Şiir dünyası

Güncelleme Tarihi:

Şiir dünyası
Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2000 00:00

Hazırlayan Talat KIRCAN
Haberin Devamı

Benzetmek gibi olmasın

GAZETECİLİK şairliği öldürür mü? Bazılarına göre bu sorunun yanıtı:Evet. Bana sorarsanız: Hayır. Çünkü Bülent Akkurt, iyi bir gazeteci. Ama Bülent Akkurt iyi de bir şair.

ELİMDE Sevmek Güzel Şey be Kardeşim (*) adlı kitabı var. Kitabın adını okuyunca, hemen kimi çağrıştırdığını anladığınızı biliyorum. Evet, Akkurt adeta bir Nazım müridi, ama asla taklitçisi değil. Özgün bir içerik, su gibi duru bir dil ve anlatım. Kitabı elinize aldığınızda, bırakamıyorsunuz. Bir şiir daha okuyayım bırakırım, diyorsunuz. Bir daha, bir daha derken, bakıyorsunuz kitap bitmiş. Belki çok çarpıcı değil, belki tozu dumana katan cinsten değil, ama bir nehir şiir gibi akıp gidiyor gözlerinizin önünden dizeler.

YAŞANANI ANLATMAK

GENEL olarak yaşamın günlük renklerini, yani hüznü, yani ayrılığı, yani sevgiyi, yani eski güzeli anlatıyor dizelerinde. Ne beyaz atlı prensler çiziyor, ne kahır mektupları yazıyor. Olduğu gibi yaşamı, dolayısıyla olduğu gibi duygularını anlatıyor. Kendini, daha doğrusu dünyaya, yaşama bakışını şöyle özetliyor Akkurt:

Bir yolculuktur yaşam, geçmişle gelecek arasında

Kimi zaman hayli uzun, kimi zaman oldukça kısa

Sorarsan yetmişindeki bu gönül adamına

‘Geçir her gününü sevgi ve muhabbetle’ der sana.

YAŞAMA bakış açısını böyle özetlemesine bakmayın. O en duygusal şiirinde bile, biraz toplumsallık katar işin içine. Özellikle Nazım İçin, Nazım'a Dair Yazılmışlar'dan ve Onun Memleketinden İnsan Manzaraları adlarını taşıyan 3. ve 4. bölümlerde bu durum doruğa ulaşır. Menderes ve arkadaşlarının asılması, 68'liler, Sıvas katliamı gibi konular şiirinin konusunu oluşturur. Biçim olarak daha çok serbest müstezatı seçen Akkurt, kurgu olarak Nazım'dan oldukça etkilenmiş, ama içerikte hep kendi ayakları üzerindedir.

Benzetmek gibi olmasın

Sana dünyada hiçbir şeyi.

Ne yazık ki;

Aşkı sevgiyi anlatabilmenin

başka yolu da yok gibi...

GEÇMİŞİN HESABI

AKKURT tam bir Bodrum hayranıdır. Bodrum sevdalısıdır. Bunu o kadar ileri götürür ki, Bedri Rahmi'nin Karadutu'yla özdeşleştirmekten çekinmez:

Çocukluğumun masallarındasın

‘Ağlayan ayvam, gülen narımsın’

Senden uzak komasın Tanrım beni

Efsunlu güzelim

Bodrumum benim.

Rüyalarımı süsleyen müzikli gecelerinle

Pırıl pırıl parlayan sevgilerinle

Sen bunca yıl sonra hala

Gençliğimin rüyalarındasın.

Hayallerimi süsleyen

‘‘Kadınımsın, karımsın’’

EVET, o şimdi, yorucu bir mesleğin zorlu geçen yıllarının ardından aşığı olduğu Bodrum'da asude bir yaşam sürüyor:

Yaşamı eski bir sevgili gibi kollarında taşıyıp, geçmişin hesabını çıkarıp, kendisine neler olduğunu anlamak istiyor belki, gözden uzak, ama gönülden asla ırak olmayarak.

GEÇMİŞİN hesabını çıkarır mı, çıkarmaz mı bilemem. Ama dilerim ve umarım bu asude yaşam, gelecekte bize yeni şiirlerinin ulaşması için bir fırsat olur.

BİR de Necip Damar'ı yürekten kutlamalıyım bu arada. Kitaba nefis bir kapak yapmış. Rengi ile deseni ile kapak değil, bir tablo. Hatta, ben olsaydım, bu tablo bozulmasın diye, arka kapaktaki barkotu bile koymazdım. T.K.

(*) Sevmek Güzel Şey be Kardeşim. Bülent Akkurt. Şiirler. 175 sayfa. Myndos Yayınları. Yazışma adresi:Atatürk Caddesi, Samer Villaları 4. Blok No: 20 / A BODRUM

KIRKLARDA

Biz aslında kır doğumluyduk ne güzel

Kırk'larda doğmuşken

Küçük kanatlarımızla uçardık göğe.

Çiçeklere sevdalıydık

Gelinciklerini toplardık umudun

Fal tutardık papatyalarda.

Koyunlar hüzünlü arkadaşlarımızdı

Kavakların uzun gölgesinde.

Ama her kurban bayramında

Koyu ağıdını silerdik gözünün

Boyumuzdan büyük olurdu öfkemiz!

Ağlardık kılıçtan keskin kahrımızla

Biz aslında kır doğumluyduk ne güzel!

Kırk'larda serpilirken.

O kadar çocuktuk

Farkına varmazdık çocukluğun.

Her körebe oyununda

Uzun eşekte, birdirbirde

Acıları uzak ülkelere sürerdik.

Ölüm o denli anlamsız sözcüktü belleğimizde

Bilseydik bu kadar erken gelecek kapımıza

Hiç düşünmez silerdik adını

Tüm kitaplardan

Biz aslında kır doğumluyduk ne güzel

Kırk'larda büyürken

Savaşı bilmezdik.

Babamın Cephe dergilerinde görürdük

Umarsızlığın ve acının resmini

Yokluğun ve yoksulluğun

Masalsı anlatımını dinlerdik büyüklerimizden

Öfkemizden kırkayakları vururduk

Korkunun direk aralarında

Oğuz TÜMBAŞ

MUTLULUK

Bazen gözlerde tomurcuklanan,

Bir damla gözyaşıdır mutluluk

Süzülür gider ansızın

Ne olduğunu bile anlayamazsın.

Kaçırılan mutluluğun isyanını,

Bir ömür boyu yanında taşırsın.

Geçmişi dönüp her baktığında

Bunun burukluğunu yaşarsın.

Şayet, maziye her baktığında

Gözlerinde yaş birikiyor da

Buna anlam veremiyorsan,

Sanma ki yaşanmayan aşkın,

Kaçırılan mutlulğun isyanından,

Bu insanın

kaçırdım sandığı mutluluğu,

Yaşayamadığım sandığı aşkı,

Bir ömür boyu yüreğinde yaşadığından,

Bunu hiç unutmadığından.

Üzüldüğü ise

Bu aşkın, tek taraflı olmasından

Tayfun UMAR

ÖZGÜRLÜK

Bağlamam çalmıyor, pas tutmuş teller

Kuşatmış etrafımı dikenli teller

Kuş uçmaz, kervan geçmez yerlere düştüm

Burada çiekilmiyor, ah şu gurbet eller.

Dağlarına taşlarına türkü yazarım

Kelepçeler kollarımda mahzun bakarım

Bağlasalar her yanımdan zincirler ile

Elbet ben de koşarım bir gün özgürlüğe

Güney ÇILGIN

KABUK BAĞLAMAYAN YARA

her bağbozumunda tutar köroğlu öfkeli yanım

toprak özlemin nadasında yatadursun

dokunma tenime, kabuk bağlamadı yaram

toprakta yağmur kokusu siner içime

kara yazgıları alnıma yazanlara sorun

kanadı kırık kuşlar uçar bacalardan

vagonlardan özlem, aşk, ayrılık gelip geçerken

tarihin aynalara yansımayan kırılgan çizgisinde

kantarda sevginin yokluğu çuval darası bile değil

her aşk yaşanmışlığı kadar ayrılıktır aslında

çeşmeden akan su her afrika çocuğunun özlemi

sırnaşık rüzgarların adresi postacıdan sorulmaz

gökyüzüm yok ki gelip kirpiklerinde bulut olayım

salıverdim uçurtmanın ipini, seyretmek bana düştü

Mehmet GENÇ

AŞK MI

Gönlüm

Solar, yeşerir,

Mevsim mevsim

Çim mi, yaprak mı,

Aşk mı, sevgi mi?

Yüzün,

Okşar ruhumu

Pembe pembe,

Gül mü, gonca mı,

Aşk mı, hayal mi?

Sevdan,

Yakar, kül eder

Zaman zaman

Kor mu, ateş mi,

Aşk mı, özlem mi?

Kalbim,

Çarpıp duruyor

Hızlı hızlı,

Kol mu, kanat mı,

Aşk mı, hayat mı?

Nahide YILMAZ

Haftanın şiiri

CİNS

Küçük harfle başlıyorum

İsimleri yazarken

Kurallara aykırıymış

Olmaz efedim, olmazmış

Özellik kalmış sanki

Bunca cinslikten sonra

Coşkun KARABULUT

SIR

Hiçbir acı bağrımı

Hasret kadar yakmadı.

Hiçbir gözden gözyaşı

Benim kadar akmadı.

O tadar yara aldı, yıkıldı

yandı kalbim.

Kimseye sır vermedi

Tek damla kan akmadı.

Neşe Argun S.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!