ordumu küffara karşı muzaffer eyle."

Israrlı ve içten

Sultan Murad’ın bu içten duası Allah katında kabul edilmiş olacak ki, yağan yağmur tozu-toprağı dindirmiş, sisler dağılmış, sabah olduğunda berrak ve dinmiş bir havada savaş başlamış, şiddetli bir çarpışmadan sonra zafer kazanılmış, ama Sultan Murat şehit olmuştu. Tarihte yaşanan bu olaydan da anlıyoruz ki, insan samimiyetle dua ettiğinde, kendisine şah damarından daha yakın olan yüce yaratıcıya sığınır, Ondan ister, O’na güvenirse; Allah’ta onu mahcup etmez ve karşılıksız bırakmaz. Samimiyetle yapılan duaların sonucunu beklemekten usanmamak, sabır, samimiyet ve güvenle duada Israr etmek gerekir. Çünkü dua, gönüllere teselli ve huzur verir. İçtenlikle yapılan dua reddedilmez kabul edilir.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!