Yaşama sahip çıkmak

Güncelleme Tarihi:

Yaşama sahip çıkmak
Oluşturulma Tarihi: Ocak 11, 2000 00:00

Haberin Devamı

YUSUF Lekesiz, Darbeli Matkap adını verdiği kitabında, adı gibi lekesiz, pırıl pırıl dizeler dökmüş ak kağıdın üstüne. Yaşadığı çevreye duyarlı, yaşadığı dünyaya duyarlı, yaşadığı dünyaya sahip çıkan bir şairin şiirlerini. ‘‘Bana ne'' deme kolaycılığına kaçmadan.

Ozon tabakazındaki delik

Bir ben miyim üzülen

Çernobil'deki felaket:

Çayımın başına gelen

* * *

Sizin bülbül, bizim bülbül

Aynı türküleri bilen

Farklı mı kokar sizin gül

Bizim bahçedeki gülden

Hemen hemen tüm şiirlerine bir paylaşımcılık egemen. Bunun izlerini, kapaktakinden başlayıp, kitabın sonuna kadar her şiirde görmek mümkün. Şöyle diyor Lekesiz, kapakta

Bir kitap yaptım senin için

Paylaşalım istedim duyduklarımı

İstedim ki senin de içine birşeyler aksın

Biraz tasavvuf kokan şiirlerinde hep iyiden, güzelden yana Lekesiz, bazen umutsuzluğa düşse de

Ne anadan var gelecek

Ne babadan

Gün boyu çalışmak düşmüş nasibimize

Piyangodan

genelde hep umutlu, çelebi ve gönlü zengin. Yollar kısa olmuş, uzun olmuş, bardak dolu olmuş, yarım olmuş önemli değil onun için. Yeter ki, sevdiğiyle birlikte olsun. Belirli bir biçime tutsak kalmaması da içeriğini zenginleştiriyor şiirinin.

BERABER

Yollar uzun, yollar kısa

Berabersek hiç gam değil

Sende çokmuş, bende yokmuş

Berabersek hiç gam değil

* * *

Hasta yatmak hastanede

Mahpus yatmak mapsanede

Çile çekmek viranede

Berabersek hiç gam değil

* * *

Ekmek kuru pekmez duru

Bardak dolu bardak yarı

Elalemin dedikleri

Berabersek hiç gam değil

Ne diyelim! Kalemine, beynine sağlık Yusuf Lekesiz.

T.K.

Haftanın şiiri

Sen yaşamaksın

Sen, kanatları rüzgár

gözleri sokak lambaları

Elleri, binlerce yıl üretken,

evren kadar kocaman

Bazen, varoşlardan bir türkü

Bir ışık duvarlara, beyaz badanalı,

Bir güvercinsin belki sen

evleri pencere kenarları.

Belki de yüreğisin umudun, kocaman.

Sen solmuş başucu resimlerinin

‘merhaba ayrılık' diyen bakışlarısın,

Ya da yeni doğmuş bebek gülüşleri.

Sen düğümüsün sıkı sıkı sevgilerin.

Sen meydan okumasın yazgılara,

Belki de gizlerisin avuç içi çizgilerimin

Sen dostum, gizli söz verişlerimsin

Sen yarınsın, yarından sonrasın

Bir simitçi tablasının yorgunluğu,

Bir kolunda hüzün, diğerinde sevinç,

Tur atansın sokağımda akşamları

Sen, yaşamaksın.

Ali İŞÇİMEN

Nerdesin

Geceleyin bir ses böler uykumu

İçim ürpermeyle dolar: -Nerdesin?

Arıyorum yıllar var ki ben onu

Áşıkıyım beni çağıran bu sesin

Gün olur sürüyüp beni derbeder

Bu ses rüzgárlara karışıp gider

Gün olur peşimden yürür beraber

Ansızın haykırır bana:-Nerdesin

Bütün sevgileri atıp içimden

Varlığımı yalnız ona verdim ben

Elverir ki, bir gün bana derinden

Ta derinden bir gün bana gel desin

Ahmet Kutsi TECER

Yok oldu

Yaprak yaprak dallardan düştük

Rüzgarlarda dağıldık, savrulduk

Bata çıka çamurlara bulandık

Kaldırımlarda, yollarda süründük

Bir kibrit çöpüyle yandık, kül olduk

Bilinmeyene savrulduk

Sonra da birer birer yok olduk

Aysun LOMCU

Güneşin unuttuğu yer

olanaksızı düşündürdü doğal akışın işkencesi

yaşamı, masaya yatırmak isterdim

takılmış olsa da toprakla bulut arasında

güvenilir yıldızları çağırır

yeryüzünü temizletirdim çoğu geceler...

ütopyalarım sevinirdi

demişler, düşünce ve sevgidir sonsuz olan

kanıtlamışlar, ama

yeterli midir silemiyorum...

gerçekten yüreğimin içkisiydin sen...

sevmek değildi benimki, tapınmaktı bir anlamda

kendimi, herşeyi terkederek

gözlerindeki okyanusta boğulmaktı...

çok uzaklara, sonsuzluğun birinci boşluğuna

mutlu görüntülerini yansıtmaktı senin

ve korkmadan, ortak acıları sorgulamaktı

Hüseyin EVCİL

Değer

Dikeni sev, güle

Çirkini sev, güzele

Cehennemi sev, Cennet'e

Değer verdiği için...

Karanlığı sev, aydınlığa

Yoksulluğu sev, varlığa

Hastayı sev, sağlığa

Değer verdiği için

Acıyı sev, tatlıya

Düşmanı sev, dosta

Ölümü sev, yaşama

Değer verdiği için

Taşı sev, toprağa

Kışı sev, bahara

Kıraçı sev, ormana

Değer verdiği için

Ömer ORUÇ

Gemici

Neşe YILDIRIM

Nasıl getirdiysen beni meçhule

Yine al da götür, götür gemici

Yüreğimde yaktığın bu alevlere

Yine bir çare bul, çare gemici.

Denizin mavisiyle kandırdın beni

Hayatın pembesine daldırdın beni

Daha gonca iken soldurdun beni

Yelkeni aç yerine, götür gemici.

Pusulamı şaşırttın zor günlerimde

Çarem oldun sandım zor günlerimde

Seni sevmiştim, doğru rotam yerine

Beni gençliğime al götür gemici.

Fırtınada gemim devrildi deme

Talihim yok mu benim hayatta yine

Seninle birlikte sevda yerine

Beni yalnızlığımla öldür gemici.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!