Şiirleriniz

Güncelleme Tarihi:

Şiirleriniz
Oluşturulma Tarihi: Kasım 21, 2000 00:00

Hazırlaya Talat KIRCAN
Haberin Devamı

Güneyin acılı akşamları

3 GÜN sonra Öğretmenler Günü. Bu nedenle bugün öğretmen şairlerimizin şiirlerine ağırlık vereceğiz ve bir öğretmen şairimizden söz edeceğiz: ÜNAL Şöhret Dirlik. O, yalnız bir şair değil, bir eğitimci, bir araştırmacı, bir derlemeci. Fethiye'de yaşıyor. Güney'de nerede bir sanat etkinliği varsa, orada Ünal Şöhret Dirlik var. Şiir yazıyor, radyo-TV'lerde şiir programları düzenliyor, halk geleneklerine ilişkin derlemeler yapıyor. Bu güne kadar 8 kitap yayınlamış, sayısız da yazı. Dirlik, Köy Enstitüsü'nü görmüş bir öğretmen. Çalışkanlığı, üretkenliği buradan. Meslek yaşamının çoğu dağ köylerinde geçmiş. Büyük kentlere özlemi bundan:

Şimdi güneşli bir Akdeniz şehrindesin

Bense sana hasret bu dağ köyünde

Dağ köyünde, doğayla başbaşadır insan. Doğan ay, batan güneşten başka, başımızı saran amansız sevdadan başka ne bulabilir, üstelik de şairse.

Soluk bir ay doğar birazdan

Batan günle de aramız hoş değil zaten

Bir amansız sevda saracak yine başımı.

demekten başka ne diyebilir... Hep yalnızdır Ünal Şöhret. Dağ köylerindeki uzun gecelerin yalnızlığı tüm şiirini sarar. Denizle dağ arasına sıkışmış şairin dostu martılar ve yalnızlıktır:

Şimdi sevdalı-sessiz

Umutsuz, gözleri yaşlıyım

Yıllar önce nasıl bıraktınsa

Yine öyleyim.

Türkülerimizi söylüyorum

Martılara

Acılı akşamlarında

Güneyin

Dirlik, Fethiyeli Gülüyor'da, yörenin halk mizahını derlemiş. Halkın bilge mizahçılığının çeşitli örnekleri var. Kimi gülünecek, kimi gülerken düşündürecek. İşte bunlardan biri: Dimril taraflarında çok küfürbaz bir adam yaşarmış. Sela verilip de birinin öldüğü ilan edilince ‘‘gidenin anasını satayım’’ dermiş. Bir gün vade erip, kendisi yatağa düşünce, arkadaşı gelmiş başucuna,‘‘Hakkını helal et bizim oğlan gidiyorsun’’ demiş. Yattığı yerde zorla arkasını dönen ölümcül hasta basmış küfürü:‘‘ Kalanın anasını satayım’’

Topal karıncalar gibi

Fethiye'de Halk İnanışları kitabında derlediklerine aynı bölgenin insanları olarak çok da yabancı değiliz. Örneğin ‘‘Gökkuşağının altından geçenler yokluk nedir bilmezmiş’’. Aynı inanış nedeniyle küçükken, nerede gökkuşağı görsek, altından geçmek için bir koşu tuttururduk cümbür cemaat. Biz koştukça, tıpkı hayallerimiz gibi, o uzaklaşır, bir türlü altından geçemezdik. Hepimiz adeta birer topal karıncaydık, geçemeyeceğimizi bile bile yine koşardık.

Şimdi, gökkuşağının altından geçenler yokluk nedir bilir mi bilmez mi, bilemem. Ancak siz bir yerlerde bir gökkuşağı görürseniz, altından geçmeye çalışın. Ne kadar koşsanız da yetişemezsiniz, ama zararı yok. Ona koşarken dünyanın en güzel renklerini içinize doldurup, çocukluğunuzu yeniden yaşayacağınıza garanti veririm. T.K.

HAFTANIN ŞİİRİ

SİZİ YÜREĞİMDE SAKLAMAK DİLEĞİM

Anlıyorum öğretmenim. Beni hüzünlere salmaya

Kararlısınız. Bir veda çiçeği koklatmaya,

Özleminizin durmayan pervanesine kaptırıp

Yelkenlerimi size doğru yol aldırmaya.

Dersinizi dinliyor mu yüzüm, güncenizde

Kitabınızın hangi sayfasında kurumuş gülüm?

Ozanlar toplaşırken dizeleriyle kürsüde,

Sesiniz kulağımda ne güzel kalmış, öğretmenim.

Hangi dağların doruğuna sizinle tırmanmıştım,

Duyacak mıyım rüzgárınızı denizden denize?

Her gün dalıp insan yüzüne, o giz ülkelerinde,

Ellerimde uzaklar ve mercan olsun öğretmenim.

Şu pastoral manzaraya mı gizlemiştiniz beni,

Uçuk sarıdan mavi duygulara mı kaydı gözlerim?

Sandalye bin parça model çocuğun yüzü,

Size gülende de yıldızlar parlıyor, öğretmenim.

Zamanı geldiyse ayrılığın, ne diyebilirim?

Benim dileğim, sizi yüreğimde saklamak.

Üç gün çıkmayın okul merdivenlerini isterseniz,

Dördüncü gün gelip ellerinizden öpeceğim.

Ali İŞÇİMEN

BOZLAK KEDİ VE ÖLÜM

Kaç zamandır inatla bir sevdayı sürerim,

Bilinmedik yüzünde balkıyan sis peçesi.

Yolları ezberden ben hep ona giderim,

İçimde düğüm düğüm bir bozlak cerbezesi.

Sahi o bozlağı ben ilk nerde duymuştum?

Ben ki çağ dışı bir uyumsuzluk delisi,

Kendi ipimi belki kendim çekerim.

Gölgeme dadanmış bir tuhaf güz kedisi,

Her yere peşimden onu da sürüklerim.

Sahi o kediyi ben ilk nerde görmüştüm?

Durmadan garlara garajlara düşerim,

Gayri bilmem ne olur size kalmış gerisi.

Adıma arasıra törenle mum dikerim,

Ölümüme gönülden bir merhaba yenisi.

Sahi o ölümden ben ilk nerde ölmüştüm?

Metin ALTIOK

ÖĞRETMEN OLMAK

Okulların birinde

Öğretmenim, anayım.

Otuzlara, kırklara,

Güvenim, dayanağım.

Bir dünya kurdum sizle,

İçinde binbir çile,

Büyürüm sevginizle

Sevgili yavrularım.

Günüm sizinle başlar,

‘Günaydın öğretmenim’

Gülen gözlerinizde

Dağılır tüm kederim.

Günboyu beni eyler

O sevgi dolu sözler,

Herşey sizinle güzel

Sevgili yavrularım.

Yağar yağmur, eser yel,

Günler, haftalar geçer

Mevsimler sizle güzel

Sevgili yavrularım.

Ayşe, Hüseyin, Güler,

Gönlüm sizleri sever.

Bir ömür böyle geçer,

Sevgili yavrularım.

Gün biter vade dolar

Ayrılık gelir çatar

Kuşlar yuvadan uçar

Sevgili yavrularım!

Sizlersiniz kaderim

Sizden birşey dilerim.

Hep anılmak isterim,

Sevgili yavrularım.

Bilge BASUT

ACI

Öyle zor ki anlatmak

Yalnızlık acısını

Ne mümkün tarif etmek

yürek kanamasını

Neşe ARGUN S.

ANNEM ANNEM

İşte yine hüzün çöktü içime

Çünkü sen yanımda yoksun annem

Hayalini kurup sabaha kadar

Anneciğim diye ağlayıp durdum

Hayatın tadını seninle buldum

Senin yokluğunla sarardım soldum

Yıldızlara bakıp her gece annem

Hayalini kurdum sabaha kadar

Ağladım durdum sabaha kadar

O güzel yüzüne bakamaz oldum

Yumuşak tenini tutamaz oldum

İçim bir hoş oldu sanki bu gece

Sabahlara kadar ağladım durdum

Necla ÇİFTÇİ

ŞANSA BAK

Ne kadar çok yıldız varken

Gökyüzünde

Bir ben kaydım içlerinden

Şansa bak Coşkun KARABULUT

SABAH VE SEN

Sabah rüzgarlarına kapını aç

Geceden kalan hüzünlü bir ağaç

Seyret ağaran güzel tanyerini

Bir daha göremezsin benzerini

İzin ver göğsüne girsin de rüzgar

Açan çiçekler ve ne güzeldir bahar

Bırak kendini sabaha gizleme

Muhteşem güzelliğini sergile

Pencereden giren yel seni sevsin

Evet sen sabahtan daha güzelsin

Metin DİKİŞ

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!